ABD Başkanı Obama, Türkiye’den Afganistan’a savaşacak asker gönderilmesi için bastırdığında, öğrendiğim kadarıyla, Erdoğan şu tezleri öne sürecek:
1- Afganistan’da beş komuta kontrol bölgesi var. Kâbil bu bölgelerden biri. O bölgeyi eskiden Fransa ve İtalya ile birlikte Türkiye de kontrol ederken, şu anda oradaki komuta sadece Türkiye’de.
Tayyip Erdoğan, “Kâbil’de komutayı biz bir yıl daha götürürüz” diyebilir.
2- Afgan ordusunun eğitime ve donatıma ihtiyacı var. Erdoğan, “Biz buna katkı yapabiliriz” diyebilir.
3- Afganistan polisinin eğitilmesi gerek. Erdoğan, bunu da üstlenebilir.
4- Ekonomik ve sosyal yardımda bulunacağımızı dile getirebilir.
5- “Ben de terörle mücadele ediyorum, benim de askere ihtiyacım var” diyebilir.
Belki altı, yedi, sekizinci gerekçeleri de olabilir. Asker gitmeyecek. Bunu Obama’ya söyleyecek.
Ömür boyu hapse mahkum PKK ele başısı Apo, İmralı’da yeni hücresinden şikayet ediyor:
“Eskiden 12 metrekarelik bir yerdeydim, şimdi 6 metrekarelik yere getirdiler. Pencerem eskiden alçaktı, şimdi tavana yakın, bu yüzden havasız kalıyorum. Havasızlıktan beyin hücrelerim ölüyor gibi. Kafeste gibiyim. Burada daha da ağırlaşan koşullar var. Sorumlu Türkiye değil, sorumlu olan AİHM ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesidir.”
Apo’nun şikayetleri bu türde uzayıp gidiyor. Şikayetlerini avukatlarına bir yazı ile bildiriyor. O yazı bazı sitelerde yayınlanıyor.
Sonuç gecikmiyor. İstanbul, Adana, Mersin, Kars, Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Urfa ile çevresindeki il ve ilçelere yayılan PKK gösterileri altı gündür almış başını gidiyor. Polise ve karakollara saldırılar, araba yakmalar, cam çerçeve indirmeler birbirini izliyor.
İKİ NEDEN VAR
Kürt açılımı derken, PKK açılımını yaşıyoruz. PKK’nın yeniden terör eylemlerine dönmesinde iki neden var.
İlki, PKK’nın kuruluş yıldönümünü kutlamak. İkincisi, Apo’nun şikayet ettiği koşulları protesto etmek. O koşulların değişmesini istemek. Yine de, eylemlerin asıl nedeni Apo’nun durumu. Yoksa, kuruluş yıldönümü şerefine eylemler bir günlük iş.
Bu arada traji komik çelişkiler dizisi yaşanıyor. Örneğin:
Sırbistan’ın bakanları, başbakan yardımcısı ve hatta cumhurbaşkanı Türkiye’yi ikna edemiyor. Türkiye “ı-ıhh” diyor da, başka bir şey demiyor.
Kamyon fabrikası. Mercedes kökenli. Sırbistan’ın Priboj kasabasında. Bu kasaba Türklerin Sırbistan’da yoğun olduğu Sancak Bölgesinde.
Askeri kamyonlardan tutun da, değişik türlerine kadar, çeşitli kamyon üreten bir fabrika.
Bu fabrika satılık. Sırplar fabrikayı özelleştirmek istiyor.
Yeni bir bira, Türkiye’de var ama, plastik kasası değişecek. Tutar mı, tutmaz mı, testi gerek. Deneme yeri olarak İzmir seçiliyor.
Yıllardır piyasada bulunan bir makarna. Piyasaya yeni çorba ve puding sürecek. Tutar mı, tutmaz mı, testi gerek. Deneme yeri olarak İzmir seçiliyor.
Tanınmış bir yağ markası, piyasaya deterjan sürecek Tutar mı, tutmaz mı, test etmek gerek. Deneme yeri olarak İzmir seçiliyor.
Bugün değil, bu aktardıklarım 1970’lerin ortasından günümüze kadar yaşanmış deneyler. O gazozu da, birayı da, makarnayı da, yağ ve deterjanı da biliyorsunuz. Hepsi ünlü markalar.
İlginç olan, birbirinden tümüyle ayrı firmaların deneme yeri için İzmir’i seçmiş olmaları. Ve hala seçiyorlar.
İLK FARK EDEN
Piyasa araştırmaları yapan Bülent Tanla, deneme yeri olarak İzmir’in seçilme nedenini şöyle açıklıyor:
“İzmir Batıya açık, yenilikleri ilk fark eden ve o doğrultuda tepki veren kent. İzmir’de verilen tepki, Türkiye genelinde geçerli hale geliyor. Örneğin, bir ürün orada tutuyorsa, Türkiye’de de tutuyor. Tutmuyorsa, o üründen hemen vazgeçiliyor”.
CHP milletvekili İlhan Kesici zaman zaman TV’lerde ekonomik analizler yapıyor. Kesici DPT eski müsteşarlarından. Ekonomiyi içerden ve dışardan iyi izleyenlerden biri.
Birkaç gün önce Kesici ART’de Ümit Zileli’nin konuğu. Yine herkesin anlayacağı bir dille, çarpıcı tespitlerde bulunuyor.
225 MİLYAR FAİZ
İktidarı döneminde AKP, Türkiye’yi rekor düzeyde borçlandırıyor. Rekor düzeyde dış borçlanma, beraberinde rekor düzeyde faiz ödemesi getiriyor.
Kesici’nin tespiti şu:
“2003-2009 arasında Türkiye 225 milyar dolar faiz ödüyor. 225 milyar dolar eşittir 60 tane Atatürk Barajı değeri.”
Siz böyle bir başka ülke biliyor musunuz? Altı yılda 60 baraj tutarındaki değeri faiz olarak ödeyen başka bir ülke var mı?
Dün eylem yapan memura AKP Hükümeti 2010 yılının ilk altı ayı için yüzde 2.5 zam yapıyor. Eline ayda bin lira geçen memur önümüzdeki yıl Hazirana kadar 1025 lira alacak. Haziran sonrasında yeniden yüzde 2.5 zam var.
Ne alabilir bu zamla? İstanbul’da yaşıyorsa, yüzde 33’lik metrobüs zammı aldı, götürdü bile. Başka
yerde yaşıyorsa, bir kaç tost, bir kaç ayran.
Grev ve toplu sözleşme hakkı için ayaklanan memurların, son maaş tablosu ve zamlarına bakınca, eylemlerinde ne kadar haklı olduğu ortaya çıkıyor. Pek çok vatandaş dün, işi aksadığı için memurlara kızıyor. Bazı yerlerde kavga, dövüş.
Oysa, kavga çıkartanlar kendilerini bir an için memurların yerine koysa, kavga ettiklerinden dolayı, yüzleri kızarabilir.
TABLO ÇOK AYIP
Şimdi maaş tablosuna bakalım.
Oysa, Türkiye’de 38 terör örgütü var.
Kimi aşırı sol, kimi aşırı dinci, kimi bilmem neci. İç bağlantılar, dış bağlantılar. Çok farklı amaçlar peşinde koşan 38 terör örgütü üyelerinin bir bölümü hapiste. Diğer bölümü biliniyor. Bir bölümü ise, etkisini yitirmiş durumda.
Hepsinin üstünde PKK. Kürt açılımıyla birlikte, PKK terör eylemine şimdilik ara veriyor. Herkes beklemeye geçiyor.
YİNE ASKIDA
Önceki akşam Skytürk’te Aykırı Sorular programı.
Enver Aysever’in yönettiği programa AKP milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, MHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Bölükbaşı,