Paylaş
“Yetmez ama”, bir de öğretmenlere performans uygulaması getiriliyor. Buradan çıkacak rapora göre, öğretmenlerin ataması, yükselmesi, yer değiştirmesi yapılacak, yani öğretmenlerin hayatı bu rapora bağlı.
Kim verecek bu performans raporunu? Eğitim-Sen bu soruya karşılık veriyor:
“İlk bakışta öğretmenlerin öğrenciler ve veliler tarafından denetleneceği...” Öğretmeni öğrencisi sınava tabi tutacak, öğretmeni veliler denetleyecek. Eğitim-Sen soruya devam ediyor:
“Denetimin ölçüsü ne? Bu durumda öğretmen-öğrenci ilişkisi, öğretmen-veli ilişkisi nereye gider, olumsuz etkilenmez mi?”
VARSA YOKSA DİN
Eğitim-Sen 125 bin öğretmenin sendikası.
Hazırladığı raporda öğretmenlerin ve okulların sorunlarını sayarken, insanın dili tutuluyor. Alo 147 öğretmeni ihbar hattından tutun da, öğretmenlere uygulanan baskı, 4+4+4 ile ağırlık kazanan din derslerine bazı yerlerde öğretmen yerine sakallı müftülerin girmesine kadar uzanan çarpıcı uygulamalara yer veriyor. Ayrıca şunlara dikkat çekiliyor:
“- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ilköğretim öğrencilerine “umre ziyareti” yapılması ile ilgili yazısı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “acele ve günlü” olarak 81 ildeki bütün okullara gönderilmiştir.
-Ders kitaplarında Evrim Teorisi ile alay edilerek yaradılışçı görüşler benimsetilmeye çalışılmaktadır.
-Felsefe gurubu derslerine bir çok ilde din kültürü öğretmenleri girmektedir.
-Eğitim müfredatının değiştirilmesinde önerilen “100 Temel Eser” içinde yer alan pek çok hikayede kısaltma ve düzeltmeler yapılarak bu kitaplar İslami söylem eşliğinde yeniden düzenlenmiştir.
- Çevirileri İslami söyleme uydurarak piyasaya süren yayın evlerinin kitapları okullarda tavsiye edilmektedir”.
Dini referansları fazlasıyla gözeten bir eğitim sistemi. Son olarak, buna kılık kıyafet ekleniyor. 4+4+4 ile başlayan eğitimdeki huruç harekatı, Alo 147 ihbar hattı ve performans sistemiyle öğretmenleri kuşatıyor.
Geriye yeni sistemin ürünü olacak “muhafazakar ve dindar gençliği” beklemek kalıyor.
EĞİTİM-SEN TEPKİSİ
Ancak, Eğitim-Sen beklemiyor. Milli Eğitim Bakanına bir mektup yazarak, 5 Aralık’ta ne yapacağını açıklıyor:
“Eğitimin niteliksiz hale gelmesine, bilimsel ve laik eğitimin yıpratılmasına, itaatkar öğrenci, itaatkar öğretmen yaratılmasına karşı eğitim emekçileri olarak 5 Aralık’ta sivil itaatsizlikte bulunuyoruz ve işyerlerimize eşofmanlarımızla gidiyoruz”.
Eğitim-Sen bu uygulamalara karşı düşüncelerini aktarmak üzere Bakan Ömer Dinçer’den randevu istiyor, Dinçer gerekçe göstermeden isteğe olumlu yanıt vermiyor.
Sendikaların sivil itaatsizlik eylemini olumlayan AİHM ve Danıştay’ın kararları var. Yani, yasa dışı bir eylem değil.
Eğitim sistemini allak bullak ederek, öğretmenlerin üstüne böyle otoriter anlayışla gitmek, hem de onları dinlemekten kaçınmak sonuçta Eğitim-Sen’i ve 125 bin öğretmeni isyan ettiriyor.
Muhteşem Yüzyıl’a rakip ‘Kıyam’
Emir belki de, büyük yerden, “Muhteşem Yüzyıl’a rakip buluna...”
Bakıyorlar ki, “Muhteşem Yüzyıl” malı götürüyor, haydi götürsün de, oradaki sahneler ve genel anlamda senaryo “bize uymuyor”, TRT kolları sıvıyor. Yeni bir Osmanlı senaryosu ve fakat mutlaka Osmanlı olacak, “bize uygun yeni bir dizi hazırlana...”
TRT büyük paralar harcıyor, yeni bir senaryo, yeni bir dizi buluyor: “Kıyam”. Senaryo seksen kez gözden geçiriliyor, bir sahne çekiliyor, olmadı baştan, bir karakter canlandırılacak, olmadı baştan, para pul önemli değil, önemli olan Muhteşem Yüzyıl’ı aşağıya çekmek. Boru değil, “Kıyam’ın” arkasında koca TRT, onun arkasında koca devlet var.
Yine de tutmuyor. “Kıyam” epey geriden geliyor.
Paylaş