Paylaş
Broşürlerde ilginç şeyler anlatılmaktadır. Zekát ve fitre sosyal bir ibadet olduğu için kurumlar aracılığıyla toplanması gerekiyormuş. İslam’ın emri böyleymiş. Kendi öğütlerini İslam sisteminin yerine koyan bu uyanıklar, mazlum ve mağdur edebiyatı yaparak yıllardan beri buradaki saf Müslümanları çeşitli vesilelerle yolmaya devam ediyorlar.
Her camide bu iş için görevlendirilmiş kişiler var. Hangi camiye giderseniz elinize zarf içinde bir broşür sıkıştırılır. Bu görevli kişiler bir ay yoğun çalışma yaparlar. Sonunda toplanan paraları şeflerine teslim ederler. Ondan sonrasını Allah’tan başka kimse bilmez. Kimdir bu şefler? Holding soygununda görev almış, din ve iman edebiyatı yaparak insanları camilerde kandıran kişiler veya sus payı alıp insanların kandırılmasına göz yummuş örgüt liderleri.
Holding vurgunu bitmiş, fakat ’fitre-zekát ve kurban vurgunu’ devam ediyor. Yalçın Bayer’in geçen yıl yazmış olduğu ’Kurban Vurgunu’ (24.12.2006) başlıklı yazı bizler için çok yararlı oldu.
Çünkü bu yazının etkileri hálá devam ediyor. Bu etki bizi zekát ve fitre vurgunu konusunda da bir yazı yazmaya teşvik etti. Evet, bu konuda insanları olanaklarımız dahilinde uyarmaya devam edeceğiz.
Bu işleri yöneten örgüt liderlerine bakıyoruz. Hepsi lüks hayat yaşıyor. Tabii ki toplanan paralardan sus payı olmak üzere bir miktar ihtiyaç sahiplerine verildiği doğrudur. Geriye kalan büyük meblağlar kimin cebine gidiyor?
Bizim insanlara tavsiye ve uyarımız şudur:
Yardım adı altında bu kişilere kesinlikle para vermeyin. Yardımlarınızı bizzat kendi yakınlarınızın fakirlerine veya tanıdığınız muhtaçlara veriniz. Dinimizi kullanıp kolay yoldan köşe dönenlere artık fırsat vermeyiniz. Amacımız asla yardıma engel olmak değildir. Bundan Allah’a sığınırız. Ama öteden beri gurbetçinin cebine göz dikmiş bir sistem vardır.
Biz bu konuda insanları uyarmaya çalışıyoruz. Hepsi bu kadar.
Fikri EMANET- Türk-Hak İslam Araştırmaları
Merkezi Başkanı
Dortmund-ALMANYA
www.islamstudien.log.ag
Önce hapis yat sonra beraat et
(Cezaevi yönetimince görülmüştür...)
HİÇBİR ilgim ve suçum olmadığı halde bir telefon görüşmesinde konuşmam geçtiği için ’çete üyesi’ olmak suçlamasıyla tutuklandım. F tipi cezaevinde zor şartlarda yatmaktayım. Yargı o kadar geç işliyor ki, 7.6 ay sonrasına bana mahkeme günü verildi. 12 ayda mahkemeye çıkan kişileri bile duydum. İnsanlar suçsuz olduğunu ispat edene kadar 2-3 sene geçiyor. Ondan sonra tahliye oluyorlar. Yargı geç işlediği için iddia edilen suçun cezasını önce yatmış, sonra beraat etmiş oluyorlar. Bu adalet sistemi AB’ye girecek bir ülkede değil ancak Afrika ülkelerinde olur. Lütfen cezaevlerindeki 85 bin insanın adalet feryadını köşenizden hükümete duyurun.
Cengiz AKBOĞA- 2 Nolu
F Tipi Cezaevi-TEKİRDAĞ (Koğuş C 77)
YSK, MHP’yi dinliyor
MHP İzmir İl Başkanı D. Müsavat Dervişoğlu, seçimlerle ilgili iddiasında ısrarlı: "Bizim ortaya çıkardığımız belgelere karşı YSK tatminkár bir cevap veremiyor. Sayın YSK Başkanı, sonuçlar üzerindeki gölgeyi kaldıracakları yerde, konuyu daha gizemli hale getirmiştir. Ortada bir kasıt varsa sorumluların cezalandırılması için gerekli hukuki işlemler neden yapılmıyor? Bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağız. YSK Başkanı’ndan randevu istiyorum. Ayrıca bilgi edindirme hakkını kullanmak amacıyla YSK’ya başvurdum. Konuyu gerekirse AİHM’ye taşıyacağız."
Bu açıklamadan sonra YSK Başkanı Muammer Aydın’ın, Dervişoğlu’na bugün 15.00’te randevu verdiği açıklandı.
İstanbul’daki yanlışlar
BÜYÜKŞEHİR yönetimi, İstanbul’u içinden çıkılmaz hale getirmekle bir hayli başarılı. E5 üzerinde basit çözümlere yönelerek, söz de metrobus denilen bir çözüme gitti belediye. Ancak, pazartesi açılacak yolun yanlış bir uygulama olduğu kısa zaman içinde görülecektir.
Tramvayın bir zaman Zeytinburnu’nun daracık sokaklarına sokulması nasıl yanlış bir uygulama ise metrobus diye bir çözümün E5 gibi bir kentin ana damarlarından biri üzerinde hemzemin olarak uygulanmaya kalkışılması cinayettir!
Doğru çözüm: En azından Yenibosna’dan başlayarak Büyükçekmece’ye kadar uzanacak yolcunun on katı daha kısa bir zaman içinde taşınabilecektir.
Bundan daha iyi bir başka çözüm: Tüm gelişmiş batı ülkelerinde uygulanan üst yollar yapılmasıdır. Belki ilk aşamada yatırım maliyeti yüksek olmaktadır ama 4 milyon aracın bulunduğu İstanbul’da hemzemin çözümlere artık gidilmesi gerekir.
Bu şekilde gidildiği, basit çözümler çözülmüş gibi halka sunulduğu takdirde 10 yıl sonra İstanbul trafiği içinden çıkılmaz hale gelmek üzeredir.
Bir öneri: Batıda tarihsel dokuya sahip kent bölümleri trafiğe kapatılmaktadır. Tarihi yarımada da en kısa zamanda trafiğe kapatılmalıdır; tarihi dokuyu korumak istiyorsak.
Semih KALKANOĞLU-Elektrik Müh.
Sahte para
ZİRAAT Bankası Küçükyalı Şubesinden (4.9.2007, 10.00) emekli maaşımı aldım. Bana 10 adet 100 YTL’lık banknot verdiler. Bunlardan birini verdiğim taksi şoförü parayı daha uzaktan görür görmez sahte olduğunu anladı. Şubeyi telefonla aradım ve durumu izah ettim. Kesinlikle böyle bir şey olamayacağını söylemeleri üzerine bankaya gittim. 2. müdür ve bana parayı veren 7. banko görevlisiyle. Aynı cevabı verdiler. 10 adet 100 YTL’lık banknotun 3’ü sahte çıktı. Ben devletin bankasından sahte para verilebileceğini hiç ama hiç aklımdan geçmezdi. Mağdur olarak ne yapmayalım?
Hatice Füsun ARAL
Mesaj Panosu
DURSUN Uyar (YİMPAŞ) hapse girmeyecek. Çünkü büyük olduğu sanılan yerler tarafından korunmaktadır. Bekleyin, izleyin göreceksiniz. Hem girse ne olur? Soyulanlara parasını kim ödeyecek? Yine biz! Ali H. YEDEK
DERWALL ve Piontek’in mirasını har vurup harman savuranlar, Malta maçının ve Türk futbolunun bugünkü durumunun sorumlularıdır.M.Salim OK
BUGÜN gizlice hazırlanan Anayasa’nın bazı ipuçlarını görmek istiyorsanız, lütfen Youtube’dan ’art gul gizli’ yazın ve gelen görüntüyü izleyin. Biz zaten bunları biliyoruz diyebilirsiniz, ancak halkın büyük bölümü bilmiyor. Programı okurlarınıza duyurursanız bir nevi ülkeye hizmet olacaktır.
Hasan MUHTAR
Paylaş