Paylaş
Yakın tarihimizde en çok tartışılan Yargıtay Başkanı merhum İmran Öktem olmuştu. Adli yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada, laiklik ile ilgili yorumunda, İslam devleti, hilafet rejimi ve dini esaslara dayalı bir hukuk düzeni kurma çabalarını ‘kökü dışarda faaliyetler’ olarak eleştirmiş ve bazı cemaatlerin tepkisini çekmişti.
Tepkiler, ölümünden sonra da sürmüş ve cenaze namazının kılınması engellenmeye çalışılmış, cami görevlileri namazı kıldırmaktan imtina edince, cenazeyi cemaatten sivil bir kişi üstlenmişti. (İsmet İnönü’nün, cenaze ‘namaz’ı kılınmadan camiyi terk etmem tavrı, Başkan’ın namazının kılınmasını sağlamıştı.)
Bugün, toplumun bir kesimi tarafından yapılan eleştirilerin nedeni, yüksek yargı kurumları ile ilgili hassasiyettir. Yüksek yargının asli görevi, toplumsal vicdanın adaleti eliyle teessüsünü temin etmektir.
Bu amacı nedeniyle de tarafsız ve bağımsız olma noktalarında; hassastır, kırılgandır.
Yargıtay Başkanını eleştirmek, kurumu eleştirmek değil, başkanın tutum ve davranışını eleştirmektir, dolayısıyla, kurumu resmi olarak temsil eden başkanın tavrı ayrı, kurumsal gelenek ve değerler ayrıdır, biri diğeri yerine ikame edilemez.
Yüksek yargı başkanları, özellikle tarafsız ve bağımsız olma ve dahi bu istikamette görüntü verme sorumluluğunda, eleştiriden münezzeh (bağışık) değildir.
Cumhurbaşkanı’nın sıklıkla referans yaptığı; “aptesinden emin olanın namazından şüphesi olmaz” darbı meseli, herkes için geçerlidir.
'KAYIP ÇAĞ' NESLİ!
TARİHİ binlerce yıl öncesine dayanmasına rağmen, bir kent için önem taşıyan tarihi yapılar neredeyse yok denecek kadar az. Var olanlar da ya yanlış restorasyon ya da bakımsızlık yüzünden heba oluyor! Çorlu’da kent içerisinde, kullanılabilir durumdaki 76 yıllık hastane binası gibi birkaç bina kaldı? Bunları da yok edersek yarın bizler için ‘kayıp çağ’ demelerini kim engelleyecek?
İÜ Edebiyat Fakültesi, AÜ Hukuk Fakültesi gibi binalara imza atan Mimar Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun eserlerinden biri olan Çorlu Asker Hastanesi de Çorlu’nun kültür değerlerinden birisidir. Hem bu değerin korunması hem de yerine yapılmaya yeltenilecek ucubelikler açısından bakıldığında tescil edilmesi sadece Çorlu için değil Trakya için çok önemlidir. / Murat SEVGİ
TRAKYA’nın (Çorlu’nun) tarihsel kültürel varlıklarına sahip çıktığınız için teşekkürler. Uyarılarını Tekirdağ ve Çorlu belediye başkanları dikkate almak, tepkilerini ortaya koymak zorundadır. Aksi halde kentlerimizin kültür varlıklarına sahip çıkmamış olacaklar. / Orhan KURTULDU
TARİHSEL kültür mirasları, sit alanları, korunması gereken tarihi eserler, yapılar vs. konusunda duyarsız durumdayız. Anıt ağaçların kesilmesine dahi seyirci kalıyoruz. Şikâyet değil, gerçek bu. Ölüm hariç her şeyin bir çaresi, çözümü vardır. / Aziz ARSLAN
GEÇEN yüzyılın vatan savunmasında kullanılan bu tarihi yapılar, bu yüzyılda ‘Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ne ev sahipliği yapabilir. (Hani Çorlu Üniversitesi kurulması için çalışmalar yapılıyordu!) / Mehmet Ata TANSUĞ
GEÇMİŞE ait ne varsa silinmek isteniyor. Rant uğruna binalar, ağaçlar, kültür her şey geçmişten koparılarak, basit, estetikten uzak yeni yaşamlar empoze ediliyor maalesef.
Tarihi kültür varlıkları halkın koruması gereken değerleridir. Ama bu değerleri korumak için eğitimli nesillere ihtiyacımız olduğu kesindir.
‘Yeni Türkiye’ adı altında inşa edilmeye çalışılan toplumda cahil, kültürsüz nesiller yetiştirilmek istendiğinden bu talanlar devam edecektir. Çorlu’da büyümüş biri olarak kültür varlıklarımıza hep birlikte sahip çıkmamız gerekiyor.
'ÜÇ RECEP'İN EMEĞİ'
ÇORLU’daki TSK’ya ait yapıların tarihsel geçmişlerini köşenizden öğrendik. Askeri hastanenin nasıl yapıldığını rahmetli İsmail Cin abimizden öğrenmiştim:
“Karatepe taşocaklarından hastaneye taş taşımak için raylar döşenmişti. Daha Türkiye’de bu büyüklükte bir askeri hastane henüz yoktu. Çorlu’da yaşayan gayrimüslimler o inşaatta çalışmışlar; yıl 1938-39’lar... Bu kadar değerli tarihsel bir yapıya rant için göz koymak için insanda utanma duygusu olması lazım. Trakya’da binlerce asker ve sivil tedavi gördü, canlar kurtuldu. Burada görev yapan askeri doktorlar bir araya gelip niye tepki göstermiyorlar? Bu hastanenin az ilerisinde devlet hastanesi vardır; yeni hastane yapılınca onun yerine de ‘göz koydular.’Yeni hastanenin yapımında ‘Üç Recep’in emekleri büyüktür. Recep Tayyip Erdoğan, ilk dönem Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve eski başhekim Recep Tellioğlu... Eski hastaneyi Çorlu halkı yaptırmıştır; TOKİ felan el koyamaz oraya... Siyasetçilerin hiçbir katkısı yoktur. / Erdal ÖZCAN
BİLİYOR MUSUNUZ?
- KARS doğumlu, TRT Radyo Müdürlüğü başta olmak üzere kamuda çeşitli görevlerde bulunan, Ankara’da Akajans, Yeni İstanbul, Zafer, Ayrıntılı Haber ve Tercüman gazetelerinde çalışan Mevlüt Işık’ın ölümünün 28. yılında Cebeci Asri Mezarlık’taki kabri başında bugün 14.00’te meslektaşları tarafından anılacağını...
- ‘NİSAN 2016 Ülke Performans Raporu’na göre, İstanbul’daki otellerin doluluk oranlarının geçtiğimiz yılın nisan ayına göre % 32 düştüğünü...
- (KÖŞEMİZDE cuma günü yer almasından sonra) AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan müsteşar yardımcısı olarak görev yapmakta olan Ayşe Hilal Sayan Koytak’ın “Kardeşim bakanken etik olmaz” diyerek istifa kararı aldığını...
- ÖNCE Demokrasi Girişimi tarafından organize edilen ‘Bu Ortamda Anayasa Yapılamaz’ isimli toplantının bugün 13.30-18.00 Taksim Hill Otel’de yapılacağını...
- ADD İstanbul şubelerinin bugün 15.00’te Gümüşsuyu Alman Konsolosluğu önünde toplanarak, bir basın açıklaması ile Alman Parlamentosu’nun sözde Ermeni soykırımını tanıma girişimini protesto edeceklerini...
OKUYUNUZ
F. ALMAN Parlamentosu’nun, 1915’te yaşanan ve Ermeni vatandaşlarımızın maruz bırakıldığı ağır zararların ‘soykırım’ olarak tanınması için ‘karar’ almaya teşebbüsü, AİHM Büyük Dairesi kararı ile olduğu kadar (Perinçek/İsviçre), ağırlıklı olarak tarihçilerin tezleri ile de çelişiyor. Konunun gündeme getirilmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Geri kabul anlaşması’ndaki karşılıklı yükümlülüklere vurgu yapması ile ilgili görünüyor. Suriyeli göçmen sorununu bütünüyle Türkiye’ye ciro eden AB ve kaptan köprüsünde bulunan Almanya bu tarz yaklaşımlar ile ‘konu’yu, hukuki ve siyasi ciddiyetinden saptırıyor. / Seher GENCAL
Paylaş