TEKEL yazınızda (25.3.2005) iktidar partisinin içerisinden bazı milletvekillerinin de yapılan yanlışlıklara itiraz etmeye başladığını, ancak bugüne kadar gazetecilerin, muhalefet milletvekillerinden ve iktidar partisine mensup milletvekillerinden hiçbir cevap alamadığını haklı olarak ifade etmişsiniz.Herhalde bu, AKP’nin siyaset literatürüne kazandırdığı ‘tüccar siyaset’ olsa gerek.Bir milletvekili olarak Plan Bütçe Komisyonu gibi önemli bir komisyonda gazetecilerin, milletvekillerinin ve bürokratların önünde Bayındırlık ve İskan Bakanı’na, ‘Sayın Bakan siz hangi gerekçeyle İstanbul Pendik’te yapılan kaçak RO-RO Limanı’na imar planı yaptınız. Bu izni neyin karşılığında verdiniz’ sorusuna hiçbir yanıt alamadım.Devletin bütün birimlerinin kaçak ve imara aykırı olduğunu bildiği, hiçbir yasal başvuru yapılmadan, hiçbir planda yeri olmayan bir RO-RO Limanı inşaatını Maliye Bakanı iki defa ziyaret eder, ilgisi olmadığı halde imar planlarını Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yapar, sonra da mahallenin ortasına yapılmış RO-RO Limanı’na ulaşımı sağlayabilmek için viyadüklerle, tren yolu geçitleriyle yol yapılmaya çalışılırsa bu hepimize kanunsuzlukların hangi düzeye geldiğini açıkça gösterir. Bayındırlık Bakanlığı’nın imar durumu verdiği bu RO-RO Limanı’nın kaçak olduğu, bu sebeple yıkılması ve inşaatının durdurulması gerektiğini ifade eden Pendik Belediyesi’nin, Kaymakamlığı’nın, İstanbul Valiliği’nin, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın, bütün bu birimler adına konuyla ilgili tespitlerde bulunmak üzere Denizcilik Müsteşarlığı’nın görevlendirdiği bilirkişinin yazı ve raporları var. Belge niteliğindeki bu resmi yazışmalar bugüne kadar hem ilgililerin dikkatine yeniden sunuldu, hem de basında genişçe yer aldı. Ancak sonuç değişmedi. RO-RO Limanı tamamlanmak üzere. İşin ilginci bakanlar, ilgili bürokratlar sorulan sorulara cevap veremezken, basına da defalarca yansımış bu konularla ilgili olarak devletin hiçbir biriminin bugüne kadar harekete geçmemiş olmasıdır. Ne dersiniz, topyekûn bir yozlaşma ve teslimiyetin içerisine mi sürükleniyoruz?Kemal KUMKUMOĞLU İstanbul MilletvekiliSağlık’ta bir vekil portresiSAĞLIK Bakanlığı’nda en etkin isimlerden bir isim Mehmet Bakar; aslen Arhavi’li. Cerrahpaşa’dan mezun olduktan sonra ‘uzmanlığını’ Azerbaycan’dan sağlamış. Başbakan’ın Belediye Başkanlığı döneminde ‘has adamı’ olarak biliniyor.Yine Erdoğan’ın ‘abi’ diye hitap ettiği eski İl Sağlık Müdür Vekili Prof. Erman Tuncer’i, görevinden ‘kaçırtan’ yardımcısı Dr. Mehmet Bakar, ‘Milli Görüş’ anlayışının dışındaki sağlık personelinin ‘kabusu’ sayılıyor. Bazı yasadışı uygulamalarına da ‘korku’dan ses çıkartılamıyor. Prof. Tuncer’den sonra bu görevi ‘vekaletle’ yürüten Bakar’ın Haseki Hastanesi’nde başhekim muavinlığı sırasında Dr. Hikmet Feyzioğlu’nun Başbakan’a verdiği bir günlük raporun hangi şartlarda ve nasıl verildiği; bu rapordan sonra Feyzioğlu’nun abisi Dr. Akif Feyzioğlu’nun SSK Marmara Bölge Müdürlüğü’ne atandığını dillerden düşmüyor.Bakar’ı nasıl bir yönetici olduğunu anlamak için İstanbul 1. İdare Mehkemesi’nin esas no 2002/350, karar no: 2002/1733 sayılı 3 sayfalık kararını okumak yeterli:‘... (Bakar) görevini yerine getirirken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak, (...) kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı görev yapanları koruyup kollamak, (...) başhekimlikçe (Haseki) yazılan resmi yazıların altına başhekimin imzasının taklit edilerek atılması...’Bu karar niye mi verildi?Dr. Bakar, Haseki Hastanesi’nde başhekim muavinliği yaptığı sırada, bazı yasadışı uygulamaları nedeniyle Valiliğiğin talebi üzerine Mülkiye müfettişlerinin yaptığı soruşturma sonucunda hakkında yukardaki ‘kademe ilerlemesinin durdurulma cezası’ uygun görülüyor. Dr. Bakar’ın yaptığı itiraza 1. İdari Mahkemesi bu karara varıyor.Bakar’ın İstanbul’da, SSK’dan devredilenlerle birlikte 40 bin kişilik sağlık camiasının en üst yöneticisi olduğunu gözönünde alınırsa, bazı doktorların anlattığına göre siyasi gücü karşısında Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ’ın elinin kolunun nasıl bağlı olduğunu anlayabilirsiniz.Piriştina unutulmadıEGE Üniversitesi Rektörü Prof. Ülkü Bayındır dün telefonda ‘Sizi bir vatandaş olarak arıyorum. Pazar günkü yazınızda Aliağa-Menderes demiryolu hattının metroya dönüştürülmesiyle ilgili törende merhum Belediye Başkanı Ahmet Piriştina’nın adının sadece Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından anıldığını söylüyorsunuz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, Piriştina’nın projedeki emeğini sevgi ve saygıyla dile getirmiştir. Aynı şekilde eski belediye başkanları Burhan Özfatura ile Yüksel Çakmur’un da çabalarını anlatmıştır. Bunları eklemek istedim’ dedi. Sayın Bayındır’a bu ikazı için teşekkür ediyoruz.TCK’da bir ‘ince ayar’ durumu varYÜRÜRLÜKTEKİ TCK’nın 205. maddesi ile yürürlüğe girecek yeni TCK’nın 235. maddeleri önemli farklılıklar içeriyor. Yüce Divan’da yargılananlara kıyak getiriyor.Artık, ihaleye fesat karıştırma suçları kapsamında, sadece, mal veya hizmet alım satımı ya da kiralanması kalıyor. İhaleye fesadın kaymak tabakası olan yol, kanalizasyon, bina gibi yapım ihaleleri tarihe karışıyor ve suç olmaktan çıkarılıyor.Bu arada milletvekili Miraç Akdoğan, AKP’den istifasında ‘AKP aldığı oyların yarattığı meşruluğu süratle yitiriyor’ demekle neyi kastetti acaba? Nurettin KAPTAN-ANKARABAYRAKTÜRK milleti basiretsiz ve zayıf değildir. Bu ülkenin bir ulu önderi varsa onun mirasına ve şehitlerimizin kanlarıyla arşa yükselmiş bayrağına sahip çıkacak bir gençliği, bir dinamik kuvveti de bulunacaktır. Adalet kurumlarımız, bu hainliği yapanlara ve azmettirenlere gereken cezayı muhakkak vermelidir. Bu ülkeden yediği karpuzun çekirdeğini bu ülkenin yüzüne püskürtenler, bu ülkenin vatandaşı olamaz, olsa da benimsenemez.Doğa CAN KARACADYP’ye e-mail çekmeme rağmen bir türlü Nazilli Belediyesi’ne Bayrak Kanunu gereği asılı olan direkteki bayraktan hariç bayrak astıramadım, nedenini bir türlü çözemedim. Resmi ve özel günlerde metrelerce büyüklükte kendi resimli afişlerini asan sayın belediye başkanı neden Türk bayrağı asmıyor.Bir grup esnaf-NAZİLLİİzmit-Karamürsel’e raylı sistem olsunKARAMÜRSEL’de (Kocaeli) yaşıyorum son 5 yıldır. Küçük ama güzel bir ilçe. Yalova’ya 26, İzmit’e 30 km uzaklıkta. İlçede bir minibüs terörü söz konusu ki, en son geçen cuma Yalova-Karamürsel arasındaki belediye otobüsü seferden kaldırıldı. Artık ulaşımımızı minibüslerle sağlamak zorundayız. 15 kişilik minibüslerde neredeyse 30 kişi taşınıyor ve durak diye de bir şey yok. Minibüslerin korna çalıp yoldaki insanların yanından geçerken dur-kalk şeklinde yolcu almaları çok rahatsız edici. Polis bunları görmüyor mu? İzmit-Karamürsel arasında niye bir raylı sistem düşünülmez.Deniz CANDEMİRGÜNÜN SÖZÜ‘Başbakan Erdoğan, tabii ki Oktay Ekşi’ye randevu veremez, çünkü basınla yüzyüze gelmekten kaçınıyor. Basını umursamamak, demokrasiyi umursamakla eşdeğerdir.’(DSP Genel Başkanı Zeki Sezer)Biliyor musunuz?RECAİ Erdoğ’un yeni çıkardığı ‘Çamur Belge-Seli: Deniz Baykal’ (Güçlü Yayıncılık) kitabında ağırlıklı olarak ‘Sarıgül olayı’ ile gelişen olayların anlatıldığını; Baykal ve bazı parti yöneticileri hakkındaki iddialara ve belgelere yer verildiğini, yazarın kitabı CHP tabanına ithaf ettiğini...MESAJ PANOSUTHY’nin İstanbul-New York gidiş-dönüş (mart) bedeli 300 dolarken, 45 dakikalık İstanbul-Ankara tek yön yaklaşık 100 dolar (129 YTL). Neden? Çünkü İstanbul-Ankara arasında THY uçuyor, rakibi yok. Olmasına da izin verilmiyor. Rekabet Kurulu denen bir kurum var mı? İstanbul-Ankara arasında özel havayollarının uçmasına hangi mantıkla izin verilmiyor?Cem TOKER-İSTANBULBAKIRKÖY Yunus Emre’de Prof. Ümit Özekinci ve Prof. Ergun Eyüpoğlu’nun ‘Menopoz ve Meme Kanseri’ semineri 11.00’de; Büyükşehir’in, Doğu illerindeki çocuklara gönderilmek üzere başlattığı kitap toplama kampanyası Taksim, GS Lisesi ve Tünel çıkışındaki gezici kütüphanelerde.SİVAS İmranlı Boğazören Köyü ve çevre köylerde cep telefonları çalışmıyor. Konuyu Turkcell’e Eylül 2004’te bildirmemize rağmen henüz bir gelişme yok. Turkcell, reklamlarında hálá ‘Türkiye’nin her yeri kapsama alanı’ ifadesini kullanmasın.Kemal AYYILDIZ