Paylaş
Ulaştırma Bakanlığı'nın Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün Resmi Gazete'nin 15.7.1999 tarihinde bir yönetmelik değişikliği yayınlandı.
‘‘Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği'nde (SHY-64) Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’’e göre, bundan sonra kurulacak hava şirketlerinin alması gereken uçak sayısı üçten bire düşürülüyor.
Zaman'dan Güntay Şimşek, ‘‘Ulaştırma Bakanlığı'nda şaşırtan operasyon’’ başlıklı yazısında şöyle diyor:
‘‘... Yıllar önce çıkarılan yönetmeliği Ulaştırma Bakanlığı bürokratları bir gecede kalbura çevirdiler. Yönetmeliğin ondan fazla maddesi bir gecede baştan aşağı dumura uğratılmış. (...) Üç uçak şartını Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün işgüzar yöneticileri bir uçağa indirmişler. (...) Daha önce üç uçak şartıyla Türkiye'de kurulu bulunan Birgen Air, Albatros, Bosphorus hava yolları faaliyet yapamayarak kapanmıştı.’’
Evet, aklı esen havayolu kurabilsin diye yönetmelik bazı kişilerin istemi doğrultusunda değiştirildi...
İstanbul'dan bir dostumuz, bu değişikliğin Air Rose Havayolu Şirketi için yapıldığını söylüyor.
Air Rose'un kurucuları kim?
Ali Şener'in kardeşi Mesut Şener, Hacı Ali Demirel'in oğlu Murat Demirel (Murat Demirel'in ayrıca Güven Air adlı bir hava taksi şirketi bulunuyor) ve dayı Alaattin Demirel...
Üç ortak şirketi kurduktan sonra faaliyete geçebilmek için üç uçak almaları gerekiyordu. Ancak mali zorluklar nedeniyle sadece bir uçak alabiliyorlar. Sivil Havacılık, yasal olmamasına karşın bir uçağa ruhsat veriyor. Uyarı üzerine şirket, iki uçağı 20 Haziran'a kadar getirecekleri yolunda söz veriyor.
Ancak Şener ve Demirel ailesinin fertleri verdikleri sözü yerine getiremeyerek, iki uçağı alamıyorlar.
İşte yönetmelik değişikliği bunun üzerine bir gecede gerçekleştiriliyor.
İşgüzar’ın işgüzarlığı
İşi kim mi kotarıyor?
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Hasan İşgüzar... 1980'den önceki Ecevit hükümetinin Sosyal Güvenlik Bakanı Hilmi İşgüzar'ın oğlu...
Hatırlanırsa, İşgüzar döneminde Ümit Utku'nun Filmsan Vakfı üzerinden az mı ‘sanatçıyı’ SSK'dan emekli etmemişti. O dönemde emekli edilmek istenen 3000 'sahte sanatçı'yı SSK yönetimi direnerek kapıdan geri çevirmişti. (Not: 'Ümit Utku, SSK'yı nasıl kazıklamıştı?' yazımız üzerine Ankara ve İstanbul'dan arayan SSK ilgilileri, emekli edilen Utku'nun yakınlarıyla ilgili soruşturma açtıklarını bildirdiler.)
Bir söz vardır; anasına bak, kızını al...
Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, zaman geçtikçe bakanlıkta neler döndüğünü daha iyi öğrenecektir.
Fesatçılık hastalığı
Mollalar'ın rejimi sallanıyor. Gündemi değiştirme telaşı ile Türkiye'ye iftira kampanyası başlatılmak üzere.
İçimizden birileri, 'İran İslam devrimi yerli yerine oturmuş' deseler de, öğrenci hareketinin hedefi molla rejimidir. Şah İsmail de, Doğu Anadolu'da fesatçılık yapardı. Din ve mezhep çatışmalarından medet umarak Osmanlı'yı içinden vurmak isterdi.
Çaldıran'da Yavuz Sultan Selim onları cezalandırdı. Ara sıra 'Şah İsmail hastalığı' depreşir onlarda. Yine depreşti. Unutulmasın; çağa ters düşenler, çağın şokunu yaşarlar.
Türkiye'nin çağdaş laik demokrasisi, Mollalar'ın daima kábusu, korkulu rüyası olmuştur.
Ve de olacaktır.
Nurettin KAPTAN-BOLU
Çarşamba, sanki 'Küçük İran...'
DOLAŞIYORUZ; Dua Giyim, İslam Oto Lastik, Nur Pazarlama, Cihad-Penci gibi dükkán isimleri...
Burası Tahran değil, Fatih'in çarşamba semti.
Karalar içinde kadınlar, cüppeli, sarıklı erkekler ve de sokağın başında 'Kuran Süpermarket'.
Faziletliler Tahran yönetimine mi özeniyor?
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları olduğu halde istedikleri gibi at oynatıyorlar. Kamuya ait yerlerde türban takılıyor. Belediyeler kamu değil mi? Nedir bu vurdumduymazlık?
İstanbul'da valilik ve polis, biraz da 'irticai' faaliyetlerle uğraşsın. Vali Yardımcısı'na telefon ediyorum; çıkmıyor. Yetkilileri uyarıyorum.
Durak SOYSAL-KADIKÖY
Paylaş