Paylaş
İNSAN doğar, yaşar ve ölür. Önemli olan insanın yaşadığı süreç içerisinde kendisine, ailesine ve vatanına faydalı olmasıdır. Eğer ölen insan ardında güzellikler bırakmışsa, gözyaşları dinmek bilmez. Adeta yaşam durur, insanların boğazları düğümlenir. Dün de tüm yurtta böyle oldu. Diyarbakır'da karanlık güçlerin hain ve bir o kadar da alçakça saldırısı sonucu şehit düşen Gaffar Okkan ve 5 polis için ağızlar sustu, gözyaşları konuştu.
Alçaklara beddualar yağdı.
Ne yapmıştı Gaffar Okkan; suçu, günahı neydi? Okkan'dan önce yine hain ve alçakça saldırıya uğrayan İpekçi'lerin, Emeç'lerin, Mumcu'ların Üçok'ların, Aksoy'ların da suçu, günahı aynı değil mi?
Bu yurdu ve ayrım yapmadan tüm insanlarını sevmek...
Okkan için Diyarbakır'da düzenlenen cenaze töreninde Kürt'üyle, Türk'üyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle herkes bir olmuş, ‘‘Tetik çeken eller kırılsın’’ diyorlar, terörü lanetliyorlar.
Belki de Okkan'ın en çok görmek istediği buydu. Teröre karşı herkes omuz omuza. Geçmişte PKK için kepenk indirip kontak kapatan binlerce kişi, bu kez bir emniyetçi için, Diyarbakır sevgisi dolu bir insan için kepenklerini indirdiler, kontaklarını kapattılar.
Bu sevgi yumağı bizi yıllardır idare edenlere bir şeylerin mesajını verdi mi acaba? Eğer verdiyse ne mutlu sana Gaffar Okkan... Ve başta Diyarbakır'da olmak üzere tüm yurtta akan bu gözyaşları ‘‘karanlık güçleri’’ boğacaktır. Bu ülkenin kardeş insanları artık uyanıyor.
Son gayrimenkuller MHP ve ANAP’lı belediyelere bağışlandı!
Turban kime kurban
BU söz meslektaşımız Mustafa Balbay'a aittir. Hatta Ömer Bilgin'i anlattığı bir kitabının da adıdır.
TURBAN artık bitirildi; devlet turizmden elini ayağını çekti.
Ama nasıl; devletin sırtında siyasilerin yarattığı kambur, bu kez belediyelerin sırtına aktarıldı, hem de Özelleştirme İdaresi'nin kasasına tek kuruş girmeden, siyasi rant yaratılarak.
TURBAN Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çebi, üyeler Mehmet Ertürk ve Aydın Baskın imzasıyla 15.1.2001'de bir karar alındı.
Buna göre; Kuşadası'ndaki taşınmaza, halkın kullanımına sunulması amacıyla bu alanlarda sosyal tesisler, gezinti, park, çocuk bahçesi, otopark, günübirlik rekreasyon alanları gibi projelerin uygulamaya konulması amacıyla ANAP'lı Kuşadası Belediyesi'ne...
Edremit'in, CHP'li Zeytinli Beldesi sınırlarındaki parsel; bitki yapısı ve doğal yapı korunacak şekilde halka açık plaj, günübirlik tesis ve birimleri, eğlence ve dinlence yerleri, gezinti alanları, park ve çocuk bahçesi ile otopark gibi projelerin uygulamaya konulması amacıyla MHP'li Edremit Belediyesi'ne...
KİLYOS KİME GİDECEK?
Kilyos'taki 249 bin metrekarelik gayrimenkul üzerindeki binaların halka açık sosyal tesisler, gezinti alanları, parklar, günübirlik rekreasyon alanları gibi projelerin uygulamaya konulması, sahil ıslahının ve yeni ıslah imar planının yapılması koşuluyla ANAP'lı Sarıyer Belediyesi'ne... Bila bedelle devredildi.
Özelleştirme İdaresi'nin kasasına tek kuruş girmedi.
Kilyos'taki TURBAN tesisleri çok verimli çalışan bir turizm tesisiydi. Ünü dünyaya yayılmıştı. Ne zaman ki Demirel'in ‘‘yakını’’ olarak bu kurumun başına getirilen, sonra da Çiller'in yanında yer alan Ömer Bilgin, yandaşlara ‘‘pazar’’ açmaya başladı, tesisler batma sürecine girdi. Tecrübeli personele yol verilerek, Adana'dan turizmle ilgisi olmayanlara kapılar açıldı. Müşterilere silahlar çekildi. İşletmecilik kuralları bir yana bırakıldı, faturalar şişirildi, usulsüz harcamalar yapıldı. Sonuçta tesisler bakımsız kaldı.
HAZİNE'YE KAYNAK YOK
Şimdi orman içinde 2.5 kilometrelik kumsalıyla İstanbul'un paha biçilmez değerdeki mekánı, Hazine'ye kaynak sağlama yerine borç içindeki bir belediyeye verildi. Yaklaşık 150 personel, tazminatları verilerek kapı dışarı edilecek. Bir yıl önce özelleştirilecek olan bu tesislerin devrini, Devlet Bahçeli uzun süre imzalamadı. Sonunda orta bir yol bulunarak, ANAP ve MHP'li belediyelere bu rant kapısı açıldı.
Sarıyer Belediyesi, Kilyos tesislerini otel, pansiyon ve lokanta olarak ‘‘kiralanmak’’ üzere siyasetçilerle nasıl paylaştıracak bakalım.
Sonuçta TURBAN'ın altın yumurtlayan tavuklarına yazık oldu. Keşke böyle bir yer Emekli Sandığı'nın yaptığı gibi ciddi bir otel zincirine verilseydi. Ve sonuçta TURBAN sizlere ömür oldu. Ne oteli, ne marinası, ne de dağ evi kaldı; yendi bitti kül oldu.
Başmüfettişten müdüre yanıt
BOTAŞ Teftiş Kurulu Başkanı Gökhan Yardım, BOTAŞ Genel Müdürü Hüsnü Aydın'ın kendisini nasıl görevden aldığını anlatan sözlerini, gönderdiği yazılı bir açıklamayla şöyle yanıtlıyor:
‘‘Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın 1.2.1999 tarih 18/99-2 sayılı tahkikat raporunda benim görevimden alınmamla ilgili bir önerisi bulunmamaktadır. Beni göreve getiren merhum Hayrettin Uzun'un korunmaya ihtiyacı yoktur. Açılan dava da beraatle sonuçlanmıştır.
Kamu zararı olmayan, ihale usullerine de aykırı bulunmayan sludge (petrol çamuru) dosyası ile ilgili müzekkeremdeki ‘‘tahkikata gerek bulunmadığı’’ yönündeki görüşüm ile mahkemenin beraat kararı gerekçesi çakışmaktadır. Bu nedenle doğru karar vermenin mutluluğunu duyuyorum.
Her türlü şartlarda doğruyu yapmak benim görevimdir. (Bununla ilgili yazdığım 15.7.1997 tarih ve 112 sayılı müzekkere Sn. Genel Müdür'de mevcuttur. 3-5 yıl önce geçmiş hadiselerin görevimden alınmama gerekçe gösterilmesi samimiyetle bağdaşmamaktadır. Atama işlemlerine ilişkin usulsüzlükler ilgili makamlara intikal etmiştir. Mesleki kariyerime zarar vermeye yönelik cevap yazısının yayınlanmasını saygıyla arz ederim.’’
Karanlık güçler
ADINI vermek istemeyen bir güvenlikçi, Diyarbakır'daki suikast üzerine bize ilginç şeyler anlatıyor:
‘‘Çok profesyonel bir iş. Diyarbakır polis kaynıyor; buna rağmen dört eylemci kentin ortasında şimdiye kadar olmamış bir eylem yapabiliyor.’’
- Biraz açar mısınız?
- Karanlıkta kalan noktalar ve sorular olduğu anlaşılıyor. Müdür Okkan bir kere, halkın çok sevdiği bir polis. Halkın yanında... Geldiğinden beri halkın şikáyeti üzerine 700 polisin yerini değiştirmiş. Hatta, kendisine polisi korumuyor diye eleştiriler yapılmış. Eşref Bitlis olayı aklıma geliyor. Bitlis de, Güneydoğu'da sevilen bir komutandı.
- FP'nin kapatılma davası, Anayasa Mahkemesi'nin çıkışı, Ermenilerin baskısı, AB'deki gelişmeler... Gündemi kaydırmak olabilir mi?
- Tabii; dış güçler kadar İslami terör örgütlerini kim kolladı ve kullandı diye de düşünmek lazım.
Tam 35 resmi daire dolaştım emekli olamadım
15.12.1992'de SSK'dan emekli olmak için 46570 tahsis numarası ile işlemlere başladım Bakırköy'den. Hizmet toplanması için 5 kez Ankara, 12 kez Bağ-Kur Şişli Bölge Müdürlüğü'ne, 15 kez SSK Bakırköy'e, 3 kez SSK Unkapanı olmak üzere tam 35 yolculuk yaptım. İşlerim bitti derken, Unkapanı SSK tahakkuk servisi memuru Ali Osman Bey dosyamın kaybolduğunu, bulamadığını söyledi.
Kalp hastasıyım, iki damarım tıkanık. Acilen ameliyat olmam gerekli, Bana karne de vermiyorlar, ‘‘Dosyan kayboldu' diyorlar. Sayın Bakanımız TV'lerde emeklilik işlemleri bir haftada bitirilecek diyordu. Biz bir haftadan vazgeçtik, aylar geçti. Bizi kim dinleyecek?
Hüsrev DİNÇEL-AVCILAR
Yine Bağ-Kur
BİR dönem Bağ-Kur'a prim ödedim. Şimdi SSK'lıyım. Emekli olabilmek için 1.5 aydır işlemleri bitiremedim. Beni bina bina dolaştırıp duruyorlar; Vergi Dairesi, Ticaret Odası, Tünel'deki Esnaf Odası, Káğıthane'deki Birleşik Esnaf Odası'ndan belge alacakmışım. Káğıthane'de, üye olmadığım halde istenen 5 milyon lira yüzünden tehdit edildim, tartaklandım. Káğıthane Karakolu'na gittim, üç günlük rapor aldım. Şimdi kendilerini savcılığa şikáyet edeceğim. Bu ülkede emekli olabilmek bu kadar zor mu?
M.B.-İSTANBUL
Kabahat bizde
BİZ 80 yıldır dünyaya kendimizi anlatamamışsak, dışarıda ağırlığınca bir lobi oluşturamamışsak, kültürümüzü, tarihimizi tanıtmak için yeterli bütçe ayıramamışsak kabahati sağda solda aramanın hiçbir yararı olmaz.
Bağıran Ermenilere karşı hep kulaklarımızı tıkadık.
Bugüne kadar yapılan hataları gözden geçirmek gerekmiyor mu?
Aliyev'e ne oluyor?
Kendi ayaklarımızın üzerinde kendimiz durmalıyız. Başkalarının koltuk değneklerinin bir işe yaramadığını daha anlayamadık mı?
H.TAŞÇI-ANKARA
MESAJ
SODEV'in yarın Pera Palas'ta, Aydın Cıngı yönetimindeki ‘‘Yolsuzluklarla Etkin Mücadele Yöntemleri ve Sivil Toplumun İşlevi’’ konulu toplantısının konuşmacıları Kemal Kılıçdaroğlu ve Engin Cinmen. (0212-292 52 52).
TUZLA Kaymakamı'na... Lokanta ruhsatımız iptal edildiğinden işyerim altı aydır kapalı; onurumuz kırık. Belediye Başkanımız mağduriyetimizi biliyor. Sizden eski ruhsatlarımızı iade ederek, işyerlerimizin açılmasına yardımcı olmanızı istiyoruz. Sadece biz değil, birçok esnaf bu durumda. Bu sıkıntılı dönemde bizi daha fazla mağdur etmeyin.
Hıdır GENÇ-TUZLA
ÇORLUSPOR Kulübü Başkanı Rauf Tektaş'ın, takımına mali destek sağlayan Hüseyin Çoban ile ilgili açıklaması yarın...
Paylaş