Paylaş
Derviş programı yürümez, çünkü...
ALATURKA menfaat düşkünü bir devlet düzenimiz var. Başbakanlığın önü 'Mercedes galerisi' gibi oluyorsa, bazı bakanlar özel uçakla bir saatlik açılışa gidiyorsa, kamuya hálá araçlar alınıyorsa...
Derviş'in programı yürümez.
Valiliklere gerektiğinde Suzuki ve Nissan gibi arazi araçları yerine mutlaka Grant Cherokee cipler alınıyorsa; kamu araçlarıyla vali veya müdürün eşi pazara gidiyor, çocukları okula gönderiliyorsa; kalorifer radyatörünün aşırı sıcak karşısında vanası kısılmıyor ve pencere açılarak gök ısıtılıyorsa... Duvarda asılı çalışma saatlerine kimse uymuyor ve çay-kahve saltanatı sürüyorsa...
Bürokrasiye bunları kaldır dendiğinde öyle güzel bahaneler bulur ki.
Dolayısıyla Derviş'in programı yürümez.
Sayın Derviş, bunlardan haberi olmadığı için Avrupai mantık çerçevesinde milleti ve devlet mekanizmasını tasarrufa çağırıp, kendini bir Avrupa devletinde sanarak çok güzel bir program sundu. Bu programın yürümesi için olmazsa olmaz kanunlarının var olduğu kabul edildi. Hükümetten ise ‘‘Dur bakalım, aceleye gerek’’ gibi laflar edildi.
Araçlar için kullanılan benzin faturası ile bu kadar bürokratın mesai saatlerinin bedelini Derviş'in önüne koysanız, herhalde o gün istifa eder.
550 milletvekilinin kaçının devamlı Meclis'e geldiğini ve bir kanun çıkması için kaç parmak kalkması gerektiğine bir bakın.
Döviz sıkıntısı içinde eczanelerde gerekli ilaçlar yokken, Sağlık Bakanı, ‘‘Sağlık Müdürlüğü'ne gidin, o bulur’’ gibi olmayacak laf ediyorsa, hakkında şaibeler dolaşan bir bakan, demokrasinin en yüce erdemi olan Meclis kürsüsüne çıkarak dokunulmazlığının kaldırılmasını, yargılanmasını ve aklanmasını talep etmiyorsa, Başbakan da buna karşı susup oturuyorsa...
Derviş'in programı yürümez.
Bir panelde katılımcılardan birine şu soru yöneltildi: ‘‘Memleketimizde ciddi olarak bütün yolsuzlukların üzerine gidileceğine inanıyor musunuz?’’
Gelen cevap düşündürü: ‘‘O kadar hapishanemiz yok.’’
İşte bu nedenlerle Derviş'in programı yürümez.
Uğur AKÇOR-Kuruçeşme
İSTANBUL
Oy değil, hizmet
HAVAALANLARI ile yazılarımızın bugünkü konuğu Tokat Milletvekili ve eski Ulaştırma Bakanı Ali Şevki Erek... ‘‘Her ile havaalanı’’ anlayışın her zaman arkasında olduğunu belirterek ‘‘Turizm, ihracat, pazarlama, sağlık, ulaşım ve güvenlik gibi bugünkü Türkiye'nin en yaşamsal konularında çağın uygarlığını ve düzeyini yakalamaya yönelik işler, öncelikli temel devlet görevleri arasında sayılmalıdır. Onun için hiçbir havaalanına 'fuzuli yaılmıştır' demiyorum, diyemiyorum’’ dedi.
Tokat Havaalanı'na trilyonlar değil, milyarlar da harcanmadı. Müşterek gayretle yapılan stol 1600 metrelik bir piste sahiptir. Şu anda çalışan 35 kişi olduğu ifade ediliyor. 25.8.1995'te hizmete soktuk. Oy değil hizmet ve gereklilik duygusu galiptir. Naçizane görüşüm; Tokat Havaalanı, öncelikle ticari ve askeri olmak üzere birçok yönüyle % 100 isabetli bir altyapı hizmetidir. Ve görev süremdeki çok hizmetlerden sadece biridir.''
Erek, havaalanlarının ne zaman, nerede, ne kadar para harcanarak yapıldığı gibi soruların yanıtlarının devlet kayıtlarında olduğunu belirterek şöyle konuştu:
‘‘Hele hele, 5-6 havaalanımızın sanki Türkiye'nin bugün içine düştüğü veya düşürüldüğü 'korkunç bunalım'ın gerekçelerinden birisi gibi gösterilebilmesini orantılayamıyorum. Burada belki 'zararda olan THY'nin birtakım hatlara zararına sefer yapması' ileri sürülebilir. Ancak bu konu dahi geniş ayrıntılı, çok yönlü bir değerlendirmeye muhtaçtır.’’
Erek, havaalanları üzerindeki düşüncelerinin, balıkçı barınakları için de -varsa suiistimal istinasları dışında- geçerli olduğunu söyledi.
Memur sınavı
DEVLET Memur Sınavı mağduru olan birçok okurumuz tepki gösteriyor. ‘‘Sınava 1.5 milyon kişi girdi, yaklaşık 400 bin kişi kazandı. Bunlara neden iş imkanı sağlanmadı? Kemal Derviş'ın beyanlarına karşı kamu kurum ve kuruluşlarında kadro sıkıntısı had safhada. Bu sınavın geçerliliği ne zamana kadardır? Yetkililer süreyi uzatmayı düşünmüyorlar mı?’’
Böyle öpülüyor!
SSK, Bakırköy İstanbul Caddesi'ndeki binasını 1994'te tadilat amacı ile boşalttı; Yenimahalle'deki bir binaya taşındı. Onarımdan sonra tekrar kendi binasına geçti. Fakat çok ilginçtir; SSK, işlemlerinin bir kısmını Yenimahalle'deki binada bıraktı. Kendi binasında hizmet vermek varken acaba neden hálá Yenimahalle'deki binaya boşuna kira ödüyor. Vatandaşı da bir işlem için bir o binaya, bir ötekine gönderiyor?
İlhan ZENGİN-İSTANBUL
Yakuplu'da bomba
YAKUPLU sınırındaki Altaş Ambarlı Liman Sahası'nda kurulmakta olan HABAŞ'ın LPG depolama tesislerine karşı Marmara Evleri Site Yönetimi aylardır tepki gösteriyor. Tesis, 40 bin kişinin yaşadığı bölgeye 200 metre uzaklıkta. Site sakinleri, heyelan bölgesinde yer alan böyle bir 'bomba' tehlikesi nedeniyle uykusuz geceler geçirdiklerini söylüyorlar. Her şey şimdi ÇED raporuna bağlı. Ne acıdır ki her işimiz böyle; sahili liman olarak ayırıyor, sonra da arkasına imar izni veriyoruz.
GÜNÜN UYARISI
‘‘Sahillerimiz, askeri bölgeler haricinde, vatandaşın kullanımına serbesttir. Büyük tatil köyleri ve turistik tesisler, sahilleri vatandaşa kapatamazlar. Sahilleri vatandaşın kullanımını engelleyen tesislerin sözleşmeleri iptal edilebilir. Bu tür sorunlar yaşayan vatandaşlar bulundukları ilin defterdarlıkları ile mal müdürlükleri ve mülki amirlere şikáyette bulunabilirler.’’
(Antalya Defterdarı Hasan Yaman)
MESAJ
BİR süre önce 26 AA plakalı sanırım Eskişehir Emniyeti'ne ait bir Audi A6 gördüm. Bu aracın fiyatı 80-100 bin DM'dir. Kimin parası, nereye harcanıyor? Yoksa pasaport harcı alınırken toplanan yardım paralarıyla mı alınıyor? İlhan DERCAN
BAHTİYAR Uyanık'ın imar yolsuzluğu nedeniyle görevden almasından sonra bir belediye başkanı bile seçemeyen Maltepe Belediyesi'nden ne bekliyoruz! Aydınlıkevler Mahallesi Oğuzhan Caddesi, Kükürt Sokağı'nda faaliyet gösterip herkesi rahatsız eden tamirhane-kaportacıyı şikayet etsek kim, ne işlem yapabilecek ki...
Cafer ÇOŞKUN-MALTEPE
Paylaş