Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Ne yazdık ne oldu?

Gerede'den avukat Nurettin Kaptan, Gerede Cumhuriyet Savcılığı kanalıyla Adalet Bakanlığı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak, Tansu Çiller'in dağıttığı türbanlarla ve türbanlı genel başkan posterleriyle açıkça irticanın odak noktası haline geldiğini belirtmiş, TCK'nın 312/2. maddesine göre DYP'nin kapatılmasını istemişti.

Kaptan şöyle demişti:

‘‘Cumhuriyetimizin 75. yılında, Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı, cumhuriyetimizin ilk el resmi kollama ve korunmasından sorumludur. Emrindeki cumhuriyet başsavcılarına ve savcılara emir verme yetkisi vardır; CMUK'un 148. hükmü uyarınca, cumhuriyet savcıları duyuru, şikâyet ya da doğrudan işlenen suçları işleme koyarlar. Çiller, kişisel olarak, DYP parti olarak türbanı siyasete alet etmişlerdir.’’

Vatandaş olarak Bakanlığa ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuran Kaptan, Çiller ve DYP hakkında TCK'nın 312/2. maddesi uyarınca işlem yapılmasını istemişti.

Türbanlı posterleriyle, partisinin ‘büyükleri’ başta olmak üzere kamuoyundan büyük tepki alan Çiller, sonunda ‘korktu’ da mı, posterleri şimdilik ‘depo’ya kaldırttı?

Bu arada Bakanlık, Kaptan'a ne cevap verdi biliyor musunuz?

‘‘Biz doğrudan işlem yapamayız ilgili merciye başvur.’’

Bu, Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulların en güzel örneği değil mi?

Aktaş'a soru

İÇİŞLERİ Bakanı Kutlu Aktaş'ın Korkmaz Yiğit ile yaptığı konuşmanın bandını Yavuz Donat yazdı. (Sabah, 31.10.1998)

Eski milletvekili Cüneyt Canver haklı olarak soruyor:

‘‘CHP Milletvekili Fikri Sağlar, Yiğit-Çakıcı bandını açıklamasaydı, Kutlu Aktaş bu kayıtları ne yapacaktı? Bir anı olarak mı saklayacaktı?

Yoksa, Korkmaz Yiğit hakkında devletin bir bakanına rüşvet teklif ettiği için suç duyurusunda mı bulunacaktı?’’

Kamu malı

30.10.1998'de köşenizde sayın Prof. İonna Kuçuradi, ‘‘Cumhuriyet Res Publica'dır, yani bireye ait olan birşeydir’’ diyordu. Sayın Hakkı Devrim'in köşesine konuk olmuştur bu açıklama.

Latince cumhuriyet, Respublica, 'kamu malı' anlamına geliyor. Res=Mal, Publica-Kamu demek.

Sayın Kuçuradi, özelleştirme modasına uyarak 'kamu malı' olan cumhuriyet'i de özelleştirmiş. Böylece cumhuriyet sözlüklerde bile elimizden alınıyor. Mesele, bir dil yanılgısı değil. Hepimiz sık sık bu tür bilgi yanlışlarına düşebiliyoruz.

Ancak neoliberalizm'in ideolojik saldırısı nedeniyle yanılgılar bile 'kamu'yu vuruyor. Ateş altında olan vurulan, kırılan, ayak altına alınan hep kamu, kamu hizmeti, kamu malı!

Yüceltilen, baştacı edilen de hep birey, özel çıkar, özel mülkiyet!

Bu durum benim kamuculuğuma dokunmuş bulunuyor.

Doğu PERİNÇEK- Haymana Cezaevi

RTÜK'ün ne iş yaptığını çok iyi biliyoruz. Ancak şu soruların yanıtlarını da öğrenmek istiyoruz. Bunlar kimdirler, eğitimleri, siyasi eğilimleri, yaşları nedir? Kaç para alırlar? Odaları, makam araçları, korumaları, lojmanları, sekreterleri var mıdır? RTÜK adına mülk alabilirler mi? TV ve radyo reklam gelirlerinden payları var mıdır? Sayın Levent Kırca, bu soruların yanıtlarını da kendilerinden sormalıdır.

100 arkadaşı adına Kasım KIZILSU-ANKARA

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Susurluk olayı, mafya-gladio-tarikat düzeni için sonun başlangıcı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, tarikatlar, katiller, uyuşturucu tacirleri ve yağmacıların ülkesi olmayacaktır.’’

(CHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar)



Yazarın Tüm Yazıları