Paylaş
Adayları biz belirleyip, biz seçelim
İstanbul Bostancı'dan mektup gönderen bir okurumuz, ‘‘Sayın Vatandaş Kardeşlerim’’ diye bir mesaj gönderiyor okurlarımıza... Diyor ki:
‘‘Parlamentodakiler, istemediğimiz halde bizi seçime sürüklüyorlar. Her konuda olduğu gibi hiçbir şey halka sorulmuyor. Hangi parti hangi politikacı ile tek başına iktidar olacak ki. Kimse kendisini kandırmasın. Artık böyle bir parti ve politikacı kalmamıştır.
Kanımızı, iliğimizi kurutanlara bir ders verelim; taşın altına hep birlikte elimizi sokalım. Hükümet bize vermeye kıyamadığı maaş zammını, sandık parasına harcayacak. Sonuç yine aynı olacak; biri gidip öteki gelecek.
Gelin seçmek istediğimiz bağımsız adayları meclise biz taşıyalım. Bu adayların isimlerini gazetelere gönderelim. Gazeteler aday isimlerini ve tanıtımlarını yapsın. İstiyorlarsa resmen de adaylıklarını koysunlar. Onları sonuna kadar yalnız bırakmayalım.
Milletçe yapayalnızız. Bizi kurtaracak bir Atatürkümüz yok artık.
Çevrenizde dürüst, çalışkan, vatanını milletini düşünen, demokrasiye, cumhuriyete adalete, kişi hak ve hürriyetine, insanlığa gönül vermiş kimse varsa; politikaya sıcak bakıp da girmeye cesaret edemeyen, daha önce kendini kanıtlamış, iyi işler başarmış, kafası çalışanları bulalım. Bunlar isterse taksi şoförü, bakkal, doktor, sanatçı olsun. Din, ırk, dil ayrımı gözetmeden bu kişileri teşvik edelim. Özellikle kadınları unutmayalım.Onları muhtar, belediye başkanı ve milletvekili seçelim...’’
Okurumuz, Meclis'e girmelerini dilediği isimleri de sıralıyor:
Uğur Dündar, Zülfü Livaneli, Emin Çölaşan, Metin Akpınar, Barış Manço, Sakıp Sabancı, Hasan Pulur, Hülya Koçyiğit, Türkân Saylan, avukat Tamer Heper, Fatma Girik, Yavuz Donat, Fatih Altaylı, Toktamış Ateş, Oktay Ekşi, Bekir Çoşkun, Yaşar Nuri Öztürk, Ediz Hun, Prof. Orhan Kural, Hülya Koçyiğit.''
Okurumuzun tek koşulu var: ‘‘Yeter ki dürüst olsunlar, yeter ki maskeler takıp bizi kandırmasınlar. Şunu bir kez daha hatırlayalım; her millet layık olduğu şekilde yönetilir. O halde layık olanları bulalım. Aday isimlerimizi köşenize, gazetelere gönderelim.’’
İlginç önerinin tartışılması gerekiyor.
Manço'nun tatil
köyü yasaklı mı?
SAYIN Barış Manço... Her ne kadar yakınına bile yanaştırmadılarsa da tesisiniz hayırlı olsun. Üç senedir Bodrum Akyarlar'da tatil yapıyorum. Tesisiniz açıldığında oradaydım. Her gece yürüyüş yapmak için Akyarlar sahilini gezeriz; sizin tesisiniz son nokta olur. Fakat sahil tarafında iskelenin önündeki kapıda duran eli telsizli görevlilerinizi çok kaba bulduk. ‘‘Efendim tesise yakından bakmak yasakmış’’, sanki karşılarında çocuk varmış gibi bir kovalamadıkları kalıyor. Hiçbir tatil köyünde veya bu tür yerlerde böyle bir muamele ile karşılaşmamıştık. Bizim gibi diğer grup arkadaşlarımız da bu durumu çok yadırgadılar.
Barış Manço'nun böyle çirkin bir muameleden haberi var mıdır acaba diye düşünmeden de edemedik. Tesiste kalan milletvekili eşleri olduğunu duyduk, belki de bütün bunların sebebi budur.
Diğer bir konu ise, tesisin yan aralığı yol şeklinde ön kapının yanına çıkıyor. Kimsenin bu yoldan geçmesini tavsiye etmem. Tesisin çöpleri, yemek artıkları, şişe ve kutular üstü açık duruyor. Yoğun çiş kokusu da çabası.
Bu görüntüler güzel bir tesis için utanç verici. İnşallah önümüzdeki yıl bütün bu olumsuzluklar giderilir.
Saadet ACAR-İSTANBUL
Bir tebrik, bir kınama
İLK defa yürekli bir Belediye Başkanı'nın -Bozcaada- çevre koruma bilincinde karar alıp her türlü plastik poşet kullanımını yasakladığına tanık oldum. İster manava, ister eczaneye git, aldığın her şey kese kâğıdına konuyor. Tüm esnafın bu kurala uymasını da takdirle karşıladım. Caddeler tertemiz, rıhtıma bile çöp bidonları yerleştirilmiş, her sabah kamyon, çöpleri bidonlardan topluyor. Deniz pırıl pırıl. Tekne sahipleri, yabancı veya yerli. hepsi denizi ve çevreyi temiz tutma gayreti içindeler. Teşekkürler sayın Başkan...
KUMBAĞ'I DA KINIYORUM. Buna karşın Tekirdağ'ın Kumbağ Belediyesi'nin özellikle balıkçı barınağını ve rıhtımı çöplük haline bırakmasını esefle karşıladım. Rıhtımda tek bir çöp bidonu yok. Rıhtım balıkçıların attığı hurda parçaları, demir, tahta, plastik poşet, toz toprak içinde. Bu rıhtımdan Marmara Adası'na düzenli özel araba vapurları ile seyahat edilyor. Belediye Başkanı'nın hiç mi yüzü kızarmıyor? Nasıl çevreyi bu kadar pislik içinde bırakabilir? Neden rıhtımdan çöp kamyonu ile çöpleri toplatmaz?
Suat TARHAN-İSTANBUL
Anamur çöpüne çözüm
ÇEVRE Bakanı İmren Aykut'tan, Anamur çöplüğüyle ilgili açıklama: ‘‘İçel Çevre İl Müdürlüğü kanalıyla yapılan incelemede Anamur Belediye Başkanı Süreyya Çelik'in yeni çöp depolama yeri olarak tespit ettiği alanın, İçel İl Müdürlüğümüz elemanlarının da yer aldığı bir komisyonca yapılan incelemesinde, göl havzası içersinde bulunduğu ve yeraltı su kirliliği riski taşıdığı belirlenmiştir. Soruna köklü bir çözüm getirmek amacıyla 5 Mart 1998 tarihinde Çevre Bakanlığı Japon Uluslararası İşbirliği Kurumu (JICA) ile Adana ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri arasında yürütülmekte olan ‘Adana ve Mersin Bölgesi Katı Atık Yönetimi Projesi' çerçevesinde, Ağustos 1998 tarihinde çalışmalara başlanacak ön fizibilite çalışması doğrultusunda Anamur ilçesinin de katı atık probleminin çözümüne yönelik teknik, idari ve mali gereksinimlerin ortaya konması planlanacaktır.’’
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Ordu Valisi'nin son uygulaması ırkçılıktır, bölücülüktür ve toplumsal barışı dinamitlemektir. Mustafa Kemaller'in kurduğu Cumhuriyet'te, DAL komiseri Kemaller'in yöneticilik yapması cumhuriyetin birleştirici ruhuyla bağdaşmaz.’’
(CHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar)
- KANAL E’ye işitme özürlülerden teşekkür... Bir süreden beri Kanal E'de her gece alt yazılı filim gösteriliyor. TV'den tamamen uzak olan işitme özürlüler için bu alt yazılı filimler mutluluk vesilesi olmuştur.
Diğer kanallardan da gösterim saatleri birbirine çakışmadan alt yazılı film ve belgesellerin yayınlamalarını bekliyoruz. Ömer SEL-İSTANBUL
Paylaş