Paylaş
Kaçak Mercedes'ler gümrüklerden hâlâ nasıl geçiyor!
Türkiye'ye kaçak olarak sokulan 35 bin Mercedes otomobille trilyonlarca liralık vurgun yapıldı.
Olay, yılların sorunuydu. Biz de kaçak Mercedes'ler üzerine belki 10'dan fazla yazı yazdık, konuyu sıcak tutmaya çalıştık.
Sahte faturalarla kıymetleri düşük gösterilen Mercedes'lerin hesabı birtakım güçlerin engellemesiyle görülemiyordu.
Gürpınar Talay adlı vatandaşın ihbarları hep kulak ardı edilmek isteniyordu.
Yayınlarımız üzerine Başbakan Mesut Yılmaz'ın talimatıyla Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş geçen şubat ayında harekete geçti. Yazdığı yazılarla Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Daire Başkanlığı'nı harekete geçirdi. Ve geçen hafta bir miktar Mercedes'e el konulabildi.
Bunlar, buzdağının üstündekiler. Tabii garip bir durum ortaya çıkıyor. Yakalanan vatandaşa, ‘Senin araban kaçak’ deniyor.
Ama, bu arabaları yurda getiren asıl şebeke nerede? Bu şebekenin ardında ünlü isimler var mı? İhbar edilen firmalar hakkında ne gibi bir işlem yapıldı? Mercedes Benz İstanbul'dan istenen gerçek faturalar ile sahte faturalar arasında bir araştırma yapıldı mı? Yapıldıysa bunlar hakkında suç duyurusunda bulunuldu mu? Gümrük Başmüfettişi Bülent Ertem'in aylarca sürdürdüğü Mercedes dosyası ne oldu? Sorular uzayıp gidebilir...
Göstermelik yakalama olayları bir sonuç vermeyecektir. Asıl mesele gümrüklerdir. Sahi, bu Mercedes'ler düşük değerli ve sahte faturalarla gümrüklerden nasıl geçiyor. Asıl mesele budur.
Jelatin ve jöle
BALIĞIN ızgarası olsun tavası olsun, yendiği tabakta bıraktığı yağ her zaman etin yağından daha yoğun jelatinlidir. Balığın yağı HDLP (High Density Lipoprotein) yüksek yoğunluklu lipoproteinlidir ve yararlıdır. Diğer yağ LDLP (Low Density Lipoprotein) düşük yoğunluklu lipoproteinlidir ve zararlıdır. Zaten tabaklar da bunu gösterir. Yıkandığında balığın yağı musluğu daha çabuk tıkar.
Millet balık yiyemiyor. Malum, Marmara Denizi'ndeki ‘Halkın kurufasulyesi’ tabir edilen istavrit bile yüzgecini, kuyruğunu çekti ve gitti.
Bu durumda yetişme çağındaki çocuklarımızın kıkırdakları için gereken jelatin miktarı da eksiliyor. Neyse jelatinimiz yok yemeye ama jölemiz var saçlarımızı canlı tutmaya.
Reşit AŞÇIOĞLU-İSTANBUL
TÖMER'den açıklama
TÖMER (Ankara Üniversitesi Dil Öğretim Merkezi) Başkanı Dr. Mehmet Hengirmen'in ‘‘TÖMER'de Allahlık sınav’’ (11.7.1998) başlıklı yazıya açıklaması:
‘‘TÖMER'in TV birimi sınavına 114 aday başvuruda bulunmuş ve yazılı sınavı komisyon kararıyla 40 kişi kazanmış, yazılı ve iki aşamalı mülakat sınavı sonucu 4 kişi alınmıştır. Yapılan sınav bir yarışma sınavı olup, bir yazılı ve iki mülakat olmak üzere toplam üç aşamadan oluşmuş, değerlendirmeleri TRT'den üst düzey tekliflerinin de yer aldığı komisyon yapmıştır. Sayın Muzaffer Köseali Toygar'ın 40 kişi arasına girememesi, ilgilinin başarısız olduğu sonucunu beraberinde getirmemektedir. Ancak takdir edilecektir ki, yapılan yarışma sınavında Sayın Toygar'dan daha başarılı adayların olmasına engel hiçbir kural ya da kanun bulunmamaktadır.’’
Benim adayım
ANKARA'dan bir okurumuz, ANAP lideri Mesut Yılmaz ve DSP lideri Bülent Ecevit'e bir öneride bulunuyor:
Maliye Bakanı Zekeriya Yıldırım ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem'i, büyük kentlere Belediye Başkan adayı olarak düşünür müsünüz? Hele Zekeriya Bey, vergi yasasının çıkmasında gösterdiği üstün başarı ve dürüst kişiliği ile hırsızlıkların kol gezdiği belediyeler için aranabilecek bir isimdir. Benden söylemesi...
Günün Sorusu
‘‘Devlet Hastanesi Başhekimi Erol Türkoğlu hakkında görevini kötüye kullanmaya dair çeşitli iddialarla suç duyurusunda bulunulan marifetli Salihli Devlet Hastanesi Başhekimi Erol Türkoğlu'nu kim koruyor? Sağlık Bakanı Halil Özsoy'un gücü, yerel ANAP'lı partizanlara yetmiyor mu?’’
(Salihli'den bir grup imza)
Paylaş