Paylaş
Höyüğün öyküsü!..
‘Nizip'teki bir höyüğün ırzına nasıl geçildi!’’ (24.4.1998) dedik, altından bölgede geniş arazileri bulunan hala-dayı çocukları arasındaki miras paylaşımı kavgası çıktı.
Gaziantep Müzesi Müdürü, arkeolog/Dr. Rıfat Ergeç açıklamasında ‘‘Söz konusu höyük, 1994 yılında H. Sözmen tarafından dozerle kenarlarının düzeltildiği ihbarı alınması üzerine (her ne hikmetse bugün yazı yazan kişiler -Ömer Edip Özsönmez- o zaman da orada oldukları ve olayı gördükleri halde duyarsız kalmışlar ve durumu bir başka vatandaş bildirmişti) derhal müdahale edilerek duruma el konulmuş, çalışmanın devam etmesi önlenmiş ve adı geçen kişi mahkemeye verilmişti. Ayrıca, höyük hakkında hazırlanan doküman Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na gönderilerek 2863 sayılı yasaya göre ‘Korunması gerekli kültür varlığı' olarak tescil edilmesi sağlanmıştı. Ancak suç tarihinde, höyük tescilli olmadığından H. Sözmen, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 1995/7 sayılı kararı ile beraat etmişti. Höyükte günümüzde gözle görünen tahribat, 1994 yılındaki, dozerle yapılmış olan kenar düzeltmesinden ibarettir’’ diyor.
Özsönmez’lerin 1997'den itibaren yaptıkları birçok ihbar müzenin incelemesine rağmen asılsız çıkmış. Ancak, höyük yakınında geçmişte açıldığı belirtilen bir su kuyusu için motor kulübesi yapılması üzerine yeniden bir suç duyurusu yapılmış, H. Sözmen bu kez de 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya başlanmış. Kuyunun, höyük SİT sınırının tam üzerinden geçtiği saptanmış, kışın kuyunun temizlenmesi amacıyla getirildiği söylenen iş makinasının geldiği saptanamamış... Ayrıca, jandarma kaçak kazı yapıldığına dair yeni bir delil bulamamış...
Müze Müdürü Ergeç, ‘‘Aslında akraba olan bu kişiler, mevcut su kaynağı veya kuyudaki suyun kullanımından kaynaklanan anlaşmazlıklarına bizleri alet etmişlerdir. Asıl amacın define aramak olduğu iddiası tamamen asılsızdır. Ayrıca Samanlı köyünde veya civarında 35 merdivenle inilen bir mağara bilinmediği gibi burada da bir çalışma olmamış veya bildirilmemiştir. Özsönmez, bilinmeyen böyle bir mağaraya girildiği ve içinden bir şeyler alındığını iddia ediyorsa 2863 sayılı yasanın ilgili maddesine göre, 'üç gün içinde haber verme zorunluluğu' hükmü gereğince bildiklerini zamanında resmi makamlara bildirmeyerek suç işlemiş bulunacağından hakkında gerekli işlem yapılmalıdır.’’
ARAZİ SAHİPLERİNDEN AÇIKLAMA
Akrabaları Özsönmez'in açıklamalarına karşılık, A. Sözmen, Z. Sözmen, H. Sözmen ve A. Sözmen adına açıklama yapan yeğenleri, avukat Y. Murat Alpaslan, ‘‘Adıma tapulu ve ilgili höyük ile hiçbir ilişiği olmayan arazimde bulunan ve 10 yıllar öncesinde açılan kuyunun su verimi, kuyuda yapılan islah çalışması ile artmış ve bu su sayesinde kuru tarlalarımız sulu tarıma elverişli hale gelmiştir. İşte bu bağlamda on yıllar öncesinden ve miras anlaşmazlığı nedeniyle ile çekişmeli olduğumuz aile, derin kıskançlık nöbetlerine tutulmuştur. Benzer suç uydurmaları aynı kişi ve kardeşleri tarafından adli makamlara yansıtılmış ve yargılama tamamen aklanmamızla son bulmuştur’’ dedi.J
Kızdıklarıma asla köpek demeyeceğim
Bir daha asla kızdıklarıma köpek demeyeceğim. Ancak, bunu yapanlara ne deneceğini henüz bulamadım. (Av. Rüştü Esin-İstanbul), TV'deki caniliği gördükten sonra dünyam karardı, namazımı ilk kez gözyaşlarımla kıldım. İskenderun Belediye Başkanı yalancı çıktı. (Süheyla Serencioğlu-İstanbul), 10 ve 13 yaşındaki kızlarım fenalık geçirdi. Büyük kızım bayıldı. Şimdi TV açmıyoruz. (İbrahim Diri-Ümraniye), İskenderun'u 8 yaşına kadar masmavi kıyısı ve palmiyeleriyle hatırlıyordum. Ne yazık ki, şimdi bu izleri birileri sildi. (Lütfü Dağtaş-İzmir), Yeter! Bir daha ağlamak istemiyoruz artık. (Ediz Alantuğ-İstanbul), Türkiye nereye gidiyor. İnsanlar polis copları altında yerlerde sürükleniyor, hayvanlar çöp arabalarında presleniyor, ağaçlarımız ormanlarımız rant için kesiliyor. Nedir bu sevgisizlik, saygısızlık, merhametsizlik? Müslümanlıkta bunlar var mı? (Nimet Kaynam-İstanbul), Türkiye bu utançtan kurtulmalıdır. (M.A. Candar-Ankara), Bazı insanlar hayvanlara eziyet ederek kendilerini görüyorlar, egolarını tatmin ediyorlar. Biz ne zaman medeniyete erişeceğiz? (Merih, Celal Fırat, Oya-Vedat Sürer-MARMARİS), Keşke hepimiz biraz hayvan olabilsek. Daha şefkatli, daha duygulu, daha içten olurduk belki. (Filiz Önder-İstanbul)
(İSKENDERUN Belediye Başkanı Mete Aslan'a... Geçmişte belediyeden çıkar sağlayanların önünü kestiğinizi duyduk... Dürüst olduğunuzu söylüyorlar. 50 milyon dolara Türkiye'nin modern arıtma tesisini kuruyormuşsunuz, kentin alt yapısını çözmek üzereymişsiniz. Sahildeki mafyayı da temizlemişsiniz... Köpek infazına yol açan olayın komplo olduğunu öne sürdüğünüze göre, temizlik işlerini verdiğiniz Göktuğ firması hakkındaki iddialara ne diyeceksiniz? Bu ihalede silahlar konuşmadı mı?)
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Yıldırım Aktuna ile bizi hayvan sevgisi bir araya getirdi.’’
(Ajda Pekkan)
AMELİYAT için Ankara Trafik Hastanesi ortapedi bölümü 103 no'u odaya yattım. Özel oda olmasına rağmen, odanın tavanına su akıyor, pislikten geçilmiyordu. Bakımın iyi olması, devamlı temizlik yapılması durumu değiştirmiyor. Parasızlıktan bakım yapılamıyormuş. Bir yardım kampanyası açılırsa, en başta ben yardımcı olacağım. Tel: O312-213 18 54,
Güzin KONYALIOĞLU ANKARA
Paylaş