Yeter! Söz Milletin

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

Devlet uyudu, trilyonlar gitti

Gürpınar Talay, tam beş yıldır Türkiye'nin gündeminden inmeyen kaçak Mercedes olayıyla didinip duruyor. ‘‘Devlet hazinesinden trilyonluk vurgun yapıldı, Gümrükler ve Hazine uyudu’’ diyor yıllardır...

Nedense devlet, ‘muhbir’ine sahip çıkmıyor.

Ama o canını ortaya koyup, tehditlere kulak asmıyor. Vatandaş olarak olayın peşini bırakmak niyetinde de değil... Devletin ilgili kurumlarına dilekçeler yazıyor, önlerine belge ve bilgi aktarıyor.

Gümrük kayıtlarına göre, 1984'ten bu yana Türkiye'ye sokulan kaçak otomobil sayısı 318 bini buluyor. Sadece beş yıl içinde gümrüklerden giren Mercedes'lerin sayısı ise 35 bin... İthal dışı Kapıkule'den 'transit', 'triptik' ve 'geçici kullanım' amacıyla giren araçlar kayıtlarda yer alıyor da, çıkışlar yok... Bu vahim gerçeği, Ankara'daki siyasetçi ve bürokratların bildiğini söylüyor Talay: ‘‘ANAP iktidara gelince, Çelik Gülersoy'un başkanı bulunduğu Turing Kulübü'nün elinden triptik karnesi tanzim etme ve araç takip yetkisi elinden alındı. Her şey bundan sonra başladı...’’

Bugünlere gelindiğinde olaya ciddiyetle eğilinmemesi nedeniyle otomobil kaçakçılığın üzerinden inanılmaz vurgunlar gerçekleşti.

Talay, ‘‘Sadece ben 3700 kaçak arabayı ihbar ettim. Eğer her arabadan 30-40 bin mark alınsaydı, sadece benim ihbarımla Hazine'ye 1 milyar DM girecekti’’ diyor. Talay'a göre, tüm kaçakçılığın devlete maliyeti 300-400 trilyon lira... İşte size 8 yıllık zorunlu eğitime aranan bir kaynak...

Bu yolla araba edinip keyif sürenlerin vicdanları rahat mı acaba?

.....

BİR TAPU DAVASI

Almanya'da 19 yıl süreyle uluslararası bir nakliye firmasında idareci olarak çalışan Gürpınar Talay, 1991'de Türkiye'ye döner.

Ankara Cinnah Caddesi'nde giriş katındaki dairesini satışa çıkarır. İRGE Ticaret'in sahibi galerici Sabahattin Özkan talip olur. Pazarlık sonucu 157.000 DM'ye anlaşırlar. Tapuda işlemler yapılır. Ancak Talay, 36 bin DM'lik çeki karşılıksız çıkınca, tapu iptal davası açar. Tapudan, ‘‘Seninkiler malı götürüyor, daire devir ediliyor’’ diye uyarılır. Tapuya gidinceye kadar satış işlemi çoktan sonuçlanmıştır.

Sabahattin Özkan bir süre sonra daireyi, hemşehrisi ve Ankara Deneme Lisesi'nden arkadaşı İbrahim Saraçoğlu'nun üzerine devreder.

Talay, Özkan'la uzun bir hukuk savaşına girişir.

ÖZKAN VE AKTURAN KİMDİR?

Talay, bu işlerin gerisinde bir ‘sahtekârlık’ olduğunu anlayınca, dedektifliğe başlar ve Mercedes kaçakçılığının ilk ipuçlarını yakalar.

Sabahattin Özkan ile Almanya'daki ortağı Çelikcan Akturan'ın, Türkiye'ye sahte faturalarla Mercedes soktuklarını belgeler.

İlk ihbarını 2.6.1992'de dönemin Maliye Bakanı Sümer Oral'a yapar. Dilekçesinde özetle şöyle yazar:

‘‘Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük oto kaçakçılığı yapılıyor, haberiniz olsun.’’

Aradan bir süre geçmesine karşın bir yanıt alamaz. İhbarlarını daha sonra Gümrük ve İçişleri Bakanlıklarına, Başbakanlık Teftiş Kurulu'na, Emniyet Kaçakçılık İstihbarat Dairesi ile İstanbul Mali Şube Müdürlüğü'ne bildirir.

Yedi kez başvurmasına rağmen ilgili makamların vurguna göz yummalarına isyan eder. Olayı Hürriyet'in Ankara Bürosu'na anlatır. Olay, 27.7.1993 tarihli Hürriyet'in manşetinde şu başlıkla yer alır:

‘‘100 trilyonluk ithal oto vurgunu...’’

İhbarlara karşı o ana kadar ilgisiz olan Gümrük Müsteşarlığı harekete geçmek zorunda kalır. Talay'ın ihbarı iki yıl kadar dikkate alınmadığından, bu arada sadece bir partide 900 Mercedes yurda sokulur; sahte faturalar ve otomobillerin değerinin yarı yarıya düşük gösterilmesiyle...

Gümrük Müsteşarlığı, beyanname ve faturaları incelemek üzere müfettişlere 5'er, 10'ar kaçak Mercedes dosyaları dağıtılır. Bu arada futbolcu Tanju Çolak'ın olayı da patlar. Çolak, bir tek arabadan mahkum olur.

YARGITAY'DA BİR DAVA

Bu arada bir Mercedes dosyası, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edilir. Kaçak Mercedes'lerin ‘ithalatçıları’ Sabahattin Özkan ve Almanya'daki ortağı Çelikhan Akturan toplu kaçakçılıktan yargılanmaya başlarlar. 1993'te açılan dava 1996 kasımında sonuçlanır. Sahte faturalı 10 aracı Türkiye'ye sokmaktan Sabahattin Özkan'a 110 yıl, Çelikcan Akturan'a da 44 yıl ağır hapis ve 52 milyar lira ağır para cezası verilir.

Bu arada alışılmadık bir durum olur.

Gümrüğün avukatı, sanığın son savunması alınmadığı gerekçesiyle Yargıtay'a itiraz eder. Halbuki böyle bir itirazı sanıkların yapması gerekmez mi? Yargıtay'ın gönderdiği dosya üzerinde mahkeme ilk kararında ısrar eder. Bu kez Maliye Başhukuk Müşaviri'nin talimatıyla yine Yargıtay'a itirazda bulunulur.

Şimdi bu dosyanın nasıl sonuçlanacağı merak edilmektedir.

YARIN: Kaçak Mercedes olayı kimlerin önünden geçti ve çözüm nedir? Kutlu Savaş ne zaman harekete geçecek?













Yazarın Tüm Yazıları