Paylaş
(I)
TIME ve Refah
Atatürk'ün ve Türkiye'nin Time dergisinde kapak olması, medyamızda büyük kıvanç veren bir olay olarak sunuldu. Ama dergideki yazının ne denli yan tuttuğu dikkati pek çekmedi. Bir ara yıllarca izlemiş olduğum Time'ın sıklıkla yan tutabildiğini -New York Times da kanımca öyledir- bildiğim için bu beni pek şaşırtmıyor. Benim için ilginç olan Time yazısındaki yanlı tutumun, en azından her gün okuduğum Cumhuriyet ve Hürriyet gazetelerinde pek fazla dikkati çekmiş görünmemesi... Belki kaçırmış olabilirim. Time'daki yayın, bazı ABD yetkililerinin de yapmaya çalıştığı gibi Anayasa Mahkemesi'ni etkilemek amacı ile yapılmış olabilir mi?
Dikkat edilirse, yazıda Türkiye'de laikliğin tek savunucusu Ordu gibi gösteriliyor ve buna karşılık Refahlılar da demokrasinin savunucusu. Yazıda ‘‘ılımlı’’ İslamcılar ya da Refahlılar demokrasiyi güzelce savunuyorlar. Türban konusu selim bir demokrasi konusu gibi gösteriliyor. Buna karşılık yazıda sade laik vatandaştan tek bir kişinin bile görüşü yok. Refah'a ya da ılımlı İslam'a karşı ülkeyi savunan, böylece de demokrasiye karşı çıkan, tek gücün Ordu olduğu izlenimi veriliyor. Yani bir yanda demokrasiyi savunan, aralarında Karatepe, Erbakan, Metiner gibi ‘ılımlı’ların bulunduğu Refahlılar, öbür yanda da laikliğin bekçisi, ama insanların giyimine bile karışan antidemokratik Ordu... Yazarlar, Şükrü Karatepe'den bile alıntı yaparken onun görece ılımlı sözlerini seçmişler ve vatandaşlara bağırdığı ‘kin ve nefretinizi söndürmeyiniz’ sözlerini es geçmişler. Hemen ardından da Karatepe'ye ‘hayran’ bir esnafın, onu ne denli ‘ılımlı’ gördüğünü eklemişler. Üstelik, Karatepe'nin alıntı yapılan sözlerine dayanılarak mahkum edildiğini de yazmışlar.
RP kapatılırsa ülkenin Cezayir'e dönebileceğini söyleyenlerin de bulunduğunu yazan Time'ın değinmediği sayısız önemli olay örneği verilebilir. Uzun uzun İstanbul'da bir imam hatip okulunun ne denli çağdaş, hoşgörülü öğrenci yetiştirdiğini, bir kız öğrencinin söylediklerini de aktararak anlatırken, İmam Hatip Okulları'nda nasıl Refah'a militan yetiştirildiğine, devletin temel laik yapısını değiştirmek için nasıl örgütlendiklerine, fanatik dincilerin eylemlerine örnekler verilemez miydi? Örneğin, İHO'nun Refah'ın ‘arka bahçesi’ olduğu, 1992'de Sıvas'ta 37 yazar ve sanatçıyı diri diri yakan gözü dönmüş dincileri ve mahkemede onların avukatlığını kimin yaptığı, Sincan olayları, oy avcılığı için dinin nasıl sömürüldüğü, nasıl çıkar çevreleri ile işbirliği yapıldığı ve bütün bunlara karşı yalnız Ordu'nun değil, büyük bir toplum kesiminin de yoğun tepkisi olduğu, Refahyol hükümeti düşünce toplumda bir rahatlama görüldüğü kısaca anlatılamaz mıydı?
Prof. Dr. M.Orhan ÖZTÜRK-ANKARA
MİLLETVEKİLLERİNE...
- Sorulmaz yolsuzluklar, vekilidir milletin. /Ye hortumla devleti, yediğin hep kısmetin. /Yeminle başla işe, kur paravan şirketin. /Senle beraber yiyor, el etek öpenlerin... Nizami Sunguroğlu-HOLLANDA
- Aklınızı başınıza alın. Lale devrini mi yaşıyorsunuz. Halkımıza saygılı olun, eleştirileri bırakıp, iş üretmeye bakın. S.K.-İSTANBUL
CUMHURBAŞKANI'NA...
‘‘Devletin itibarını sarsmayın...’’ diyen Sayın Demirel'e soruyorum:
- Meclis'in yaptığı yolsuzlukları meydana çıkartmak mı, yoksa sayın milletvekillerinin Meclis'te birbirlerine tekme tokat giriştikleri gün mü Meclis'in itibarı sarsılmıştır? Bir sadece vatandaş olarak görüşüm; Meclis'te oturmasını, konuşmasını ve millete güzel örnek olmayı bilmeyen Sayın milletvekillerine eski koltuklarının bile layık olmadığıdır. Tülay UĞUR-BURSA
DSP İl Başkanı'nın açıklaması
DSP Erzurum İl Başkanı M. Cengiz Erturan, ‘‘Gemici attı, Çağan atadı’’ başlıklı yazıyı yanıtlıyor:
‘‘Münir Yavuz, 1974'de Atatürk Üniversitesi'nde memuriyet görevine başlamış, 1988-90 arasında imamlık yapmış, aydın, demokrat, çıkar peşinde koşmadan, dürüstlük ilkesi ile görev yapan bir kişidir. 1990'da ANAP hükümeti zamanında Sosyal Hizmetler İl Müdür Muavinliği görevine atanmıştır. Refahyol döneminde aydın düşüncelerinden dolayı muavinlik görevinden uzaklaştırılmış olup, dürüstlüğüne kefil olan Erzurum ileri gelenlerinin araya girmesi ile yeni bir kararname ile eski görevine atanmıştır.
Anasol hükümetinin göreve başlamasını takiben Sosyal Hizmetler İl Müdürü Sayın Mehmet Durun, görevden alınarak yerine vekaleten Cihat Kaplan atanmıştır. Kaplan çevresinde çalışkanlığı, dürüstlüğü ve başarılı çalışmaları sebebiyle İl Müdürlüğü'ne atanma olasılığı bulunan Yavuz'u tamamen kendi insiyatifi ile muavinlik görevinden uzaklaştırmıştır. Yararlı çalışmaları sebebiyle Erzurum halkının takdirini kazanmış ve desteğini almış Yavuz hak ettiği bir göreve atanmış olup, halkımızın çalışkan, dürüst, rüşvet yemeyi görev bilen idarecilere ihtiyacı vardır.
Şahsım ve ekibim dürüstlük ilkesi ile halkımıza hizmet götürmeye çalışırken, eşime ait Şafak Eczanesi'ne SSK Hastanesi'nde reçete gönderilmesi için Başhekim'e baskı yapmam söz konusu bile olamaz. Çünkü Sayın Başhekim'in kurumdan hizmet almaya çalışan hiçbir hasta üzerinde baskı oluşturmaya hakkı olmadığının bilincindeyim. Kaldı ki, şahsımın görev yapmaya başlamasından sonra eşimin kurumdan tahsil ettiği fatura bedelleri yarı yarıya düşmüş olup, kurum memurları tarafından eşime ödeme yapılmasında zorluklar çıkarılmakta ve kurumla ilişkisini kesmesi yönünde baskı uygulanmaktadır.
Halkımıza en iyi ve dürüst hizmeti götüreceğime söz verirken, sadece sağladıkları rant sebebiyle oturdukları koltukları işgal etme çabasındaki kişileri ve yandaşlarını köşeniz aracılığı ile korkmadan isimlerini açıklamaya devam ediyorum.’’
Kadınlar; haydi cumaya...
Bu mübarek Ramazan'da çoğunuz, biz erkeklerden çok daha fazla inanç ve imanla ibadet edip oruç tutuyorsunuz. Diyanet ve İlahiyat hocaları, sizlerin cuma, teravih ve cenaze namazlarına da katılmanızda dinen hiçbir engel olmadığını beyan ettiler. Bu durumda hem ibadetlerinizin tamamlanması, hem de sizler ile Allah arasına girerek ibadetinizi engelleyen çağdışı zihniyetin yıkılması için sizleri baba, eş ve kardeşlerinizle birlikte camilerek giderek ibadetlerinizi yapmaya davet ediyoruz.
Erdal YETKİN-LEVENT
(II)
TIME ve Refah...
Atatürk'ün ve Türkiye'nin Time dergisinde kapak olması, medyamızda büyük kıvanç veren bir olay olarak sunuldu. Ama dergideki yazının ne denli yan tuttuğu dikkati pek çekmedi. Bir ara yıllarca izlemiş olduğum Time'ın sıklıkla yan tutabildiğini -New York Times da kanımca öyledir- bildiğim için bu beni pek şaşırtmıyor. Benim için ilginç olan Time yazısındaki yanlı tutumun, en azından her gün okuduğum Cumhuriyet ve Hürriyet gazetelerinde pek fazla dikkati çekmiş görünmemesi... Belki kaçırmış olabilirim. Time'daki yayın, bazı ABD yetkililerinin de yapmaya çalıştığı gibi Anayasa Mahkemesi'ni etkilemek amacı ile yapılmış olabilir mi?
Dikkat edilirse, yazıda Türkiye'de laikliğin tek savunucusu Ordu gibi gösteriliyor ve buna karşılık Refahlılar da demokrasinin savunucusu. Yazıda ‘‘ılımlı’’ İslamcılar ya da Refahlılar demokrasiyi güzelce savunuyorlar. Türban konusu selim bir demokrasi konusu gibi gösteriliyor. Buna karşılık yazıda sade laik vatandaştan tek bir kişinin bile görüşü yok. Refah'a ya da ılımlı İslam'a karşı ülkeyi savunan, böylece de demokrasiye karşı çıkan, tek gücün Ordu olduğu izlenimi veriliyor. Yani bir yanda demokrasiyi savunan, aralarında Karatepe, Erbakan, Metiner gibi ‘ılımlı’ların bulunduğu Refahlılar, öbür yanda da laikliğin bekçisi, ama insanların giyimine bile karışan antidemokratik Ordu... Yazarlar, Şükrü Karatepe'den bile alıntı yaparken onun görece ılımlı sözlerini seçmişler ve vatandaşlara bağırdığı ‘kin ve nefretinizi söndürmeyiniz’ sözlerini es geçmişler. Hemen ardından da Karatepe'ye ‘hayran’ bir esnafın, onu ne denli ‘ılımlı’ gördüğünü eklemişler. Üstelik, Karatepe'nin alıntı yapılan sözlerine dayanılarak mahkum edildiğini de yazmışlar.
RP kapatılırsa ülkenin Cezayir'e dönebileceğini söyleyenlerin de bulunduğunu yazan Time'ın değinmediği sayısız önemli olay örneği verilebilir. Uzun uzun İstanbul'da bir imam hatip okulunun ne denli çağdaş, hoşgörülü öğrenci yetiştirdiğini, bir kız öğrencinin söylediklerini de aktararak anlatırken, İmam Hatip Okulları'nda nasıl Refah'a militan yetiştirildiğine, devletin temel laik yapısını değiştirmek için nasıl örgütlendiklerine, fanatik dincilerin eylemlerine örnekler verilemez miydi? Örneğin, İHO'nun Refah'ın ‘arka bahçesi’ olduğu, 1992'de Sıvas'ta 37 yazar ve sanatçıyı diri diri yakan gözü dönmüş dincileri ve mahkemede onların avukatlığını kimin yaptığı, Sincan olayları, oy avcılığı için dinin nasıl sömürüldüğü, nasıl çıkar çevreleri ile işbirliği yapıldığı ve bütün bunlara karşı yalnız Ordu'nun değil, büyük bir toplum kesiminin de yoğun tepkisi olduğu, Refahyol hükümeti düşünce toplumda bir rahatlama görüldüğü kısaca anlatılamaz mıydı?
Prof. Dr. M.Orhan ÖZTÜRK-ANKARA
MİLLETVEKİLLERİNE...
- Sorulmaz yolsuzluklar, vekilidir milletin. /Ye hortumla devleti, yediğin hep kısmetin. /Yeminle başla işe, kur paravan şirketin. /Senle beraber yiyor, el etek öpenlerin... Nizami Sunguroğlu-HOLLANDA
- Aklınızı başınıza alın. Lale devrini mi yaşıyorsunuz. Halkımıza saygılı olun, eleştirileri bırakıp, iş üretmeye bakın. S.K.-İSTANBUL
CUMHURBAŞKANI'NA...
‘‘Devletin itibarını sarsmayın...’’ diyen Sayın Demirel'e soruyorum:
- Meclis'in yaptığı yolsuzlukları meydana çıkartmak mı, yoksa sayın milletvekillerinin Meclis'te birbirlerine tekme tokat giriştikleri gün mü Meclis'in itibarı sarsılmıştır? Bir sadece vatandaş olarak görüşüm; Meclis'te oturmasını, konuşmasını ve millete güzel örnek olmayı bilmeyen Sayın milletvekillerine eski koltuklarının bile layık olmadığıdır. Tülay UĞUR-BURSA
Kadınlar; haydi cumaya...
BU mübarek Ramazan'da çoğunuz, biz erkeklerden çok daha fazla inanç ve imanla ibadet edip oruç tutuyorsunuz. Diyanet ve İlahiyat hocaları, sizlerin cuma, teravih ve cenaze namazlarına da katılmanızda dinen hiçbir engel olmadığını beyan ettiler. Bu durumda hem ibadetlerinizin tamamlanması, hem de sizler ile Allah arasına girerek ibadetinizi engelleyen çağdışı zihniyetin yıkılması için sizleri baba, eş ve kardeşlerinizle birlikte camilere giderek ibadetlerinizi yapmaya davet ediyoruz.
Erdal YETKİN-LEVENT
Cihangirliler'den...
SEMTİMİZDEKİ otoparkın işletmecisi AVİS şirketinin keyfi otopark ücreti uygulamasını protesto ediyoruz.
Otopark ücretlerinin Beyoğlu Belediyesi tarafından tespit edildiğini bildiren AVİS, aylık otopark ücretini 10 milyon 850 binden 18 milyon 600 bin liraya çıkarttı. Ayrıca her yıl ocak sonunda uygulanan zammın bu yıl ocak başına alınması da dikkat çekicidir. Neredeyse asgari ücrete yakın... Sonra bu otopark bakımsızlıktan dökülüyor. Yağmur yağdığında içerisi göl haline dönüyor. Dış cephesi bugüne kadar boya görmedi. Beyoğlu Belediyesi'nden ricamız, yaptığı sözleşmeyi kamuoyuna açıklamasıdır. AVİS'in Cihangirliler'i soymasına izin vermeyiniz. Bir grup Cihangirli-TAKSİM
Mesaj Panosu
TELEKOM'a... Kablolu TV yayınlarında uyguladığınız tekelci zihniyetten ötürü mağdur oluyoruz. Kablolu yayın üyelik aidatları yüksek olmasına rağmen Telekom'a üye başına 1-2 sent gibi küçük meblağı ödememek için Pro7, Sat1 ve RTL'yi hâlâ neden yayına sokmuyorsunuz. Yalnızca Marmara bölgesinde 50 bin Alman vatandaşının ve bir o kadarda geri dönüş yapmış ama Almanca yayınlarla ilgilinin Türk vatandaşı bulunduğunu düşünmüyorsunuz.
Uschi AKIN-Die Brücke Yönetim Kurulu Başkanı-KADIKÖY
KADIKÖY, Hasanpaşa'dan Turgut Denizli: Ömerli Barajı'ndaki bakım çalışması, elektrikle çalışan su pompalarını devre dışı bıraktı ve su kesintisinin faturası vatandaşa çıkartılıyor. İSKİ, AKTAŞ'ı sorumlu gösteriyor, AKTAŞ'ta da sorumlu bulamıyoruz. Ramazan ayında canımızdan bezdirmeye yemin etmişler sanki...
İETT'den açıklama: Beykoz Kavacık sakinlerinin Kavacık-Mecidiyeköy arasında otobüs hattı isteği kurumumuzca değerlendirilmeye alınmıştır. Kısa vadede çözüm için; Ümraniye'nin Tepeüstü mevkiine aktarma istasyonu yapılacaktır. Daha sonra Kavacık-Mecidiyeköy hattının açılmasına geçilecektir.
Paylaş