Paylaş
Ama asıl önemlisi ve bizi rahatlatacak olan yerli aşı. Ülkemizde de bu alanda çalışmalar sürüyor. Erciyes Üniversitesi’nde Prof. Dr. Aykut Özdağrendeli ve arkadaşları SinoVac aşısı gibi inaktif aşıyı üretmeyi başardı. Faz 3 çalışmasına geçiyorlar. Ayrıca Tekirdağ Çerkezköy-Kapaklı’daki Koçak Farma da kendi inaktif aşısını geliştirmek için çalışıyor. Faz 1 çalışması için bakanlığa başvurmuşlar. Koçak Farma firmasını ziyaret edip çalışmalarını bu sütunlarda yazmıştık. Ziyarette, yönetim kurulu başkanı, İTÜ mezunu Ender Koçak ile ODTÜ mezunu kimya mühendisi yeğeni Cem Koçak bulunmuştu.
‘Koçak Farma’ 100 bini kapalı alan olan 140 bin metrekare alanda kurulu Türkiye’nin en büyük ilaç üretim tesisi. COVID-19 aşısı için gerekli yüksek güvenlik seviyeli, Sağlık Bakanlığı GMP onaylı BSL-3/ABSL-3 laboratuvar ve üretim imkânlarına sahip tek firma. 10 milyon doz üretim kapasitesine sahip bir tesis. İki aşı çalışması paralel yürüyor. Her şey planlandığı gibi giderse Erciyes Üniversitesi’nin aşısı nisan-mayıs gibi, ardından da Koçak Farma’nın kendi geliştirdiği aşı işte bu tesislerde üretilecek.
Yani, nisan gibi Türkiye’nin kendi aşısını uygulaması ihtimal dahilinde. AB’nin geçen yıl ısmarladığı aşılarda nedense birdenbire üretim sıkıntısı baş gösterdi. Ülkelerin yeterli aşıya kısa sürede ulaşması olası görülmüyor. Dolayısıyla yerli aşının hem salgına karşı büyük umut olacağı, hem de bu alanda ülkemiz için gelecekte beşeri aşı üretimi konusunda çığır açacağı muhakkak. Müthiş bir tecrübe olacak.
Hastalanıp iyileşenler, 18 yaş altındakiler dışında ülkemizde 60 milyon civarında kişinin aşılanması gerekiyor. İki doz olarak düşünülürse 120 milyon doz aşı lazım. SinoVac’tan 50 milyon doz alacağız. Alman Pfizer/BioNTech, ABD’li Moderna, Johnson&Johnson veya İngiliz/İsveç AstraZeneca veya diğer firmalarla da görüşülüyordur muhakkak. Ama bu firmalardan acil kullanım izni alanlar gördüğümüz kadarıyla daha geçen yıl yaptıkları anlaşmaları yerine getiremiyor. Kaldı ki bize hemen aşı versinler... Dolayısıyla en önemli umut yerli aşıda.
‘HUYSUZ’ BİR GAZETECİYDİ TANJU...
GAZETECİ Tanju Cılızoğlu (86), koronavirüsü atlattı ama mustarip olduğu beyinle ilgili rahatsızlığı nedeniyle Ankara’da önceki gün vefat etti.
Tokat’ta doğdu, Fatih’te yaşadı ve Vefa Lisesi’nde okudu. Parlak ve başarılı bir gazeteciydi; ‘Babıâli dünyası’nda en ünlü üç röportajcıdan biri olarak anılırdı. 1- Faruk Şensoy (Akşam, Milliyet, Güneş), 2- Halit Çapın (Milliyet ve Hürriyet), 3- Tanju Cılızoğlu (Vatan, Son Saat, Güneş, THA, Milliyet). Cılızoğlu daha sonra Kocaeli’nde yaşamaya başladı. Orada uzun yıllar ‘Özgür Kocaeli’ ve ‘Bizim Kocaeli’ gazetelerinde günlük yazılar yazdı. Ayrıca ‘Bizim Sanat’ dergisini çıkardı. Son yıllardaki haftalık ‘Değişim-41’ gazetesinde yazıları büyük yankı uyandırıyordu. 20’ye yakın kitabındaki ciddi yazılar; İnönü’den Demirel’e, İhsan Sabri Çağlayangil’den tutuklandığı 12 Eylül’ü anlatan ‘Balyoz’a kadar hayli yankı uyandırmıştı. Cılızoğlu bir entelektüeldi. Aykırı bir kişilikti, cehalete tahammülsüzdü. İyi bir Atatürkçüydü, sosyalist duruşu dik, kalemi acıtıcıydı.
Eşi Gamze, Kocaeli Üniversitesi’nde doçent ve kızı Dilara, ODTÜ’de araştırma görevlisi. Sanatçı Işıl Yücesoy ile evliliğinden sonra kızı Meneviş de ABD’de asistan profesör. Kız kardeşi Tülin Ayata da profesör unvanlı bir akademisyen.
Onun yakın dostu ve meslektaşımız Mehmet Aycan, “Ali Galip, Bekir Coşkun, Ünal İnanç, Emin Karaca, Tanju Bey (ve diğerlerini) unutmayacağız” diye mesaj atmış, hepimizi ağlattı.
Boğaz kaçakları ne zaman yıkılacak?
‘CASUS REZA’YI KORUYAN MI VAR?
CUMHURBAŞKANI Erdoğan tarafından ‘Casus’ olarak nitelendirilen ve casusluk suçlaması nedeniyle hakkında soruşturma yürütülen Reza Zarrab’ın, Beykoz ve Kanlıca’daki iki tarihi eserde izinsiz yapılan uygulamaları gündemden düşmüyor. 2015 yılında açılan iki davada yargılama süreci Reza Zarrab’ın Amerika’da kaçak olması nedeniyle yürümüyor.
Bu sürece kadar sadece, yapıların uygulama sorumlusu inşaat mühendisi Hakkı Süha Gökdemir’e bir yıl sekiz ay ceza verildi. Mahkeme safhasında Ebru Gündeş, “Ben yapmadım, Reza yaptı” derken, Reza Zarrab’ın da daha önce savcılığa verdiği ifadede “Ben yapmadım, mühendis yaptı” demesi yargı mensupları ve avukatların gülüşmesine neden olmuştu.
Mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarında her iki tarihi eser ile ilgili ‘kaçak yapılaşma’ nedeni ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü tarafından İBB Encümeni kararı ile yıkım ve para cezası kararı çıkarıldı!
Ancak Ekrem İmamoğlu belediye başkanı olunca, ‘kaçak’ olayından bugüne kadar aradan 19 ay geçmesine karşın, başkanı olduğu İBB Encümeni’nin aldığı yıkım kararını uygulamaması eleştiri konusu oluyor.
CİMER’e başvuran Hüseyin Sağ, “İBB Encümeni’nin aldığı yıkım kararı uygulaması neden yapılmıyor? Boğaziçi İmar Müdürlüğü böyle bir başvuruya nasıl ‘Yasal süreç devam ediyor’ diyebiliyor? Yasaya göre, karara karşın yıkmamanın da suç olduğu bilinmiyor mu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bu kadar zarar veren bir kişinin yeri yıkılmayacaksa neresi yıkılacak?”
YAZDIK, KARARNAME YAYINLANDI
BEKLENEN Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yayınlanmasının ardından devlet sağlık kurumları tarafından Genel Sağlık Sigortası (GSS) ve Bağ-Kur prim borcu olan milyonlarca yurttaşa yeniden ücretsiz sağlık hizmeti sunulacak.
Uzman gazeteci Şükrü Karaman’ın köşemizde 21 Ocak’ta yayınlanan ‘Prim borcu olana sağlık hizmeti yok’ başlıklı yazının hemen sonrası borçlu vatandaşı yakından ilgilendiren kararnamenin yayınlaması okurlarımızın teşekkürüne neden oldu. Kararname uyarınca GSS ve Bağ-Kur prim borcu olan tüm yurttaş ile bakmakla yükümlü olduğu aileleri, 2021 sonuna dek kamu ve üniversite hastanelerinden temel hak olan sağlık hizmetinden ücretsiz yararlanacak. Yılbaşında geçerli olmak üzere brüt asgari ücrette gerçekleştirilen yüzde 21.56 oranındaki artışa koşut olarak GSS primlerine de aynı oranda zam yapılarak 88.29 liradan 107.32 liraya yükselmişti.
Uygulanmaya başladığı 2012 yılından bu yana sağlıkta amaçlanan hedeflere ulaşamayan, aksine yurttaşın mağduriyetine yol açan GSS’de ciddi reform yapılması gerekiyor galiba.
GÜNÜN SÖZÜ
“İKLİM değişikliğine hazır bir İstanbul tasarlıyoruz. İstanbul olarak bu mücadelede, gençliğimize ve kolektif enerjimize güveniyoruz.”
(Ekrem İmamoğlu’nun, 2021 İklim Uyum Zirvesi’nin 13 büyük şehrin belediye başkanlarının katıldığı çevrimiçi toplantısında yaptığı konuşmasından)
Paylaş