Paylaş
Peki kaça patlayacak bu iş?
Sadece yazarkasa 590 Euro+KDV... Paşa paşa ödeyecek yazarkasa sahipleri bu parayı.
Peki, hangi yazarkasalar alınabilecek?
Eh, işte burada iş değişiyor. Onaylı tek firma var, o da MT grup bünyesinde çıkan Vera-Delta...
2 milyondan fazla yazarkasa ve sayısı yüz binleri bulan mobil pos cihazı değişimi, tek firmada... Birileri iyi kazanacak, olan yine biz esnafa olacak. Antalyalı bir esnaf olarak bu konuyu ele almanızı canıgönülden diliyorum
Volkan KORAY
ABD’de ‘tek dil’e bakın
ALİ Kamil göndermiş, “Demokrasi havarisi ABD’de tek dil zorunluluğu vardır. Çokuluslu karma yapılara rağmen” diyor.
“310 milyonluk ABD’nin nüfusunu oluşturan halklara bir bakarsak...
Almanlar 50 milyon, İrlandalılar 38-40 milyon (İrlanda nüfusundan fazla)...
İngilizler 30 milyon, Meksikalı 25-28 milyon, İskoçlar 25 milyon (İskoç’ya nüfusundan fazla). Amerikalı 22 milyon, İtalyanlar 18 milyon, Polonyalılar 10 milyon, Fransızlar 10 milyon... Çek 2 milyon, Yunan 2 milyon, Portekizli 1.5 milyon... Türkler 300 bin, Ermeniler 500 bin... 310 milyon ABD nüfusunun ancak 22 milyonu Amerikalı... Bir Alman, bir Fransız, bir İtalyan... Anayasadan Amerikan sözcüğünü çıkarın desin hele... Ya da resmi dilin dışında devlet dairesine bir dilekçe versinler...”
İstanbul’da atlı polis
İNGİLTERE başta olmak üzere Belçika, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde toplumsal olayları önlemekte sıkça başvurulan ‘atlı polis’ uygulamasının Türkiye için umut olabileceğini söyleyen At ve Binicilik Fuarı EQUIST Proje Müdürü Osman Bayazıt Genç “Atın caydırıcı gücünden yararlanmak biber gazından çok daha insanidir. Türkiye bu projeye önem vermelidir” diyor.
Genç, atlı polis ile ilgili şunları söyledi:
“Türkiye’de toplumsal olayları önlemekte sıkça başvurulan biber gazı, büyük tepki çekiyor. Oysa Londra sokaklarında en küçük bir hareketlenme olduğunda ortaya çıkan atlı polis atların ihtişamı ile kısa sürede caydırıcılığı sağlıyor. Başta İstanbul olmak üzere bir yılda 10 milyon turistin geldiği şehirlerde, özellikle de gösterilerin sık sık tekrarlandığı Beyoğlu, Taksim gibi bölgelerde sıkılan her biber gazı turistlerin de gözlerini yaşartıyor. Atlı polis gelişsin, turistlerin de gözyaşı dinsin.”
Genç’e göre “Özel güvenlik şirketleri bile bu kapsamda ekipler oluşturabilir.”
Fil ve karınca
FİL’i yenmiş bir karınca,
Ateş bacayı sarınca,
Fil güya ulaşılmaz bir noktaya varınca, etrafındaki herkesi kırınca,
Kendisinden güçlü hiçbir hayvan olmadığını sanınca...
Sonunda olan olmuş, küçük bir karınca koca bir filden daha güçlü olmuş.
Böyledir hayat...
En güçlü olduğumuz an, aynı zamanda en zayıf olduğumuz andır.
Hiçbir güç mutlak değildir doğada. Herkesi dize getirdiğini sanan.
Çöker bir gün diz züstü. Koca bir fili durduran da.
Bir karıncadır altı üstü.
Mustafa BALBAY (28.05.2012)
Biliyor musunuz
ADD Beşiktaş Şubesi’nin, 3. Siyaset Okulu’nun 200 öğrencisinin derslerinin 21 Mart Perşembe günü 19.00’da Prof. Dr. Erdoğan Teziç’in konuşmasıyla başlayarak 9 Mayıs’a kadar Hıfzı Topuz, Alpaslan Işıklı, Onur Öymen, Orhan Çekiç, Osman Bahadır, Melih Baş, Türker Ertürk’ün dersleriyle süreceğini (besiktasadd@gmail.com)...
Bayraktar, imar uygulamalarında Topbaş’ı atlatıyor mu?
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nden 4 yıldır plan değişikliği için uğraşan Akmerkez AVM, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sayesinde ‘mutlu’ sona ulaştı!
İmara aykırı yaptığı tüm eklentiler yasal hale geldi.
Erdoğan Bayraktar’ın yürüttüğü bakanlığın kuruluş amacı ‘kentsel dönüşüm’; parsel bazında AVM’ye 1/1000 plan değişikliği yapmak değil.
Bakanlık böyle ‘ince’ işlerle plan yapma zamanını ve fırsatını nereden buluyor?
‘Büyük Türkiye’yi dönüştürmek ‘gerekçesiyle’ oluşturulan böyle bir bakanlığın işi, 1/1000 ölçekli plan yapmak olmamalıdır.
Ama oluyor ve ardından şöyle bir soru da akla geliyor:
“Kentsel dönüşümle yada depremle ne ilgisi var bunların”
Kamu yararı var mı, Bakan Bayraktar’ın bu işlerden haberi var mı acaba?
Yoksa, Bayraktar ile Kadir Topbaş’ın arası limoni midir, bu işlerden ötürü...
H.S.A.
Moda’da yeni trafik düzeni bizi mahfetti
KADIKÖY Belediyesi, Kasım 2012’de başlayıp Mart 2013 gibi tamamladığı Moda sokakları yenileme işi ile, Moda semtindeki otomobil park yerlerini öncekine göre %60 civarında azalttı. Zaten evvelden beri park yerlerinin ucu ucuna yettiği Moda şu anda yaşanmaz hale gelmiş durumda. Buradaki apartmanlar, bitişik nizam ve çok az bir kısmı dışında otoparkı olan apartman yok. Bunun böyle olduğu bilindiği halde, göz göre göre park yerlerinin yok edilmesi, bu semtte yaşayan insanları bu semtte yaşayamaz hale getirmekle eşdeğer.
Bu proje uygulanmadan önce, semtteki sokaklara çift taraflı park edilebiliyor, ve pekala kaldırımlar da kullanılabiliyordu. Belediye bu proje ile, kimi sokakların her iki tarafına da demir babalar çakmak suretiyle, o sokaklarda park imkanını tamamen ortadan kaldırdı, kimi sokaklarda ise, sokağın tek tarafına demir babalar çaktı, diğer tarafında da yine demir babalar marifeti ile kısıtlı bir park imkanı tanıdı.
Moda semtinin sokaklarına deli gömleği gibi binlerce siyah demir baba çakıldı, insanlar akşam arabalarıyla evlerine geldiklerinde bir saat park yeri arıyorlar. Kadıköy Belediyesine daha proje yapım aşamasındayken defalarca çeşitli mecralardan başvurarak bu durumu düzeltmelerini istedik ancak halkın haklı uyarıları hiçbir şekilde dikkate alınmadı.
Belediye Başkanı Selami Öztürk basında Göztepe Parkına cami yapımı konusunda, Büyükşehir Belediyesinin vapurlar hakkında bile anket yaparken, böyle önemli bir konuda bildiğini okuduğunu ifade etti, ki bence de burada haklıdır. Ancak kendisi de koskoca bir semtte yaşayan insanların hayatlarını büyük sıkıntıya sokan böyle bir kararı, burada yaşayan halka hiçbir şekilde sormadan almıştır.
Herhalde Selami Öztürk kendisini 20 senedir rekor seviyede oyla Belediye Başkanı yapan Kadıköy halkına böyle teşekür ediyor!
Bener DAĞLIER-KADIKÖY
Zonguldak limanı sahasında Adliye binası yapılır mı?
ZONGULDAK limanı kara ve demir yollarıyla yurdumuzda Karabük, Kayseri, Ankara, Konya, Antalya ve tüm güney illerimize, Suriye, Irak, Kuveyt devletlerinin şehirlerine; Novoriski, Evpotarya limanlarına denizden bağlıdır. Kazakistan ve Belarus, Zonguldak limanı ard ülkesi Hinterland’ıdır.
Liman zaten kapasitesinin altında bir performansdadır yıllardır. Eski liman, yeninin 1/3 büyüklüğündeydi şimdiki tonaj kadardı; tahmil tahliye iş bilen yöneticiler sayesinde.
Zonguldak limanının depo ve antrepo alanlarının çeşitli yapılaşmalarla küçültülmesi liman fonsiyonlarını da küçültmüştür.
Şimdi Adliye Sarayı’nın yanına bir Adliye Sarayı hafriyatı daha görüyoruz; Zonguldak limanı antrepo alanı içinde... Zonguldak ilinde uygun arsalara kamu binaları neden yapılmaz anlayamıyoruz?
Yalçın Bey, şu anda rıhtımlarda 3 feribot, 4 kargo gemisi mevcut... Alargada hergün 5-6 gemi sıra bekliyor. Dünyayı gezmiş yerli ve ecnebi süvariler-kaptanlar bu adliye binasını uygun görmezler; mini bir anketle ortaya çıkar gerçek.
Zonguldak limanının fonksiyonlarını azaltmak, Adana, Hatay, Ankara, Suriye, Belarus vb hinterlandlarda yaşayanların kursaklarına gidecek lokmaları kesmektir.
(Okurumuz şunu ekliyor: Yılmaz Erdoğan’ın ‘Kelebeğin Rüyası’ filmini izledik geçenlerde. Zonguldak kültürel bakımdan neymiş, nasıl güzel insanlar yetişmiş.
Sonra kömür sektörünün gelişmesi ile 1970-80’lerde nasıl zenginleşti. Ancak Özal döneminde ‘işçi düşmanlığı’ ve özelleştirmelerle çöktü kent... Bugün liman sahasına Adliye binası yapan kafaya ne nedir, siz bulun! Bu nedenle benim adımı yazmayınız.)
Paylaş