KUĞULU kavşaklarında sona gelindi, 6 ay boyunca Ankaralılarca çekilen sıkıntıların, harcanan tonla paranın ardından elde edilecek kazanç nedir düşünelim...
Burası modern, yemyeşil, yayaların geniş kaldırımda rahatça yürüyebildikleri, araçların her yöne dönüş yapabildiği ve yoğun saatlerde bile kavşaklardaki bekleme süresinin hiç de abartıldığı kadar uzun olmadığı, Başkentin tarihi kimliğini yansıtması nedeniyle dokusunun bozulmadan korunması gereken bir bulvarıydı.
Bugün Atatürk Bulvarı’ndaki cadde genişliği 20 metreden 40 metreye çıkartıldı ancak kaldırımlar kimi yerlerde geçit vermez şekilde daraltıldı. Yemyeşil dokusu ve tarihsel kimliği değişerek modernleşme adı altında çok tartışılan, kuyu gibi derin, zevksiz tünellerle bir otobana dönüştü. Ayrıca araçlar eskiden olduğu gibi pek çok yöne dönemeyecekler.
90’lı yılların başında hafta sonları araç trafiğine kapatılarak Ankaralıların doldurduğu, nefes alan, yaşayan Tunalı Hilmi Caddesi bugün park yasağının olduğu 3-4 şerit halinde sürekli araçların geçtiği, esnafın kepenk kapattığı, transit bir yol haline getirildi.
Ulus ve Kızılay’dan sonra yukarıya Kuğulu ve çevresine taşınan yaşayan ve yaşanan kent merkezi olan bu bölge de, bu kavşağın inşasıyla son nefesini veriyor.
Ulu Önder Atatürkümüzün adını taşıyan Ankara’nın simgesi olan Atatürk Bulvarı’nda Kuğulu kavşakları sonrasında artık yan yana yüreyebileceğimiz bir kaldırımımız bile kalmadı.
Modern bir kentin merkezinde en önemli unsur yayalardır. Yayaların rahatça hareket edebileceği, ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlemeler yapılmalı.
Ankara’ya yazık oluyor... Metrolar bitirilemiyor, toplu taşım çok sorunlu, otobüslerde balık istifi gibi değil de, insanca seyahat edebilmek için özel araçlara mahkum ediliyoruz...
Herkesi kent merkezlerinin yayalara ait olduğunu savunmaya davet ediyorum...
Elif HAKAN
İlk önce kent yaşamı, sonra AB hayali
BELKİ biliyorsunuzdur; Ankara’da epeyce bir zaman önce Kızılay duraklarında özel halk otobüslerinin yolcu indirip bindirmeleri yasaklanmıştır. Bu karar, bir çok açıdan yerinde olmuştur. Ancak getirilen çözüm tam bir fiyasko olmuştur.
Şöyle ki hem özel halk otobüsleri hem de belediye otobüsleri Kızılay’ın ortasındaki Güven Park boyunca dizilmiş duraklarda ’salkımsaçak’ bir biçimde durarak yolcu indirip bindirmeye başlamışlardır. Oysa bu duraklarda yalnızca özel halk otobüsleri durmalıydı ;çünkü 200 metre önce mevcut duraklardan Belediye otobüsleri yolcu almış bulunuyor. Yığılmalar o kadar feci olmaktadır ki otobüsler çoğu zaman yolun ortasında ortaya çıkabilecek tüm tehlikeleri umursamadan durmakta ve kapılarını açmaktadırlar.
Hiçbir tehlikeyi önemsemesek bile görüntünün rezilliğini görmenizi isterim. Bir başkentte, üstelik en merkezi ve önemli bir mevkiide böylesine çağdışı avam bir görüntüyü görmek ve otobüse binen bir vatandaş olarak bunu yaşamak inanın içimi acıtıyor.
Biz böylesine duyarsız yöneticilere mi mahkumuz? Öyleyse neden? Değiştirmek için neler yapılmalı?Lütfen bu tür soruları soralım ve cevap arayalım. AB ve benzeri hayalleri sonra düşünürüz..
Şükran AKSOY
Jandarma sınavı
"BEN Hakan Erdem. Jandarma MYO’ya girmek istedim. Sevdiğim için bu mesleği hayal ediyordum hep. Şimdi liseyi bitiriyorum. Ve arzu ettiğim mesleğe başvuru için İstanbul Jandarma Komutanlığı’na gittim. Başvuru formunun kalmadığını söylediler. Ankara’da da yokmuş. Büyük kurumumuz nasıl böyle yapar anlayamıyorum. İnternetten başvuramıyoruz. En azından böyle bir imkan sunsalardı. En basit yerlere dahi internetten başvurabiliyoruz. Başvuru son günü yaklaşıyor. Ben ve birçok arkadaşım mahsur kaldık."
Yüzme sporundan soğutan anlayış
GENÇLİK Spor Genel Müdürlüğü ve Yüzme Federasyonu’nca bugün ve yarın Anıttepe 100.Yıl Yüzme Tesisleri’nde 9-12 yaş grupları yüzme yarışları yapılacak. Tüm spor severleri ve özellikle Mehmet Ali Şahin ile Mehmet Atalay’ı yarışları izlemeye bekleriz. Yalnız şunlara hazırlıklı olunsun:
Tesis yetersiz, organizasyon bozuk olacak. Seyirciler aşırı rutubetli, havasız bir ortamda, ayakta havuzu görmeye çalışacaklar. Sporcu çocuklar ortalıkta soyunup giyinecek, hazırlık yapacak. Spor kompleksinin içinde içkili restaurantın ne işi varsa çocuklar ve velileri sigaralı ve içkili ortamda bekleme yapacaklar.
Yani spordan soğutacak hertürlü olumsuzluğun olduğu, Başkent’e yakışmayan bir tesiste geleceğin yıldızlarını izleyebilirsiniz. Tabi bu durumu 30 yıldır umursamayan yöneticiler yine sıkıntıların ve ihtiyacın farkında olmayacak, siz de binbir fedekarlıkla yetiştirmeye çalıştığınız sporcu çocuklarınızla birlikte sefillik dolu bir hafta sonu geçireceksiniz. Bekleriz sayın veliler, sayın Bakan ve yetkililer...