Paylaş
AKP ve MHP, bu kararı bile bile Anayasa’daki aykırı değişikliği gerçekleştirdiler. Avrupa Konseyi’nden siyasi denetim, bu gibi aykırılıklar nedeniyle geldi.
Başvurular 2 Mayıs 2017’de sona erdi. Şimdi mayıs ayı içinde HSK seçimi yapılacak.
HSK’nın 13 üyesinin çoğunluğunu yani 7 üyeyi TBMM seçecek. Bakan ve müsteşar dışındaki kalan diğer 4 üyeyi de cumhurbaşkanı seçecek.
TBMM’deki seçimler için, başvurular içinden adaylar TBMM Adalet ve Anayasa Karma Komisyonu’nca en geç 12 Mayıs’a kadar belirlenecek.
Karma Komisyon 52 kişiden oluşuyor. Aday belirlemek için 35 oy gerekiyor. AKP ve MHP’nin sandalye sayısı 36. Burada da AKP ve MHP işbirliği öne çıkıyor.
Genel Kurulda seçim için 330 oy gerekiyor ki, bu iki parti Genel Kurul’da da bu sayıya sahipler.
Şimdi süreçte Anayasa tekrar değiştirilse bile, ki başka yolu yok, Anayasa’daki geçici madde uyarınca mayıs ayı içinde TBMM’deki seçimlerin gerçekleştirilmesi demek, bu kişilerin görev yapacağı 4 yıl boyunca siyasi denetimin de sürmesi demek.
Yargıda siyaset değil, adalet deniliyorsa, bu seçim yapılmamalı.
Yargıda adaletten, hukuktan, Avrupa normlarından uzaklaşılmaması için başka seçenek de yok.
Bu konuda öncü rol CHP’ye düşüyor.
CHP, bunları kamuoyu ile ve diğer partiler ile paylaşıp, gerekiyorsa TBMM komisyonlarına ve Genel Kurul’a girmemeli. Yargının, Anayasa’yı değiştiren bu iki partinin elinde ne hale geldiği açıkça sergilenmeli.
Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU
ÖNCE AHLAKLI BİR TOPLUM GEREKİYOR
DENİZ Baykal, hayır bloğunu tahkim edip genişletmek için CHP liderliğinde ‘ihata’ edici bir adaylık süreci önerisi yaptı; ortalık hafif tertip karıştı.
Öncelikle, iktidar cezbesine kapılmayıp, muhalif bir duruş sergilemek, günümüz Türkiye’sinin iyice ‘lümpenleşmiş’ bu siyasi tarafgirlik atmosferinde bizatihi bir değer taşıyor ve kimsenin kılavuzluğuna ihtiyaç yok... Siyaset sosyolojisinin de tabiat kanununun da kuralıdır; “Su yolunu bulur”...
Siyasi tarihimizde görülmemiş dozda kibir taşıyan bir ‘ötekileştirmeye’ rağmen, doğru bildiği yerde durmak, demokratik toplum bakımından ikamesi olmayan bir değere tekabül etmektedir.
Ana akımdan, hiçbir iktidar nimetine tenezzül etmeden farklılaşmış ‘hayır’ cephesini, daha ziyade dindar/muhafazakâr, mezhebi, etnik perspektifler ile takviye etmektense, kendiliğinden oluşmuş ortak bir ahlak anlayışını öne çıkarmak, siyaseti de sterilize etmek bakımından önceliklidir.
Geçenlerde bir dostumuz söylemişti: Tasavvufi zihniyetin önemli düşünürü Nurettin Topçu, “Âlemde ahlaktan daha güzel, daha gerçek bir şey yoktur” derken, İslam ve insan ilişkisinde gerçek bir kılavuzu ortaya koymuş... Sadece Türkiye’nin değil, insanlığın içine düştüğü bu bunalım döneminde ucuz siyaset, beyhude popülizm vs değil, ahlaklı bir toplum talebi üzerinde mutabakat, dengeleri değiştirecektir.
ALBATROS DAHA ÇOK SU KALDIRIR
BÜYÜKÇEKMECE Belediye Başkanı Hasan Akgün, Albatros adıyla bilinen 30 dönümlük yerle ilgili olarak bazı TV kanallarında ve bize gönderdiği açıklamada gerçekleri söylemiyor.
Akgün diyor ki: “Ben buranın imar şartlarını İBB’de düşürdüm.”
Bu yerle ilgili öykünün geçmişi uzun. Ancak Akgün buranın plan değişikliğini 2010’da ‘Büyükşehir’e gönderiyor. Söylediği gibi inşaat alanındaki imar yoğunluğunun azaltılmasını değil aksine çoğaltılmasını istiyor.
İBB’nin İmar Komisyonu’nun AKP ve CHP’li meclis üyeleri bu teklif plan notunu uygun bulmayarak, emsali yarıya düşürüyor. Bu teklif İBB meclisinden aynı şekilde geçiyor.
Kamuoyunu hiç yanıltmaya kalkmasın!
Kamuoyuna 2010 yılında ‘Büyükşehir’e gönderdiği bu yerle ilgili 1/1000 ölçekli plan notu değişikliğini kamuoyuna anlatması gerekmiyor mu?
Biz bu konuyu yazmaya devam edeceğiz.
EMEKÇİ LAF DEĞİL YAPTIRIM BEKLİYOR
İŞÇİ Sağlığı ve İş Güvenliği Haftası’ (4-10 Mayıs) kara bir tablo ile başlıyor. Haftaya, her geçen gün artan, acımasızca can alan iş cinayetleri damgasını vuracak. Ülkemizin acı gerçeği ve onulmaz yarası olan iş cinayetlerinde yaşamını yitiren emekçi sayısı her yıl korkunç rakamlara ulaşıyor. Son beş yılda 2.5 kat artış gösteren kazalarda ekmek peşinde koşan 8 bini aşkın emekçi yaşamını yitirdi. Bu yılın ilk üç ayında iş kazaları 441 can aldı. Günde 5 can gidiyor; ancak rakamlar doğruları göstermiyor. İş cinayetlerinde Avrupa şampiyonu olduğu gibi bir de dünya üçüncülüğüne sahip Türkiye.
Emekçi yeni Soma, Ermenek, Mecidiyeköy’ün acılarını yaşamak istemiyor; radikal önlemler alınmasını istiyor.
Şükrü KARAMAN
CUMHURİYET VAKFI DAVASI ŞİMDİ NE OLACAK?
İSTANBUL 1.Asliye Hukuk Mahkemesi, Cumhuriyet Vakfı seçiminin yenilenmesine karar verdi. İşin esası nedir? Cumhuriyet başyazarı İlhan Selçuk’un 2010’da vefatından sonra, vakıf yönetim kurulu seçimleri yapıldı. Daha sonra Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Aydın Aybay’ın vefatı üzerine 02.04.2013’de seçim yapıldı. Bu seçimde oy kullanan üyelerden Mustafa Balbay’ın oyu kabul edilirken, aynı statüdeki İnan Kıraç’ın oyu kabul edilmedi. Böylece Vakfın yapısında değişiklik oldu. Bu seçime itiraz edildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü Müfettişleri bunu eşitlik ilkesine ve Yargıtay kararlarına aykırı bularak bu seçimi iptal etti; yenilenmesini istedi.
Şu andaki mevcut Cumhuriyet Vakfı yöneticileri bu kararı kabul ettiler.
Bu nedenle, 18.02.2014’de bu seçimin yenilenmesi için toplanan Vakıf Yönetim Kurulu’nda,o günün hukukçuları bir hukuka aykırı işlem daha yaptılar, toplantı yeter sayısı, salt çoğunluk olan 7 kişi olduğu halde, 6 kişi ile toplantıyı açtılar ve geriye kalan 6 kişiyi yönetim kurulundan iskat ederek yeni 6 üye seçtiler. Bu hukuki işlem için yapılan itirazlar üç yıldır incelemeye tabi tutuldu. Bu konuda değişik tarihlerde dört ayrı Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişleri inceleme yaptı ve bir müfettiş raporu bu seçimi yasal bulurken, diğer üç müfettiş yapılan bu toplantıyı ve seçimleri yasaya aykırı buldu. Türk Vakıflar hukukunda otorite sayılan ve Vakıflar Hukuku üzerinde beş cilt eser vermiş olan hukukçu Suat Ballar, Mahkemeye sunulan hukuki mütalaasında bu toplantıyı hukuken batıl olarak nitelendirdi.
İşte geçen Salı günü İstanbul 1.Asliye Hukuk Hakimi Muhsin Aylim, 1.5 yıldır devam eden davayı sonlandırdı ve bu vakıf seçiminin Vakıf Senedine ve yasaya aykırı olduğu için iptaline ve seçimlerin yeniden yapılmasına karar verdi.
Gerekçeli karar yazıldıktan sonra vakıf avukatları istinaf mahkemesine itirazda bulunacaklarını açıkladılar. Avukat Bahri Bayram Belen “Karar, vakıf senedine, yasaya aykırı” diye konuştu.
Karar kesinleşince, 02.04.2013’deki seçim yenilenecek. O tarihte yönetim kurulu üyesi olan kişiler davet edilerek yeni seçim yapılacak. O tarihte vakıf yönetim kurulu üyesi olanlar şunlar:Orhan Erinç,Akın Atalay,İnan Kıraç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Nevzat Tüfekçioğlu, Şevket Tokuş, İbrahim Yıldız ve Alev Coşkun. Mahkemenin 1.5 yıl süren incelemeleri sonunda verdiği bu karardan sonra yeni seçimin yapılacağına hukuk kuralları açısından kesin gözüyle bakılıyor. Böylece Vakfın yeni ve hukuka uygun yönetim kuruluna kavuşacak.
Silivri’de 186 gündür tutuklu bulunan 12 Cumhuriyet mensubunun tutuklu bulunduğu bu dava ile son vakıf kararının bir ilgisi bulunmuyor.
BİLİYOR MUSUNUZ?
EDREMİT Belediyesi, Edremit Kaymakamlığı ve Antandros Derneği’nin düzenlediği, Roma İmparatorluğu’nun kurucularının atası kabul edilen Aeneas’ın, Antandros Antik Kenti ile İtalya arasındaki yolculuğunda izlediği rotanın turizme kazandırılması amacıyla düzenlenen ‘Aeneas Rotası Çalıştayı’nın ilçede 4-7 Mayıs’ta gerçekleştirileceğini...
RİZE’de 1950’de Mustafa Ardal tarafından yayın hayatına başlayan, daha sonra 1986’da Faik Bakoğlu’na devredilen ‘Zümrüt Rize’ gazetesinin 5 Mayıs’ta 68 yaşını kutlayacağını...
VEFA Lisesi mezunlarının, 145. kuruluş yıldönümü nedeniyle ‘Geleneksel Boza Günü’nde, 7 Mayıs Pazar okul bahçesinde bir araya geleceklerini...
GÜNÜN SÖZÜ: “Kılıçdaroğlu’na omuz atarak, Gül’ü arkasından iterek kime yer açıyor Deniz Baykal? İkinci ihtimal var mı?”
Ümit KIVANÇ
Paylaş