Paylaş
KAMUDA çeşitli üst görevlerde bulunan Sevginaz Hamevioğlu, iktidarla ilgili ilginç bir çalışmaya el atmış yine; AKP’nin 2011 seçim beyannamesi ile 2015 beyannamesinin mukayesesini yapmış. Başbakan Davutoğlu ‘Yeni Türkiye Sözleşmesi 2023’ adını verdikleri 100 maddelik seçim beyannamesini okudu ya, onun üzerinden ipuçları veriyor ve “13 yılda yok edilen adalet ve kalkınma, ‘Yeni Türkiye’ yolunda daima adalet, daima kalkınma” sözleriyle sözleşmenin başlığı yapılmıştı. Adalet ve kalkınmanın yok edildiği dil ile ikrar edildiği beyannamede çılgın veya aklı başında hiçbir projeye yer verilmemiş şimdi. Yani tükenmişlik sendromu...” diyerek devam ediyor yazısına:
-2015 beyannamesi tıpkı 2011 beyannamesi gibi 6 ana başlık altında toplanmıştı. Aynı konular farklı sözcüklerle ifade edilerek...
-Çözüm süreci, 2011’de ‘Milli birlik ve kardeşlik projesi’ aldatmacasıyla yutturulmuştu. Bu sefer de ‘İleri demokrasi, özgürlükler’ hapı hazırlanmış... Uyanıklar, yine mertçe ‘Ülkeyi böleceğim’ dememiş!
-Son 3 seçimde “Vesayet anayasasını değiştireceğim” diyen AKP, bu beyannamede de Anayasa değişikliğine geniş yer vermiş. Şimdiye kadar 86 maddesi değiştirilen Anayasa, bu kez de başkanlık sistemine uygun hale getirilecekmiş! Hiç kuşkusuz beyannamenin en önemli maddesi başkanlık sistemi... 2011 seçim beyannamesinde yer almayan başkanlık sistemi ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği üzerine ‘Yönetim modeli ve başkanlık’ başlığıyla bu dönem yer aldı.
-Beyannamede başkanlık sisteminin nasıl olacağı ve yetkileri konusunda açıklayıcı bilgi bulunmamaktadır. Anlaşılan o ki Gölbaşı’ndaki ‘Yeni Türkiye Strateji Merkezi’ Erdoğan’ın başına, Erdoğan’ın keyfine göre başkanlık kondurmaya çalışacak!
-2011 beyannamesinde yer alan ‘Büyük Ekonomi’ taahhütlerine zam yapılarak, Cumhuriyet’in 100. yıl hedefleri belirlenmiş... Dünyanın ilk 10 ekonomisi olma, tek haneli enflasyon, 500 milyarlık ihracat ve kişi başına 25 bin dolarlık milli gelir hedefleri gibi...
-Hükümet yetkililerince enflasyon rakamları hiç çift haneli açıklanmamıştı. Bugün tek haneli rakamlar hedef gösteriliyor! 2011’de açıklanan kişi başına 10 bin dolar milli gelir hedefine ulaşılamamışken, 25 bin dolarlık hedef açıklandı!
Olsun ‘yalan’dan kim ölmüş... Vatandaşa kendini buğday ambarında gören aç tavuk muamelesi yapılmış ya biz ona bakalım.
Edirne’de tiyatro salonuna engel
BEN Salih Hakan Coşkuntuna... Edirne Belediyesi Amatör Tiyatrosu (EBAT) eğitmeniyim. Belediye bünyesinde Ekim 2014’ten itibaren verdiğim tiyatro eğitimi sonucunda 16 kişilik kadro ile yazmış olduğum ‘Bayıra Karşı Hatmi Çiçeği’ adlı oyunu hazırlayıp 20-27 Mart 2015 günlerinde Edirne Devecihan Kültür Merkezi’nde sahneledik. Fakat 10 Nisan 2015’te yapılması öngörülen gala için tahsis edilen Edirne Halk Eğitim Merkez salonunda oyun ‘Devlet büyüklerine hakaret içeren ibareler var’ iddiası ile engellendi. Kesin olmamakla birlikte valiliklere “CHP’li Belediyelere ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne” valilik, sair resmi kurumlara ait salonlar tahsis edilmeyecektir şeklinde tamim gönderildiği duyumunu aldık. Edirne’de STK’lara ait salonlar bile çekindiklerinden olsa gerek salonlarını oyunumuz için tahsis etmiyorlar. EBAT’a Urla Sanat ve Tiyatro Derneği sahnesini açtı. Bazı engelleri aşabilirsek Urla’da oyunumuzu sahneleyebileceğiz. Bize yardımcı olunmasını istiyoruz. http://www.vatandasgazetesi.com.tr/gundem/tiyatroya-salon-engeli-h8539.html; shtuna@mynet.com
İslam korkusu mu, İslam düşmanlığı mı?
Hilmi Yavuz’dan Ergun Göknel’e
İSLAMOFOBİ bir hastalık: Adındaki ‘fobi’den de anlaşılacağı gibi, belirli bir durumda gereksiz yere kaygıya [‘anksiyete’] kapılmak anlamına geliyor; daha geniş bir bağlamda, İslam’dan korkma!
Bu derin kaygının önce korkuya, sonra ötekileştirmeye, daha sonra da bu ötekileştirmenin düşmanlığa dönüşme süreci, Avrupa İslamofobisinin tarihini oluşturuyor. Bu dönüşümlerin nasıl ve hangi koşullarda gerçekleştiği, Ergun Göknel’in kuşatıcı ve kapsamlı incelemesinin konusu.
Göknel’in bu çalışmasından anlaşılacağı gibi, başlangıçta bu kaygının, genel anlamda bir ‘yabancı korkusu’ndan [‘ksenofobi’den], özelde İslam korkusuna [İslamofobiye] geçişi, Avrupa Hıristiyanlığının, İslamın savaşçı, hatta istilacı, barbar bir din olduğuna ilişkin önyargısından kaynaklanır. Hıristiyanların her koşulda bu önyargılarını doğrulayıp daha da pekiştirecek durumlar aramaları veya icat etmeleri, İslamofobinin nasıl yanlış bir ideolojik zeminde yerleştiğinin göstergesidir: Ergun Göknel, bu kitapta, deyiş yerindeyse, bir ikonoklast gibi, Avrupa zihninde inşa edilen İslamofobi putlarını birer birer kırıyor, yerle bir ediyor.
Bu ikonoklazm, hiç de kolay bir iş değildir. Ergun Göknel, benim de yakından tanık olduğum entelektüel bir donanımla, bu önyargının ideolojik ikonlarının boşluğunu, asılsızlığını, dayanaksızlığını gözler önüne seriyor.
İslamofobiyi inceleyen üç kitaplık bir dizinin birincisi olan bu kitap, sadece İslam düşmanlığının temellerini çürütmekle kalmıyor, aynı zamanda Müslümanların Avrupa karşısındaki güven duygularını da arttırıyor, tahkim ediyor.”
Yazar ve şair Hilmi Yavuz bu yazıyı Ergun Göknel’in ‘Öteki’den Düşman’a-İslamofobi-1’ (Kan-Es Yayınları) kitabı için yazmış. Göknel’in artık ‘siyaset, belediye, İSKİ, Taksim Toplantıları yok... Çalışmalarını din eksenine yönlendirmiş; üç ciltlik olacak bu kitabın çalışmalarını 15 yıldan beri sürdürdüğünü söylüyor Göknel...
Biliyor musunuz?
-GALATASARAY Kulübü’nün eski başkanlarından, Turgut Özal’ın bacanağı Dr. Ali Tanrıyar’ın hem kendi yaşamının hem de Galatasaray Kulübü’nün derinlikli tarihinin anlatıldığı anıların önümüzdeki günlerde kitap olarak yayımlanacağını; içinde birçok siyaset ve spor dünyasına ilişkin ‘Vay canına’ dedirten olayın anlatıldığını...
MESAJ PANOSU
-İKLİM Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu’nun Dışişleri, Kalkınma, AB, Enerji-Tabii Kaynaklar bakanlıklarının, bazı kurumlarca üst düzey katılım sağlanan toplantıda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar’ın yıl sonunda Paris’te yapılacak iklim değişikliği toplantısında Türkiye’nin başmüzakerecisi seçildi.
AKP'deden F (A) tipi modeli
AKP, Belediyeleri de, kent hizmetlerinden sonra dini eğitimle görevlendiriyor. Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde AKP’nin hazırladığı 50 sayfalık bir rapor CHP Meclis üyesi Hüseyin Sağ (Kadıköy) tarafından ortaya çıkarıldı. Bakanlık’tan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi de ‘dini eğitim için’ devreye girmesi CHP’li üyeler tarafından tepki ile karşılandı.
Fetullah Gülen örneğini hatırlatan ‘Bilgi Evleri’nde abi-abla sisteminin benzerini yapılanmaya gidileceğini belirten CHP İBB üyesi Hüseyin Sağ (Kadıköy) “Gençliğin en önemli sorunları F. Gülen benzeri bir karşı yapılanmayla, müftülük, Kuran kursu ve Osmanlıca kurslarıyla mı çözülecek? Bu rapor, Bilal Erdoğan’ın tapelerde istediği eğitim modeli için mi hazırlanmıştır?” diye sordu.
Cumhuriyet’ten Hazal Ocak’ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hazıırlanan ‘İstanbul’da Yaşayan Gençlerin Sorunları ve Çözüm Önerileri’ adlı çalışmanın bir bölümünü yazdı.
Çalışma raporunun öneri ve değerlendirme bölümünde; gençlerin mahalllerinde kurulan Bilgi Evleri’nde tamaman ‘dini eğitime’ yönlendirilmaya hazırlanıyor. Bilgi Evleri, Işık Evleri modelini hatırlatıyor.
İBB Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu tarafından hazırlanan ‘İstanbul’da Yaşayan Gençlerin Sorunları ve Çözüm Önerileri’ adlı çalışma raporu geçen perşembe günü İBB Meclis gündemine geldi. Yeniden değerlendirilmek üzere komisyona geri gönderilen raporun öneri ve değerlendirme bölümünde yer alan tekliflerden çarpıcıları şöyle:
- Çocuk ve gençlerin okul yaşamlarını desteleyecek, informal eğitim müfredat ve modellerinin gönüllülük esasına göre üniversite öğrencileri tarafından verilmesini sağlayacak yapılanmaların gerçekleştirilmesi.
- Çocuk ve gençlerin maneviyatını güçlendirecek çalışmaların desteklenmesi, Müftülük ve Sivil Toplum kuruluşlarıyla işbirliğine gidilmesi.
- Cami ve Kur’an Kursu görevlilerine çocuk ve gençlerle ilgili pedagojik formasyon eğitimleri verilmesi.
- Bilgi Evleri ve Gençlik Merkezleri’nde çocuk ve gençlerin manevi hayatını geliştirecek temel dini bilgi dersleri verilmesi,
Gençlere yönelik merkezlerde bilgisayar, hat, makam, şan, Osmanlıca v.b. derslerin verilmesi.
-Çocuk ve Gençlerin okul yaşamlarını destekleyecek formal eğitime destekleyecek imformal eğitim müfredat ve modellerinin gönüllülük esasına göre üniversite öğrencileri tarafından verilmesini sağlayacak ilçe bazlı yapılanmaların gerçekleştirilmesi (tam da F tipi modeli hatırlatan bir öneri)
MÜFTÜLÜKLER VE İMAR
Öncelikle ilçe müftülüklerin gençler için sunduğu görüşlerde ağırlıklı olarak imar planlarını vurguluyorlar.
Müftülerde işi öğrenmiş demek ki; sen din adamısın. imar planlarıyla ne işin var. Ayrıca İstanbul’da yaşıyan gençler arasında Aleviler ve gayrımüslümler yok mu; onların sorunları yok mu; Cemevi, kilise yada havra’lardan birilerinin yetkilileri ile görüşülmemiş taraflı bir rapor... İşin garibi AKP’li üyeler 20’ye yakın kurumdan görüş almışlar.
AKP zihniyeti bu, kendi hazırlayıp meclise sundukları önerilerde sadece Müftülerin görüşleri dikkate alınması ilginç...
Büyükşehir Belediye meclisine gelen eski adı ‘Eğitim Gençlik, Spor Komisyonu’nun Müşterek Raporu’nda şöyle deniliyor:
Rapor No: 61. Konu; İstanbul’da yaşayan gençlerin sorunları ve çözüm önerileri:
57 sayfalık raporda görevli kurumlar/kuruluşlar
- İstanbul Valiliği
- İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü
- Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik programları Merkezi Başkanlığı
- İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
- İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi
- İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü
- İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü
- Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü
- İstanbul İl Milli Eğitim müdürlüğü
- İstanbul İl Müftülüğü
- İstanbul’daki Üniversiteler
- KOSGEB (Küçük ve ortak ölçekli işletmeleri geliştirme İdaresi Başkanlığı)
- İTO, TÜSİAD, MÜSİAD
- Sivil Toplum Kuruluşları
- Siyasi Partiler
- Meslek Odaları
- Medya Kuruluşları
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gençlik Meclisi
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi
23 Ocak 2015 tarihinde İlçe Müftülükleriyle yapılan görüşmede 27 maddelik bir görüş verilmiş
Cami ve kur’an kursu görevlilerimize çocuk ve gençlerle ilgili pedagojik formasyon dersleri verilmesi
İlçe Belediyelerinin programlarına din görevlilerinin davet edilmesi,
Kuran kursu ve Yurtlarda kalan öğrencilere yönelik İstanbul Kültür Gezilerinin düzenlenmesi,
Bilgi Evleri ve Gençlik Merkezlerinde Kur’an-ı Kerim, Temel Dini Bilgiler dersleri verilmesi,
Öğrencilerin faydalanabileceği cami kütüphanelerinin oluşturulması,
Cami projelerinde gençlere ait mekanlara daha fazla yer ayrılması,
İmar planlarında kuran kurslarına daha fazla yer ayrılması,
İmar planlarında ’Dini tesis alanları’ olarak yazılan cami arsalarının ‘cami alanı’ olarak belirtilmesi,
Cami ve kur’an kursu görevlilerimize çocuk ve gençlerle ilgili pedagojik formasyon dersleri verilebilmesi.
İmar Planları yapılırken belediyelerce, müftülüklerden dini tesis alanları, camii, kur’an Kursu, lojman vb. yerler ile ilgili görüş alınabilir, İmar Planlarında da böyle işlenmesi gerekir.
4-6 YAŞ GRUBU
- İnşa edilecek siteler bünyesinde halkımızın dini ihtiyaçları için Mescit ve Kur’an kursu (özellikle 4-6 yaş grubuna yönelik ) yapılması projelere konulabilir,
- Okullar için planlanan eğitim alanları gibi Kur’an kursları inşası içinde (özellikle 4-6 yaş grubu için) imar planlarında arsa ayrılabilir,
Bilgi Evleri ve Gençlik Merkezleri’nde Kur’an-ı Kerim, temel dini bilgiler dersleri verilebilir ve ayrıca din görevlileri ile Kur’an Kursu öğrencileri bu derslere girebilir, belediyelerimizin gençlik programları içinde din görevlilerine yer verilebilir.
CAMİ MERKEZLİ SİTE
- Belirli bir hane sayısına ulaşan sitelerin imar planlarında cami zorunluluğu getirilebilir, şehir planlamaları cami merkezli yapılabilir ve uygulama konusunda çalışma yapılabilir, yapılaşma ve kentleşmede kur’an kurslarının durumu da nüfusa orantılı olarak değerlendirilebilir.
CAMİ KÜTÜPHANELERİ
- Hafızlığı biten ve belge alan öğrencilere tablet, bilgisayar v.b. hediye edilebilir.
Öğrencilerin faydalanabileceği cami kütüphaneleri oluşturulabilir
- Yukarıda belirttiğimiz katılımcı kurum ve kuruluşlardan görüş alındığında AKP’li üyeler tarafından önemsenen maddeler öneri ve değerlendirme bölümünde şöyle...
Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan’ın istediği tapeleri ve Kadir Topbaş’ın vizyonu; Müftülük, cami, kuran kursu ve Fethullah Gülen yapılaşmasına benzeyen ‘abiler ablalar’ yöntemini hatırlatmıyor mu?
Paylaş