BOSTON’da doktora yapan Hande Özdinler’in, Cumhuriyet’in ’Bilim Teknoloji’ dergisinde dün yer alan ’Din ve Bilim’ başlıklı yazısını, okurlarımızın isteği üzerine özetleyerek veriyoruz:
"Atlanta’da gezerken karşıma çok büyük bir kilise çıktı. Kilisenin adı ’First Christian Scientist Church’, yani ’İlk Hıristiyan Bilimadamı Kilisesi’... Çok şaşırdım. Düşündüm, Türkiye’de ’İlk Müslüman Bilimadamı Camisi’ nasıl olur diye. (...) Ülkemizde ’İlk Müslüman Bilimadamları Camisi’ kurulmamıştır. Bilim insanları dinden uzaklaşmış ve bu da toplumun tam ortasında kapanması çok zor bir boşluk yaratmıştır. Oysa Müslümanlık dini bilime, okumaya, öğrenmeye en çok önem veren dindir ama nedense dünyadaki en gelişmemiş ülkeler hep halkının çoğu Müslüman olan ülkelerdir. Dünyada bu kısırdöngünün kırılabileceği tek ülke bizim ülkemizdir. Çünkü bizim ülkemizin şairleri ’İlim bilim bilmektir /bilim kendin bilmektir /sen kendini bilmezsen /bu nice okumaktır’ diye şiirler yazmışlardır. Çünkü bizim ülkemizde hayatta en hakiki mürşidin ilim olduğunu biliriz, çünkü biz ülkemizde biliriz ki Peygamber efendimiz eğitime önem veren, eğitimli kişiye saygı duyan bir kişiydi. (...) Hem Atatürk gibi bir lidere sahip olmanın verdiği ayrıcalık, hem de en ilerici en yeni dine inanan bir insan olmanın verdiği ayrıcalık kimilerinin kaldıramayacağı bir yüktür. İnsanlar kolayı seçip ya Atatürkçüsün, ya şeriatçısın, ya herrüsün ya merrüsün gibi ayrımlara gitmeye en çok bu yükü, bu olgunluğu taşıyamadıkları zaman başlarlar. İşte ülkemizde olan budur. Ülkemizin aydınları, insanları seçime değil iki zenginliği de beraber yaşama olgunluğuna taşımalılar.
Bir insan sol elini sağ elinden fazla veya sağ elini sol elinden fazla sever mi?
Bu iki el birlik olup, alkışla tempo tutmadıkça bu iki el bir yumruk olmadıkça iki başlı canavarın bir başı bizi oraya çeker, bir başı buraya çeker ve sonunda ne herrü ne merrü oluruz, ya ülke olarak yok oluruz ya da onun bunun oyuncağı oluruz."
Bal gibi ideolojik
ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Bandırma’da AKP’li belediye tarafından Uğur Mumcu Caddesi’nin adını Mehmetçik Caddesi, Ahmet Taner Kışlalı Caddesi’nin adının da Şehitler Caddesi olarak neden değiştirildiğini sorarak şöyle dedi: "AKP Belediyesi’nin yakın tarihimize mal olmuş isimlerle oynamak yerine NATO Caddesi gibi cadde isimlerini değiştirmesi daha uygun olmaz mıydı? Her fırsatta ’farklılığımız zenginliğimiz’ deyip Mumcu ve Kışlalı gibi isimlerle Mehmetçik simgesini karşı karşıya getirmek gibi tutum kabul edilebilir mi?"
Beşir Atalay şu soruyu yanıtlarken Belediyeler Kanunu’na göre meydan, cadde, sokak, park ve benzerlerine ad vermenin veya kaldırılmanın belediye meclisinin görevleri arasında olduğunu hatırlatarak şöyle diyor:
"Bu konuda mahallinden alınan gerekçede, ideolojik bir amaç gözetilmediği, şehit olan Mehmetçiklerin adının yaşatılmasının amaçlandığı, Paşabayırı Mahallesi’nde aynı güzergáhı takip eden cadde isimlerinin karışıklığa sebep olduğu, bu nedenle tek bir isim altında toplanmasının uygun bulunduğu bildirilmiştir."
Bakan, değiştirmenin ne kadar ’demokratik’ olduğunu aktarsa da bu bal gibi bir ’ideolojik’ alışkanlık olmaya başladı. Nedense hep bunlar Cumhuriyet değerleriyle özdeşleşmiş kişilerin isimleri üzerinde oluyor. Kimsenin aklına Mehmet Akif ya da Necip Fazıl gibi isimleri değiştirmek gelmiyor. Onlar da bir değer... Ama vur Mumcu’ya ve Kışlalı’ya...
Gerilim olduğu için türbanımı çıkarıyorum
MADEMKİ benim türbanım ülkeyi bu kadar geriyor o halde ben de türbanımı başımdan atıyorum. Memleketin onlarca sorunu varken sadece türbana odaklanmak akıl kárı mı? Zaten okula türbanla giriyoruz, sadece sınıfta çıkarıyoruz. Bunun için değer mi bunca gürültü koparmaya. Türbana gelinceye kadar yapacak çok şey var.
Önce dershaneler tarikatların elinden kurtarılsın!
Size iş buluruz ama önce karınız, kızınız başını örtsün diyenlere engel olunsun. Üniversite sınavını kazananların tarikat yurtlarına girmesine izin vermesinler.
Ailelerimize "Size yardım yaparız ama türban karşıtlarına direneceksiniz" diyenler susturulsun.
Anayasa’ya türban maddesini koymak yerine yukarıda bu yazdıklarımı yasaklayacak madde koyulsun.Hanife Y.
Haber verdiniz de olaya gitmedik mi
ÜMRANİYE’de üç yıl önce bir havayı fişek deposu patladı: 6 ölü... Büyükşehir Belediye Meclisi kaçak olarak faaliyet gösteren patlayıcı madde depolarının kapatılmasına karar verdi.
Gerçekleşmedi.
Kar alarmına karşın önlem; belediye başkanı kar botlarını bile giymiş hazır bekliyor.
Sonuç; yanlış alarm.
Maytaba karşı önlem...
Belediye başkanı demeç veriyor: "Bize ihbar geldi de mi gitmedik!"
Sonuç; 20 ölü, 117 yaralı....
Murat SOYER
Biliyor musunuz
Özde değil sözde
PROF. Dr. Erdoğan Teziç’in YÖK Başkanlığı’ndan ayrılmadan önce; İslamiİlimler Araştırmalar Vakfı (İSAV) tarafından yayınlanan ’Bilgi, Bilim ve İslam’ adlı kitabında yer alan laikliğe aykırı görüşleri nedeniyle ’Fethullah Gülen cemaatiyle ilişkisinin incelenmesini istediği’, hakkında ’türbanlı öğrencileri derse aldığı iddiaları’ bulunan İÜ Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Başkanı ve Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Şafak Ural’ın, "Türban yasağının Anayasa değişikliği yoluyla aşılmak istenmesi, laiklik ilkesine yani Anayasa’nın ruhuna aykırı olacaktır" denilen önceki günkü İstanbul Üniversitesi Senatosu’nun bildirisini okuduğunu....
BUGÜN 14.00’TE, ’CUMHURİYET REJİMİNİN KORUNMASI İÇİN 35 STK’NIN OLUŞTURDUĞU ’KADIN PLATFORMU’ ÜYELERİ ANITKABİR’DE.
BUGÜN 13.00’TE BAŞÖRTÜSÜNE ŞARTSIZ SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK, SARAÇHANE PARKI, FATİH.
SALI GÜNÜ 12.00’DE LAİKLİĞİN ANAYASA’YA GİRİŞİNİN 71. YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE TAKSİM ATATÜRK ANITI’NDA.