Paylaş
Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyoruz.
Zararlı diye kapatılan bir tesis, Çorlu’nun dibine verimli tarım arazilerine kurulmak istenir. Çorlu, Trakya’da ‘İkinci bir Gebze olmaya aday’, nüfusu 300 bine ulaşmış; her gün 1000 kamyon katı atık yükünü nasıl kaldırılır? Gidin daha kuzey yönüne, kumluk arazilerine demek geliyor içimizden.
Nasıl bir vicdansızlıktır bu...
Adında ‘Çevre’ yazan bir bakanlık da böyle çevresel ‘vahşiliğe’ nasıl izin verir. Gidin o bölgeye, içiniz sızlasın. O ÇED raporunun nasıl alındığını, Çorlulular biliyor. ÇED toplantısından kimin haberi olmuş acaba?
CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, bakan Erdoğan Bayraktar’a sorular sormuş; ortalama ‘bürokratik’ yanıtlar almış... Bakana “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hem Çorlu’da yaşayan yurttaşlarımızın sağlığını hem de bölgede bulunan su kaynaklarına vereceği zararı göz ardı ediyor olmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını” anlatıyor.
İstanbullular tarafından önemli bir bilimsel kurula bir yıldır havada, suda ve toprakta yaptırılan tahliller sonunda ortaya çıkacak olumsuz veriler karşısında Bakan Erdoğan Bayraktar dileriz mahcup olmaz.
Tekirdağ Valisi Zübeyir Kemelek ve İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Mehmet Ceyhan’ın tesisin o bölgede yapılması için ısrarlı olmaları nedendir? Ankara’dan baskı mı görüyorlar? Bu projenin arkasındaki güçlü isimler kimlerdir?
Ama her şeyden önce Vali ve Müdür, Kemerburgaz’daki katı atık tesisinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından neden kapatıldığını öğrenmek istiyorlarsa, belediyenin İmar ve Bayındırlık Komisyonu’nun raporlarını bir zahmet okumalıdırlar.
Bakalım, projenin askı süresi içinde yapılan itirazlar ne ölçüde dikkate alınacak, göreceğiz.
KAPATIN 2 FAKÜLTEYİ
Okur Hakan Dedeoğlu’ndan bir mektup geldi. Soruna bir başka gözle bakıyor:
“Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi neden vardır; varlık nedeni nedir? Rektör Prof. Osman Şimşek bu konuda neden hiç konuşmaz. Tekirdağ’daki Ziraat Fakültesi ‘Toprak Bölümü’ bu işlerle ilgilenmez mi? Çorlu’da Çevre Mühendisliği Fakültesi olanları niye görmezlikten gelir. Hükümet Trakya’yı sallamazken, bilim adamlarının sesi daha fazla çıkmalıdır. Aksi düşünülüyorsa, o iki fakülteyi kapatın gitsin!”
Milli Görüşçüler İnönü’de
AKP kongresinden bir gün önce, kapatılan Milli Gençlik Vakfı’nın yerine kurulmuş olan Anadolu Gençlik Derneği (AGD) İnönü Stadyumu’nda ‘Fetih Şöleni’ adı altında büyük bir gövde gösterisine hazırlanıyor.
İstanbul’un Fethi’nin 559. yıldönümü 29 Mayıs Salı gününe denk geliyor. Ancak AGD’nin, AKP kongresinden bir gün önce düzenlediği böyle bir gövde gösterisi; “Milli Görüş gömleğini terk eden” AKP’ye bir cevap niteliği taşıyor. “AKP’nin kendisini ‘muhafazakar-demokrat’ diye tanımlamasını eleştiren ve Başbakan Erdoğan’ın sık sık dile getirdiği; M. Akif Ersoy’un ‘Safahatı’nda belirttiği ‘Asım’ın Nesli’nin gerçek yaşamda temsilcisi biziz ve mücadelesini vermekteyiz. Asım’ın Nesli demek, özelde Türkiye’de genelde tüm dünya coğrafyasını ve özellikle mazlumları savunan, gecesini gündüzüne katarak bu mücadeleye adayan nesildir.” İslami kesimi yakından izleyen Taha Dervişay bir açıklama yaparak, “AGD’nin, aslında Lale Devri’ni yaşayan ve yozlaşan, helal haram bilmeyen Müslümanlara karşı, artık inandığı gibi değil, yaşadığı gibi inanmaya başlayan sözde muhafazakar demokratlarla, vicdanı olan Müslümanların toplantısıdır bu” dedi.
AGD Başkanı Salih Turan ve arkadaşlarının İnönü’deki gösterilerden önce Ayasofya önündeki alanda namaz kılacakları belirtiliyor.
Biliyor musunuz
HES’lere karşı yaptığı mücadelede ismi öne çıkan gazeteci Ömer Şan’ın, CHP Rize İl Başkanlığı’na aday olduğunu... HEMA Dış Ticaret AŞ’nin Bartın ve Zonguldak illerindeki maden ocaklarında çalışan toplam 1200 işçinin Genel Maden İş’e üye olduklarında ücretlerine %10 zam yapıldığını, yetki belgesinin gelmesinden sonra toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanacağını...
Kafa koparabilir
“YETER ki siz çalışın, Ankara’da 30 tane kalsın yeter, ben size 50 tane, 100 vekil göndereyim, hangi konuda isterseniz... Hangisini isterseniz, ilahiyatçı isteyene ilahiyatçı, sosyolog isteyene sosyolog, ekonomist isteyene ekonomist... Ama yeter ki çalışın, disiplin içinde olun.”
Kılıçdarğlu, yerel seçimlere hazırlık amacıyla Silivri Klasik Otel’de çağrılan belediye başkanları ve İstanbul’daki ilçe başkanlarıyla karma bir toplantı yaptı. Onlara yukardaki uyarıyı yaptı.
Salondakilere eylem planı başlıklı bir dosya ile not almak için bir bloknot bırakılmıştı.
Bunların ne olduğunu önceki akşam bizi arayan bir belediye başkanının ağzından dinleyelim:
OKUMAYAN YAZMAYAN MİLLETVEKİLLERİ
“Emin olun salonda 300 kişi varsa, not alan 5 kişi dahi yoktu. Toplantı sonunda eylem planını yanında götüren çok az kişi vardı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu konuşmasında bir ara dedi ki: ‘İnternete yerel seçimlerle ilgili bilgiler yükledik; il ve ilçe başkanlarına da şifreler verdik. Utanarak söylüyorum, daha internet sitesini açmayan, okumayan il başkanlarımız var. Ben her gün kim girmiş, kim girmemiş takip ediyorum. Ben partide disiplin istiyorum, çalışmayanın partide yeri yoktur.” Özetle, Kılıçdaroğlu artık kavga istemiyor; aksi halde kafa kopartacak.
İnsanları İslamcı-laikçi diye etiketlemedim
DİYARBAKIR Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem bir açıklama gönderdi: Özetle şöyle diyor: “Hiçbir zaman ve hiçbir ortamda “Anayasa profesörüyüm; üniversiteyi en iyi ben yönetirim” anlamına gelebilecek söz kullanmadım. Keza “Cumhurbaşkanı beni seçecek” gibi Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi üzerinden öğretim üyelerinin tercihlerini manipüle edecek bir ifadede bulunmadım. “Ben İslamcı değilim” ifadesine ilişkin olarak ise şu hususun altını çizmeliyim: İnsanları hiçbir zaman İslamcı, laikçi, vb kategorik sıfatlarla etiketlemedim; bunu daima yanlış ve tehlikeli buldum; kendi kimliğimin tanımlanmasını da kategorik bir sıfat üzerinden yapmadım. Dicle Üniversitesi Rektörlük adaylığı yarışmasında saygı ve dürüstlük ilkelerine sonuna kadar riayet edeceğimin bilinmesini isterim.”
Paylaş