AVRUPA Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Kerem Çalışkan arayarak "İslam Testi ile ilgili olarak günlerdir yayın yapıyoruz, haberin yok galiba" dedi.
Almanya’nın Baden Württenberg Eyaleti’nde, Alman vatandaşlığına geçmek isteyen Müslümanlara 30 soru yöneltilmesi haberi ilk olarak Hürriyet’in 17 ve 18 Aralık tarihli Almanya baskılarında geniş şekilde yer almış... Bazı çevrelerce ’vicdan testi’ olarak da nitelendirilen ve insan haklarıyla bağdaşmayan sorulara önce Türkler karşı çıkmış, daha sonra da Almanlar... Bir Alman politikacı, "Bu sorular Papa’ya sorulsa, Papa bile Alman vatandaşı olamaz" diye tepki göstermiş. AB’de İslam’la ilgili önyargıların arttığı bir dönemde böyle anlamsız bir testin yapılmasına aklıselim sahibi Almanlar, "Bu yanlış bir yol, Müslüman yabancılar arasında gerginlik yaratır" diyerek tepki gösteriyorlar.
Stuttgart’ta hafta sonu düzenlenen "Vicdan Testini Durdurun" mitinginde bu sorgulamanın bir an önce geri çekilmesi istenmiş Türklerce... Konuşmacılardan, Yeşiller Belediye Meclisi üyesi Aynur Söylemez, bu testle Alman toplumunda ikinci bir sınıf yaratma girişiminin artık gizlenemeyecek bir gerçek olarak ortaya çıktığını söylemiş.
’EURO FAŞİZM’ TEHLİKESİ
Bu sorgulama, Almanya’daki göçmen sivil toplum örgütleri arasında, resmen ifade edilmese de, Avrupa’da son dönemlerde hızla gelişen ’Euro-faşizmin’ ayak sesleri olarak değerlendiriliyor. Bu test, CDU’nun göçmenler için bir uyum ve toplumsal barış politikasının olmadığını gösteriyor.
Sol Parti (PDS) Milletvekili Hakkı Keskin, bu uygulamaların uzun vadede yabancı düşmanlığını körükleyeceğini belirtiyor.
Aynı şekilde AP Yeşiller Milletvekili Cem Özdemir, "Bu testi aklı başında olan herkes eleştiriyor. Hatta bunu CDU içinden de eleştirenler var. Bir insan hakları ihlali olan bu hatadan bir an önce dönülmelidir. 16 eyaletten biri yanlış bir yola gidiyor. Bu ortadan kalkmalı ve durdurulmalı" diyor. Avrupa Parlamentosu’na bu konuda bir önerge vereceğini de söyleyen Özdemir, Türk toplumunu gösterdiği duyarlıktan ötürü de kutluyor. Alman SPD, eski AP Milletvekili Ozan Ceyhun ise bu sorulara genel olarak karşı çıkmıyor ve "Ancak sorulacaksa herkese sorulması gerektiğini" söylüyor.
Baden Württemberg Eyaleti İçişleri Bakanı Rech, testi, silah ruhsatı olanlara yapılan ’güvenilirlik testi’ne benzetti ve amacın Alman vatandaşlığına geçmek isteyenleri teşvik olduğunu ileri sürdü.
İLGİNÇ 2 SORU
Almanya Hürriyet’in yayınları sonrasında ’İslam Testi’nden geçen bir Türk henüz olmamış...
"Çocuğunuz 21 yaşında eşcinsel olduğunu söyleyerek bir erkekle evlenmek isterse ne yaparsınız?.. 11 Eylül saldırılarını yapanlar özgürlük savaşçıları mı, yoksa teröristler mi?" gibi ırkçılık ve ayrımcılık kokan sorularına karşı Almanya’da örgütlü bulunan Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB), Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu(ABF), Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) ve Milli Görüş gibi sivil toplum örgütlerinin ’vicdan testi’ne karşı tepkisiz kalmalarının, özellikle bu örgütlerin tabanında rahatsızlık yarattığını vurgulamak gerekiyor.
Kaplan sebep olmuş
HÜRRİYET’in bir başka haberine göre, araştırmalar sonunda, bu testin geçen yıl Türkiye’ye gönderilen Metin Kaplan’ın bazı açıklamalarından sonra gündeme geldiği belirtiliyor. İsmail Erel’in bu konudaki haberinde, "Kaplan’ın Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde verdiği ifadeleri değerlendiren hákimlerin yorumlarını dikkate alan Baden Württemberg Eyaleti’nin, vatandaşlığa geçiş uygulamasında değişikliğe gitmeyi bu nedenle kararlaştırıldığı" belirtiliyor.
Alman makamlarına göre, test sonucunda şüphe oluşturan kişiler hakkında Anayasa Koruma Teşkilatı tarafından araştırma başlatılabilecek.
Kuş gribine risk yönetimi
KUŞ gribi konusunda Türkiye’de uygulamaya konulan planlar yine tam bir kriz yönetimi mantığıyla hazırlanmış. Yani, testi kırıldıktan sonra yapılacak işlere yönelik. Keşke, bu riski önceden görüp zarar azaltma planı (ZAP) ve diğer risk yönetimi çalışmalarını da yapsaydık. Örneğin, dünyanın kuş gribi için alarma geçtiği zamanlarda koruyucu önlemler alınsaydı, eğitici kampanyalara başlansaydı ve genellikle kuşların göç ettiği aylarda tavuk ve hindilerin açıkta beslenmesine, yani kuşların göç yolu üzerindeki çayır ve tarlalarda otlatılmasına izin verilmeseydi.
Keşke bugün TV’lerde yayınlanmaya başlayan koruyucu mesajlar, kuş gribi mevsiminin hemen başında yayınlansaydı... Ülkemizde afet öncesi bu tür koruyucu çalışmalar yetersiz; çünkü reaktif bir yaklaşımla hep ’kriz merkezleri’ kurup kaldırıyoruz; ama risk merkezi, risk masası ve dolayısıyla risk yönetiminin ülkemizde adı bile yok!.. Modern afet yönetim bilimine aykırı olan bu yaklaşımımızı, zihniyetimizi, durumumuzu artık değiştirmek zorundayız.
Literatürdeki afet tanımına göre, sosyo-ekonomik etkileri bakımından kuş gribi salgını da bir afettir. Türkiye, deprem ve kuş türü benzeri afetler ile baş edebilmesi için zihniyet değişikliğine gidip ’kriz yönetimini’nden ’risk yönetimine’ bir an önce geçmelidir.
Meteoroloji Müh. ve Afet Yön. Uzm.
Prof. Mikdat Kadıoğlu
GÜNÜN SÖZÜ
"Sadece dindar olmak yetmez, adil olmak da gerekir."
(Hz.İsa)
MESAJ PANOSU
KALAMIŞ Sadberk Sokak’taki binanın (Fuat Birgen’in yaptırdığı) çatı katına kaçak kat eklendi. Kadıköy Belediyesi’ne, İmar Müdürlüğü’ne yapılan şikayetler işe yaramıyor. İki oda ekleyip çatıya kat çıkılan evler 1.5 milyon dolardan satılıyor. Ne kadar büyük haksızlık, değil mi?
İsmi saklı
BİR okurumdan uyarı: "Adalet Bakanlığı’nın yapmış olduğu son idari hákimlik sınavında dönen torpili gazetenize taşımanızı istiyoruz. Yargı tüm hızıyla siyasallaşmaya devam ediyor. Torpili olmayanın kazanamadığı bir mülakat yapıldı. Sizden yardım bekliyoruz."