Yalçın Bayer: Verem, aldı başını gidiyor

Yalçın BAYER

‘Dünya Tüberküloz Günü’ münasebetiyle, ülkemizin bu çok önemli sorunu hakkında çok kısa bazı bilgiler sunmak istiyorum.

Mevcut tesis ve insan gücü kaynaklarımız itibariyle şimdiye kadar çoktan halledilmiş olması gereken bu sorunun çözümüne bir şekilde sizin de katkılarınızın olabileceğini düşünüyorum.

Ülkemizde her 4 kişiden birinin vücudunda uyur durumda tüberküloz basili -verem mikrobu- bulunmaktadır.

Bu insanlar arasında her yıl 40 bine yakın kimse mikropların uyanıp çoğalması sonucu hastalanmaktadır.

Verem savaş örgütleri, hastaların yarıya yakınından haberdar değildir. Haberdar olunmayan hastaların çoğu SSK'lıdır. SSK ile Verem Savaş Örgütleri arasında işbirliği olmadığından, bu hastaların ilaç kullanıp kullanmadıkları ve hastaların yakın temasları kontrol edilememektedir.

İlacını düzenli kullanmayan hastalarda, ilaçlara direnç gelişmekte ve hasta kronikleşmektedir. Bu hastaların tedavisi neredeyse imkánsız gibidir. Çok ilaca dirençli bir hastanın tedavisi 2-3 milyar lirayı bulmaktadır.

Bu hastalardan mikrop kapan şahısların tedavisi de aynı şekilde zordur.

Türkiye'de bu şekilde binlerce kronik tüberküloz hastası toplum içinde boş boş dolaşmakta ve etrafa dirençli mikrop saçmaktadır. (Bir hasta yılda 10-15 kişiye mikrop bulaştırmaktadır.)

Hastaların % 80'i çalışma çağındadır. Konunun ekonomik boyutu bu açıdan çok önemlidir. Dünya Bankası, yaptığı fayda-maliyet analizleri sonucunda, tüberküloz için yapılacak harcamaların iyi bir yatırım olduğunu vurgulamaktadır.

Yeni hastaların ortaya çıkmasını önlemek için bulaşmayı önlemek, bulaşmayı önlemek için de hastaların düzenli, disiplinli bir şekilde ilaçlarını kullanmalarını sağlamak gerekir.

Prof. Dr. Ferit KOÇOĞLU-Türkiye Ulusal Verem Savaş Dernekleri Federasyonu Başkanı

GÜNÜN SÖZÜ

‘‘Yolsuzluklar nedeniyle İtalya 3 başbakanını mahkûm etti. Türkiye'de daha bir tanesinin ifadesi dahi alınamadı. Tüm bu yolsuzluklara rağmen bu ülkenin ayakta kalmasına ve şu milletin sabrına şaşmak lazım.’’

(CHP Genel Başkanı Deniz Baykal)

Petrol zammından

bunalıyoruz

SON bir ay içinde zincirleme zam yağmuruna tutulduk. Bu zamların 18 Nisan seçiminden sonra şiddetini daha da artıracağı anlaşılmaktadır. Bu zamlar, akaryakıt istasyonlarına değil direkt olarak dar gelirli vatardaşa yöneliktir. (Galiba yılbaşından beri % 35 oldu.) İstasyonda sadece rakamlar değişir, bedel ise dar gelirlinin cebinden tahsil edilir. Benzine, motorine gelen zamlar tepeden tırnağa vatandaşın her lokmasına yansımakta... Peki ne olacak bu vatandaşın hali? Siyasiler vekillik, liderlik, koltuk elden gidiyor kavgası verirken, sessiz çoğunluk dedikleri aç susuz, kaderlerine terk edilen kitlelere kim sahip çıkacak? Enflasyonu káğıt üzerinde düştü diye başarı olarak gösterip vatandaşı yanıltmak dürüstlük değildir. Memlekette büyük bir yangın var, bütün hızıyla da sürüyor. Bu yetmiyormuş gibi yangını körükleyenler hiç de az değil. Mutlu bir Türkiye hepimizin özlemi... Vatandaş söylenene değil gördüğüne, yaşadıklarına inanır. Memleketi bu yangından kurtaracak liderlere çok ihtiyaç var.

Halis TAŞÇI-ANKARA

TRT'ye...

TÜRK Sanat Müziği bestecilerinin TRT Müzik Daire Başkanlığı'ndan istekleri var: Türk Sanat Müziği Repertuvar Kurulu değerlendirme kıstasları -yeni eserlerin değerlendirilmesi- yönünden ilgili madde incelenmelidir. Eserler, kompozisyon ve müzik estetiği yönünden değer taşımalıdır. Konpozisyon yönünden eserler hatasız olmalıdır. Müzik estetiği yönünden eser bir değer taşımalıdır. Ayrıca eser denemeleri sadece Ankara TRT'ye değil, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum TRT müdürlükleri veya radyolarına elden teslim edilmelidir.

Şükrü BİLDİK-KADIKÖY

- DENİZYOLLARI'na... Bir okurumuz, İstanbul-İzmir-İstanbul feribotuna, şubat ayında 102 milyon ödeyerek (gidiş; 26.3.1999, dönüş 4.4.1999) bilet almış. Ancak Denizyolları, mart ayında indirim yaparak ücreti 83 milyona indirmiş. Bu yolcu aradaki farkı talep edince ödenmemiş. Peki bu durum bir vurgun sayılmaz mı?