Paylaş
Son olarak 2013 yılında yapılan değişiklikle valiler, sınır ötesi, mahdut hedefli askeri harekât talebinde dahi bulunabilmekte.
Bu seviyede kapsamlı yetkilere rağmen, çözüm süreci yüzü suyu hürmetine, bölgede, terör örgütü tarafından yapılan cephane yığınağının gözden kaçırılması sonucu, bugün yaşanan fiili olağanüstü hal her gün yeni sorunlar doğuruyor.
Sokağa çıkma yasakları, İller İdaresi Kanunu’ndaki genel yetkiler içinde ilan ediliyor ve uygulanıyor. Sıradan bir idari tedbir gibi işleme konulan yasaklar, temel hak ve özgürlükler konusunda ağır ihlallere neden oluyor. Silopi’de vurulan ve cenazesi sokakta kalan Taybet İnan, ülke içindeki yeni bir ‘Aylan Kürdi vakası’dır. İnsanlık bu defa kıyıya vurmamış, ne yazık ki sokağa düşmüştür.
Anayasa Mahkemesi, kişi hürriyeti ve güvenliği ve bağlantılı özgürlüklerin ihlalleri bakımından, sokağa çıkma yasakları hakkında talep edilen tedbir talebini reddederek, temel hak ve özgürlükler ile ilgili sakınca yaratabilecek bir içtihat üretmiştir.
Temel hak ve özgürlükler konusundaki tedbir taleplerinin değerlendirme ölçütleri, sadece AİHS müktesebatı olması gerekmekte, siyasi her türlü mülahaza ve gereklilikten soyutlanmış bir yargıyı zorunlu kılmaktadır. Terörle mücadele haklıdır, hayatidir ama temel hak ve özgürlükler bakımından hukuki altyapı yetersizliği ve yürütmenin sorumluluğu da gözden uzak tutulamaz. AİHM tarafından aynı konulu talep ile ilgili Türkiye’den açıklama istenmesi de bir başka sakıncalı sürece yol açma tehlikesi taşımaktadır.
Sokağa çıkma yasaklarının bütün mağdurları hakkında emsal teşkil edebilecek bir karar çıkması halinde doğabilecek zararlar, bozuk olan hak ihlalleri sicilini, daha da kötü hale getirebilir.
Çözüm süreci, yasal altyapı konusundaki özensizlik, mülki karar seviyelerindeki hatalı inisiyatif kullanma, görev ihmalleri, suç teşkil eden emirler ve daha nice hukuki belirsizlikler sonucu, mesele giderek karmaşık hale gelmekte ve terörle haklı mücadelede zaaf alanları ortaya çıkmaktadır. S.Ö.
Günün sözü
“(Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun enine boyuna tartışalım dediği başkanlık sistemiyle ilgili olarak) İstenen başkanlık sisteminin hiçbir boyutu bilinmiyor. Ne konuşuyoruz anlamış değilim. Benim sorduğum
hiçbir meslektaş bunun yanıtını vermiş değil. AKP’nin önde gelen ismi Burhan Kuzu dahil, somut örnek veya açıklama yapmıyor.” (Sabancı
Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu)
PTT’den % 160’lık zam
300 gr ağırlığındaki bir kitap PTT ile 3 TL’ye gönderiliyordu; yeni fiyatı 7.75 TL olmuş. Bir kitabın gönderilmesi fiyatına bu % 160’lık zam, hangi gerekçeyle yapılmış olabilir? Bir kitabı bir arkadaşınıza gönderdiğinizde, o okur bir okulda öğretmen değilse, siz eğitime katkı sunmuş sayılmıyormuşsunuz; bu nedenle 7.75 TL ödemeliymişsiniz. Böyle buyurmuş, PTT Genel Müdürü.
Bu usdışı karardan dönülmesi gerekir. Tarık KONAL
Vekile 10 kat artış
EMEKLİLERİN aylıklarına 100 lira zam yaptılar. Günlerce televizyon ekranları bu haberi verdi. Emekliye verilen ücret artışını ülkemizde duymayan, bilmeyen kalmadı. Emekli olarak yapılan ücret artışına nazar değer de hükumet zammı geri alır diye endişe ettim. Bir gazetenin iç sayfasında yayınlanan kısa bir haberde, “Milletvekili emeklilerinin ücretlerine 924 lira zam yapıldı” haberini okuyunca rahatladım. Emekli milletvekillerimizin büyük hizmetleri karşılığında Cumhurbaşkanı’nın ücret artışına göre, aylıklarına artış yapılmaktadır. Vekil emekliye 924 lira, asıl emekliye 100 lira ücret artışı. Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bu adil uygulamalar Avrupa Birliği ülkelerine örnek olsun!
T.K.
BİLİYOR MUSUNUZ?
MİLLİ Merkez’in ‘Basın ve İfade Özgürlüğü’ panelinin bugün Ortaköy Afife Jale Kültür Merkezi’nde, saat 11.00’de başkan Hüsamettin Cindoruk’un açış konuşmasıyla başlayacağını, panel konuşmacılarının Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu (yöneten), Pınar Türenç, Süheyl Batum, Doç. Dr. Ümit Kocasakal, Av. Fikret İlkiz olduğunu...
EXPO’dan yanıt geldi
EXPO 2016 ANTALYA Ajansı Genel Sekreteri Kazım Aydın, geçen pazar günü bu köşeden yazdığımız, ‘EXPO’ya zor sorular’ başlıklı yazımıza bir yanıt göndermiş. “Katılımcı ülkelere ne tür maddi destek veriyorsunuz” demiştik.
Aydın, para desteği olmadığını, istihdam, sigorta, gümrük, navlun gibi küçük bütçeli destekler vereceklerini yazmış. Tanıtım bütçesi hatırı sayılır bir rakam... Yurtiçi ve yurtdışı tanıtımı içeren ve ihale kapsamında yapılan tanıtım bütçesi yaklaşık 30 milyon TL imiş. Bunun yüzde 50’si kullanılmış. Katılacağını söyleyen Japonya, Gürcistan ve Nepal’e yerleri teslim edilmiş. Kanada’da yaptırılan bitki heykelleri için ödenen para miktarını biz 10 milyon dolar yazmıştık. 9.9 milyon Kanada doları olduğunu yazmış Kazım Aydın... Bu para da boyları 1 ile 7 metre arasında değişen 100 dolayındaki bitki heykeli için ödenecekmiş. Biz, “1.6 milyar harcamaya karşın öngörüldüğü gibi 300 milyon TL gelir olacak mı?” diye sormuşuz. O şöyle yanıt vermiş; “6 aylık sürede öngörülen gelir 300 milyon TL’dir.” EXPO 6 ay süreyle açık kalacağına göre verdiğimiz rakam demek ki doğru... EXPO meclisinden gelen hangi önerinin hayata geçirildiğine ilişkin ise “Konseyden gelen öneriler makul, mantıklı ve yararlı bulunursa kabul ediliyor” yanıtını uygun görmüş Aydın... “Logo niye değişti” diye sormuştuk, “Logo değiştirilmedi. Tipografik yazı kullanımlarını çeşitli çevreler logo değişikliği gibi göstermeye çalışıyor” diyor. Raylı sistem sorumuza gelen yanıt ise ilginç; “Raylı sistem altyapısı Ulaştırma Bakanlığı yatırımıdır. İlk ihalesi iptal edildiği için gecikme söz konusudur. İhale süreci 10 Aralık 2016 olarak öngörülmektedir.”
Aydın’ın verdiği bu tarih doğruysa, raylı sistem EXPO’nun açılacağı 23 Nisan 2016’ya yetişmiyor. Aydın, EXPO’nun tanıtımı için alana getirilip ağaç diktirilen ve fotoğraflanıp haberi yapılan ünlü şahsiyetlere ödeme yapılmadığını da söylüyor. Katılımcı ülke sayısının 3 Ocak 2016 itibariyle ise 17’ye yükseldiğini yazmış Aydın... Ve sık sık yapılan yönetici değişliklerinin ise “idarenin takdir hakkı” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtip bizi Antalya’ya EXPO’ya davet etmiş.
Paylaş