Uygarlık yık ve yapla ifade edilemez

Bakanın yıkım kararının gerekçesi ise yapının “Çirkin, estetik yoksunu, malzemenin sıkıntılı olması ve Türkiye’nin mimari tarihiyle bağdaşmaması” idi. Atatürk
Kültür Merkezi alanına ilişkin Sayın Bakanın önerisi ise alana AKM’den beş kat büyük bir Uygarlıklar Müzesi yapılmasıdır.
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi bu konuda çok tepkileli... Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a karşı bir bildiri yayınladı. Özetle şöyle deniliyor:
- AKM binası 1987’de hizmete girmiş, buna karşın proje bütünlüğü içinde alan
kongre salonu, opera ve bale binası, tiyatro ödenek yetersizlikleri gerekçesiyle yıllarca yapılmamış ve AKM yalnızlaştırılmıştır.
- AKM kendisine tanımlama işlevine aykırı bir biçimde kullanılmıştır. AKM binası Kültür Bakanlığı tarafından ticari fuarların, kısa dönemli kültür dışı etkinliklerin esiri olmuş işlevsizleştirilmiştir.
- Sayın Bakan AKM’yi, AKM’leri yıkarak yeni bir kültüre ortak olmaktadır. (Yıkma ve yok etme kültürü... Bu kültür uygarlık değildir. Sayın Bakan üçüncü dünya ülkelerinin politikacıları gibi konuşmuştur. Taliban’da Afganistanı ve
heykelleri yıkmaktadır. Yıkım, barbarlığı işaret eder. Uygarlık ise, tarihe ve kültüre sahip çıkarak olur.)
- Alanı işlevsizleştirmek, yıkmak yerine, bunlar için harcanacak bütçenin de kullanılarak yapının bütünleyicisi olan opera ve bale, tiyatro binasını da yapılarak alanın tüm kültür etkinlikleri ve gereği mekanlarla gerçek bir Kültür Merkezi olma özelliğini sağlamaktır.
- Ankara’nın kamusal yüzü olan AKM alanı bütünleşmeye yönelik planlama, tarihsel süreklilik, kültürel gelişme ekseninde yıkıma mahkûm edilerek var edilemez.
Sayın bakanın yapının çirkinliği ile ilgili söylediği şeye ilişkin ise, söyleyecek tek sözümüz var. Binaları güzel yapan içinde yaşayanlarıyla var olan işlevleridir, AKM’yi işlevsizleştirenler ve buna ortak olanlar ise aynaya baktıkları zaman gördükleri ‘şey’ ise ne kadar ‘güzellik’tir.

Türkçe giderse Türkiye de gider

“Türkçe olmadan Türk kültürü olmaz,
Türk kültürü olmadan Türk kimliği bulunmaz,
Kimliksizin öz güveni, özüne itibarı yoktur,
Özüne itibarı olmayanın haysiyeti olur mu?
Türk dediğin haysiyetsiz yaşamaz.
(Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu; Hedef Türkiye, 81)
(Tülay Hergünlü’den)