Yalçın Bayer: Uyan Türkiye!

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

İŞÇİ Partisi İstanbul İl Başkanı Kamil Dede elinde bir dosya ile dün geldi. ABD Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'na gelen 'Ermeni Soykırımı'nı Anma ve Eğitim Yasası Tasarısı'nın tam metnini ve özetlenmiş halini getirdi. Bunlar zaten bu hafta 'Aydınlık' Dergisi'nde yer almış... IP Genel Başkanı Doğu Perinçek dergide tasarının Türkiye kamuoyundan gizlendiğini yazıyor. ‘‘Kurtuluş Savaşımız, Doğu ve Batı cephesiyle 'insanlık suçu' sayılıyor. Böylece Türkiye'nin sekiz yıllık Kurtuluş Savaşı'nın boynuna ilmek geçirilmek isteniyor. Atatürk ve Karabekir 'soykırım' suçlusu ilan edilmek isteniyor’’ diyor. Ve şu çağrıyı yapıyor:

‘‘Ey Türkiye, sana hangi tuzaklar kuruluyor, oku ve öğren! Geleceğine kastedenleri tanı, vatanına ve bağımsızlığına sahip çık!’’

Evet, ABD'nin sözde Ermeni soykırımı tasarısının özeti şöyle:

TASARININ ÖZETİ

- Türkiye'nin Ermeni Soykırımı'nı 1915-23 arasında gerçekleştirerek insanlık suçu işlediği hükmü veriliyor. Böylece yalnız 1915 tehciri değil, Kurtuluş Savaşı da mahkûm ediliyor. Atatürk de, adı verilmeden soykırım suçlusu kapsamına alınıyor.

- İngiltere, Fransa ve Rusya'nın, I. Dünya Savaşı'nda, Türkiye'yi insanlık suçuyla itham eden ortak açıklamaları haklı bulunuyor.

- 'Sevr Barış Anlaşması'nın, Ermeni veya Yunan ırkına karşı Türkiye'nin işlediği suçları, 'İnsanlık suçu' kapsamına alan 230. madde hükmü, örnek gösteriliyor.

- Ermeni Soykırım suçluları cezalandırılmadığı için bu tür insanlık suçlarının daha sonra işlendiği vurgulanarak, ima yoluyla Kürt soykırımı suçlamasının ucu gösteriliyor.

- Damat Ferit türünden işbirlikçi hükümetler, soykırımı yargıladıkları için övülüyor.

- ABD başkanlarının 'bu iğrenç suçun yeniden işlenmesine karşı' tetikte bulunma çağrıları yineleniyor.

- Ermeni mallarının tazmini konusunun Türkiye hükümetinin önüne konması sözü verildiği belirtiliyor.

- Clinton dahil ABD başkanlarının 'Ermeni Soykırım'ını mahkûm eden resmi açıklamaları tek tek hatırlatılıyor.

- Ermeni Soykırımı suçlularının cezalandırılmamasının sonuçlarına vurgular yapılarak, Türkiye'yi soykırımdan yargılamanın kapısı açılıyor.

- BM, Avrupa Parlamentosu gibi uluslararası kuruluşların Ermeni Soykırımı'nı mahkûm eden kararları sıralanarak, Türkiye'ye uluslararası müdahalelerin hukuki zemini inşa ediliyor.

- ABD'nin Ermeni Soykırımı konusunu 'uzun vadeli politikanın' aracı olarak gördüğü, mahkeme kararına gönderme yapılarak belirtiliyor.

- 'Politik Sunuşlar' başlığı altında Ermeni Soykırımı'na ilişkin uygulamaların yürütülmesi sorumluluğu, ABD Başkanı'na, Dışişleri Bakanlığı'na vb. veriliyor.

Belediyecilere sayımda görev yok

‘SAYIM ve kontrol memurlarının görevlendirilmesi ve tebligatları hakkında bilgi alınız. Özellikle belediye elemanlarının sayım ve kontrol memuru olarak görevlendirilmemesine dikkat ediniz. Görevlendirilmişlerse bu elemanların derhal değişmesini sağlayınız. Ancak yeterli sayıda sayım ve kontrol memuru olarak görevlendirilecek eleman yoksa belediye çalışanlarının kontrol memuru olarak veya bu belediye dışında görevlendirilmesini sağlayınız.

DİE'nin bu gizli genelgesi dün ortaya çıktı. DİE görevlileri, bu uyarıyı sözlü olarak kaymakamlara yaparak, ‘‘Ankara'dan gelen talimat bu...’’ diyorlarmış.

Yani belediyeciler sayımdan uzak tutuluyorlar.

Silivri Belediye Başkanı Selami Değirmenci, ‘‘DİE'nin davranışı son derece haksız ve yanlış. Bu olay, belediyelere 'sahtekar' gözüyle bakıldığını gösteriyor. Ayrıca belediyelerin Kültür ve Halkla İlişkiler gibi bölümlerin kaldırılması da isteniyor. Kötü amaçlı FP ve HADEP'li belediyelerden korkuluyorsa, o zaman bizim gibi belediyeler neden mağdur ediliyor? Liseli gençlerle ve hoparlörle adam toplanarak yapılacak sayımdan sağlıklı sonuç mu bekliyorsunuz? Belediyeler artık eli kolu bağlı bir kurum haline getiriliyorlar.’’

Bizleri kolay harcamayın lütfen

KARS İli'nin Kağızman İlçesi askeri gazinoda kısa dönem olarak askerlik vazifemi yapmaktayım. Vatani görevim 21 Kasım'da sona erecek.

Orman mühendisiyim. Devlet Memurluğu Sınavı'nı kazandım ve Bolu Orman Bölge Müdürlüğü'ne yerleştirildim. Orman Bakanlığı'na hakkımın askerlik sonuna kadar saklı kalması için bir dilekçe verdim. Orman Bakanlığı hakkımın saklı tutulamayacağını söyledi.

Bunun üzerine Başbakan'a yazdığım dilekçeme Başbakanlık Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı'ndan olayın incelendiği yanıtını aldım. Yazışmalardan hiçbir sonuç çıkmadı.

Sadece askerlik yapıyor olmamdan dolayı doğal hakkım elimden alınıyor. Bizleri kolay harcamayın lütfen.

Ramazan DOĞAN-KARS

Toprak verilmez, alınır

BUNDAN beş yıl kadar önce, Alparslan Türkeş ve Dışişleri makamları ile görüşerek Ermenistan'a bir grup gazeteciyle giden Esenyurt Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan, Ermenistan sorunu ile ilgili çalışmalar yapıyor, bu konuda tezler üretiyor... Ermenistan sınırında doğan bir bölgenin insanı olarak Ermenistan ile iyi komşuluk ilişkileri kurulması taraftarı... ‘‘Biz burada rahatsızız’’ dediği için eleştiriye uğrayan Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'a destek vermek üzere bir grup aydınla yarın kendisini ziyaret edeceklerini söylüyor.

Çapan, o günkü ve bugünkü gelişmeleri şöyle değerlendiriyor:

‘‘O gün ne oldu? İki toplum karşılıklı olarak boğazlaşıyordu. Kayseri Erzincan ve Van gibi bölgelerde oturan Ermeniler o günkü şartlarda daha güvenli bölgeye göçe tabi tutulurken, Ruslarla birlik olan Ermeniler de Kars, Ardahan ve Acarya'da kıyım yapıyorlardı. Ancak Fransız Devrimi'nin yansımasıyla ulus devlet kurma çağına giriliyordu. Her ulus kendi devletini kurmak istiyordu; Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan kurmuştu, Ermeniler de kurmak istiyordu. Ancak toprak istenmez, alınırdı. Kürtler de devlet kurmak istiyordu ama bu işler kolay olmuyordu. Vatan kimseye bedava verilmiyordu. Şunu unutmamak gerekiyor; Mustafa Kemal, tehcir olayında İttihatçılar'ı suçlu buluyordu; onun için yeni cumhuriyet diyordu. Osmanlı'nın mirasını kabul ederken, 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' mesajını veriyordu aynı zamanda. Osmanlı'nın Ermeni diye bir sorunu da yoktu. Osmanlı'nın iyi tebası anlamına gelen bir kesimin dediği gibi 'Gavur Türkler'di Ermeniler... Ortodoks Kilisesi'yle rahat yaşamışlar, yönetimde önemli görevler almışlardı.

- Türkiye ne yapmalı?

- Bu kavgayı önümüze alarak bir yere varamayız, bunu arkamıza almak zorundayız. Tarihe bakalım, birbirini öldürmeyen hemen hemen hiçbir toplum yok. Fransa ile Almanya yıllarca savaştılar, ama bugün birbirlerini boğazlamıyorlar artık. Türkiye bu sorunu tabu olmaktan çıkarmalıdır, tartışmalıdır. Tartışmanın yolu da demokratik toplum olmaktan geçiyor. Ermenistan ile iyi ilişkiler kurmak, öteki komşularımızla barışmamız gerekiyor. Halkların düşmanlığını körüklemek kendisine güvenmeyen zayıf yönetimlerin işidir. Bakın İsviçre'de kaç 'kanton' var, kavgasız yaşıyorlar. İtalya'yı Kuzey-Güney diye ikiye bölelim diyenler oldu, gülündü. Yani vatan öyle kolay bölünmez, bölünsün diyen de yok... Bakın bugün yer, para isteniyor diyenleri ciddiye almamak gerekiyor. Ermeni diasporası, çok istiyorlarsa gelip Ağrı Dağı'na bakıp ağlasınlar. Meryem Ana Kilisesi gibi ziyaret etsinler. Biz de Mekke'ye gitmiyor muyuz? Bir şey oluyor mu? En iyisi bu sorunu tarihçilere bırakalım.

DSİ'nin omurgasını teşkil eden mühendisler ile işçiler arasındaki giderek artan ücret dengesizliği, çalışma şevki ve heyecanını kıran, çalışma barışını bozan ve hiyerarşik yapıyı zedeleyen trajik ve onur kırıcı bir sorun hale geldi. Evet memur mühendis, ikramiye dahil 320, işçi şoför de 700 milyon alıyor. Adil ve sosyal devlet anlayışı nerede kaldı?

DSİ'den bir başmühendis-ANKARA

MİLLİ Eğitim Bakanlığı'na, 'çıldırmak üzere olduğunu' bildiren bir öğretmen yazıyor: ‘‘Madem 5000 kişi açıkta kalacaktı, sınıf öğretmenliğine başvuru için puan neden 65 barajına çekildi? Kimlerin ekmeğine yağ sürüldü? Kimler yerleştirildi bizim yerimize. Bu haksızlık niye?’’

Yazarın Tüm Yazıları