‘‘Önce kendi kendime sordum. Tam 60 inşaat fakültesi ve inşaat yüksek okulu olmakla övündüğümüz ülkemizde, acaba bir minare projesini yapacak ve bunun statik ve dinamik hesapları ile temelini dizayn edecek bir teknik eleman yetişmiyor mu?
Bu eğitim müesseselerinde acaba öğrencilerimize neyi öğretiyoruz.
Antalya İnşaat ve Mimarlar Odaları başkanlarının söylediklerine bakacak olursak tam bir acizlik içinde olduklarını fark ediyoruz. Sayın başkanların da bildiklerine inandığım bir husus var. O da minareyi yapan usta diye geçinen şahıslar değildir. Ustalar yalnız uygulayıcıdır. Mimar eldeki geçerli
norm, standart ve
yapı yönetmeliklerine uygun projeyi yapar ve detaylarını hazırlar. İnşaat mühendisi de
hesap ve
dizayn gerçekleştirir.
'Proje kötü' diye tanımlayıp minarenin yıkılma nedenini buna bağlamalarını sayın meslektaşlarıma hiç yakıştıramadım. Çünkü bir projenin kötü olması, teknik lisanla ifade edilemez. Proje ya hatalıdır yahut da yanlıştır. Adı geçen minare projesi de Mimar ve İnşaat Odası'ndan mühür almadan, tasdik edilmeden uygulanmamıştır. O halde şimdi şu soru yerinde olmaz mı? Madem ki bu kuruluşlarda projenin hatasını ve yanlışlığını göremeyecek elemanlar çalışmaktadır; niye haksız olarak onay ücreti alınmaktadır?
Onay vermekle suç işlemiş olmuyorlar mı? Yaptıkları meslek yemini nerede kaldı? Binaları depremde kibrit kutusu gibi çöken, köprüleri iskambil káğıdı gibi devrilen ve rüzgár üfürüğü ile minareleri uçan, inşaat disiplinini sıfırlamış bir ülkenin AB'ye üye olmak istemesi hangi yüzle olabilir?'
Selçuklular ve
Osmanlılardöneminde minareyi yapan gerçek ustaların becerilerine erişinceye kadar hangi aşamalardan geçildiği biliniyor mu?
Üniversiteler ülkene sahip çık
YÜCE Atatürk, ‘‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’’ demekle ne demek istemişti?
Bunu bilen yabancılar dahi ellerinden geldiğince komşumuza çullanan
ABD'nin saldırı planlarına karşı vücutlarını bombalara siper ederken, nerede üniversitelerimiz?..
Ülkemizde konuşlanarak, bir komşumuza saldırıya geçeceğini utanmadan beyan eden
ABD'ye karşı bugün dur diyemeyen, yarın bu saldırı bize karşı olduğunda ne yapabilecektir?
Üniversite rektörlerinin ve
YÖK'ün sayın başkanının bir an önce uyanıp bu saldırganlarla işbirliği yapılmasına karşı çıkması gerekmez mi? Daha da vahim olanı,
ABD uzun vadeli olarak
Türkiye toprakları üzerindeki havaalanı ve limanlarımızı üs olarak kullanmak isterken,
TBMM'nin bu uzun vadeli ve ne için olduğu belirsiz bu kullanıma izin vermesi anlaşılmaz bir şeydir. Demek oluyor ki
ABD, Irak krizini bahane ederek ülkemizde uzun vadeli bir yerleşime hazırlanmaktadır. Ve bunun nedeni nedir? Bunun
Irak ile bir ilgisi olamaz; olsa da buna ülkesini sevenler müsaade edemez. Bu
Atatürk ilkelerine tümuyle ters bir tutumdur.
Ben, gerçek
Atatürk sevgisi olan ve onun ilkelerine gerçekten sarılan insanların, bu insanlık dışı harbe son vermek için tüm güçleriyle karşı koymaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hem mantık, hem insanlık bunu böyle gerektiriyor.
Atatürk ilkelerinin savunucusu olan üniversitelerimiz,
türbana karşı çıktıkları kadar
‘‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’’ ilkesine de sarılmalıdırlar. Ayrıca ulusumuzun stratejik havaalanları ve limanlarının
ABD tarafından kontrolüne ve yabancı askerlerle doldurulmasına neden sessiz kalınıyor? Atatürkçülük bunu nasıl kabul eder?
Bunu bilmiyorlarsa öğrenmelerini ve biliyorlarsa da gereğini yapmalarını beklemek, bu ülkenin gerçek
Atatürkçü evlatlarının hakkıdır. Uyuyanların uyanmaları dileğiyle.
Burhan KANDEMİR İnsan olana yakışmaz
‘‘REFİK Erduran Ne Yapmalı’’ (11.2.2003) yazısının sahibi Sayın
Nurettin Kaptan'a cevap veriyorum.
Beyefendi, Sayın
Erduran'ın evliliğini batıl kılan Anayasa ve medeni kanunun ilgili maddelerini değiştirmeyi öneriyorsunuz. Çünkü size göre vatandaşın evlenme hakkını tehdit eden bu hükümler yanlıştır. Ahlaki ve içtimai hükümler sizin doğrularınıza göre olmalıdır.
Pekálá, % 99'u Müslüman olan bu halk için sadece bu yasa maddelerinin değiştirilmesi yeterli olacak mıdır? Tehvid dini olan üç semavi dinin ahlaki ve içtimai hükümleri de bu evliliği haram kılmaktadır. Buna ne buyuracaksınız?
Uluorta, gönlünce yaşamak diğer mahlukat için uygundur, ama insan olana yakışmaz.
Mustafa ERDEBİL İSTANBUL Batı Trakya (3)
BATI Trakya halkını ne kadar yakından tanıdınız bilmiyorum, ama basit bir soru sormak istiyorum:
Hava üşür mü? Evet, hava üşür.
Çünkü Batı Trakya
Türk ilkokullarına, azınlık çocuklarına
Türkçe aynen bu şekilde öğretiliyor. Kimler tarafından;
Selanik'te sıradan bir akademide iki yıl içinde öğretmen olmuş kişiler tarafından. Ne için mi; para için... Ben bu yüzden
Batı Trakya'dan kaçtım. Çocuklarımın yarım yamalak bir eğitim almaması için...
Adnan TEVFİKOĞLU Unutma
‘‘İşgaldeki günlerini unutma/ Atatürk'e dil uzatma sebepsiz/ Sen anandan yine çıkardın ama/ Baban kimdi bilemezdin şerefsiz.’’
(Neyzen Tevfik) GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Sevgi, dünyanın kurtarıcısıdır.’’
(Jean Jules)
MESAJ
ÇAĞDAŞ Eğitim Vakfı'ndan... Yönetim kurulu üyelerimiz hakkında
İstanbul 3 No'lu
DGM tarafından 7.3.2003 tarihinde alınan beraat kararıyla, vakıf aleyhine irticai örgütler tarafından gerçekleştirilen komploya, gereken yanıt bağımsız
Türk yargısı tarafından verilmiştir. İddiaların aksine, irtica ve bölücü odakların ağlarına düşürmeye çalıştıkları geleceğin teminatı gençlerimizi aydınlanma bilincine sahip olarak çağdaşlaştırmayı amaçlayan ve
Atatürk devrimlerini özümseyerek eğitim çalışmalarını kendilerine hedef alan ve yaşam gayesi görenlerce kurulan Çağdaş Eğitim Vakfı, tüm bu engellemelere ve komplolara rağmen çalışmalarına devam edecektir.