Ulusal sorunlarımızı koordinatörlerle mi çözeceğiz?..

20 yıldan fazla bir süredir Türkiye'ye karşı ilan edilmiş gizli ve sinsi bir savaş var. Geçmişte de vardı, gelecekte de olacaktır. Çünkü, Türkiye'nin bu coğrafyadaki müstesna konumu bellidir.

Haberin Devamı

Tarihi boyunca her türlü belayla karşılaşmış, her türlü savaşa girmiş ve var olduğundan beri de başkalarının çizmesi altında yaşamamış birkaç devletten biri olan Türkiye, bu sinsi savaşa da dur demesini bilecektir.

Çünkü bu özelliği, Türk'ün yeryüzündeki varoluşunun yegâne kaynağıdır, aksi düşünülemez bile.

Ancak ne var ki, sanki sömürge ülkelerinden birisiymişiz gibi, bizim sorunlarımız koordinatörlerle çözülmeye çalışılıyor.

Bir genel valimiz eksikti.

Ne yani, Amerika'nın özel temsilcisi bu ulusa ne buyuracak?

Dağlara sinmiş, mağaralara girmiş; binlerce yıldır bir arada yaşayan, kan bağı oluşmuş insanları birbirine düşürmeyi, çatıştırmayı hedeflemiş bir terör örgütüyle; onunla sonuna kadar mücadelede kararlı olan Türkiye Cumhuriyeti'ne, "Neyiniz var, gelin sizi barıştıralım, anlaştıralım" mı diyecekler?

Neyin özel temsilcileri?

Haberin Devamı

Kendilerini işgal ettikleri Irak'taki gibi Sünnilerin, Şiilerin, Arapların, Kürtlerin ya da öteki etnik grupların arasında mı sayıyorlar?

PKK terör örgütü Kuzey Irak'taki Kürt gruplar tarafından, yani Barzani ve Talabani tarafından korunup kollanmaktadır; Talabani ve Barzani de Amerika tarafından korunup kollanmaktadır.

Bu şartlarda özel temsilcilik kimin, neyin temsilciliği olacaktır?

Çanakkale Savaşı kazanılırken, Kurtuluş Savaşı kazanılırken Türk askerinin ne doğru dürüst yiyeceği, giyeceği, ne de donanımlı silahları mevcuttu.

Çanakkale'deki yağsız buğday çorbası ile çeyrek tayından oluşan günlük yemek mönüsünü hepimiz bilmekteyiz.

Şimdiki 70 milyonluk dev ülkenin durumu artık öyle mi? Dünyanın en disiplinli en yüce ocağını besleyen, barındıran Türk Silahlı Kuvvetleri, yine bugünkü donanımıyla her türlü melanetin üstesinden gelecek güçtedir.

Gücünü kimse sınamaya kalkışmasın! O Silahlı Kuvvetler her zaman 18 yaşındadır...

Düğmeye basmayagörsün!

Emekli Amerikalı, İngiliz, Fransız generallere de kimsenin ihtiyacı yok!

C.M.-ANKARA

GÜNÜN SÖZÜ

"1987'de SODEP ile HP birleşmesi faydalı oldu. CHP ile DSP arasında birleşme değil, güç birliği yapılıyor. Birleşme için niyet olması lazım. Bu tür çalışmalarda mantık kullanılmıyor, duygusal davranılıyor. Bu durumda beklentiler de daha çok öne çıkıyor. Başka insanları da listelere almak koşuluyla sol iktidar olabilir. Ben önümüzdeki dönem bir koalisyon görüyorum. Koalisyon kötü bir şey değildir; benim bulunduğum koalisyon (DYP-SHP) hayırlı işler yapmıştır."

(Prof. Erdal İnönü)

Terör mitingleri yapalım

TERÖR kimseyi seçmiyor, ülkemize, ulusumuza bir saldırı olarak yapılıyor.

Haberin Devamı

Terörün kınanması üzerinde bir araya gelmeliyiz.

Protesto mitingleri düzenlemeliyiz.

Takıyyeci-sömürgeci politikalara yönelik mitinglerimizi bu sefer de 'terör'e karşı yapalım.

Bombaya karşı duralım. Diyelim ki "biz buradayız".

Şükrü YİĞİT

Biliyor musunuz?

CHP'ye soğuk ve mesafeli bir politika izlediği bilinen Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu'ndan (AABK) 2. başkan ve aynı zamanda Yol TV Genel Müdürü Hıdır Temel, Necati Şahin ve Necdet Saraç'ın CHP'ye aday adaylığı için başvurduklarını; aynı zamanda bu örgüte yakınlığıyla bilinen CHP Parti Meclisi üyesi Yıldırım Emsiz'in İstanbul 1. bölgeden, Murat Bakan'ın İzmir'den ve Zülfikar Doğan'ın da Adana'dan başvuru yaptıklarını... RUMELİLER Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Salim Korkmaz'ın DP'den, Özel Florya Koleji Eğitim Kurumu 'danışmanı' Yavuz Akgün'ün (31) İstanbul 3. bölgeden aday olduklarını... 1984-89 döneminin Bakırköy Belediye Başkanı ve eski milletvekili Naci Ekşi'nin CHP İstanbul'dan... GÜREŞ Federasyonu eski üyelerinden ve Başbakan'ın avukatlarından Numan Ceyhan'ın AKP İstanbul'dan; 'Bugün' yazarı Sait Yusuf'un MHP İstanbul'dan, ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu'un Isparta'dan aday olduklarını... ZAMAN Gazetesi'ne göre AKP'nin 'şimdi demokrasi zamanı' sloganının esas alınacağı seçim bildirgesini Abdullah Gül'ün önderliğinde, eski CHP/SHP'li Ertuğrul Günay ve Prof. Zafer Üskül'ün yazacağını... ESENYURT'un Eski Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan'ın CHP'ye yeniden üyelik ve milletvekilliği adaylığı için başvurduğunu, ancak dilekçesinin geri çevrildiğini...

Çokuluslu sigara şirketleri etik davranmıyor

TÜTÜN Eksperleri Derneği bir açıklama yaparak, satışları Avrupa ve ABD'de azalan çokuluslu sigara şirketlerinin, kendi ülkelerinde kaybettikleri pazar paylarını gençlerimizin ve çocuklarımızın ciğerlerini kullanarak telafi etmek istediklerini belirtiyor ve şu uyarıda bulunuyor:

"Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi (SSUK) üyesi de olan derneğimiz, bundan böyle, üyelerinin yanı sıra duyarlı vatandaşlarımızla birlikte çokuluslu sigara şirketlerinin üretimden tüketime, reklamdan sponsorluğa kadar her türlü kanuna aykırı ve etik olmayan faaliyetlerini takip etmeyi ve ilgili mercilere bildirmeyi birincil görevleri arasında sayacaktır. Tütün ve tütün mamulleri piyasasının düzenlenmesinden, işleyişinden ve her türlü denetiminden sorumlu tüm kişi, kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz."

Haberin Devamı

PANO

- İSTANBUL'un Fethi'nin 554. yıldönümünü etkinlikleri, Fatih Belediyesi'nce beş gün sürecek (25-29 Mayıs) bir dizi etkinlikle kutlanacak. Etkinlikler içerisinde yeniçeri kıyafetindeki Leventler Mehteran Grubu, halka gül, şekerleme ve şerbet dağıtacak.

- "DENİZLİ'de belediye terörü!" diye haberler geliyor. "26 Mayıs’ta yapılacak cumhuriyet şöleni afişlerini asan dükkânlara ceza yağıyor... Demokrasi bu mu? Manisa'da bayrak krizi; Denizli'de afiş terörü. Bu mu özgürlük? Demokrasi şölenlerine saldıranlara en iyi cevabı halkımız verecektir."

- YOZGAT Sorgun'da meydana gelen olayların, 14 yıl önce Sivas'ta yaşanan olaydan içerik olarak hiç farkı yok! Bu ülkede aslında değişen bir şey yok. Yazıklar olsun!

Kemal DOĞRU

- HARBİYE Reşit Rey Konser Salonu'nda 28 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında "Fotoğraflarla St. Petesburg Sergisi' yapılıyor.

- BAKIRKÖY İDO iskelesi önündeki otoparka deniz otobüsünden yolcu almak için girdik, giriş-çıkış süremiz 18 dakika; alınan ücret ise 6 YTL. Bu durumu gören bilen yada denetliyen yok mu?

Gülay SEYMEN

CHP-SHP üzerine tartışmalar, görüşler

Haberin Devamı

DÜNKÜ köşemizde çıkan "Baykal, SHP'yi neden istemiyor?" başlıklı yazımızda CHP'nin üst düzeydeki bir yöneticisinin ortaya attığı "Karayalçın'ün küçük bir özrü nasıl olur?" önerisine karşı bir çok tepki aldık. Bir grup Baykal'a kızıyor, bir kısmı da Karayalçın'a...

Bunlardan seçme bazı yazıları veriyoruz.

Esas neden hukuksuzluk

BUGÜN CHP'de birliktelik tartışılıyor ve taraflarda tereddüt geçirenler dikkati çekiyor.

"İçinde bulunduğumuz koşullarda CHP’ye karşı çıkma, CHP’yi suçlama lüksümüz var mı diye düşünmeliyiz."

Doğru bir soru bunu her konuda sormamız lazım.

"İçinde bulunduğumuz koşullarda CHP yönetiminin parti hukukunu uygulamamama, üyelerin seçme ve seçilme hakkını gasp etme, meclis üyesini Ankara’dan belirleme (partililer arasında ayrımcılık yaparak) tüm CHP üyelerini kucaklamama lüksü var mı?"

CHP'nin problemi içindeki temel problemden kaynaklanmaktadır. Yani hukuk yoktur. Hukuku işletse,

CHP'li üyelere kimi milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi adayı yapmak istersiniz diye sorulsa. Emin olun anketlerde alacağı oyun %50'sinden daha fazlası oy alır.

Tüm üyelerin katılacağı hakim huzurunda yapılan ön seçimlerle bu mümkün. CHP genel başkanı bunu yapmalı ve bunun olacağını üyelerine söylemeli ve onların bunun olacağına inanmalarını sağlamalıdır.

Kendi üyelerinin öz güvenini alan CHP yönetim kadroları, daha çok oy alacak ve gerçek CHP'li yöneticileri seçecektir. Öyle 3 gün sonra istifa edip AKP gibi partiye giden millettekileri seçilmez o zaman...

Aslında yapılan Anayasal bir suçtur da. Partilere üye olma, seçme ve seçilme anayasal bir hak değil midir?

Temel sorun hukuk sorunudur. Hukukun varlığı ancak partilerde işlemesiyle mümkün olacaktır.

'BAKIŞ'

Teşekkür ederim

CHP ile ilgili yazınızı okudum ve çok beğendim. Size bu yazıdan ötürü teşekkür etmek istedim. Ancak birşeyi çok merak ediyorum. Acaba Deniz Baykal da bu güzel yazıyı okumuş mudur?

Haberin Devamı

Hasan EREL

Karayalçının affedilmesi mümkün değildir

EMİN değilim, sizinle ters düşebilirim.

İstenildiği kadar 'Karayalçın' bombalaması yapılsın. Onu affetmemiz, hoş görmemiz asla mümkün değildir.

Ayrılıkcılar ile her daim işbirliği içinde olmuş kişi hakkında bizden, 14 Nisancılardan lütfen

olumlu düşünce beklemeyiniz.

Kendisine başka kapılar diliyoruz, Livaneli gibi, Ertuğrul Günay gibi...

Ben Sn. Baykal'ı da çoğunlukla eleştirdim, polit bürosuna hiç bir zaman olumlu bakmadım.

Benim için A. Topuz, Ö. Sav, T. Erdem hep antipatik olmuştur.

Sn. Baykal dahil bu isimler nedeniyle CHP'nin oy kaybettiğine, gene alabileceği oyları alamayacağına inanıyorum.

Ama Karayalçın ve benzerlerine aldığı tavır tartışmasız doğru.

DSP içinde aynı düşüncedeyim. Yöneticileri ailenin mirascııları.

Sn. Sezer, A.Tan. Hele hele M. Türker bana hiç bir şey ifade etmiyor, hatta tepki yaratıyor.

M. Türker, zaten fırsat bulduğu an kimseyi dinlemiyor, anlamıyor. Özetle saygı bile göstermiyor. Ona, A. Tan'a TV'lerde bilet tahammül edemiyorum.

Birleşmeleri tam bir gönülsüzlük örneği.

Ama hem CHP hem de DSP yönetimleri çok kısmetliler.

Aynen T. Erdoğan'nın 2002'deki seçimlerdeki, DSP'nin 99 seçimlerindeki gibi.

Her zamanki gibi sağ daha becerikli oldu, sizin patronunuzun desteği dahil basın ve işadamı, ABD müşterek desteği ile işi gördü.

Elimde olsa bu DSP'ye, bu CHP'ye asla oy vermem.

Ama tartışmasız mecburum.

Çevremede bunları ifade, becerebilirsem empoze ediyorum.

Lütfen sizler de artık bırakın Karayalçın'ı...

A. TOL

Karayalçın DTP'ye gitsin

BİZLER PKK ile işbirliği yapanları CHP'de ve mecliste görmek istemiyoruz! Karayalçin gitsin DTP'den seçime girsin! O'na orası yakışır.

Yalçin SERDENGEÇTİ

Peki Baykal bizden özür dileyecek mi?

ÜLKENİN içinde bulunduğu koşullardan ve yaşanan süreçten sıkıntı duyanlar, rahatsız olanlar bilsin ki bu koşulların yaratılmasında en büyük günahı olanların başında Deniz Baykal gelmektedir. Eğer birileri özür dileyecekse Baykal olmalıdır. Duyarlı kimliğinizle bunu da yazmalısınız.

Murat Karayalçın gibi şahsiyetleri dışlayarak bu ülkeye hizmet ettiğinizi mi sanıyorsunuz? Bu Baykal zihniyetinin ta kendisi değil midir? Ne zamandan beri haksızlıklara, adeletsizliklere demokrasi dışı uygulamalara karşı gelenlerin girişimleri muhtıra olarak değerlendiriliyor ki, siz de özür dilesin diyorsunuz. Bunun diğer tanımı yapılan tüm haksızlıkları meşru görme girişimi değil midir? Baykal'ın bu ülkenin sosyal demokratlarından özür dilemesi gerekmez mi? Demirel'le işbirliği yapabiliyor, Süleymancılarla işbirliği yapabiliyor, Genç Parti'ye sempati ile bakıyor peki Karayalçın'a neden soğuk? Üyelik haklarına yapılan saldırıya karşı durduğu için mi, sol düşündüğü için mi, toplumsal sorunlara çözüm üretme becerisine sahip kadrolarla birlikte olduğu için mi, kısacası Karayalçın'ın becerilerinden korktuğu için mi?

Karayalçın ne diyor:

"Koltuk istemimiz yoktur, siyasi partiler yasası -seçim yasası- yoksulluk-işsizlik-eğitim-sağlık-konut ve toplumsl barış konularında ki sol bakışımızı ve çözüm önerilerimizi paylaşalım, işbirliği olsun."

Peki sizce bu yanlış mı, yada değilse neden sahiplenmiyorsunuz da Karayalçın'dan özür bekliyorsunuz, peki Baykal bizden özür dilecek mi?

Hadi bunu da bizim adımız isteyim de görelim.

Volkan ÇELİK-İSTANBUL

Sorgulanması gereken Baykal'dır

SAYIN Bayer, bugünkü köşe yazınızı üzülerek okudum. Son 1 aydır düzenlenene mitinglerde solda bulunan partilere karşı yükselen birleşme çağrısı tüm sol partilerde yanıtını bulmuştur. Bunun için atılan somut adımlar yetersizdir. Bunun nedeni SHP ve DSP değil sayın Baykal'dır. Sayın Karayalçın koltuk pazarlağı yapmadan milletvekili dağılımını söz konusu etmeden görüşmeye hazır bulunduğunu defalarca tekrarladı. Eğer bunun nedeni bahsettiğiniz sosyal demokrat liderlerin 2001'de sayın Baykal'a verdikleri bildiri ise, sorgulanması gereken bence sayın Karayalçın değil sayın Baykal'ın

kindar tutumudur. Umarım sayın Baykal bu ittifakı eksik bıraktığı için seçimlerden sonra biz sosyal demokratlara bir özür borcu olmaz.

Özgür AKSOY

CHP nereye gidiyor?

KASIM 2002 seçimlerine Kemal Derviş, Zülfü Livaneli, Y. Nuri Öztürk ve Bayram Meral gibi ünlüleri vitrinine alan CHP ve lideri Deniz Baykal şimdi de 22 Temmuz 2007 seçimlerine siyasal çizgisi sol mu, yoksa radikal sağ mı olduğu pek anlaşılamayan DSP'nin yanısıra Süleymancılar cemaatinin önde gelen isimlerinden eski DYP'li İsmail Amasyalı, Demirel ailesinin damadı DYP-ANAP kökenli İlhan Kesici, eski MHP'li-ANAP'lı şimdi Hür Parti Genel Başkanı olan Yaşar Okuyan gibi siyasetcilerle hazırlanmaktadır.

Bayram Meral dışında eski vitrininden yanında kimsenin kalmadığına bakıldığında seçimden sonra yukarıdakilerin hiçbirinin ne Deniz Baykal'a, ne de CHP'ye yar olmayacağı açıkca görünüyor. Deniz Baykal ve yakın çevresi her seçim öncesi yarattığı bu görsel vitrinle sosyal demokrat seçmenlere ve şimdi olduğu gibi de sağ ve sığ seçmenlere şirin görünerek onların oylarını çalmaya pardon almaya çalışmaktadır.

CHP yönetiminin ve özellikle Deniz Baykal'ın bu anlayış ve zihniyeti nedeni ile yıllardır CHP'ye emek vermiş, yıllarını bu partide harcamış, partinin iktidar olması için uğraş vermiş insanlarına en azından düpedüz haksızlık yapılmaktadır.

CHP'nin adı parti ile anılan eski Genel Başkanlarından Erdal İnönü, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Altan Öymen Genel Sekreterlerinden Ertuğrul Günay ve Adnan Keskin, Genel Sekreter Yardımcılarından Erol Çevikçe, Erol Tuncer, Celal Doğan, Mehmet Moğultay, Yüksel Çakmur ve daha nice alanlarında ve siyasette başarılı, deneyimli kadrolar neredeler? Neden o insanlar bu seçimlerde CHP listelerinde yer alamazlar? Onlara neden yer verilmez??

Yukarıda tercih edilen insanların CHP'ye emeği ve katkısı nedir? CHP'nin öz evlatlarından çok mu daha değerlidir? CHP örgütlerinde ömrünü partiye verenler ya onlar nerede? Bu yeniler CHP'ye ne katacak ne getirecektir? CHP böyle düşük profilli aday listesi ile gerçek tabanındaki seçmeninden çok zor oy alır.

Bu adayları ile de AKP'ye alternatif olamaz.

Bu arada Genel Başkan'ın milletvekili adaylığına başvuran örgüt emekçilerine "çok zorda olduğunu" söylemesine karşın; sekreteri Nesrin Baytok, kızının arkadaşı Banu Sancak ve gazetedeki bir röportajında "sabah yatağından uyandığında kendisini CHP Parti Meclisi üyesi seçilmiş olduğunu" söyleyen Şehnaz Çakıralp yeni dönemde milletvekili oluyor. Ne diyelim hayırlı olsun!

CHP'li seçmenler, sosyal demokratlar, solcular, cumhuriyetciler 4 Haziranda açıklanacak CHP mİlletvekili adaylarını dört gözle beklemektedir. CHP lideri ve kurmaylarının tercihleri iyi bilesiniz ki seçmenlerce özenle ve dikkatle incelenecektir. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.

Öyle ya "Dimyata Pirince giderken evdeki bulgurdan da olmak" var. Bu seçmenler "kimi aday gösterirseniz gösterin nasıl olsa CHP'ye oy verecek seçmenler" hiç değiller. Siyasette hiçbir başarısı ve anlamı olmayan sağ adaylar, arkadaş ve ahbablıklar CHP'ye oy getiremediği gibi CHP'den oy götürecektir. Bu gerçeğin bilinmesinde de büyük yarar var.

Halep ordaysa arşın 22 Temmuz da sandıkta...

Bertan Metin ERGİN-İSTANBUL

Karayalçın'ı bırakın yeni adaylar size garip gelmiyor mu?

BİZLER o dönem CHP içindeki üyeler olarak o günleri çok iyi hatırlıyoruz. Sayın Baykal parti içi demokrasiyui şimdi nasıl işletmiyorsa o dönem de işletmiyordu. Sanıyorum o dönemlerde siz de bu olaylar ile yazılarda yazmıştınız. Şimdi ne oldu da sayın Karayalçın'ın 'özrüne' gerek duydunuz?

Şimdi yaşananlar size garip gelmiyor mu? Yaşar Okuyan, İsmail Amasyalı, İlhan Kesici ve Cem Uzan ile ilgili yazılarınızı okumaktan keyif aldığım bir gazeteci olarak bu size çok yakışmadı. Üzgünüm ama bu da benim sizinle ilgili düşüncelerim.

Sevim ÖZDEMİR

Yazarın Tüm Yazıları