Paylaş
AKP'yi destekleme karşılığında Barzani Kerkük'ü 'Kürdistan' yapıyorCeza var suçlu yok MAHKEMECE verilmiş bir ceza varsa, suç da var demektir. Suçu bireyler işler. Bu hukukun temel ilkelerinden biridir. Suç var, ceza var, ama suçlu yok.
Buna nasıl hukuki bir karar diyelim?
Cem TOKER / LDP Genel Başkanı
"Yok Ergenekonmuş, yok AKP davasıymış, yok askeri şûra toplantısıymış. Bunlar tabii bizi hiç ilgilendirmiyor. Bizim derdimiz can... Artık buralarda rahat değiliz. ’Türk Kerkük’ artık ’Kürt Kerkük’ oluyor, haberiniz olsun. Türkiye artık ne yapacaksa yapsın, -bize sahip çıksın değil- bize söylesin; biz ne olacağız?"
- Son durum nedir Kerkük’te...
- Türkmen Partisi’nin kongre hazırlıkları öncesinde Kerkük’teki 4 ilçe merkezi güdümlü füzelerle bombalandı. Kürtlerin baskıları artık inanılmaz boyutlara geldi; bizi ölümle tehdit ediyorlar. Hepimizin giderek artan tedirginliği, ’Kürtler, Türkmenlere katliam yapacak’ söylentileri... Kendi evimizde hiç rahatımız kalmadı; Saddam’dan sonra Kürtler başımıza bela oluyor. Size Kerkük’te yer yok, buradan gidin diyorlar. Birçok Türkmen’in Hazine arazileri olsun, bizlere ait olsun büyük arazileri, hiç kimseye sormadan Kürtler tarafından işgal ederek evler yapılmaya başladı. Kürtlerin taşeronluğunu PKK yapıyor.
- Kerkük’te şu anda ne kadar Türkmen var?
- Kerkük’te en az 750 bin, Irak’ın tümünde 3.5 milyon... Kürtler bize Bağdat’a, Süleymaniye’ye, Erbil’e gidin diyorlar. Bağdat’a gidersek Arapların tehdidi başlıyor bu kez. Yani aşağıda Kürtler, yukarıda Araplar... Ankara hükümeti, bizim için bir şeyler yapsın diye bekliyoruz. Şöyle bir beklenti var; Türkiye müdahale edecek ya da Kerkük’ü verecek. Zaten buna benzer işaretler yok değil. Kürtler açık açık ’Barzani ile anlaştık, Kerkük’ü bize veriyorlar, bunun karşılığında Türkiye’de AKP’yi destekliyoruz’ diyorlar. AKP’nin Kıbrıs’ta Rumlarla birleşmeye izin vereceği gibi bir şey bu... Biz can derdiyle boğuşurken, bu duyulanlar karşısında dehşete kapılıyoruz.
ANAYASA Mahkemesi’nden çıkan karar AKP’yi akladı mı? Şaşırdım doğrusu. AKP Genel Merkezi’nde bir heyecan, bir heyecan. Sanırsınız ki kendilerine isnat edilen "Anayasa’yı ihlalin odağı olma" suçlamasından beraat ettiler. Dikkatinizi çekerim karar beraat değildir. Yalnızca AKP’ye verilecek cezanın şeklindeki farklılıktır.AKP AKLANDI MI SANIYORSUNUZ
Ha kapatılmış, ha kapatılmamış... Önemli olan bu değil, önemli olan AKP’nin ’laiklik karşıtı davranışlarının tescillenmesidir.’ AKP artık bu konuda suçludur ve suçu da oylanarak 10’e karşı 1 oyla kabul edilmiştir.
AKP cesarete sahipse bir anket yaptırmasın ve şu soruları sordursun:
1. İran veya Suudi Arabistan rejimi ile mi yönetilmek istersiniz?
2. Türkiye Cumhuriyeti rejimi ile mi yönetilmek istersiniz?
%47 oy aldık diye Cumhuriyet’in kurumlarına saldıramazsınız. Bu ülke nice %47 oy alanları sandığa gömmüştür. Geçmişten ders almayanın geleceği karanlıktır.
Hasan Fuat GÖÇERPROF. ÇELİK: KİMSEYİ TEHDİT ETMEDİM
HİÇ görev yapmadığı Malatya İnönü Üniversitesi’nde rektör adaylığı oylamasında 1. çıkan, YÖK’ün Köşk’e ilettiği listelerde aynı sırada yer alan YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan’ın TÜBİTAK’da birlikte çalıştığı Prof. Cemil Çelik, vekili Hüseyin Aydın aracılığıyla ’YÖK ve Gül sınavda’ (19.7.2008) yazısına gönderdiği açıklama özetle şöyle:GÜNÜN SÖZÜ
"Umutsuzluk, sersemlerin elde ettiği bir sonuçtur."
(Disraeli)
"AÜ Veteriner Fakültesi mezunu olup, unvanlarını, 19 yıl emek verdiği Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dekan yardımcılığı, fakülte kurulu üyeliği, biyokimya anabilim dalı başkanlığı ve daha birçok akademik görevlerde bulunmuş; Avrupa, Asya ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde, kazandığı uluslararası burslarla araştırmacı olarak çalışmış ve onlarca tıp biyokimya uzmanı ve doktora öğrencisini yetiştirmiş bir bilim insanı olan müvekkilim hakkında, mesleki kariyeriyle ilgili hiçbir araştırma yapılmadan uluorta yazı yazmanız kasıtlı ve yanlı tavrınızı göstermektedir.
Müvekkilim, sözünü ettiğiniz cinayet ve eroin kaçakçılığı ile uğraşan hiçbir yakın akrabası bulunmamaktadır. Kaldı ki hukuk devletinde kişilerin yalnızca kendi eylemlerinden sorumlu tutulabileceğini, hiç kimsenin akrabalarını seçme şansı olmadığı gibi onların fiil ve davranışlarından sorumlu tutulamayacağını da bilmeniz gerekir.
Müvekkilim İnönü Üniversitesi’ndeki rektörlük seçimlerinde bizzat ya da başkaları eliyle kimseyi tehdit etmemiştir. Bu iddia, son derece çirkin ve de maksatlı bir yakıştırmadır.
Öğretim üyelerinin TÜBİTAK’a davet ederek vaatlerde bulunduğu iddiası da tamamen gerçekdışıdır.
Müvekkilimin Malatya Büyükşehir Belediyesi’ne panel düzenlettirdiği iddiası diğer tüm iddialar gibi gerçek dışıdır. Müvekillimin panele katılımı diğer katılımcı Fransa Rouen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cafer Özkul’un daveti üzerine gerçekleşmiştir. Panelde yapılan konuşmada, akademik özgürlük ve üniversitelerin asli görevlerinin bilim ve teknoloji üretmek olduğu hususunda vurgu yapılmış olup, konuşmanın içeriğinden siyasi iktidarın sözcülüğünü yapma suçlamasına dayanak oluşturabilecek hiçbir ifade yer almamaktadır.
Müvekkilim, yasalar çerçevesinde İnönü Üniversitesi Rektörlüğü’ne aday olmuş ve en yüksek oyu almıştır. Adaylık sürecinde söylem ve eylemleriyle sadece kendisine destek veren öğretim üyelerinin değil kendisine karşı olan öğretim üyelerinin de takdirini kazanan müvekkilimin ’İntikam almaya geliyorum’ gibi etik dışı bir söylemi kullandığı düşünülemez.
Yazınızın bir bölümünde, ihalelerden ağzı sulanacak olanlara değinilerek, müvekkilim zan altında bırakılmıştır. Müvekkilim gerek akademik yaşamımda, gerek özel yaşamımda parasal konularla ilgili bugüne kadar hiçbir suçlamaya maruz kalmadığı gibi kişiliği itibariyle bu tarz konulara tenezzül edecek biri değildir.
Müvekkilim, rektör adayı olurken belirli makamlardan icazet almamıştır. Aldığı oylar da ideolojik eksenli olmayıp her görüşten öğretim üyesinin desteğini yansıtmaktadır.
Cumhuriyetin kazanımlarını, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Atatürk’ü savunmak kimsenin tekelinde değildir. Bu değerler Türk milletinin ortak değerleridir."
Paylaş