Paylaş
Bu defasında çileden çıktım, bu kadar da olmaz, dedim. Bu güzelim Türkiye her gün kabadayıların, mafyaların sorumsuzluğu, kepazeliği, kanun tanımazlığıyla daha da kötüye gidiyor demeye dilim bile varmıyor ama gerçek ortada.
27 Ağustos'ta Iğdır Turizm otobüsüne Bakü'den 10 gün önceden bilet rezervasyonu yaptırdım. Teknik sebepten uçağımız iki saat geç kalktı. Nahçıvan'dan Iğdır'a Aydağı Turizm (merkez Iğdır'da) uluslararası yolcu taşımacılığına ait taksiyle gittiğimde yolda arabanın 1, 2 ve 3'üncü vitesleri bozuldu. Kibar sürücümüz Murat Bey'in çabaları sayesinde zar zor gümrüğe kadar at arabası hızıyla vardık. Oradan acele Iğdır Turizm otobüsüyle Iğdır garajına vardık. Bilet aldım, 76 AE 444 No'lu otobüs 15.00'te kalkmalıydı, fakat garaja iki saat geç geldi. Yolculara hiçbir bilgi verilmedi. İnsanları görseydiniz, güneşin altında ve haykıran çocuk sesleri arasında ter akıtarak bekliyordular.
BÖYLE OTOBÜS OLUR MU?
Neyse otobüse bindik, bir özür dileme gene yoktu. Daha vahim olanı, yolda aşırı derece yük aldılar. Kocaman buzdolabı, insan boyunda lastikler, daha neler neler... Eşyalarımızı sebze-meyve kolileri gibi belki beş kere aşağı yukarı indirdiler. Uyarılarıma rağmen yeni aldığım bavullar çuval gibi atılıyordu.
Yollarda ayakta giden yolcuların ter kokularından nefes almak mümkün değildi. İstedikleri yerde istedikleri kadar duruyor, yolcu alınıyordu. Hiçbir trafik kuralına uyulmuyordu.
18 saatlik Ankara yolunu 4 saatlik gecikmeyle aldık. 'Prezident' markalı bavulumun sol dili kırılmıştı, yeni aldığım diğer bavulum da ortadan bükülü duruyordu. Şoföre gösterdim, verdiği cevap beni çok üzdü. Hiç özür dilemeden, "İsmim Abbas'tır, soyadımı da diyebilirim. Kimseden de korkum falanım yok. Bana ne kırılmıştır, başka şirketin arabasıyla gideydin" dedi. Kabadayılar gibi bir de üzerime yürümeye kalktı. Adam resmen kavga etmek istedi. Kendimi sahipsiz, devletsiz saydım, isyan ettim, içim ağladı. Genç olsaydım dersini verirdim. En azından dişlerini kıracaktım, çünkü karate sporuyla ilgim vardır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh cihanda sulh' sözlerini hatırladım. Ben bu söze uyup sustum; çünkü sinirlerim bozulmuştu. Tansiyon hastası olduğumdan daha kötü bir şey olacağından korkarak sustum.
İNSANLARI SEVMEK
Şimdi düşünüyorum da yüzlerce insanın hayatını hiçe sayan bu kaba insanları denetleyen kimse yok mu? Şoför, tuvalet ihtiyacı olana "Bekleyin, ilerde zaten duracağız" diyor. Devamlı sigara içiyor, arabesk müzikler dinliyor. İnsanların onuruyla alay ediyorlar. Ben yıllardır bu şirketle gidiyorum, aralarında fevkalade saygılı olan sürücüler az değil, fakat Abbas adlı sürücünün böyle laubali, keserim-vururum tavırlarına dayanamadım. Ben ilim adamı-yazarım, başkası sade çiftçi, işçi olabilir. Ama hiç kimsenin onuruyla alay etmeye, aşağılayıcı tavır sergilemeye Abbas'ların, Osman'ların, Mehmet'lerin hakkı yoktur.
Türkiye laik, demokratik ve hukuk devletidir.
Dıştan zaten bu güzel ülkemizi parçalamaya hazır kurtlar beklemekte, bari biz içimizde kendimizi koruyalım Abbas gibilerden... Bu ülke hepimizin, onun insanlarını sevmek görevi de bizlere düşüyor.
Yıllardır bu yola gidip geliyorum, şikâyetlerimi dile getirmek zorunda kaldım. Aynı millet, iki devlet evlatlarıyız, güç birliktedir. Biz Türkler birbirimizi sevmeliyiz, insanlarımızı sevmeliyiz. Sevmesek mutlu olamayız, o zaman kurtlar üzerimize atılabilir.
Olayı köşenizde yayınlarsınız sevinirim; çünkü Abbas'lar dersini almalı!
Doç. Dr. Eflatun NEİMETZADE
Azerbaycan 'Nahçıvan' Gazetesi
Türkiye Temsilcisi-ANKARA
GÜNÜN SÖZÜ
"Keçiler ormanlarda ağaçları yiyor. Devlet, köylünün keçisini kolluyor, bizi kollamıyor. Bizi de kolla biraz. Biz de döviz getiriyoruz. Keçi kadar hükmümüz yok."
(İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kahyaoğlu)
Biliyor musunuz
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan'ın, "Özel hastaneler, hastaları yolunacak kaz olarak görmesinler" sözlerine, Konya'da bulunan 5 özel hastanenin yöneticilerinin tepki gösterdiğini, Özel Selçuklu Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Karaca'nın, "Uyarının içeriği değiştirilmeli, sözün muhatapları genelleştirilmelidir. Sadece özel hastanelere seslenilmemelidir. Kaz görülen ve yolunmaya çalışılan hasta değil, devlettir" dediğini... ŞEHİR merkezinin ortasında olduğu için tepki gören Bolu Yarı Açık ve Kapalı Cezaevi'nin Kuruçay Mahallesi'ne taşınacağını... VI. Avrasya İslam Şûrası Teşkilatı toplantısının yarın İstanbul Grand Cevahir Otel'de başlayacağını, toplantıya İslam ülkelerinden yaklaşık 70 din adamının katılacağını... AVRUPA Cem Vakfı Genel Koordinatörü Alişan Hızlı'nın, Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik'i ziyaret ederek, İrtemçelik'ten Sivas katliamından hükümlü Muhammed Nuh Kılıç'ın iadesinin sağlanması için devreye girmesi talebinde bulunduğunu...İSTANBUL Kantinciler Esnaf Odası'nın eğitim-öğretim yılı boyunca her öğrenciyi 2000 YTL karşılığında gıda zehirlenmelerine karşı sigortalayacaklarını...
Korsan 'MP3' teşvik ediliyor
MÜZİK şirketi sahipleri ve müzisyenler, televizyonlara çıkarak internette MP3 paylaşımının engellenmesini istiyorlar ve halkı bu konuda dikkatli olmaya çağırıyorlar. Piyasadaki cihazlara baktığımızda bu cihazların MP3'te çalabildiğini, hatta sadece MP3 çalan ürünlerin de satıldığını görüyoruz.Müzik yapımcıları ve müzisyenler neden sadece halka MP3 almayın çağrısında bulunuyorlar?Neden kimse firmalara, böyle ürünler üretmeyin, demiyor? Piyasada MP3 çalan bir ürün olmazsa MP3 satan ve alan da olmaz. Özcan ARSLAN-Müzisyen
'Bana yamuk yapmayın' EŞİM, Bakırköy, Gür Çarşı'da bulunan 'Ella Paris' isimli mağazadan 28 YTL ödeyerek bir çanta alıyor. Dükkanın sahibi olduğunu söyleyen genç bir bayan fiş isteyen eşime, 'Zaten aldığınız çantayı ucuz fiyattan satıyoruz, fiş vermiyoruz' diyerek tersliyor. Eşim mağaza sahibini Maliye'ye şikayet edeceğini söylüyor. Bayan ise 'Siz hiç zahmet etmeyin. Ben maliyecileri buraya çağırayım. Gelsinler bakalım ceza yazabilecekler mi? Benim babam Kültür Koleji'nde müdür. Maliyecilerin hepsini tanır' diyerek eşime alaylı bir cevap veriyor. Eşim bu olay üzerine çantayı almaktan vazgeçiyor. Ancak aynı bayan 'Satılan mal geri alınmaz' diyerek orada bulunan bir erkekle birlikte eşimi dükkandan kovuyor. Ben yıllarca yurt dışında görev yaptım. Oralarda fiş, fatura kesmeyene ağır cezalar verirler. 'Bana yamuk yapmayın' diyerek kulüplere vergi resti çeken Maliye Bakanı Kemal Unakıtan bakalım bu işe ne diyecek? M. Murat TUNGAR - E. Büyükelçi Haliç'e gelin Doğa İle Barış Derneği'nden: 7000 yıllık doğal geçmişi ve 3000 yıllık tarihi ile dünyanın en güvenli tabii limanlarından olan Haliç'i (Altın Boynuz), doğal hayatını, tarihi ve kültürel varlıklarını pislikten, fuhuştan, tinercilerden, koruyalım... Sizleri bugün Halıcıoğlu'ndaki Hasköyspor tesisleri yanında 14.00-16.00 arasındaki etkinliğimize çağırıyoruz. MESAJ PANOSU - ŞEHRİSTANBUL Derneği tarafından düzenlenen 2. Balık Festivali kapsamında, Samatya Meydanı'nda bugün bedava balık çorbası dağıtılacak. Festival deniz yemekleri yarışması, gitar konseri ve kanto gösterisiyle son bulacak. (0212-244 80 44) - ADA Dostları Derneği öncülüğünde, İlhan Gülek ve Truva Kütüphanesi birikiminden oluşan 'Dergi Kapaklarında Atatürk' sergisi Heybeliada, İnönü Müze Evi'nde görülebilir. (0216-381 17 05) - ELAZIĞ Toprakbank Şubesi'nden nakit 2000 dolar karşılığı 2.5 milyar TL'lik teminat mektubu aldım. 12 Temmuz'da bankanın devredildiği Bayındırbank'a iade ettim. Dört dilekçe ve en az 30 kez telefonla paramı ve faizini istememe rağmen paramı iade etmiyorlar. Benimle aynı isimde birinin bir firmaya kefaletini öne sürüyorlar. Böyle bir firmayı tanımadığımızı ve kefaletimizin olmadığını iletmemize rağmen paramız iade edilmedi. Bunlara dur diyecek kimse yok mu? Aydın ARSLAN-ELAZIĞ
Paylaş