Türkiye’den bir Canver geçti...

CÜNEYT Canver (50) çok yakın dostumuzdu. Hergün birkaç kez telefonla görüşür; İstanbul'da üniversitede okuyan iki oğlunu (Mithat ve Cevdet) ziyarete geldiğinde de buluşurduk.

Enerji yüklü, zeka fışkıran, bilgi dolu ve espri yüklü gülen güldüren, eski bir avukat, parlamenter ve son 10 yılın meslekdaşımız...

Önceki akşam ‘‘güvendiğim insanlarla ilgili hayallerim yıkılıyor’’ dedi; öğrendiği çok önemli bir 'cinayet' olayını anlattı. Ardından da her günkü sözlerini yineledi:

‘‘Baba sağlam duracağız... Bu ülkeyi bir yanda bölücüler bir yanda dinciler çökertmek istiyor... Ama direneceğiz, dayanacağız, onlara teslim etmeyeceğiz bu ülkeyi...’’

Dün eşi Oya ile birlikte Ankara'dan Adana'ya yola çıktığında gene konuştuk üç kez... Adana'da Hakan Bülent Yardımcı'nın 'Ekspres' gazetesinin salı günkü 22. kuruluş yıldönümü törenine katılacağını söyledi. Her zamanki gibi ‘‘Kendine iyi bak’’ dedi.

Kafasına taktığı bir olayın peşini bırakmazdı. Yine o 'cinayet'ten sözetti:

‘‘Yahu bu olaya inanamıyorum. Güvendiğim bir adam bunu nasıl yapar?’’

‘‘Kafana takma; haydi kazasız belasız git’’
dedik.

Saat 20.30'larda Adana'daki yeğeni Turgay Canver aradı.

‘‘Cüneyt, Universal Hospital'de... Bir beyin kanaması geçirdi.’’

Yapma! Kahroluruz.

15 dakika sonra yine Turgay'dan ağlamaklı bir ses:

‘‘Abi bitkisel hayatta, ümit yok!’’

22.35'de acı haber geldi.

Kısacası Türkiye çok önemli bir evladını kaybetti. Kendisini bazıları gerçekten anlamadı ya da anlamazlıktan geldi. Ama o hep doğruların peşinde oldu.

Hepimizin başı sağolsun.

Okuyan devretmiyor Yardımcı da almıyor


Danıştay, Vakıf Guraba’nın SSK’ya devrine ilişkin Bakanlar Kurulu kararını iptal etti

YAKLAŞIK altı ay önce ‘‘Siyaset mi, Adalet mi?’’ (27.10.2002) başlıklı yazımızda, Vakıf Guraba Hastanesi'nin SSK'ya devrinin hukuka aykırı olduğunu yazarken, daha önce de bazı üniversite ve çeşitli kurumların, hatta Trafik Vakfı'nın bile buraya göz diktiğini, ancak bu yoldaki girişimlerin sürekli yargıdan döndüğünü anlatmıştık.

Vakıf Guraba'nın, Bakanlar Kurulu'nun 10.8.2000'deki kararıyla 10 yıllığına SSK'ya tahsis edilmesine hemen herkes karşı çıkmıştı. Prof. Hüseyin Hatemi, ‘‘Yoksul hastalara yardım amacına tahsis edilmiş vakıf taşınmaz, hiçbir şekilde başka hayrata tahsis edilemez’’ yorumunu yapmıştı.

Ancak Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan, Bakanlar Kurulu üyelerini ikna ederek tahsis için imza attırmasını bildi.

Bezm-i Alem Valide Sultan Vakfı da haklı olarak daha önceki mahkeme kararlarını örnek gösterip Danıştay'da dava açtı. Vakfın karşısında Başbakanlık ve Çalışma Bakanlığı'ndan başka malına sahip çıkmayan -hem de yasal sorumlusu- Vakıflar Genel Müdürlüğü vardı. Beş avukata karşı Bezmi Alem'i tek avukat savunuyordu.

Ne yazık ki ‘‘tapu namusu’’ devletin kurumları arasında hiçe sayılmıştı.

Dava, Danıştay 10. Daire'de görüşülürken Tetkik Hákimi Yunus Çetin ‘‘tahsiste hukuka uyarlık bulmadığı’’ görüşünü belirterek işlemlerin iptal edilmesini istiyordu. Her üye buna benzer görüşler belirtiyordu.

Ve Bakanlar Kurulu'nun oldubitti ile aldığı devir kararı Danıştay 9. Ceza Daire'den döndü.

Bu karardan başta hükümetin özellikle de Yaşar Okuyan'a, Vakıflardan Sorumlu Devlet Bakanı Av. Nejat Arseven'e (ve önceki bakan Av. Yüksel Yalova'ya), daha eski ve bundan sonra gelecek ‘‘vakıf bakanları’’na dersler yok mu?

HAYRAT TAHSİS EDİLEMEZ

‘‘... taşınmazın tahsis edildikleri maksada göre kullanılmasının kanun ve kamu düzenine uygun olmadığı yolunda somut bir tespit bulunmamaktadır... Her ne kadar hastane işletmesinde bazı aksaklıkların bulunduğuna temas edilmekte ise, bu husus tahsis işleminin hukuki sebebi olan hayrat vakfın işe yaramaz hale geldiğini göstermemektedir... Vakfın hayratı Vakıf Guraba Hastanesi'nin işe yaramaz hale geldiği yolunda bir tespit de bulunmamaktadır... 'Hayrat'tan olan vakıf taşınmazı üzerindeki tasarruf yetkisi aşılarak ve hayrat vakfın gayece aynı olan diğer bir hayrata dahi tahsisi için yasayla aranılan koşullar dahi gerçekleştirilmeksizin SSK'ya bedelli olarak ve 10 yıl süreyle tahsis edilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.... Konunun işletme hakkı devrine olanak veren bir yönü de bulunmamaktadır... Yasal dayanağı bulunmayan dava konusu Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Meclisi ile Bakanlar Kurulu kararının iptaline...’’

Bizim ‘‘Adalet mi, Siyaset mi?’’ başlıklı yazımıza en güzel yanıt bu...

DANIŞTAY KARARI UYUTULUYOR

Danıştay 10. Daire'
nin kararı 30.2.2002'de tarafların ellerine geçti. Kararın bir aylık uygulama süresinin bitimine -1 Nisan- iki gün kala SSK Yönetim Kurulu toplanarak, karara uyulacağı kararını aldı. Bunun üzerine SSK'nın, hastaneyi Vakıflar'a devri işlemi için komisyon oluşturuldu. SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü 6.3.2002'de SSK Vakıf Guraba'ya gönderdiği yazıda devir işleminin 13.4.2002'ye kadar başlatılması talimatını verdi.

Anımsatalım; Danıştay kararlarının bir ay içinde yerine getirilmesi gerekiyor. Danıştay kararlarına uymayanlar hakkında verilen ceza, eskiden ilgili kurum tarafından karşılanırken, şimdi genel müdürler bizzat ödemek durumunda... Bu nedenle şekil şartları yerine getiriliyor.

Peki komisyon çalışıyor mu?

İki taraftan 6'şar üyeyle oluşturulan komisyon ilk toplantısını yapamıyor. Çünkü, Dr. İ. Hikmet Çevik'in başkanlığındaki SSK tarafı toplantıya gelmiyor. Vakıflar'ı temsil eden komisyon başkanı Başmüfettiş Ethem Şimşek'in de rapor aldığı dikkat çekiyor.

VATAN'DAKİ ARSA

Vakıf Guraba
şimdi yasal olarak sahipsiz; fakir ve yoksul kişiler içeri giremiyor; 657'ye tabi memurlar tedavi olamıyor, sadece SSK'lılara hizmet veriyor.

Bu durumda Danıştay'ın kararına karşı hile yapılarak devir işlemi oyalanmak istenmiyor mu? Aslında 1 Mart'a kadar Vakıf Guraba' SSK'nın boşaltması ve tabelasının da indirilmesi gerekiyordu. Hukukçulara göre, karar yerine getirilmediğinden ‘‘suç’’ oluşuyor.

İşin içinde ANAP'ın ‘‘çalışkan, becerikli ve akıllı’’ sıfatlara sahip güçlü bir ismi olan Yaşar Okuyan gibi siyasetçi olursa hayrata tahsis edilen bir taşınmaza el konulabilir. İstanbul'a SSK hastaneleri yetmiyor gerekçesine sığınılabilir.

Vakıf Guraba'nın, Vatan Caddesi'ne bakan ağaçlık 80 dönümlük bir arsası olduğu unutulmamalı; oraya ne güzel iş merkezi ve otel yapılabilir!

Okuyan, Danıştay'dan ‘‘tehir-i icra’’ gibi engellemelere başvurabilir, SSK'yı oradan çıkartmaz... DPT'nin kararına karşın bedeli çalışan ve emeklilere yüklenecek 1 milyar dolarlık ‘‘Sosyal Güvenlik Kartı’’ projesinden geri adım atmak istemediği gibi...

Ama yargı bir yere kadar kandırılabilir.

Yardımcı ne yapıyor?


ANAP'a bağlı Vakıflar'ın Genel Müdürü, arkeolog Nurettin Yardımcı'nın zor durumda olduğu biliniyor. SSK'dan devir yapmadığı eleştirilerine karşı ‘‘Yargı kararı gereği hastaneyi devralmak için komisyonun devir-teslim çalışmalarına başladı’’ dediğine bakmayın... Kendisinin bu hastaneyi istemediği biliniyor. Şanlıurfa'da özel izinle yaptığı arkeolojik kazı için gösterdiği özeni fakir fukaranın hastanesi için de gösteremez miydi?

Bize anlatılanlar bunlar.

Ormanda önkoşul


TÜRKİYE'nin boş Hazine arazileri, kumsalları, çorak toprakları, 2A/2B nitelikli orman arazilerine ağaç tarımı ve kültürünü öneriyorum. Bu durum yapacak (kereste) ve yakacak (enerji) amaçlı ağaç kesimini önleyecek, orman amenajmanı (yönetimi) saftasına da son verecektir. Ayrıca ağaçın içindeki ve dışındaki ‘‘kurt’’a (!) dur diyecektir. Bununla birlikte ‘‘ağaç tarımı ve kültürü’’, 21. yüzyılın siyasal programlarına mutlak girecektir. Dünyada gelişen ekonomik, toplumsal ve ekolojik politikalar onu gösteriyor. Böylece ‘‘orman ve koru’’ kavramı birbirinden kesinlikle ayrılacaktır.

Fahrettin KABUKÇU-Urla/İZMİR

Demirel’in kopyası


DTP'nin başına geçecek olan Mehmet Ali Bayar'a bir okurumuz şu soruyu yöneltiyor:

‘‘Nasılsınız, diyen Adapazarlı hemşerilerinize 'Allah razı olsun' diyor. Amerika'da da aynı soruya 'thank you' mu diyor? Süleyman Demirel de, 1965'lerde siyasete başladığında bayrak ve Kuran-ı Kerim'i öper; cuma ve bayram namazlı görüntüleri AA bültenlerinde yer alırdı.

Bir uyarı; halk bu hükümete git diyor ama hiç kimse gel demiyor.’’
Yazarın Tüm Yazıları