Paylaş
Geniş katılımlı 'Cumhuriyet Mitingleri'nin ardından genel seçimler yapılacak, yeni bir hükümet kurulacak ve ardından Cumhurbaşkanı seçilecek...
Yani Türkiye, iki aydan beri yoğun şekilde iç konulara yönelmiş durumda. Ekonomi ve siyaset çevreleri içe dönük konularla ilgilense bile, dünya gündemi hızla değişiyor. Dünya kamuoyu Irak ve Afganistan'daki gelişmeleri tartışmaya devam ediyor. Bu kapsamda ABD Başkanı Bush, ülkesinin Irak ve Afganistan'daki savaşlara yönelik politikasında çarpıcı bir gelişme oldu. Bu ülkelerle ilgili ilişkileri organizasyon görevi yeni oluşturulan bir makama verildi. Komutanının ismini bilir misiniz? Korgeneral Dogulas Lute... 55 yaşındaki Lute, Pentogon'da harekat daire başkanı olarak görev yapıyor. Daha da ilginçi Lute, 1991'deki Korfez Savaşı'nda ve Kosova'da görev yaptı...
Bush'a ve onun Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'e doğrudan bağlı olacak, Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve diğer federal organlara talimat verme yetkisine sahip olacak...
UYUYAN KAMUOYU
Türk kamuoyunda bu haberin hiç dikkat çekmediğinden eminim. Zaten konu ile ilgili arama motorlarında araştırma yapıldığında Türk internet sitelerinde bu atama ile pek ilgilenilmediğini görülüyor. Ancak bu konuyu Türkiye kamuoyunda tartışılan sivil-asker ilişkileri bakımından incelemek ve elde edilen sonuçları paylaşmak çok faydalı olacaktır. Böyle bir görevlendirme Türkiye'de olsaydı ülkemizdeki dış destekli sivil toplum örgütleri, siz ne diyordunuz Soros'cuların, 'renkli' liberallerin ve adı gündeme gelen bazı medya mensuplarının böyle bir gelişmeye verecekleri tepkiyi düşünebiliyormusunuz? Doğrudan Cumhurbaşkanı'na bağlı, Dışişleri Bakanlığı'na ve tüm kamu kurumlarına emir verebilecek ve kurumlararası koordineyi sağlayacak bir general!.."
SOROSCULAR NE DERDİ
- Peki Türkiye'de nasıl değerlendirilir?
- Bizimkiler Türkiye'nin ortaçağ zihniyetine döndüğünü ilan etmek için televizyonlarda kuyruğa girerlerdi. Borsa mı, zaten hak getire... Ne demokrasi kalır, ne de askerin siyasete müdahalesi... Bu atamaya yediden yetmişe AB''den AB'ye, TESEV'ten iktidara her kesim yüksek sesle itiraz eder, demokrasi elden gidiyor şarkıları söylemeye başlardı.
Devam ediyorum...
ABD'nin küresel bir savaşta olduğu ve böyle bir uygulamanın savaş zamanı normal karşılanabileceği aklınıza geldiyse, size hemen ABD'nin kayıplarının ve sıradan bir ABD vatandaşı için Irak ve Afganistan'daki grupların oluşturduğu tehdidin bizim bölücü terör örgütü PKK ile savaşımızdaki tehdit ve kayıpların yüzde biri bile olmadığını hatırlatmak isterim. Üstelik bu bölgeler, ABD'ye binlerce km. uzakta iken, Türkiye bunu yanı başında yaşıyor. Hergün şehitler veriliyor. Allahınızı severseniz, Türkiye'nin çevresindeki bir çok sorun ve çatışma alanı yok mu?
ABD'NİN MİLLİ ÇIKARI!
- Amerika'da sivil-asker çatışması olmadığına göre, üniversitelerin bakışı da önemli...
- ABD için böylesi uygulamalar sadece çatışma alanları ile sınırlı değil ki... ABD'nin seçkin üniversitelerinde rektörlük yapan emekli albaylar, generallere de rastlamak mümkün. Peki ABD'de doğal karşılanan bu uygulamaların Türkiye'nin bazı entellektüel çevreleri için felaket senaryosu olması ne kadar garip değil mi? Oysa, her gelişmeyi, Atlantik ötesine göre yorumlamak onların en sevdiği şeydir... İşte bu sonuç, onların benzer konularda ne kadar samimi ve milli çıkarlarına uygun olarak davrandıklarını gösteriyor. Milli çıkar ama hangi ülkenin milli çıkarı?.. Türkiye olmadığı kesin... Ayrıca Türk milletinin, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bakışı ABD'ye göre çok önemli. Yani ülkenin neredeyse tamamının en güvendiği ve sevgi ile bağlanılan kurumun her hareketini siyasete müdahale sayıp kınayanların ya dünyadan haberi yok ya da başka amaçlar güdüyorlar. Yani halkına ve ülkesine değil halkın başkalarına hizmet edecek şekilde ortaya konan düşünce ve davranışlar gizlenemeyecek bir biçimde kamuoyuna yansıyor.
KURUM KÜLTÜRÜ
- İş bilenin kılıç kuşananın yani?
Ülkemizde de de tartışma götürmez bir gerçek var ki, milletin güvenine layık olmak için verilen görevleri en iyi Türk Silahlı Kuvvetleri başarıyor. Bundan sonra yapılacak iş bellidir. Başta vatan sevgisi ve ahlak anlayışı olmak, Türkiye'deki tüm sivil kurumlar TSK'yı örnek almalı diye düşünüyorum. Bir kurum kimliği ve kurum kültürü oluşturulmalıdır, diye düşünmek gerekiyor. İhtiyaçlara ve gelişmelere göre kendini değiştiren ve yenileyen, kendisini sorgulayan, gerektiğinde
hatalar bulan ve bunlardan ders çıkartan, gelişmeleri önceden görerek gerekli düzenlemeleri yapan, yani saat gibi çalışan, ülkesini ve milletini sonuna kadar sevdiğinden ve milli çıkarları her şeyin üstünde tuttuğuna tereddütsüz inandığımız bir kuruma ve onun üyelerine haksızlık yapılmaması gerekmiyor mu? Hayır diyen varsa, Amerika'daki askeri sistemin yönetimindeki etkinliğini sorgulasın. Gelecek nesle daha gelişmiş bir huzurla bir Türkiye bırakmak için bari biz bir şeyler yapamıyoruz, yapanlara destek olalım, demeleri gerekmiyor mu?"
GÜNÜN SÖZÜ
"Başbakan iki ay uzaklıktaki seçimin muhayyel sonuçlarına dayanarak muhaliflerine aynı tonda cevap vereceğine seçim vitrinine koyacağı yumurtaların kalite kontrolüne önem verse daha iyi edecektir."
(A.Turan ALKAN)
Uğur Dündar'ın aldığı Bülent Dikmener Haber Ödülü töreninden notlar...
BÜLENT Dikmener 1960 ve 70'li yıllarda önemli bir gazeteciydi. Çetin Özbayrak'la birlikte Yazı İşleri Müdürü'ydü Cumhuriyet'in... Oktay Kurtböke de Genel Yayın Müdürü'ydü.
Her üçü de artık aramızda yok...
Bu abilerimiz Babıali'nin en önemli isimleriydi; meslek ilkelerine saygılı ve dürüst kişilikleriyle örnek alınan gazeteciler...
Dönemlerindeki cezalar, tehditler, baskılar, onu hiçbir zaman yıldırdı kendilerini. İlkelerinden hiç ödün vermediler, gerektiğinde sorgulandılar, gerektiğinde cezaevine girdiler.
Bizler onları hep örnek aldık.
Cumhuriyet'teki çalışma arkadaşlarından bir grup olarak, onun adını 28 yıldır yaşatmaya çalışıyoruz.
Hiçbir etki ve baskı altında kalmadan başarılı haberlere imza atan meslekdaşlarımıza biz jüri üyeleri olarak uzun ayrım yapmadan belirlediğimiz gazetecilere 'Haber Ödülü' veriyoruz.
Harcamalarını arkadaş grubu olarak karşılıyoruz.
Bu nedenle 'Bülent Dikmener Haber Ödülü' Türk medyasının en saygın ödüllerinden biri olarak kabul ediliyor.
Türkiye'de değil ama sivil gazeteci insiyatifi olarak böyle bir yarışmanın dünyada pek örneği olduğunu sanmıyoruz.
Yıllar itibariyle ödül verdiğimiz gazeteciler yazılı ve görsel basında önemli görevler üstlendiler veya üstlenmeye devam ediyorlar.
Ama bunlar arasında bir kişi var ki; gerçekten en başarılı gazeteci olarak Bülent Dikmener ödüllerine imzasını vurdu.
Uğur Dündar...
Dündar tam dört kez bu ödülü aldı; haberlerinin tümü de Türkiye'yi sarsan haberlerdi.
Bunlar arasında en önemli olanı 'Engin Civan'ın Gizli Defteri-Özalların şifreli hesapları'dır.
Haberin başaktörü bankacı Engin Civan hala kaçtığı Amerika'da yaşamaktadır.
ÇANAKKALE'DEKİ TÖREN
Törene gelirsek, ilginç sahnelere tanıklık edildi.
Bülent Dikmener Haber Ödülü'nün 28'ncisi İstanbul dışında ilk kez Dikmener'in doğduğu kent olan
Çanakkale'de yapıldı.
Çanakkaleliler "Değerlerimize sahip çıkıyoruz" diyerek Seçici Kurul'a, ödülün bundan sonra Çanakkale Belediyesi ile Çanakkale Olay Gazetesi tarafından düzenlenmesini istediler Seçiciler Komitesi'nden...
Bizler de bu öneriyi kabul ettik ve geçen cuma günü bu tören nedeniyle etkinliklere katıldık.
Üniversitede ve belediyenin düzenlediği toplantılarda 'Çağdaş Türkiye'yi anlattık.
Ödül törenin bu yıl başlatılan bir başka özelliği, 'Turhan Narler Yerel gazetecilik Ödülü'nün de aynı etkinlik kapsamına alınması oldu. Bundan bir süre önce kaybettiğimiz gazeteci Turhan Narler, 50 yıllık gazetecilik yaşamı içinde Çanakkale'de çeşitli gazeteler çıkarmış, yerelde ilk televizyon ve radyo istasyonunu kurmuştu. Cumhuriyet'ten Hürriyet'e kadar ulusal bir çok gazetenin yerel muhabirliğini üstlenmişti. Halen gazeteyi oğlu Işık Narler ve gelini Aynur Narler yürütüyor.
(Bu arada belirtelim... Her iki ödülün seçici kurulu üyeleri; Müfit Alacalı, Yalçın Bayer, Fikret Dağlıoğlu, Orhan Erinç, Yalçın Eryalçın, Doğan Katırcıoğlu, Ergin Konuksever, Turgay Olcayto, Deniz Som, Yılmaz Tunçkol ve Ulvi Yanardağ'dan oluşuyor.)
ÖDÜLLERİ KİMLER ALDI
Çanakkale Kolin Hotel'de düzenlenen törene, Çanakkale Valisi Orhan Kırlı, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Çanakkale Milletvekili İsmail Özay, Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ve çok sayıda davetli katıldı.
'Arena' programının yapımcısı Uğur Dündar, ‘Dadı Ajansı'nda İbretlik Sohbet’ başlıklı haberiyle, 28'inci Bülent Dikmener Haber Ödülü'ne layık görüldü. Bu ödüle 4'inci kez almaya hak kazanan Uğur Dündar'a plaketini, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç verdi.
‘Yimpaş Dosyası’ haberiyle Jüri Özel ödülüne layık görülen Cumhuriyet Gazetesi'nden Aykut Küçükkaya ise ödülünü Bülent Dikmener'in ağabeyi Dündar Dikmener'in elinden aldı.
TURHAN NARLER ÖDÜLÜ
Çanakkaleli Gazeteci Turhan Narler adına bu yıl ilk kez verilen ‘Yerel Gazetecilik’ Ödülünü ise Çanakkale ‘Olay’ Gazetesinden Mehmet Çelen ve Çorlu ‘Devrim’ Gazetesi'nden Erdal Özcan almaya hak kazandı.
Çelen'e de ödülünü Deniz Som verirken, Erdal Özcan ise ödülünü Yalçın Bayer'den aldı. Ödül alanlara Çanakkale Valisi Orhan Kırlı, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir tarafından da çeşitli hediyeler verildi.
Ödül töreninde ayrıca adına yarışma düzenlenen Bülent Dikmener ve Turhan Narler’in hayatını anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı.
VALİNİN İLGİNÇ KONUŞMASI
Törende konuşan Çanakkale Valisi Orhan Kırlı, "Basında doğru ve objektif haberciliğin, önyargılardan, kalıpsal düşüncelerden ve subjektif inançlardan arındırılmış haberciliğin önemini vurgulamakla, düşünce özgürlüğünün doğru haberler ve bilgiler ortamında gelişebileceğini belirtmek istiyorum. Çok şükür ki, Türkiye’nin ezici çoğunluğu ile Türkiye’nin düşünce ve bilim ortamına katkı veren çok değerli gazetecileri ve yazarları bulunmaktadır. Adlarına habercilik ödülleri verilen Bülent Dikmener ve Turhan Narler’in hatıraları önünde saygıyla eğiliyor ve onların adına habercilik ödüllerini alan çok değerli yazarlarımıza ve gazetecilerimize gönülden tebriklerimi sunuyorum" dedi.
REKTÖR NE DEDİ
18 Mart Üniversitesi Rektörü Ali Akdemir törende yaptığı konuşmada demokrasinin gelişmesinde, Cumhuriyetin korunmasında basının çok büyük görevleri olduğunu belirterek "cumhuriyet, çağdaş Türkiye, Çanakkale, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi kavramaları biri diğeriyle tam uyumlu kavramlar bileşenini oluşturmaktadır. Bilimin, aklın, araştırmanın sonucunda elde edilen bilginin yöntemlerini ve teknolojilerin insanlığın yararına sunulması, demokrasinin geliştirilmesi doğruluk ve böylelikle insanlığın ilermesi çağdaşlık olarak değerlendirlir" dedi.
KENTİN DEĞERLERİ
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise Bülent Dikmener’in kentin önemli değerlerinden birisi olduğunu belirterek, "Barışın kentinde doğup büyüyen Bülent Dikmener, kalemini barışa dönük olarak ülkemizi aydınlatmak adına kullandı. Çanakkaleliler olarak onunla hep gururlandık. Kentimizin yetiştirdiği değerlere sahiplenmemiz gerektiğine inandık. Kentimizde 1996 yılında bir caddeye Bülent Dikmener adını vererek onu bu kentte ölümsüzleştirmek ve gelecek kuşakların da tanıması için bir katkımız olsun istedik. Bülent Dikmener ödüllerinin Çanakkale’de düzenlenen bir törenle sunulması daha bir anlam taşımaktadır. Çanakkale'de de aydınlık kalemlerin değeri büyük mücadeleleri önemlidir. Bu önemli kalemlerden biri de kısa bir süre önce kaybettiğimiz Turhan Narler ağabeyimizdir. Bu kentin bu kadar aydınlanmasında basının ve gazetecilerin payı çok büyüktür" dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ise “Bülent Dikmener, gazeteciliğin meslek kurallarına uygun olarak yapılması açısından gösterdiği duyarlılığı, aynı zamanda da gazetecilerin hem ekonomik, hem de mesleksel sorunlarına çözüm bulmak amacıyla Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Yönetim Kurulunda eğitim sekreteri olarak görev yaptı. Turhan Narler de hemen hemen hepimizin ağabeysi ve ustasıydı. Her iki meslektaşımızı da burada saygı, sevgi ve şükranla anıyorum” dedi.
DÜNDAR: ÇOCUKLARIMA EN DEĞERLİ MİRAS
Bülent Dikmener Haber Ödülünü 5'inci kez alan ‘Arena’ programının yapımcısı Uğur Dündar yaptığı konuşmasında, “Çanakkale'nin yetiştirdiği çok değerli, ilkeli, saygın, cesur gazeteci Bülent Dikmener ve Turhan Narler'i rahmetle anıyorum. ‘Bülent Dikmener Ödülleri’ benim çocuklarıma bırakacağım en saygın, en değerli, miraslarımdan birisidir. Evimizin en güzel köşesinde çocuklarımın her zaman hayranlıkla seyredecekleri, dokundukları zaman heyecan duyacakları ve onun gibi ödüller kazanmak için hayata hazırlanacakları çok değerli armağanlardır” dedi.
KİŞİLİĞİM ÇANAKKALE'DE GELİŞTİ
Babasının görevi nedeniyle ilkokulu, orta okul bir ve ikinci sınıfı Çanakkale’de okuyan Uğur Dündar, Çanakkale’de doğmadığını, ancak kişiliğini Çanakkale’de bulduğunu ifade etti. Dündar sözlerine şöye devam etti:
“Tarihin seyrini değiştiren kahramanlık destanını satır satır burada öğrendim ve o kahramanlara karşı hayatımız boyunca ödememiz gereken borçlar olduğu bilincine ilkokulda, orta okulda okurken vardım. Ben, bu topraklara, bu kentte aşık oldum. Fenerbahçe sevgisi yine benim içimde bu topraklarda yeşerdi. Özetle ben bir Çanakkale sevdalısı oldum çıktım. Meslek hayatıma devam ederken, acaba Çanakkale’ye olan borcumuzun bir taksitini nasıl ödeyebileceğimizi düşündüm. Bizi soyup soğana çevirenler, bizim milyarlarca dolarımızı Bahama Adalarına kaçıranlar, tarihin seyrini değiştiren ve bana göre cumhuriyetimizin ön sözünü yazan o kahramanlarımızın anısına dikilecek Çanakkale Abidesi için üç beş kuruşu çok görmüşlerdi ve bir türlü de bitirememişlerdi. Olay Gazetesi sahibi Aynur Narler'den gelen bu bilgi ile biz arkadaşım Haluk Şahin ile birlikte kolları sıvadık ve taksit taksit eksiklerinin tamamlanmasını sağladık ve çökmek üzere olan abide ayağa kalktı ve bugünkü görünümünü aldı. Borcumuzu ödedik mi, hayır, asla... Yaşadığımız sürece Çanakkale’ye olan borcumuz devam edecek ve taksitleri ödemeye devam edeceğiz. Çanakkaleli olan Bülent Dikmener ve Turhan Narler anısına bu kentte düzenlenen bu törene gelirken içim ürperiyor ve yüreğim güp güp atıyordu. Zaten ne zaman bu kentin sınırlarını geçsem, ne zaman boğaz gözükse benim yüreğim güp güp atmaya başlar. Bu topraklar beni heyecanlandırır."
CUMHURİYET'E KATKI
Bu arada Uğur Dündar, bir anısını ilk kez anlattığını belirterek şunları söyledi:
"Bizler iyi veya kötü para kazandık bu meslekte... Babıali'de her zaman işsiz arkadaşlarımızı ve zorluğa düşen gazeteleri düşünmüşüzdür. Bir gün de Cumhuriyet'in böyle bir sıkıntı içinde olduğunu, ve çalışanların maaş alamadıklarını öğrendim. İlhan Selçuk'a giderek "Ben çocuklarım için ayırdığım küçük bir parayı, yardım olarak vermeye hazırım'' dedim. İlhan ağabey, çok duygulandı ve sıkıntılarının önümüzdeki günlerde giderileceğini söyleyerek, teşekkür etti."
ÖĞRETMENİNİ KARŞISINDA BULDU
Ödül verme sırasında Uğur Dündar'ın Çanakkale'deki öğrenciliği sırasında haşarı ama çalışkan bir öğrenci olduğu öğrenildi. Çanakkale'de yaşayan öğretmeni Melihat Başeğmez artık emekli olmuştu. Anons karşısında öğretmenini karşısında gören Uğur Dündar çok duygulandı ve elini öperek hatırını sordu.
Melihat Başeğmez, Dikmener ailesinin de akrabasıydı. Bülent Dikmener'in amcasının kızı olan Melihat Başeğmez Uğur Dündar'ın çok başarılı bir öğrenci olduğunu söyledi.
Törende bir başka gerçek daha konuşuldu. Cumhuriyet'te yayınlanan ünlü 'Malkoçoğlu' resimli romanının yazarı Ayhan Başoğlu'nunda Çanakkale damadı olduğu ve Cumhuriyet'te Bülent Dikmener'le birlikte çalıştıkları öğrenildi. Törende ayrıca Çanakkaleli usta bestekar Teoman Alpay'ın eşi Ruhsar Alpay da bulundu.
Ödül törenine Çanakkale Valisi Orhan Kırlı, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, CHP Çanakkale Milletvekili İsmail Özay, Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir, Emniyet Müdürü Orhan Okur, ilçelerin belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları, sendikalar yanında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Bülent Dikmener jüri üyeleri, gazeteciler Mehmet Sucu, Şükran Soner, Celal Başlangıç, Ulvi Yanardağ ve çok sayıda davetli katıldı. Törenin ardından konuklara ayrıca İntepe Belediye Başkanı Aleaddin Özkurnaz tarafından İntepe'nin meşhur ev şarabı ve Çanakkale'nin ünlü peynir helvası ikram edildi.
Biliyor musunuz
GP'den DYP'ye
- GENÇ Parti Genel Başkan Yardımcısı Halit Topyay, MKYK üyeleri Şahin Torun ve Faruk Durak ile aralarında İstanbul örgütünden, ilçe başkanları, il delegeleri, büyük kongre delegeleri ve üyelerin bulunduğu yaklaşık 4500 kişilik bir grubun önceki gün DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın da bulunduğu Maslak Darüşşafaka binasındaki toplantıda DYP'ye katıldıklarını, istifaların son büyük kongrede Cem Uzan'ın çok yakın çevresi ve çalışanlarının yönetime getirilmesinin neden olduğunu...
- SON üç dönemdir (ANAP, SP ve AKP) Eminönü Belediyesi'ndeki yolsuzluk ve usulsüzleri yargıya taşımakla bilinen eski Belediye Başkan Vekili İhsan Maçin'in İstanbul ve Trakya'dan; Şile'de üç dönem belediye başkanlığı yapan il yönetim kurulu üyesi Şeceattin Güney'in İstanbul 1. bölgeden, Osmangazi İlçe Başkanlığı döneminde Türkiye'de ilk kez partisine İSO 9001 belgesi kazandıran Ahmet Memişoğulları'nın Bursa'dan CHP aday adayı olduklarını...
- YÜCE Divan'da hakkında 29 Haziran'da karar çıkması beklenen Cumhur Ersümer'in Çanakkale'de, ANAVATAN ve DYP örgütlerinin ısrarlı taleplerine, aday olmasına ve seçilmesine karşın hiçbir hukuki ve ahlaki engel olmamasına rağmen partisinin siyaseten yıpratılmasına gönlü razı olmadığı için bu seçimde aday olmayacağını açıkladığını...
- TMO Genel Müdürlüğü'ndeki müşavirlik görevinden istifa eden Hamit Dayanır'ın MHP-Gaziantep'ten, KTÜ Maliye bölümü başkanı Prof. Ahmet Ulusoy'un AKP-Trabzon'dan, eski Emniyet Genel Müdürü Kemal Çelik'in MHP-Antalya'dan, Türkiye İhracatçılar Meclisi üyesi Mustafa Yelkenci'nin DYP Bartın'dan, TİREBOLULU eczacı Abdurrahman Akala'nın oturduğu İstanbul 3. bölgeden aday aday olduklarını...
ELİF ERBAKAN DA ADAY
- SP'nin İstanbul il örgütünde pazar günü yaptığı eğilim yoklamasında, 400 aday arasında, tümü de partinin kadın örgütlerinde üst görevlerde bulunan (tümü de türbanlı) Erbakan'ın kızı Elif Erbakan Altınöz'ün (Kadın Kolları GİK üyesi) 2. bölge 3. sırada, Fatma Nevin Gökçe'nin 1. bölge 6. sıradan ve Emine Öztürk'ün 3. bölge 7 sıradan aday adaylığına soyunduklarını...
- SHP eski milletvekili sanatçı Arif Sağ'ın, CHP-DSP ittifakı için "Tartışma bitti, adres belli" dediğini...
- İSTANBUL'da esnaf kuruluşları arasında yapılan bir mini ankette, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanvekili İdris Keskinci'nin isminin 'TBMM'de görülecek esnaf temsilcisi' olarak öne çıktığını...
TİYANŞAN TOPRAĞA VERİLDİ
- DERVİŞ Günday'dan önceki TEKS ve TŞOF'un 'efsane' başkanları, esnaf yasalarının öncüsü, eski AP milletvekili Hüsamettin Tiyanşan'ın (80) cenazesinin Yeşilyurt Camisinde kılınan cenaze namazından yeni Topkapı Mezarlığında toprağa verildiğini...
PANO
- İBRAHİM Tatlıses, pazar akşamı ATV'deki 'magazin' programında "Namaz kılmayanlar bizden değildir" demesini şiddetle kınıyorum. Ulusal bir kanalda nasıl dini propaganda yapılır? Nitekim kanala giden tepkiler karşısında "Cehaletten ve heyecandan söyledim. Ben Atatürk'ü çok severim" biçimindeki özürünu kabul etmiyoruz. RTÜK lütfen göreve!
İ.M.
- AYDIN Yesevi Lisesi'nin duvarlarında '19 Mayıs' kutlamasını anımsatacak en ufak bir Türk bayrağı ya da Atatürk posteri bulunmuyor. Kanunlarımıza göre bayrak asılması gerekirken bu okulda böyle bir eğilim yok. Unutuldu mu acaba!
S.Ş.
- VEFAT eden 'işçi sınıfının öğretmeni ve 78'li bir delikanlı' olarak nitelendirilen Süleyman Üstün Tükenmez'in cenazesi, bugün Petrol-İş ve DİSK önündeki törenlerden sonra Şişli'de kılınacak öğle namazından sonra toprağa verilecek.
Paylaş