Türk 'Göçmen Müzesi'

ALMANYA, Aralık ayındaki kuş gribi nedeniyle, Türkiye'den gelenlerin bavullarını arıyor; örneğin yolcu beraberinde getirilen mercimekten peynire kadar her türlü yiyecek maddesine el konuluyordu. Kuş gribi dalgası Almanya'ya kadar ulaşınca bu kez bu kadar sıkı bir uygulamayla karşılaşmadık.

Haberin Devamı

Vakanın görüldüğü bölgelerde önlem olarak kedilerin sokağa çıkarılması yasaklanmış. Köpekler ise ancak sahiplerinin kontrolünde dışarı çıkarılabiliyor. Uçakta konuştuğumuz bir Türk işçisi, "Almanlar bize böyle davranırken, biz de onlara karantina uygulayamaz mıydık? Etme bulma dünyası bu" diyor takılarak...

Kuzey Ren Vestfalya'nın (KRV) başkenti, Düsseldorf'da parlamento binasının yanından geçen Ren Nehri eskiden kirliymiş, çevrecilerin baskısıyla temizlenmesinden sonra balık tutulabilir hale gelmiş. İki-üç dakikada bir akaryakıt, kömür ve konteyner taşıyan yük gemileri geçiyor. Alp'in karı ve yağış rejiminin farklılığıyla debilerinin uygun olmasından ötürü nehir taşımacılığı 12 ay boyunca yapılabiliyor. Bizde taşımacılık yapılabilecek güçlü nehirler yok.

Bu eyaletin sınırları içinde olan kömür ocakları ve dolayısıyla demir-çelik tesisleri kapatılınca II. Dünya Savaşı'nın ABD ve İngilizlerin en yoğun bombardımanına uğramış alanlar bugün kültür ve eğlence alanlarına dönüştürülmüş. Krupp'un tank ve top fabrikalarından opera ve tiyatro ile müzik sesleri yükseliyor.

YAŞAR KEMAL ALMANYA'DA

Nüfus yoğunluğu olarak en büyük eyalet KRV; 18 milyon kişi yaşıyor. En büyük 'göçmen' toplululuğunu 900 bin ile Türkler oluşturuyor. Almanya'nın 'uyum politikasına' dönük bazı eyaletlerdeki radikal tavırlara karşın burada uygulamalar daha 'çözümsel' yaklaşımlar içeriyor. Eyaletin çok sesli kültür yapısı nedeniyle Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM), bir dizi etkinliğe başlamış. 21 yıldır sürdürdüğü ekonomik, sosyal ve göçe dönük bilimler çalışmalarına 'kültür, spor ve teknoloji transferi' konularını da dahil etmiş... TAM Genel Direktörü Prof. Faruk Şen, bu yıl başlayacak geniş bir kültür programı açıkladı. Yedişer Alman ve Türk'ten oluşan Kültür Konseyi'

nin oluşturulması, ünlü Türk ressamı Mehmet Güler'in sergisi, Türk Sinema Günleri, Turizm Balosu, Ankara Olgunlaşma Enstitüsü'nün 'Fatih Defilesi' ve Paşabahçe Cam Sergisi gibi... Kültür Haftaları'nın iki önemli konuğu da, 9 yıldan beri Almanya'ya gelmeyen Yaşar Kemal ve Elif Şafak. TAM'ın dikkat çeken bir projesi de Ruhr Havzası'nda eski bir maden ocağının 4000 m2'lik alanında 2011 yılına kadar büyük bir 'Göç Müzesi' kurma girişimi. Türkler (Özellikle Zonguldaklılar), 1960'lı yılların başlarında ilk olarak kömür ocaklarında çalışmak üzere 'gurbete' çıkmışlardı. Şen, "Bu müzeyi kurduktan sonra emekli olup Türkiye'ye dönerim" diyor.

Şen'in 33 yıldan beri yaşadığı Essen, 2010'da, AB ülkeleri arasında 'Avrupa Kültür Başkenti' adayı. İstanbul ise 'AB'ye aday ülkeler arasında' birincilik için yarışıyor.

BUNLAR NASIL SEÇMEN

Parlamento binasına girerken bir milletvekili, 50-60 kişilik kadın seçmen grubu ile büyük yemek salonuna geçiyordu. Burada adettenmiş, eyalet milletvekilleri davet ettikleri seçmenlerine parlamentoyu gezdirir, işleyişi ve çalışmalarını gösterirlermiş. Ne iş istemeye gelen, ne de hastaneye yatmak için 'torpil' arayan var; yemek paralarını da cepten ödüyorlarmış 'seçmenler'... Bizim vekiller bunu duyunca ne düşünürler acaba?

Almanya'da türbana bir yasak daha

SON seçimlerde, sosyal demokratların 38 yıllık iktidarına son veren Hıristiyan-Liberal koalisyonu ve muhalefeti oluşturan SPD-Yeşiller gruplarıyla bir dizi görüşme yaptık.

Eyalet eski Devlet Başkanı ve SPD Fraksiyonu AB Meseleleri Sözcüsü Wolfram Kuschke, Yeşiller Partisi'nden Eyalet Meclis Başkan Yardımcısı Dr. Michael Vesper, Uyum ve Göç Komisyonu Başkanı Andrea Milz'dan (CDU) uyum, 'vicdan testi' ve türban gibi konularda görüşlerini aldık bir grup gazeteciyle...

Bu arada öğrendik ki, KRV Eyaleti Parlamentosu da, Hristiyan Demokratların iktidar olduğu Bavyera ve Baden-Württenberg'den sonra öğretmenlerin okullarda türban takmasını yasaklıyor. Bu yasa bugün Meclis'te görüşülecek.

Eyaletteki 150 bin öğretmenden 119 bini kadınmış; bunlardan 10-20 'si türban takıyormuş. 'Müslüman' kadınlara yönelik bu yasa, Başbakan Merkel'in partisi CDU'nun kararıyla ve eyaletteki ortağı FDP (Hür Demokratlar) ile beraber Meclis'e getirilmiş.

SPD'li Kuschke, uyum konusunda yabancıların dil kurslarına katılmasının gerekliliğini anlatırken, "Bu bakımdan her iki tarafa sorumluluk düşüyor" diyor. İki eyalette uygulanan 'vicdan testi'ne ise KRV'deki tüm partiler karşı.

KARŞIT GÖRÜŞLER

Eyalet milletvekilleri ile sohbette; iktidar ve muhalefet kanatlarında şöyle bir bakış açısı ortaya çıktı:

- Hıristiyan Demokratlar: Uyum politikasının çözümü için türbanın yasağını gerekli görüyoruz. Ancak yasağın da zorlu bir süreç olduğunu biliyoruz.

- Hür Demokratlar: Türbanın uyum politikasına engel olduğunu düşünüyoruz.

- SPD: Türbanın yasaklanmasına karşıyız. Bir dinsel simgeyi (türban) politik bir görüşle bir tutmuyoruz.

- Yeşiller: (Sakal ve rahibe örneklerini vererek) Sorun devlet-din ilişkisini ortaya çıkarıyor. Tek bir dine yönelik ayrımcılık Alman anayasasına aykırıdır. İlke olarak insanların dış görünüşünden dolayı, ayrımcılık yapılarak yasaklar konulamaz.

(Almanya'da, uygulanması düşünülen yasaklarda başörtüsü ile türban arasında bir ayrım yapılmıyor.)

Hacı rektör adayı

MURAT Yalçıntaş'ın yönetime gelmesinden sonra İTO'ya bağlı 'İstanbul Ticaret Üniversitesi' Rektör vekilliğine, Prof. Ahmet Hayri Durmuş getirilmişti.

Durmuş da hemen, Malezya Üniversitesi'nde çalışmış ve halen de hükümet temsilcisi olarak Merkez Bankası murakıbı olan Prof. Necdet Şensoy'u daimi kadroya, Kral Fahd Üniversitesi'nden Doç. Davut Kavranoğlu'nu da profesörlüğe yükselterek atamalarını gerçekleşmişti. Bu arada, bir kere 'müslüman olarak' hacca gittiğini, bize gönderdiği bir yanıtta doğrulayan Prof. Durmuş, bazı iddialara açıklık getirmemişti. 'AKP'ye uygun' üniversite mütevelli heyeti, Durmuş'un rektörlüğe asalet atanması için YÖK'e teklif gönderdi. Bir öğretim üyesi telefonda "Belirli çevrelerin mali müşaviri olarak ün yapan ve gerek Ömer Dinçer'e, gerekse Kemal Unakıtan'a yakınlığıyla tanınan Hacı Prof. Durmuş'un, vakıf dahi olsa bir üniversitenin başına rektör olarak atanmasına YÖK izin verecek mi? Sayın Teziç bunu içinize sindirebilecek mi?" diye soruyor.

Hukuk katledildi

ADALET Bakanlığı'na soruyorum: Van'da görev yapan hakim ve savcılar arasında tarikat veya bir cemaat mensubu olarak bilinen var mıdır? Varsa bunların Nakşibendi tarikatı yandaşı olduğu yolundaki iddialar bir iftiradan ibaret midir? Bu yargı mensupları arasında daha önce Konya Ermenek'te görev yapmış isimler var mıdır? M.P.- İSTANBUL

Yazarın Tüm Yazıları