TÜP bebek yönteminde başıbozukluk önlenmelidir.Son günlerde bir kadının yedi çocuğunu da doğurması isteminin hata olduğuna bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgularken asıl olan Türkiye’de ‘tüp bebek’ tatbikatındaki yanlışlıklara değinmek istiyorum.
Batı’da ikiden hatta İskandinav ülkelerinde birden fazla embriyon, yani döllenmiş yumurta rahme nakledilmez. Böylece çoğul gebelikler önlenmiş olur. Çünkü gebeliklerde düşükler ve erken doğumlar çoğalmaktadır.
Türkiye’de maalesef Batı’da olduğu gibi daha tedavinin başlangıcından itibaren kontrol organı bir merkeze bildiri yapılmadığından, başarı şansını artırmak için yüksek dozda hormon vererek (over stimulation syndromu) lüzumundan fazla tahrik yapılması hastanın hayatını tehlikeye soktuğu gibi tedavinin maliyetini de artırmış oluyor. Bugün hiç ‘stimulation’ dahi yapmadan yumurtayı dışarıda geliştirerek tüp bebek yapma imkánı vardır. Bu sebeple tatbikatta bazı prensiplerin Türkiye’de geçerliliği sağlanmalıdır.
Stimulation’un abartılı yapılmaması.
İkiden fazla embriyon naklinin yasaklanması.
Bütün merkezlerin kontrol altında tutulması için Almanya’daki gibi bir bildirim sisteminin hayata geçirilmesi.
Hasta istiyor diye tüp bebek tatbikatının tıbbi etiğe uymadığı gerekçesiyle evvela daha kolay metotların denenmesinin şart koşulması.
Sperm bankası kurularak tüp bebek tatbikatında yabancı sperm kullanılmasının serbest bırakılması... Diyanet fetvasında olduğu gibi bunun zina ile hiçbir alakası yoktur.
Dr.İsmet TURANLI-Türk-Alman Jinekologlar Derneği Onursal Başkanı-ANTALYA
(Tüp bebek tedavisi hakkında bir Türkçe, bir de İngilizce iki kitabım yayınlanmıştır.)
‘Güdümlü basın’
CHP İstanbul Milletvekili M. Ali Özpolat, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yazılı olarak yanıtlaması isteğiyle verdiği soru önergesinde, karikatürist Musa Kart’ın dava edilmesi, Hikmet Çetinkaya’nın FethullahGülen yazısının yayınının durdurulması ile ilgili sorular yöneltiyor. Başbakan’ın, yeni Türk Ceza Yasası ve yaptığı açıklamalarla basın özgürlüğünü kısıtlamanın yollarını aradığını belirtiyor.
Polat soruyor:
‘Hükümetiniz, ‘güdümlü basın’ yaratma çabasında mı? Bu anlayış AB’ye uyum süreciyle çelişmiyor mu? Son zamanlarda basına yönelik açıklamalarınız ve izlediğiniz tutum, AB’ye tam üyelik çabanızın samimiyetsizliğini göstermiyor mu? Tüm bu tutum ve açıklamalarınız, basın özgürlüğünün diğer önemli tarafı olan ‘halkın haber alma özgürlüğü’ne de saldırı ve engelleme değil midir?’
Tekel’in açmazları
TBMM’de TEKEL’in ‘kılıf’ yasasının görüşüldüğü perşembe akşamı CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a ‘İthal ettiğiniz sigara makineleri madem yeniydi, neden böyle bir yasaya ihtiyaç duyuyorsunuz?’ sorusunu yöneltti.
Unakıtan ise cevap olarak ‘Biz de isterdik yeni makine alınmasını ama iki üç yıl beklemek gerekiyor’ dedi.
Maliye Bakanı Unakıtan’ı, TEKEL Genel Müdürü Sezai Ensari yanlış bilgilendirmiş olsa gerek; çünkü Nisan 2004’te TEKEL Genel Müdürlüğü’nün iki adet sert kutulu makine alımı için yapmış olduğu ihale sonucu akdedilen sözleşme gereğince, dakikada 500 paket kutulu sigara imal eden makinenin akdedilen sözleşmesinde teslim süresinin 10 ay olduğu belirtilmişti.
Bu da Maliye Bakanı’nın nasıl yanlış bilgilendirildiğinin açık bir ifadesi değil mi?
Hükümet sonunda doğruyu yapmak zorunda kaldı ve ‘kılıf yasası’nı geri çekti.
Erkek hakkı
SON günlerde yazılı ve sözlü medyada erkeklerin kadınlara yaptığı taciz suçları ve cezaları sıkça yer almakta.. Bu konuya ciddi bir itirazım olacak.
Kadınlar da pekálá erkekleri taciz edip zor durumlarda bırakabiliyorlar. Eğer erkekten gelen bir bakış, bir dokunuş, bir mail, bir söz taciz ise bunun en álásını kadınlar yapıyor. Zavallı duruma düşürülen çok erkek tanıyorum. Ama erkekliğin şanına(!) zarar gelmesin diye ses çıkarmıyorlar.
Korkarım AB’ye yaranacağız diye sürekli erkekleri hedef alan haberler, sonunda erkek derneklerinin kurulmasına kadar gidecek..
Oysa ki her olayın merkezinde insan var. Cinsiyet ayrımcılığında gelinen son nokta erkekler aleyhinedir bana göre. Biraz dikkatli olmak zorundayız.
İsmail GÖZDİŞLİ- ANTALYA
Benzinci kazığı
AKARYAKIT istasyonlarının denetimi hiç yapılmıyor mu? Kimse ilgilenmiyorsa acaba daha ne kadar vatandaşın kazıklanmasını izleyecekler.
Ben sürekli farklı benzinliklerden mazot alıyorum, birinden aldığım 42 YTL’lik mazotla 350 km, diğerinden aynı miktarda mazotla 300 km, başka bir yerden neredeyse sadece 250 km yol yapabiliyorum.
Bununla ilgili kimse şikáyetçi olmuyor mu? Yoksa kazıklanıp duracağız mı?
Zümrüt ERKOÇ ANKARA
Biliyor musunuz?
ANAYASA Mahkemesi Başkanvekili Kılıç’ı, Sezer ile Erdoğan arasında ‘bakan krizi’nin yaşandığı gece (21.2.2005) Ankara Hakimevi’nin özel konuk locasında bakanlar Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Ali Coşkun ve Necati Çetinkaya ile gördüğünü söyleyen bir okurumuzun, bu birlikteliğin etik olup olmadığını sorduğunu...
ENERJİ Operasyonu sonucu tutuklanan, dünün Botaş’ın eski koruma görevlisi, bugünün ise ‘ünlü işadamı’ İbrahim Selçuk’un, Ankara’daki iki katlı bürosunun alt katındaki saunasında konuk ettiği bazı siyasileri ve bürokratları gizlice kameraya aldırdığının ortaya çıkması üzerine, buraya konuk olanlar arasında derin bir korku ve endişe yaşandığını...
GÜNÜN SÖZÜ
‘Liderler, parti içi demokrasiyi gündeme getirenleri sevmezler.’
(Adalet Bakanı Cemil Çiçek)
MESAJ PANOSU
BİR okurumuz STAR TV’nin bir kaç gün önceki yayınında ‘hakaretvari’ saydığı bir konuşmayı eleştiriyor: ‘Sen Misin, Değil Misin?’ adlı dizide bir adam kırıtarak dolaşıyordu ve diğer aktör de ‘O askerde topçuydu, bu yüzden kırıtıyor’ dedi. Bu da askerliğimi topçu yedeksubay olarak yaptığım için kanıma dokundu. Star TV’yi daha dikkatli olmaya davet ediyorum!
‘MEME Kanseri Sempozyumu’ 14 Mart Pazartesi 15.30-19.30’da Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde. Konuşmacılar; Prof.Dr.Özcan Köknel, Prof.Dr. Ahmet Dinçağ, Prof.Dr. Canan Alatlı, Prof. Atilla Arıncı ve Esra Kahraman.