‘‘
Burdur-Bucak arasında seyrediyordum. Bölünmüş yol yani duble diyorlar ya...
Bucak'ta trafik polisleri durdurdular. ‘‘Radarda 116 ile geçtiniz’’ dediler; 64 milyon ceza kestiler. Bu radarla kontrol son zamanlarda sürücüleri rahatsız ediyor. Kazalar mı önleniyor; hayır. Adam önünüzde yolda 70-80'le gidiyor. Altındaki araba külüstür bir kamyon; adam 18 yaşında ehliyet almış, bugün 50 yaşında. Tekerlekleri yampir yampir gidiyor. Lastikleri aşınmış... Önümdeki böyle bir kamyonu sollarken tabii ki sürat yapmak zorundayım. Ancak kamyon konvoyunun fenni muayenesi yapılmış mı belli değil. Ama trafikçi yolda ne kadar
Mercedes, BMW ve
cip varsa kessin cezayı... Hatta o sırada bir hanımla kendisini
Avcılar Belediye Başkanı olarak tanıtan kişi de ceza yedi; çünkü o da radara yakalanmış.
Ankara'dan
Antalya'ya saatler boyu 90-100'le mi gideceksiniz. Yolun büyük bölümü çift şeritli, yol düzgün ve boş... 120 km ile niçin gidilmesin? Aslında yol boyunca hep dikkat ettim radar çıkar diye... Nitekim 40-50 km'de bir radar vardı. Bu kadar radar cihazı konulmakla kazalar, ölümler bitiyor mu? Adam uyuyor, bindiriyor. Trafik kazalarının önüne radar kontrolü ile çıkılması ne kadar doğru? Ama Emniyet, bütçesine kaynak yaratıyorsa o başka... Önerim; bu gibi durumlarda önce bir uyarı cezası verilmesi lazım. Ancak ikincisinde para cezası kesilsin.’’
Aksu: Radar kontrolü haberli olur
İÇİŞLERİ Bakanı
Abdülkadir Aksu, bu konudaki şikáyetlere karşı şunları söyledi:
‘‘Hız kontrolü dünyanın her yerinde vardır; bizde de olacak. Trafik polislerimizin kıyı köşede pusuya yatması olmaz, daha önceden 'radar kontrolü vardır' ikazının gösterilmesi gerekiyor. Ancak sürat konusundaki şikáyetler gözden geçirilebilir, bu konuyu inceleyeceğiz. Gerekirse bazı yollar için artırabiliriz.’’
Hayvan haklarını unutuyoruz
BU mesajı
Kilis'te 200 kadar köpeğin karantinaya alınması yerine öldürülmesi üzerine yazıyorum. Neyse ki, İçişleri Bakanlığı'nın müdahalesi sonucu bu korkunç olay durdurulmuş.
Maalesef ülkemizde pek çok kişi ‘‘Bir de hayvanlarla mı uğraşacağız’’ düşüncesinde. Dünyamızı onlarla paylaştığımızı ve onların da bizler kadar yaşamaya hakkı olduğunu, ne yazık ki kabul etmek istemiyoruz. Böyle insanlara verilebilecek yanıtlardan biri, ‘‘Dünyada sayısız haksızlık ve kötülüğün yapılıyor olması, bizim de bunlara bir yenisini eklememizi gerektirmez’’ olabilir.
Bazı milletvekilleri de böyle düşünebilir. AB'ye girerken ‘Çağdaş Türkiye’ imajını korumak adına ‘‘Hayvan Hakları Yasası'nı çıkarmak gibi bazı insanca önlemler alabilirler. Kilis olayını unutmayalım.
Hande AKSOY Biliyor musunuz?
DSP'den sonra
İsmail Cem'in
YTP'sine geçen ama oradan da istifa edip bağımsız kalan
Mersin Belediye Başkanı
Macit Özcan'ın
CHP'ye geçmesi için pazarlıkların sürdüğünü;
Özcan'ın şimdiden,
OPET'in ortağı
Fikret Öztürk'ün
Sun TV'sini satın aldığını; buna karşılık
CHP Milletvekili
Şefik Zengin'in de adaylığı düşündüğünü...
Biliyor musunuz
Meriç’in ortakları nasıl buhar oldu
TERCÜMAN Gazetesi'nin sahibi
Kemal Ilıcak'ın (merhum) önderliğinde kurulan
Meriç Tekstil San. Tic.AŞ ile
Meriç Dokuma San.AŞ'ye 1975'te toplam 25 bin Hollanda Florini vererek 348 hisse karşılığı ortak oldum. Uzun yıllardır hiçbir karşılık almadığımız ortaklar, aldığımız duyumlara göre hileli bir şekilde iflas etmiş ve paralarımız buharlaştırılmıştır.
Bizlerin derdini dinleyecek muhatap bulmak imkánına sahip değiliz. Devletimiz de bu duruma seyirci kalmaktadır.
Ilıcak Ailesi'ne yaptığımız başvurular sonuçsuz kalmıştır ve bizim bu duruma karşı yapabileceğimiz hiçbir şey, haklarımızı arayacak hiçbir makam bulunmamaktadır. Ayrıca bu tür şirketlere birikimlerini yatıran binlerce vatandaşımız bulunmaktadır.
İyi niyetli ülke sevdalısı vatandaşlarımızın benzeri tuzaklardan uzak durmalarını sağlamayı ve bu konuda kamuoyunu uyarmayı kim sağlayacaktır?
Ali GENÇAL Nıymetgen
HOLLANDA Tepkiler
ABD tosladı
AMERİKA gerilla harbine toslayınca şaşırıp kaldı. Peki,
Türkiye'ye ne oluyor da
Irak cehennemine dört nala koşturuyor. Bugünün kan borsasında Türk askerinin kanı kaç dolara gidiyor?
K.S.-ANKARA
MEDYAMIZDA ulusal (!) çıkarlardan bahsediliyor. Peki emperyalist güçlerce kuşatılan
Irak halkının böylesi bir mücadeleye girişmesi ve kendi ulusal (!) çıkarları uğruna savaşması sizce haksız mıdır? Böyle bir mücadelede de onurlu insan ırkının ne tarafta yer alması gerekir?
Türkiye, Irak'a asker gönderse bile savaşı başlatan ve destekleyen (ABD, İngiltere, Fransa) güçlerin çıkarları karşısında kendininkini ne kadar savunabilecektir?
Engin TOZAL MESAJ
TARIM Bakanlığı'ndan,
Sivas Zara'dan gelen
'Doğrudan Gelir Desteği (DGD)
' şikáyetine yanıt:
Sivas ilinde hak sahiplerine
DGD ödemeleri % 50 oranında yapılmaya başlanmıştır. Ancak
Kangal'da şikáyetlerin artması sonucu ödemeler incelemeye alınmıştır. Müfettişlerin incelemesini müteakiben
DGD ödemeleri yapılacaktır.
İSTEĞE bağlı sigorta pirimlerinin hızına yetişemiyoruz. Mart 2003'te 66 milyon, Nisan'da 79 milyon, mayıs-haziranda 118 milyon, temmuzda ise 38 milyon prim ödemek zorunda kaldık. Gelecek endişesi taşıyan dar gelirli insanların tercih ettiği isteğe bağlı sigortadaki bu prim artışı hızını eski enflasyonla bağdaştırmak mümkün müdür? Dar gelirliler sistemin dışına mı itilmek isteniyor?
Himmet GÖK AFYONERENKÖY'de oturuyorum. Son zamanlarda bereketli tarlaya ekilmiş gibi sıkmabaşlılar ve çarşaflılar ortaya çıkmaya başladı.
Diyanet'in dışında Kuran kursları da açılıyor. İşsiz gariban insanların ilkokuldaki çocuklarını kurslara davet ediyorlar. Diyanet, ilkokul 5. sınıftan küçük çocukların bu kurslara katılamayacağı konusunda neden uyarı yapmıyor?
Z.T.-KADIKÖY
İSKİ suyun birim fiyatını konutlar için 1 milyon 280 bin, işyerleri için ise 4 milyon 490 bin lira (KDV ve vergiler hariç) belirlemektedir. Bu uygulama ne derece mantıklı ve insancadır.
St. Petersbourg'da kafe çalıştıran arkadaşım orada soğuk-sıcak suyun ücretsiz verildiğini söylüyor. Biz ücretsiz değil ama en azından konutlar ile işyerlerinin eşit statüde tutulmasını istiyoruz.
Osman ŞENER KADIKÖY