Trabzon’da bir şeyler oluyor

TRABZON sakin günler geçiriyor; ancak Trabzonspor’un sorunları olmasa...

Nuri Albayrak’ın başkan adayı olmayacağını açıklaması sonrasında kongreden vazgeçilmesi AKP’nin içini iyice karıştırmış. Siz sporun siyasete karışıp karışmadığının en koyusunu Trabzon-Ankara-İstanbul üçgeninde görebilirsiniz. Ama bu konu ayrı gündem olmalı. Biz kendi gündemimize dönelim; Trabzon’da kültür ve sanata... Bunun mimarı da ’sosyal kalkınmacı’ Trabzon’un yeni valisi Nuri Okutan... Göreve gelmesiyle birlikte ’öğrenme ve öğretme’ ilkesiyle devlet ve halkı kaynaştırma projelerini gerçekleştirmek üzere bütün olanakları kullanmaya başlamış.

En iddialı projesi; okul öncesi eğitim... Göreve geldiğinde okul öncesi eğitimde % 40 olan okullaşma oranını % 60’a çıkartmış hemen. 7-12 yaş grubunda da sporda yetenek ve yönlendirme projesi ile 40 binlik bir öğrenci kapasitesine ulaşılmış. ’Gençlik Merkezleri’ bir başka proje... Dördü faaliyete geçen merkezlerin sayısı bütün ilçelerde yaygınlaştırılarak 18 olarak hedeflenmiş... Kütüphane, internet, satranç ve müzik odaları... Amaç; öğrencinin erkenden kitapla dost olması ve ’tehlikeli şeylerden’ uzak durması... Sporla, okuma ve sosyal aktivitelerle meşgul olunması sonucu hem bedenen hem de zihnen sağlıklı bir nesil yetiştirilmesi asıl misyon olarak görülmüş böylece. Çocukların yetenekleri, yönlendirme dışında kendi yetenekleri ön plana alınıyor. Gençlerin kurstan geçirilip başıboş ortada bırakılmasına karşı Vali Okutan... Önce hangi alanlarda iş olanaklarına gerek duyulduğu tespit edilip, buna göre kurslar düzenleniyor. Adama göre iş değil, işe göre adam... Güven kazanan gençler ayakları üzerinde durmayı öğrenmişler.

Okuma kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla her okulda ders dışında 20 dakikalık bir ’Okuma Saati’ uygulanıyor. Yazar Yücel Fevzioğlu’nun 25 yıllık bir çalışma sonucu derlediği ’Türk Dünyasından Masallar’ başlıklı altı kitap, Türk edebiyatından seçme eserler de 5’er bin adet bastırılmış.

Kadınlara yönelik toplum merkezlerinde de okuma-yazma, gümüş, altın işlemeciliği, folklor, ana-çocuk sağlığı ve ev ekonomisi gibi eğitim veriliyor. İnsan gelişiminin çok önemli bir unsuru olan psikolojik yön unutulmamış bu kurslarda... Okul öncesi eğitimde çocuklarını okula göndermek istemeyen ’tutucu aileler’ için de tutunacak bir dal olmuş ve anne ile çocuk eğitime kanalize edilmiş.

İlk kez Trabzon’da başlatılan bu boyuttaki bir eğitim modeli diğer illere örnek olabilir.

OGÜN’LER, YASİN’LER...

Vali Okutan, Trabzon gençliğini ’parlamaya eğilimli ateşli bir gençlik’ olarak tanımlıyor:

"Ancak sert mizacının içinde derin bir kültür ve sanat ruhu var." Evet, Karadenizli heyecanlı, milliyetçi duyguları hemen öne çıkıyor. Gençlik başıboş bırakılınca, bilinçlenemiyor; ’Kurtlar Vadisi’ndeki karakterlere özenmeye başlıyor. Sonuçta, ’Derin Trabzonluluk’ öne çıkıyor. PKK’nın Maçka’ya kadar inmesi, TAYAD’lılara karşı yapılan linç girişimi, McDonald’s’ın bombalanması ve son olarak da Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetlerinde Ogun Samast ve Yasin Hayal’in rolleri böyle bir psikolojik ortamın sonucu olarak ortaya çıktı zaten. Gerisini hiç sormayın; ne yazık ki böyle şeylerin ’derinlikleri’ su yüzüne çıkarılamayınca bundan sadece Trabzon değil, Türkiye de zarar görüyor.

Trabzon’un asıl var olan misyonunu yeniden kazanması bakımından Vali Okutan’ın buraya gönderilmesi ve ortaya konulmaya başlayan çalışmalar Trabzonlu için bir şans olsa gerek. Daha önce Siirt ve Sakarya’daki başarılı projelere imza atan Okutan, belki bu nedenle Trabzon’a atanmış.

80 yaşında silah ruhsatı istiyor

’ATLAS’ Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek’in, Mevláná’nın Anadolu’ya geldiği toprakları izleyerek kitaplaştırdığı ’Sessizce Dön-Belh’ten Konya’ya’ (Doğan Kitap) isimli kitabındaki fotoğraflardan seçtiği ’Belh’ten (Mevláná’nın doğduğu yer) Konya’ya’ isimli sergisi, önceki gün Trabzon Lisesi’nde açıldı. Özcan, bu arada Vali Okutan’a, "Trabzon’da silah fetişizmi var. Silahsız birine silah çekmek mertlik ve erkeklik değildir. Ben de Rizeliyim ama silahtan nefret ederim" dedi.

Okutan da bu konuda sıkıntılı. "Estetik ve kültürel yönleri derin olan bir şehir" olarak tanımladığı Trabzon’un "şiddetle anılan imajını yıkmak için ellerinden geleni yaptıklarını" belirtiyor ve "Trabzon, Türkiye için çok önemli bir şehir. Trabzon’da valilik yapmadan memuriyet hayatım bitmiş olsaydı kendimde büyük bir eksiklik sayardım" diyor.

Vali Okutan bir gerçeği şöyle dile getiriyor: "Beş yıllık ruhsat süresi biten 80 yaşındaki vatandaşımız da ruhsatını yenilemek istiyor; bir profesör de silah almak için başvurabiliyor. Yani zengini de imamı da silahsız gezmek istemiyor, yöreye has bir kültür."

Gel de ruhsat vermiyorum de... 13 bine yakın ruhsatlı silah bulunuyor Trabzon’da. Tabanca sayısını hiç sormayın, öğrenemezsiniz. Beş yıllık ruhsat bedeli 5 bin YTL; bunun 3 bin YTL’si eğitime katkı payı olarak belirlenmiş. Eğitim konusundaki ’hayırsever’ vatandaşlara ruhsat önceliği tanındığını belirtmek gerekiyor.

TRABZON ’GÖZETLENECEK’

Trabzon’
a ’güvenlik’ bakamından MOBESE sistemine bağlı olarak 120 kamera yerleştirilmesi için ihale açılmış... Üç ay içinde sistem devreye girecek. 37 mahallenin tümüne de gece-gündüz görev yapacak bilgisayar donanımlı seyyar polis karakolları görevlendirilecek. Okutan, "Savcının talebi hariç hiç kimse karakola çağrılmayacak artık. Çünkü Trabzonlu karakola çağrılmayı ve aranmayı sevmiyor. ’Ben terörist miyim ki...’ diye tepki gösterebiliyor. Elbirliği ile sorunların üstesinden geleceğiz. Sokağa hákim olacağız. Kamu yönetimindeki şikáyetleri en aza indireceğiz."

Son Mevláná

UNESCO, dünyada sadece Mevláná için iki kez anma yılı ilan etmiş. 1973’te ölümünün 700. yıldönümünden sonra 2007’yi de doğumunun 800. yıldönümü olarak kutlama programına almıştı. Faruk Hemdan’ın başkanlığındaki ’Uluslararası Mevláná Vakfı’nın girişimi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ile başta Paris UNESCO merkezi ile İran ve Afganistan olmak üzere 30’a yakın ülkede (Amerika’da 14 yerde) Mevláná ile ilgili bilimsel konuşmalar ve sema gösterileri sunuldu. Başbakan Erdoğan’ın ’talimatı’ ile bütün illerde de yıl içinde çeşitli etkinlikler hazırlandı. Bu kapsamda resmi programların sonuncusu, üç günlük ’Trabzon Mevláná Günleri’ adı altında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Bayındırlık Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın katılımıyla yapıldı.

Mevláná’nın 22. kuşak torunu Esin Çelebi, Mevláná konusunda akademik çalışmalarıyla tanınan Prof. Mahmut Erol Kılıç, Prof. Emine Yeniterzi, Prof. Hasan Özönder, Doç. Emin Işık, Yard. Doç. Nuri Şimşekler, Hayat Nur Artıran ve Turgay Nar, Mevláná felsefesini ve diriltici soluğunu anlatırlarken, Bakan Günay’ın irticalen yaptığı konuşmayı ilginç olduğu kadar ’derinlikli’ de buldular. Esin Çelebi, "Dünyanın Mevláná’ya ihtiyacı her geçen gün daha çok artıyor. 2007’deki etkinlikler bir başlangıç sayılmalıdır" dedi.
Yazarın Tüm Yazıları