Paylaş
Bilişim uzmanı olan CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger böyle diyor.
“AKP’nin, kamuoyunda torba yasa olarak bilinen 6552 sayılı Kanun’un 127. maddesinde yaptığı değişiklik CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince, AKP bu düzenlemeyi yeniden Meclis’e getiriyor. Bu sefer internet sitelerini kapatma yetkisi yargıdan Başbakan ve bakanlara veriliyor. Hukuk ile fetvayı karıştıran AKP yönetimi yine Anayasa’ya aykırı olarak evrensel hukuk kuralları yerine fetvayla düzenleme yapıyor.
Yeni düzenlemede mahkeme kararına uymayan şirketlere 500 bin TL’ye kadar ceza geliyor. Bugüne kadar tüm ülkeyi korku imparatorluğu ile yöneten AKP bu cezalarla taleplerini yerine getirmeyenleri cezalandıracak.
Kamu düzeni ve milli güvenlik ile ilgili olan hususlar bahane edilerek, eğer gecikmesinde herhangi bir sakınca varsa Başbakanlık veya ilgili bakanlığın bildirimi ile işlem yapılacak.
Artık Adana’da yakalanan MİT TIR’ları, Afyon’da patlama ile ilgili Uludere katliamı, Soruşturma Komisyonu çalışmaları, paraların sıfırlanma konuşmaları, yolsuzluk, hırsızlık haberleri, yurtdışından uçakla getirilen kaçak altınlar, paralar ile ilgili haberler kamu düzeni ve milli güvenliği ilgilendiren bir husustur diyerek yasaklanabilecek.”
Milletvekili Aksünger “Bir taraftan devleti fetvayla yönetmeye çalışan AKP, karanlık geçmişini TİB’i gömerek aklamak istiyor!” diyor ve ekliyor:
“TİB yetkililerinin “Binanın gömülmesi gerekir” şeklindeki açıklamaları, AKP’nin karanlık döneminin izlerinin silinmesini sağlamaya çalışmak için yapılmıştır. Çünkü TİB’de bulunan yaklaşık 1500 sunucuda yasal olarak tutulan milyarlarca data hem TİB’de tutulduğu gibi hem de dataların TİB’e geliş sırasında 4-5 yerde daha iz bırakması nedeniyle silinememektedir.
Bakanlar Kurulu’ndan çok yüksek maaşlarla personel alımı için karar çıkarılmasına rağmen bu karar halktan gizlenmiş, sıra numarası bile verilmemiş, karar Resmi Gazete’de bile yayınlatılmamıştır. Yaklaşık 1-1.5 yıldır TİB’e operasyon yapan hükümet, TİB’in yapısını tamamen değiştirerek MİT’leştirmesine rağmen başarılı olamamıştır.
Sayın Bakan “orada ne yapıldığını bilmek istemesinin nedenini” açıklamak zorundadır. Yaklaşık 1500 sunucunun çalıştığı, milyarlarca datanın tutulduğu bir sistemde Sayın Bakan ne amaçla, neyi bilmek istemektedir? Bilmek istediği datalar nelerdir?
İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, Bakan Lütfü Elvan’a “AKP kendi karanlık döneminin, kendi karanlık tarihinin silinmesini, milletten kaçırılmasını istese de bu mümkün olamayacaktır” dedikten sonra kendisine şu soruları yöneltiyor:
“1- Son 1.5 yıl içinde TİB’e alınan ve işten çıkarılan personel sayısı kaçtır? Bu alımlarda Bakanlar Kurulu kararıyla kaç kişi işe alınmıştır? Bu kararla işe alınan personele ödenen ücret ne kadardır? Bakanlar Kurulu kararının tarih ve sayısının olmamasının nedeni nedir? Karar Resmi Gazete’de neden yayınlanmamıştır? 2- Bugüne kadar, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda “usulsüz ve yasadışı telefon dinlemelerinin saptanması” amacıyla başlatılan incelemelerde bulunduğunu iddia ettiğiniz sonuçlar nelerdir? Bu sonuçlar arasında 17-25 Aralık dinleme kayıtları var mıdır? Açıklamada yer alan, TİB binasının gömülmesi ifadesi doğru mudur? Dünyada böyle bir örnek var mıdır?”
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsanın özgürlüğü istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır.”
J.J. Rousseau
Osmanlı’nın resmi dili Türkçedir
YARGIÇLAR Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu bir not gönderdi. “Cumhurbaşkanı Erdoğan, güya Türkçenin yetersizliğine vurgu yapmak yoluyla Osmanlıcayı öne çekince, asıl amacı bir kez daha ortaya çıktı” diyor ve “Şöyle...” diye devam ediyor:
“1876 tarihli Kanuni Esasi’nin 18’nci maddesinde yer alan, “... Devletin lisani resmisi olan Türkçeyi...” hükmünden de anlaşıldığı gibi Osmanlı bile resmi dilinin Türkçe olduğunu belirtmiş...
Erdoğan ise bu son beyanıyla güya Osmanlı hayranlığını ortaya koymak isterken, bir taraftan Osmanlı’yı ne kadar tanıdığını göstermiş...
Diğer yandan gerçekte Osmanlı’ya da hakaret etmiş, amaçladığının harf devrimi öncesi Arap harfleri takıntısı olduğu görülmüş; böylece Cumhuriyet ve devrim düşmanlığını çok açıkça itiraf ederek ortaya koymuştur.”
‘Diriliş-Ertuğrul’da gericilik gösterisi!
TRT’nin çok abartılı bir tanıtım kampanyası yapıp “alay-ı vâlâ” ile gösterime soktuğu ve ciddi tarihsel dizi olma savındaki ‘Diriliş-Ertuğrul’un 17 Aralık 2014 Çarşamba akşamı yayınlanan 2’nci bölümünde dakikalarca süren akla ziyan bir ‘zikir’ bölümü vardı ki, tam bir skandal ve tam bir karabasandı. Nesnel tarihsel gerçekliğe açıkça sırt dönülerek, nakilciliğe değil akılcılığa dayalı İslam batıni tasavvuf düşünce birikiminin önemli temsilcilerinden Muhyiddin Arabi’ye yaptırılan bu çok rahatsız edici ‘zikir ayini’ sahnesi ile -eskilerin deyişiyle- “Vehbi’nin kerrakesi” tastamam açığa çıktı. Aziz Naci DOĞAN
MESAJ PANOSU
EKONOMİMİZ 2015’te nasıl olacak? Fed’in kaş, UCB’nin göz, doların dudak hareketlerini izleyip (!) petrolün hapşırmasına, enflasyonun gülümsemesine, faizlerin tökezlenerek düşmesine bakarak, hareketlerini tanzim edecektir. Bu da ekonomimizin en güzel göstergesi olacaktır!
Kazım ÇİLOĞLU
BİLİYOR MUSUNUZ?
MARMARA Üniversitesi İnsan Hakları ve Anayasa Hukuku Çalışmaları Kulübü’nün düzenlediği ‘Türkiye’de Basın Özgürlüğü’ panelinde, Haydarpaşa Kampusu Reşat Kaynar Salonu’nda bugün 12.30’da Fatih Portakal, Ahmet Şık, Kaan Kural ve İsmail Saymaz’ın konuşacaklarını...
Petrol fiyatları neden düştü
HAMPETROL ve doğalgaz fiyatlarındaki son dramatik düşüşler (102 $’dan 58 $’a) %60’a yakın düşüşü, bazılarının söylediği gibi, Batılıların Ukrayna krizi için Rusya’ya uyguladıkları ambargo sonucu düşmemiştir. Gerçekte Amerika ithal petrole bağımlılıktan kurtulmak için, son yıllarda bulduğu, Shale gas (kaya gazı) teknolojisi sonucunda petrol ve gaz üretimini büyük ölçüde artırarak, petrol ve doğal gaz ihracatına başlamıştır. Peki bu hidrolik parçalama teknolojisi nedir? Bir kaç yıl öncesine kadar üretim için 1 km aralıklarla açılan kuyulara, ortalama 50-1000 metre uzunluğunda düşey delikli sondaj kuyusu çakılır, alttaki petrol sızarak yavaş yavaş birikirdi ki; bu da en iyisi 3” lik bir boru çıkışıyla, günde kuyu başına 2000-5000 varil petrol sağlardı. Hidrolik parçalama (Hydrolic fractionation) teknolojisinde ise; yer altında her yere yüksek basınçta su püskürtülerek yatay, çok geniş alanda, kayalar bile çatlatılarak sel gibi en az 2 katı üretim yapılır. Petrol Latince, ‘kaya yağı’ demektir. Petrol ve gaz kayaların içinde gömülü de olabilir. Bu işlemle gaz ve petrol çıkar ve böylece, ABD piyasayı gaza ve petrole boğmuştur. ABD inanılmayacak ama bu sayede petrol ve doğal gaz ihracatına başlayacaktı. 1990 yılında Irak’ta Saddam Hüseyin, Kuveyt sınırında bu işlemle Kuveyt’ten petrol yürüttüğünden Körfez Savaşı çıkmıştı. ABD de dünyanın yıllık 550 milyon tonluk üretim ve 1 milyar tonluk tüketimle dünyanın 2’nci ham petrol; ve de 680 milyar m3 üretim ve 690 milyar m3 tüketimle yine dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi ve tüketicisidir. Hidrolik parçalama (Shale gas) da denilen bu teknoloji petrol ve doğal gaz üretiminde önemli bir devrimdir. Bu teknolojiyle ABD, 40 yıl önce olduğu gibi yeniden bir petrol ve gaz üreticisi ülke olmuştur. Rusya ve Suudi Arabistan, petrol maliyetleri düşük olduğundan ABD’yi pes ettirmek için, ABD’nin bol üretimine karşı fiyatları düşürmemek için birlikte hareket edip üretimi kısmamışlarsa da, Amerika ekonomik kurallarla Rusya ve OPEC‘i dize getirmiştir. Yani üç büyük oyuncu (1.2. ve 3.) birbirini yemek için savaşmışlardır. Böylece ABD düşük fiyatla petrol alıp yer altına depolayacaktır. OPEC ve onun lideri Suudi Arabistan, düşen petrol fiyatlarını en az 2 yıl daha toparlayamayacaklardır. Aşağıda petrol fiyatlarının düşüşünün etkilerini görelim:
TÜRKİYE KAZANDI ama TÜKETİCİ KAZANMADI
1-TÜRKİYE için ne getirir?
1.1- Petrol ve gaza ödediğimiz döviz, 60 $ varil hesabıyla yılda 8.0 milyar $ azalacaktır. Nitekim Enerji Bakanı Yıldız, son altı ayda Türk tüketicisi 6 milyar $ kazandığı gibi, gerçeği yansıtmayan demecinde, devlet kazandı demek istemiştir. Biz tüketiciler bir şey kazanmadık! Fakat Türk hazinesi, petrolü aşırı vergilendirdiğinden ve de bütçe gelirlerinin %40’ı ithalat vergilerinden sağlandığından biz tüketicilere yansıması çok az olacaktır ama ABD ve Avrupa’da benzin fiyatları 1,2 TL ve 2,4 TL’ye hemen düşmüştür! Ve de Türkiye’nin bütçe gelirleri 4 milyar $ (8.6 milyar TL) azalacaktır.
1.2- Ortadoğu ve BDT ülkeleri Rusya-Özbekistan-Türkmenistan-Kazakistan-Azerbaycan’da eski yatırımlar ödeme güçlüğüne düşecek, yeni yatırım yapılmayacak ve de şekilde 45 milyar $ seviyesinden belki de 25 milyar $ seviyesine düşecek, turizm gelirleri azalacaktır. Düşük fiyatlar Türk ekonomisini kötü silkeleyecektir. Türkiye 8 milyar $’lık düşük ödemeye karşı Ortadoğu ve BDR ülkelerine ihracat dramatik düşüşler getirecektir.
Neler kaybedecektir? Vatandaşını seven batılı ülkeler için, düşük petrol fiyatları bir bayramdır.
1.3- Petrol gelirleri düşen bu ülkelerde önemli Türk işçi çıkarmaları olacak ve sosyal çalkantılar olacaktır. Özelikle köksüz, Türk müteahhit firmaları çökecektir. Bu ülkelere işçi gidemeyecektir.
2- RUSYA VE S. ARABİSTAN’DA NELER OLUR?
2.1-Bu ülkelerde bizdeki KİT lerden farklı olarak, tüm petrol gelirleri hazineye gider. Maliye Bakanlıkları tüm devlet harcamalarını bu paralarla yapar. Maaşları ve tüm yatırımları. Bir petrol şirketi kendine gereken bir cıvata bedelini bile Maliye bakanlığından alır. İşte yıkım burada başlamaktadır. Rusya ve Suudi Arabistan bütçelerini aşağı yukarı 95$/varil dünya ham petrol fiyatına göre yapmışlardır. Yaklaşık bütçe gelirlerinin % 97 si petrol ve maden satışlarından oluşur. Şimdiden devlet bütçeleri %40 düşecektir. Ancak Rusya , Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler geçmiş yıllarda paraları stokladıklarından pek rahatsız olmayacaklardır. Ham petrolün varil başına maliyeti karada 2-6 $,off shore(deniz) 32-65 $ olup shale-Kaya gazında 55 $’dır. En ucuz petrol S. Arabistan’da olup 2 $dır. Bunları daha ne kadar fiyatlar iner diye yazıyorum.(20$)Oysa bir özel şirket gibi çalışan bizim KİT lerin kıymetini bilmedik, sağa sola peşkeş çektik.
Ham petrol fiyatında.50 $ varilin altına ABD düşemez. Kaya petrolün maliyeti budur.2000 yılında görevli olduğum, Suudi Arabistan’da petrol fiyatının 25 $ dan 9 $’a düştüğü bu buhranı yaşadım. Suudileri bize başlarını öne eğerek,1 yıl ödeme yapamadılar. Sonra fiyat artınca hemen hepsini ödediler. Ekonomi çok duruyor. Elbette otokratik yönetim sonucu, tüketim malları kısıtlanacaktır. Rusya’daki ruble krizi, tamamen Putin’e duyulan güvensizlikten kaynaklanmaktadır.
Rusya ve Suudi Arabistan pek sıkılmaz. Ancak 2000 buhranında S. Arabistan, tarihinde ilk kez dış borç almıştı.
Aslan ÖZMEN-Y. Mühendis
Paylaş