THY ne yapıyor?

Yine bilindiği gibi İstanbul’da iç hatlardan dış hatlara gitmek için epey bir yol kat ediliyor. Tabii Ankara Esenboğa’da iki üç polis kontrolünden geçiliyor. İstanbul Atatürk Havalimanı’nda aynı kontroller fazlasıyla bir daha tekrarlanıyor. Eh deyip geçtik. Kapı numarası 225 gösteriliyor, epey bir araştırma ve yol aldıktan sonra duyurulan kapıya gittik. Bir süre bekledikten sonra ekran karardı. Ne olduğunu anlamadık. Bir yazı ya da bir duyuru gelecek diye bekledik ama ne yazı ne de duyuru! Acaba ne oldu diye uçuş programlarını gösteren elektronik levha arayıp bulduk. Efendim kapı numarası 312 olmuş, 40 dakika da gecikme vermişler. Kapı 225’ten kapı 312’ye gitmek için sanırım bir üç kilometrelik yolu yürümeniz gerekiyor (O mesafeyi yürüyenler bilir). Tabii 8 Ağustosta yine İstanbul’a uçuluyor ve oradan aktarma yapılıyor. İki saat sonra Ankara uçağına bindik ve Esenboğa’ya geldik. Bu kez iç hatlarla gelip dış hatlar terminalinden çıkacağız, öyle buyuruluyor. Valizlerimizi almak için ilgili yere gittik ama gelen valizler İstanbul’dan yüklenen valizler, yurt dışından gelen valiz yok. Valizlerin gelmesi bitti, birçok insanın valizi yok. Kayıp eşya bürosuna başvurduk, büyük bir yığılma olmuştu, yarım saatte bir tutanak tutturup elimize aldık. Dışarıda çağırdığım shuttle bus ise gitmişti, ona telefon edip gelmesini bekledim. Valizleri gelmeyen 47 yolcu olduğu söylendi.
Zaman zaman THY’nin iyi çalıştığı, reform yaptığı yolunda duyumlar alıyoruz, yazılar okuyoruz. Demek ki değer ölçüleri farklı oluyor, her söylenene inanmamak gerekiyor. Yemek vermeyle, kahvaltı vermeyle iş bitmiyor, müşteriye, insana saygı duymak da gerekiyor. Çağdaşlık insana saygı duymayla başlar.
? Prof.Dr. Hüseyin SALİHOGLU(huseyins@hacettepe.edu.tr)

LPG’yi dünya teşvik ediyor biz istemiyoruz

BENİ ve eşimi rahatsız eden ve hatta ikimizi kaygılandıran bir hususu sizinle paylaşmak istedik. Bizim LPG yakıt sistmi ile çalışan bir aracımız var ve Ankara’da gittiğimiz bazı AVM’lere özellikle Kentpark AVM, kapalı otoparklara alınmıyoruz. Bizim kaygımız da tam bu noktada başlıyor, eğer LPG’li araçlar tehlikeli ise karayollarında seyirlerine niye izin veriliyor. Biz LPG’li araç kullananlar diğer insanların ve kendimizin hayatını tehlikeye mi atıyoruz farkında olmadan. Yoksa bu durum birkaç işgüzarın kulaktan dolma bilgilerle aldığı bir karar mı? Kanunların izin verdiği, üniversitelerin kurduğu kurumların denetimini yaptığı yine bağımsız bir denetim şirketini muhayene edip trafiğe çıkabilir dediği bir araç nasıl oluyor da kapalı otoparklara alınmıyor. Ya yukarda saydığımız mekanizmalarda bir hata var ya da avmlerin güvenliğinden sorumlu kişiler bir şeyleri yanlış yapıyor. Kendim bir akademisyen olduğum içim LPG sistemi üzerine bir dizi makale okudum, hummalı bir analiz yaptım. Dünyada teşvik edilen, ödüllendirilen bir sistem olan LPG sistemi neden bizim ülkemizde öcü gibi görülüyor, daha da vahimi LPG’li araç sahipleri neden ikinci sınıf insan muamelesi görüyor.
Eğer gerçekten LPG’li araçlar tehlikeli araçlarsa aracımı satmayı düşünüyorum çünkü sadece kendimin değil diğer insanların da hayatını tehlikeye atmak düşüncesi beni çok üzüyor ve kaygılandırıyor.

Gordion; kimseye engel olmadık

GORDİON Alışveriş Merkezi Müdürü Alp Atilla “Başkent Elektrik’ten Gordion AVM’ye Sitem” (5.8.2010) başlıklı yazıya şu açıklamayı yaptı: “Çayyolu Arı Sitesi tarafından arıza bildiriminin 20 Temmuz 2010 tarihinde saat 12.00’de yapıldığı öğrenilmiştir. Başkent Elektrik ekibi arızaya müdahale için aynı gün içerisinde saat 23.30 sularında olay mahalline gelmiştir. Ekip, Gordion Alışveriş Merkezi yönetimine bir elektrik arızası olduğunu belirtmiştir. Tarafımıza yapılan açıklamada Arı Sitesi’ni besleyen kablonun arızalı olduğu belirtilmiş ve arızanın alışveriş merkezimizin önündeki kaldırımın AVM duvarı ile birleştiği mermer kaplı duvarın altında olduğu bildirilmiştir. Ekip arızayı gidermek için duvarın kırılması gerektiğini söylemiş, yönetimimiz ise kaplama taşların tarafımızca zarar vermeden sökülebileceğini belirtmiştir. Başkent Elektrik’in yetkili personeli bahsi geçen saatte komprasör çalıştıramayacaklarını, çok ses çıkacağını belirterek tarafımıza telefon numarası bırakmış ve arıza yerinden ayrılmıştır. Sabah erken saatte arıza yeri Başkent Elektrik ekiplerince açılmıştır. Kendilerine yönetimimiz tarafından hiçbir şekilde engel olunmadığı gibi, destek verilmiş olup, kırılan yerin tamiri de bizzat kendi tarafımızdan yapılmıştır.”