THY Ankara’da isyan

THY Ankara’dan İstanbul hariç diğer şehirlere daha ucuz uçmak için Anadolu Jet markasıyla uçuşlara başladı. İnsanları gitmek istedikleri yerlere daha ucuza ve daha çabuk ulaştırmak için yapılan bu girişim doğru olarak gözükmektedir.

Ancak, milli özelliğimiz olan bir şeyi yaparken başka şeyleri bozmak durumu THY’nın bu girişiminde de ortaya çıkmıştır.

Şöyle ki; ilk olarak Ankara-İstanbul uçuşları dışında kalan Ankara çıkışlı bütün yurt içi uçuşlarından business class uygulaması kaldırıldı. Bu çok önemli bir girişim sayılmayabilir. Denilebilir ki herkes ekonomik sınıfta uçsun. Bu kabul edilebilir. Fakat THY’nin uygulaması bununla bitmiyor. Çok sık uçarak elde etiğiniz millerden kazandığınız klasik kart, elit kart’ın sağladığı avantajları da kullandırmıyor. Çok uçarak elde etiğiniz bu kartın en büyük avantajı ekonomik sınıfta uçsanız bile CIP salonundan faydalanabiliyordunuz. Şimdi bu avantaj Ankaralılara yasaklandı. Üstelik bu kartların bazıları para karşılığı bir zamanlar THY tarafından insanlara satılmıştı. THY’nın Ankaralılara layık görülen ikinci sınıf vatandaş uygulaması bununla da bitmiyor. Hangi sınıfta uçarsanız uçun THY uçtuğunuz hattın uzunluğuna göre yolcularına ödül olarak mil vermekteydi. Bu milleri biriktirip ücretsiz bilet alma hakkı gibi bazı haklara sahip olabiliyordunuz. THY Ankaralıların elinden bu hakkıda almış bulunmakta ve bu durumu yolcularına mail ile bildirmekten de kaçınmıyor.

Yukarıda yazdığım hususlar olmasa ne olur sorusunun cevabı bu uygulamalar her şehir için uygulansa itiraz edilmez, bu hakları herkesten geri almışlar denilebilir. Ancak bu kısıtlamalar sadece Ankara’da yaşayanlara uygulanıyor. Yani açıkça ayrımcılık yapılıyor.

İstanbul’dan İzmir’e gitmek isteyenler ekonomik sınıfta uçsa bile CIP salonundan faydalanabilecek ve uçuş millerini işletebilecek, Ankara’dan İzmir’e gitmek isteyenler bunların hangisinden faydalanabilecek? Hiçbirinden... Oray ÜNAL

Esenboğa’da tartışmalar

(Not: Benzer tepkiler önceki gün de Esenboğa’da yaşandı; bazı okurlarımız, THY bize uyarı yapmadı, bilgi vermedi, diyorlar.

Bir başkası da şöyle... Classic plus’u olanlar yanında bir konuğu ile CIP salonuna girebiliyormuş. bu uygulamayı da kaldırmışlar... Sadece soyadı bir olan veya eşinizle girebiliyormusunuz CIP’e...

Bu nedenle tartışmalar oluyormuş; THY neden bunu daha önceden bize duyurmadı diye...

THY bir uygulama yaparken müşterilerine de saygı göstermesi gerekmiyor mu? Y.D.)

Halkın Meclisinde inanılmaz ’yasak’

TBMM’de fotoğraf çekiminin kimi kurallara bağlanmış olması anlaşılır bir şeydir. Kuşku yok ki, eline fotoğraf makinesini alan herkesin Meclis’in Genel Kurul salonunda ya da komisyon odalarında istediği zaman fotoğraf çekmesi düşünülemez. Hatta, basın mensubu olsanız bile, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yaparken kimi kurallara uymak zorundasınız. Nitekim, "Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Basın ve Yayın Mensuplarının Çalışmaları Hakkında Yönetmelik", TBMM’nin bina ve eklentileri içinde film ve fotoğraf çekimini izne bağlamıştır. Ancak, kısa bir süre önce TBMM bahçesinde karşılaştığım bir durum, bu Yönetmelik’in uygulamada kimi sorunlara yol açtığını göstermiştir.

A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin unutulmaz öğretim üyesi ve eski TİP’in İstanbul Milletvekili Prof. Sadun Aren’in 10 Mart’taki cenaze törenine katılmak üzere TBMM’ye gittim. Sadun Hoca, benim hem 40 yıllık dostum, partidaşımdı, hem de 12 Eylül faşist darbesinden sonra Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi’nde bir süre koğuş arkadaşım olmuştu. Onun son yolculuğunu birkaç fotoğraf karesiyle tarihe armağan etmek için fotoğraf makinemi yanıma almıştım. Ancak, Meclis’in Dikmen Kapısı’ndaki Güvenlik Kulübesi’nden geçerken, Koruma Müdürlüğü elemanları makineme el koydular! Oysa, basın mesleğinde yarım yüzyıllık bir hizmet süresini geride bırakmıştım ve Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün sürekli basın kartını taşıyordum. Fotoğraf makinemi güvenlik engelinden geçirmek için basın kartım da işe yaramadı. Israrım karşısında görevliler, gidip TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı’ndan ’özel izin’ almamı öğütlediler! Zaman dardı... Makinemi güvenlik kulübesinde bırakıp içeri girdim. Bu yüzden de, sevgili hocam Sadun Aren’e karşı son görevimi yerine getiremedim.

Evet, yineliyorum: TBMM’nin binalarında ve toplantı salonlarında fotoğraf çekilmesi izne bağlanabilir. Ama Meclis bahçesindeki cenaze törenlerinde bu tür katı uygulamalara başvurmanın mantığı yoktur! TBMM görevlileri, eski parlamenterlerin yakınlarına nasıl böyle bir ’yasak’ uygulayabilir?

Sorun eğer Yönetmelik’ten kaynaklanıyorsa, TBMM Başkanlığı ve Meclis’teki siyasal partiler en kısa sürede değişiklik yoluna giderek bu gülünç yasağa son vermelidirler.

Attila AŞUT-Gazeteci

Yaşamkent’e dolmuş istiyoruz

ANKARA-Eskişehir Yolu
üzerinde, Başkent Üniversitesi’ni geçtikten sonra yer alan ve son iki yıldır nüfusu hızla artan Yaşamkent’te oturmaktayım.

Semtimize belediye otobüsleri ve dolmuşlarla ulaşım sağlanmaktadır. Otobüsler yarım saatte bir kalkmaktadır. Dolmuş sayısı ise yılbaşı itibariyle eskiye oranla arttırılmıştır. Yaklaşık 20 dakikada bir gelmektedir. Ancak yine de yetersiz kalmaktadır. Çünkü site yerleşimlerinin yoğun olduğu Yaşamkent son durakta dolmuşlar dolmakta ve güzergah boyunca bulunan yolcuları almadan geçmektedir.

Semt sakinlerimiz defalarca yetkililere dolmuş sayısının arttırılması konusunda yazmış olmasına karşın bugüne dek bir sonuç alınamamıştır.

Köşenizden bu sıkıntıyı duyurursak daha etkin olabileceğini düşünerek yazıyorum.

Ülkü BİRBEN
Yazarın Tüm Yazıları