‘Tekirdağ Rakısı’ üretimi Nevşehir’e taşınıyor

Ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. Evet her şey doğru.
AKP iktidara gelince ‘Tekirdağ Rakısı’nın başına gelmedik kalmadı.
En sonunda ‘kaşla göz’ arasında gitti; Tekirdağ’da artık ‘rakı’ üretilmeyecek.
Nevşehir’de mi, Akhisar’da mı üretilir, henüz bilinmiyor.
Her şey 20 ay sonra ortaya çıkacak.
MEY daha doğrusu İngilizler, viskileri varken ‘Tekirdağ Rakısı’nı sallamadılar bile.

HARAM İÇİRTMEM...

Konuyu baştan alırsak... Tekel içki tesisleri iktidar göreve başlayınca “Ben halkıma haram içirtmem” anlayışı ile elden çıkarıldı. Rakı ve şarap tesisleri üç müteahhide satıldı; bunlar Limak, Nurol ve Özaltın firmalarıydı. Devletle iş yaptıklarından kendilerine “Gelin bu tesisleri alın!” dendi. Onların da boynu kıldan inceydi; 17 fabrika ve depolarındaki 150 milyon dolarlık hammaddeyle satışa hazır içki stokları ile kendilerine 292 milyon dolar armağan edildi! MEY adında bir şirket kurdular. İki yıl kadar sonra da, bir tek ‘şampanya’ üretimi yaptığı bilinen Teksas Pasific Group’a 810 milyon dolara sattılar. ‘Tatlı bir ticaret’ dendi o zaman; AKP’nin aracıları kimdi, bugün unutuldu bile.
Tekel’in içki bölümüne İngilizlerin de gözü vardı.
“Türk halkı artık rakı yerine viski içmeliydi.”
Viski şirketi Diageo bir anda ortaya çıktı ve 2 milyar 100 milyon dolara Türk içki piyasasına egemen olmaya başladı.
‘Rakı’ boğazlanmak isteniyordu.

RAKI İÇME VİSKİ İÇ!..

Diageo, ünlü viski markalarının satıcısıydı. Ünlü markaları arasında J&B, Jonnie Walker, Simirnoff, Captain Morgan, Gordon’s, Bells , Baileys yer alıyordu.
Diplomatik çevrelerde, bu satıştan dolayı Cumhurbaşkanı Gül ve eşinin, İngiliz Kraliyet Ailesi tarafından Londra’da kendilerine üst düzeyde bir ağırlama yapıldığı söylentileri çıkmıştı.
Evet, Tekirdağ’daki tarihi içki fabrikasında önce şarap üretiliyordu; yörenin üzümlerinden yapılan ünlü şaraplar, Fransa, Norveç ve İngiltere’ye gemilerle ihraç ediliyordu.
1967’de Paşabahçe’den sonra Tekirdağ’da rakı üretilmeye de başlandı. Tesisler yenilendi; Alman teknolojisi kullanıldı. CHP Tekirdağ Milletvekili Orhan Öztrak (Şimdiki milletvekili Faik Öztrak’ın babası), İnönü hükümetinde Tekel Bakanı olunca bu yatırım gerçekleştirildi. Bunun sonucu olarak ‘Yeni Rakı’ aranan bir marka oldu.

ALBAYRAK ÖMÜR TÜKETTİ

Son seçimde Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı olan Kadir Albayrak, Tekirdağ içki fabrikasında bir ömür tüketti, son 16 yılı müdür olarak geçti ve ‘Tekirdağ Rakısı’nın ‘mucidi’ oldu. (‘Din tacirleri’ hemen ortaya çıkıp karalama yapmasınlar, Albayrak o tarihlerden beri beş vakit namaz kılar.)
Kadir Albayrak’a sorduk; şu bilgileri verdi:
“Tekirdağ içki fabrikası, esas 1 Eylül 1931 yılında devreye girdi... Yani bu fabrika 84 yaşında... Bu sezon da 84 üzüm alım dönemine girecek. Buranın satıldığını bir hafta on gün önce duydum, tabii çok üzüldüm.”
Tekirdağ’dan Çanakkale yönüne çıkışta sağ taraftaki tesislerin 102.5 dönümde kurulu olduğunu söyleyen Albayrak “Ne yazık ki, MEY burasını satmış, artık rakı üretimi muhtemelen Nevşehir’de yapılacakmış...
Böyle bir markayı kim zedeler; yok eder, bunun hesabının sorulması gerekir. Bu ‘satış’ tam bir ihanettir, özellikle Tekirdağ’a ve Tekirdağlılara...
Zaten ‘Tekirdağ’ ismi ‘Büyükşehir’ olarak kaldı, esas ismi de ‘Süleymanpaşa’ yapıldı, AKP’lilerce... (Bunu daha önce yazdık, Tekirdağ ile hiçbir tarihi bağlantısı olmayan ismin değiştirilmesi için 20 binden fazla imza toplanarak İçişleri Bakanlığı’na gönderildi...)

MEY: BİZ ARTIK YOKUZ

MEY’ciler bir süre önce gelerek personele “Burasını sattık; artık 20 ay sonra yokuz” demişler.
Albayrak’a; ‘Yeni Rakı’, ‘Tekirdağ Rakısı’ gibi markalar ne olacak dedik.
- Anladığım kadarıyla Tekirdağ’da bırakın şarabı, rakı da üretilmeyecek. Özelleştirmeyle birlikte MEY her şeyi satın aldı. Yani markalar da İngiliz Diageo’nundur.

‘AÇGÖZLÜ OLACAĞIM’

- Peki siz belediye başkanı oldunuz, sizin bu markayı korumak anlamında bir çabanız olur mu?
- Ben o kadar tokgözlü değilim, bu konuda açgözlü olacağım. Bu makamda eskiden buranın müdürlüğünü yapmış bir belediye başkanı var diye sorulabilirdi. Sormadılar.
Gelsinler bakalım, ne amaçları var görelim, orası ‘sanayi lejantına’ giriyor.
Albayrak, “Tekel özelleştirildiği zaman ben görevime devam ettim; pek hoşnut olmadım, birkaç yıl sonra emekli oldum. Bu ürün ve markaların yaratılması için nasıl çalıştığımızı Tekirdağlı hemşehrilerimiz çok iyi bilirler. Bu yeni durum karşısında halkımıza ne yapacağımızı soracağız tabii...
Tekirdağ rakı ve şarap fabrikasının yerinin Tekirdağ’da tekstil işi yapan Işıl Tekstil, Birce Grup adına Metin Işıl tarafından 50 milyon TL’ye alındığı ileri sürüldü. Ancak bazı çevreler 102.5 dönümlük yerin 24 milyon Euro’ya satıldığını da iddia ediyor.
(Bu arada bir not verelim... Türkiye’de eskisi kadar rakı tüketilmiyor artık; satışlar epeyce düşmüş... 1990’larda 80 milyon ton tüketim varken günümüzde
40 milyon tona kadar düşmüş... MEY cirosunu toparlamak için mi tarihi binaları ve taşınmazlarını satışa çıkardı?)
Asıl önemlisi, bu yeri alanların bir süre sonra Kuveyt Türk’e sattıkları iddia edildi; kaça mı? 34 milyon Euro’ya... Gerçekse ‘rakıdan’ böyle bir ballı börek çıkarılması görülmüş müdür?
(Albayrak, bu yerin sonradan bir bankayı verildiğini duymadığını söyledi.)

ALPULLU’YA DİKKAT

Kırklareli Babaeski’nin Alpullu beldesinde Atatürk’ün talimatıyla 1926 yılında Almanlara kurdurulan Alpullu Şeker Fabrikası’nın başına da aynı şeylerin gelmesi muhtemel.
Alpullu henüz özelleştirilmedi; ancak bu tarihi tesisi ‘yemek’ için iştahı kabaranların kim olduğu biliniyor.

İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun 100. yılı neden kutlanmadı

DÜNYA’da 100 yaşını bitirebilmiş birkaç tiyatrodan birine sahip olan İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun 100. yılı neden kutlanmadı?
CHP İBB Meclis Üyesi Dr. Hakkı Sağlam hazırladığı yazılı soru önergesinde şöyle dedi:
25 Haziran 1914’te kurulan ve dünyada 100 yaşını bitirebilmiş birkaç tiyatrodan birine sahip olan İstanbul Şehir Tiyarosu’nun (İBŞT) 100. yılının neden kutlanmadığını sorgulayarak İBB Başkanı Kadir Topbaş’a şu soruları sordu; “İBŞT’nın 100. kuruluş yıldönümünün kutlanmamasının nedeni nedir? 100 yıllık tarihi olan İBŞT sanat ve ekonomik olarak güçsüz kılınmasının nedeni nedir? İBŞT 100. yılı kutlama arifesinde genel yayın yönetmeninin görevden alınmasının gerekçesi nedir? İBŞT’nin haklı itirazlarımıza rağmen adeta sanatı ve sanatçıyı kontrol altına alma, hizaya getirme organizasyonu olarak işlev yapacak yönetmeliğin bugün gelinen noktadaki etkisi nedir?”