TEDAŞ’ın ’kayıt numarası’ takıntısı

AKTEPE’deki, 16. Sokak ve Şehit Halil Ünal Sokak’taki tüm sokak lambaları arızalı. Sokak boydan boya karanlık!

Burası adı üstünde bir tepe, aşağısı yıkılmış gecekondularla dolu bir vadi, onun karşısı da dağ. Akşam zifir karanlık içinde kaldık, başka apartmanların ışıkları olmasa karanlık, boş bir gezegende sanır insan kendini!

186’yı aradım, bir kayıt numarası verdiler. Ama sabaha kadar tamir edilmedi. Ertesi gün tekrar aradım. Bu sefer 342 20 06’yı arayın dediler. Kayıt numarası vermek isteyince "Gerek yok" dediler. Oysa bir önceki akşam kayıt numarasını yazmayıp, unuttuğum için beni azarlamışlardı! Memur "Kayıt numarası olmadan nasıl bakacağım?" demişti. Şimdi ise "186’nın kayıt numarası bizimle ilgili değil" diyor. Öteki numara da "Kayıt numarası 186 ile ilgili, bizimle alakası yok" diyor.

Geceleyin sokağın zifiri karanlık olması hırsızlar, uğursuzlar için biçilmiş kaftan! Zaten bu

semt tekin değil! Şu anda karanlıktayız. Gece yarısından sonra daha beter olacak. TEDAŞ iyice bıktırdı beni, gına getirdi!

Müjde Dural-KEÇİÖREN

Belediye Hastanesi: Yüzde 10 kapasite ile çalışıyoruz

BELEDİYE Hastanesi’nde çalıştığını söyleyen bir doktor okurumuz "Belediye Hastanesi ile ilgili olarak SHP Ankara İl Başkanı Celalettin Koç ve Başhekim Dr. Ali Fikri Akşirin’in görüşlerini köşenize taşıdığınız için teşekkür ederim. Benim de söylemek istediğim bazı şeyler var" diyerek şöyle devam ediyor:

"Ben bu hastanede ortopedi uzmanı olarak yaklaşık 8 senedir çalışmaktayım. Ankara’nın merkezinde 200 yataklı olarak bilinen, ancak servisler kapatıla kapatıla ancak 100 yatağı kalan bir hastaneyiz. Sadece maaşla geçimimizi sağlıyoruz. Döner sermaye ya da performansın olmamasından dolayı doktorlarımız ya emekli olarak yada istifa ederek özel hastanelere geçiyor. Sağlık personelinin eksikliği nedeniyle hastane yüzde on kapasite ile ancak çalışıyor. Hastalar diğer hastanelerde yatış sırası beklerken bizim hastanemizde yatakların boş olması hem günah hem israf hem de acıdır. Hastanemiz SSK’lı vatandaşlara bakmadığı için her gün polikliniklerde kavga olmaktadır. Biz çalışanların maaşlarının iyileştirilmesi ve boş olan kadrolara doktor ve hemşire atanması aslında hastaneyi eski haline getirir. Ankara’nın bunca probleminin altından kalkabilen Melih Gökçek tabii ki bu problemi de çözebilir. Önümüzdeki günlerde Ankara’ya yakışan bir Büyükşehir Belediye Hastanesi görmek umuduyla..."

Kışlanın önüne trafik ışığı

ALTIAĞAÇ Mahallesi’
nde ikamet etmekteyim. İşe giderken Turgut Özal Bulvarı üzerinde, General Eşref Akıncı Kışlası önünde bulunan kavşağı kullanıyorum. Herhangi bir trafik ışığı olmadığı için aşağıdan ve yukardan gelen araçlar çok süratli gelmekte. Bu durum karşıya geçmemizi son derece tehlikeli hale getirmekte. Allah korusun her an ölümle sonuçlanan kazalar olabilir. Buradan kışlada görevli çok değerli subaylarımızın da ilgili birimlerle irtibata geçerek sözkonusu kavşağa acilen, herhangi bir ölümlü kaza olmadan trafik ışığı konulmasında yardımcı olmalarını rica ediyorum.

Hüseyin GÖKGÜLÜ MAMAK

Eleştirilerin iki temel nedeni

"BU da benim Melih Gökçek’im" (6.2.2007) başlıklı yazıya istinaden; ’Gökçek hiç mi iyi bir şey yapmadı’ şeklindeki dünyanın belki de en meşhur, klasik polemiğine verilecek cevap:

Melih Gökçek’e yöneltilen eleştirilerin altında iki ana sorun yer almaktadır.

1 - Sayın Gökçek her zaman iktidar partilerinin belediye başkanıydı ve dolayısıyla devletin sonsuz imkan ve olanaklarından yararlanma fırsatı buldu. Bu büyük şansı çok daha yararlı ve iyi kullanmalıydı.

2- Bir türlü Ankara’nın en önemli ilçesi Çankaya’yı ’CHP kalesi’ olmaktan kurtaramadı, dolayısıyla bu ilçeye verilen hizmet kalitesini düşürdü.

Örnek; Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne 3 kilometre mesafede olan Mamak Çöplüğü denilen rezaletin hálá kaldırılmamış olması.

Osman DALGÜN

KISA KISA

ANKARA Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İnsan Hakları Merkezi, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu ve SBF Öğrencileri Dayanışma Derneği ile birlikte 26 Şubat saat 14.00’te Aziz Köklü Salonu’nda "Savaş Karşıtı Buluşma" başlıklı bir panel düzenliyor. Konuşmacılar: Ali Çolak (Mülkiyeliler Birliği Başkanı), Cindy Sheehan (Gold Star Families far Peace), Ece Temelkuran (Gazeteci-Yazar), İsmail Hakkı Tombul (KESK Genel Başkanı) ve Doç. Dr. Filiz Çulha Zabcı.
Yazarın Tüm Yazıları