Tarihin acımasızlığı

OLAYLAR, taraflar aynı bugünler gibi, tarihler arasında 104 yılık küçük bir sapma var. Balkanlar’da utanç verici bir yenilgiden sonra orduda büyük bir tasfiye hareketi yapılır.

Haberin Devamı

1100 subayla yeni bir yapılanmaya gidilir. Bu arada egede Yunanlara ve diğer Balkan ülkelerine karşı kuvvetli bir deniz gücü oluşturmak için İngiltere’ye 2 adet zırhlı sipariş edilir, paraları ödenir. Bu gemilerde görev alacak personel yetiştirilir ve bir kısmı gemileri almak üzere İngiltere’ye gönderilir. Gemiler o günün en modern gemileridir. Adları konur: Reşadiye ile Sultan 1. Osman... Bu gemiler sayesinde Osmanlı İmparatorluğu, Ege’de Yunanistan, Karadeniz’de de Rusya ile boy ölçüşebilecekti. 27 Temmuz 1914’te İngiliz Deniz Kuvvetleri bu paraları ödenmiş gemilere el koyar ve bize teslim etmez. Bu olayların sonucu Osmanlı herkesin bildiği bir duruma razı olur. Goben ve Breslav adlı gemileri satın alır. Bugünün Patriot füzeleri yerine Rusların füzeleri alınmış ve F-35’leri paralarını ödediğimiz halde Senato kararıyla bize verilmemesi ve bizi aynı 1. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi başka bir güce yanaşmaya zorunlu kılması.

Haberin Devamı

Tarih ilerisini göremeyenler için çok acımasızdır. Dünü bilmeden ve anlamadan ileriyi görebilmek ise mümkün değildir. 

Dr. Cengiz KUDAY

 

TRAKYA’YI MAHVETMEYELİM

KIRKLARELİ milletvekili ve Çevre Komisyonu üyesi CHP’li Vecdi Gündoğdu, Tarım-Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye soruyor: “Trakya’da 2012 yılında 200 bin hektar, 2015 yılında 80 bin hektar alan ekilmemiştir. Türkiye’de ise ekilmeyen alan 3 milyon ha’ya ulaşmıştır. 10 yılda yıllara göre ekilebilir, alanlar ne kadar azalmıştır? Trakya ve ilimizde her gün hava, su ve toprak kirliliği artarken kömürlü termik santral yapılması tarım ve orman alanlarımızı olumsuz etkileyecek midir, etkileyecek ise zararları nasıl telafi edeceksiniz? Yok olmanın sorumlusu kimlerdir?”

 

İDAM, İLKELLİK LEKESİ

İDAM cezası insanlığın ilkel dönemlerinde icat edilmiş bir ceza türüdür ve aslında ceza değil, düpedüz ‘katl’dir, yani kasten insan öldürmektir. Bilim felsefesinde 20. yüzyıldaki gelişmeler eksik veriyle yapılan tüm çıkarımların yanlış olabileceğini, onun için bilimde ve benzer faaliyetlerde hiçbir zaman ‘nihai doğru’dan bahsedilemeyeceğini, tüm bu tür çıkarımların ‘şimdilik’ kaydıyla kabul edilebileceğini göstermiştir. Gözümüzün önünde meydana gelen bir cinayet hakkında bile hukukun gerektirdiği tüm verilere asla sahip olamayız. Bu nedenle, verilen her cezada bir ‘geri dönüş’ yolu açık olmalıdır. Halbuki idamda bu mümkün değildir. Dolayısıyla idama onay veren ve idamı yapan cinayeti işleyen kadar katildir. Avrupa bunu fark ettiği için idam cezasını men etmiştir. Türkiye’de idamı geri getirmek ulusumuza silinmeyecek bir ilkellik lekesi sürecektir. Bunu hak etmediğimizi ümit ediyorum. 

Haberin Devamı

A. M. Celal ŞENGÖR

 

BİLİYOR MUSUNUZ

- 16. Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nin bu akşam koreograf Mihail Sosnovschi’in imzasını taşıyan ‘Viyana Bale Yıldızları Akşamı’ ile süreceğini...

- ORDU Kültür ve Turizm İl Müdürü Uğur Toparlak’ın Ana Tanrıca Kibele Heykeli, Dionysos, Pan ve Riton adlı tanrı heykellerinin bulunduğu Kurul Kalesi’nin UNESCO Dünya Mirası Listesine alınması için başvuru yapacaklarını açıkladığını...

- TEKİRDAĞ Saray Belediyesi ve ülkemizin alanında önde gelen termal şirketlerinden Doğan Jeotermal işbirliği ile başlatılan ‘Saray Hattuşa Vacation Thermal Club’ tesislerinin temelinin cumartesi 15.30’da törenle atılacağını...

- BİLKENT Üniversitesi’nin aralarında oyuncu Cem Emüler’in de bulunduğu hocalarının, sınavlarda ‘usulsüzlük’ olduğu iddiasını ileri sürerek eğitmenlik görevlerinden istifa ettiklerini...

 

Haberin Devamı

MESAJ PANOSU

ŞEHİR plancısı Tahir Çalgüner, ABB Başkanı Mustafa Tuna’ya soruyor: Ankara’yı kuzey-güney ekseninde ikiye bölecek taşıt anayolu öngörüsünün Ankara kent bütününde hangi trafik sıkışıklığı problemini çözebilmesi hedeflenmistir? Anılan ulaşım planını yapan plan müellif ekibi kimlerden oluşmaktadır, odalara kayıtlı üyeler midir? ABB’nin bahsedilen anayol güzergâhına karşı bir plan değişikliği öngörüsü veya alınan bir meclis kararı var mıdır?

BAŞKANLIĞIN 100 günlük programında emek yok, işsizliğe ve krize çözüm yok. Eski söylenenlerin yalanlandığı bu programın ülkenin ve emeğiyle geçinen büyük çoğunluğun temel sorunlarına çözüm olamayacağı açıktır.

Haberin Devamı

Arzu ÇERKEZOĞLU (DİSK)

 

ÜÇ GÖLÜMÜZÜ KİM KURTARACAK...

TRABZON’da deniz var; ama denize girilecek yer yok! İnsanları, yerli ve yabancı turistler ile 80 km. uzaklıktaki Uzungöl’e gidiyorlar! Dinlenmek ve stres atmak için.

Yani, Uzungol meşhur oldu. Ama şikayetlerde  çoğaldı. Çünkü kıymet bilmiyoruz! Doğaya karşı nazik değiliz!

Halbuki, Ankara’da deniz yok.

Gölbaşı’ndan sonra gelen, Avrupa’da benzeri çok az Eymir Gölü var!

İnanın Ankara’ya gelenler bilmiyor. Şehir merkezine 10 km. mesafede.

Gölün muhteşem bir kalbi var. Ama nabzı atmıyor! Yine de ölmüyor. Haykırıyor?

Eymir gölü, adeta konuşuyor! Görün beni, diyerek.

Avrupa’da olsa inanın Eymir Gölü doğa harikası olarak yıllardır, iç ve dış turizme kazandırılırdı. Ama tabii ki, Uzungöl gibi heba edilmezdi...

Haberin Devamı

Fehmi BAYRAKTAR

 

SAROS’A O LİMAN DARBEDİR

SAROS Sazlıdere’ye kurulacak FSRU İskelesi ile ilgili Keşan Kent Konseyi öncülüğünde oluşturulan Kent, Çevre ve Ekoloji Çalışma Grubu, Saros’un başına gelecek tehlikeye dikkat çekmek üzere 31 Ağustosa kadar sürecek bir imza kampanyası başlattı. Yapılah açıklamada “Amacımız Saros Körfezi’nin kirlenmesine izin vermemektir. Yatırımlara karşı değiliz ama kendi kendini temizleme özelliğine sahip olan Saros’un dış etkenlerden kaynaklı kirlenmeyi kaldıramayacağını düşünüyoruz. 100.000 tonluk gemiler Saros Körfezi’nin altını üstüne getirecek, oluşan dalgalar sualtı ve kıyı zeminini bozacaktır. FSRU Liman Projesi’nin Saros dışında başka bir yere yapılmasını savunuyoruz”

 

SİYASET VE HIRS...

SON seçimdeki sonuçlardan sonra, takım taraftarı amigo denenler gibi davranıp, partili olan ve olmayanlar İYİ Parti’ye saldırdı. Sebebi, 2002’de AKP’nin yeni kurulmasına rağmen  iktidar olması olabilir.

O zaman iktidarda üç partili koalisyon  vardı. Ekonomi sıkıntıdaydı. Koalisyon ortağı ve sıkıntılardan sorumlu olan Bahçeli, koalisyonu suçlayarak  erken seçim  diye tutturdu. İki   ortağı ne yaptılarsa onu ikna edemeyince, seçimden korkar görünmemek için Bahçeli’nin erken  seçim  önerisi kabul etmek zorunda kaldı. Halbuki Kemal Derviş, ekonomik önlemleri almıştı.  Seçim sonunda tek başına iktidar olmayı düşünen ve ortada güçlü başka parti olmayışına  güvenerek erken seçim isteyen MHP hiç milletvekili çıkaramadı.

Koalisyonun anlaşmazlığından yararlananlar AKP’yi kurdu. Denenmemiş parti olduğundan  seçmen, AKP’yi iktidara getirdi.

Bugünkü durum öyle değildi. Rakipler yıpranmamıştı. İyi Parti denenmemişti ama bundan   başka bir durum benzerliği yoktu. Bu sebeple iktidar olamadı. Ancak bazı kişiler yeterli   olmadıklarını isyanlarıyla gösterdiler. Bir daha düşünelim. İstifa edenler demokrasi   kahramanı olamadılar.

Ama Türkiye’de siyaset hırslıların elinde. Hırs, akıl mantık dinlemez. Ne kadar söylense de her şeyde  kendilerini tek yetkili görenler sizi dinlemez.  

Dinçer ÖNAL- E.Av.

 

Yazarın Tüm Yazıları