TAKSİM’de gazete ve dergi satılan son büfenin kaldırılması için girişimler yine başladı. Bir başka büfe daha vardı, bir kaç ay önce kaldırıldı.
Son büfenin yıkılması için daha önce de girişimde bulunulmuştu. Bu büfenin kaldırılması ile Taksim Meydanı’nda gazete-dergi satan tek yer kalmayacak. Amaç insanları gazete ve dergisiz bırakmak mı?
Zeki KARAKAŞ
O tapınmak değil saygı
KENDİMİ bildim bileli okuduğum Hürriyet’te Hadi Uluengin’i ‘Tabutname’ (7.4.2005) başlıklı yazısı nedeniyle kınıyorum. Nedenine gelince; yazısındaki bazı paragraflarda aynen şöyle demekte:
‘Ve, ekranlar sabahın köründen itibaren çiroz istifi kuyruğa girip 2.Yuhanna Pavlus’un cesedi önünden akan milyonları göstermiyor mu, işte o an benim nevrim dönüveriyor. Gel de elinin körü deme?Tövbe tövbe, ne duruyorsun be mübarek, bari koynuna gir, ekspres biletle ve üstelik VIP mevkiinde hemen cennete gidersin. Hadi hadi katafalka balıklama dal da, cuma günkü cenaze töreniyle birlikte eski papa 23.Yuhanna’nın aziz lahdine çinko kutu içinde kapatılmak şerefine sen de nail ol.’
Bu kadar gün yazmamamın nedeni, çok sevdiğimiz bazı köşe yazarlarının bu konuyla ilgili bir yazı yazabilecekleri düşüncesiydi ama maalesef böyle bir şey olmadı ve ben yazmak zorunda kaldım.
Bu sözlerin, tüm dünya milletlerine, ırklarına ve dinlerine mensup kişilerin, ölümünden had safhada üzüntü duyduğu, dünya barışına ve dinlerarası diyaloğa önem veren ve bu fikirlerini dünya üzerinde birçok ülkeye ziyaretler yaparak yaymaya çalışan, bir camiyi ilk defa ziyaret eden, hümanist bir Papa’ya yapılacak en büyük hakaret ve saygısızlık olduğu inancındayım.
Sevilen ve önem verilen bir kişinin ölümünden sonra naaşının katafalka konması ve önünden saygı geçişi yapılmasını Uluengin, ‘kadavra putperestliği’, ‘ölü tapınıcılığı’ gibi tabirlerle yorumlamış, bu durumda terbiye sınırlarını ve haddini aşmıştır. Kendini bilen hiç kimse kimseye kadavra putperesti, ölü tapınıcısı diyemez.
Bizler daha doğmamıştık ama Büyük Önderimiz Atatürk’ün ölümünden sonra naaşının katafalka konuşunu, halkın ağlayarak ve bazılarının da ellerini açıp kısa bir dua okuyarak önünden geçmelerini belgesellerde izledik. Bu Ata’mıza bir saygı gösterisi idi; bir tapınma değildi.
Hadi Bey’in bu yazısında, aynı dönemde benzeri bir olay yaşayan, Monaco Prensi Sayın 3. Rainier’in vefatı nedeniyle hanedan için yazdığı son derece aşağılayıcı, terbiyesiz ve alaycı cümlelere burada yer veremiyorum.
Stephan ABRAHAMYAN-İSTANBUL
Ermeni kitapçığı
BUGÜN açık olarak gelişmiş (Hıristiyan) dünyası Türk düşmanlığı bileniyor. 30 yıldır Avrupa’da yaşayan biri olarak bunu görüyorum. Bunun çok önemli bir aracı da 1915’te olan olayların çarpıtılmış olarak, tek yönlü yayınlanması. Türkiye’nin buna karşı yapacağı çok basit bir şey var; arşivlerdeki fotoğraflarla belgelenmiş, birkaç dilde yayınlanmış ufak ve kolay okunabilir bir kitapçık havalimanlarımızda turistlere dağıtılmalı... Emin olun ayağımıza gelen bu turistlere karşı yeterince inandırıcı olacağımızı düşünüyorum. Avrupa’daki beyin yıkamaya karşı ancak ilk etapta böyle savaşabiliriz.
CemalDRAMAN cdraman@free.fr
‘Atom Karınca’
KOYU bir FB’li olarak Beşiktaş’ı, stattaki tüm Fenerliler gibi ayakta alkışladım.
Açılan pankartı kınıyorum. Çocukluğumun ‘Atom Karınca’sını yetiştiren babanın ellerinden öpüyor; hem hocamdan hem de ailesinden, kendini bilmez birkaç taraftar adına özür diliyorum.
Reşit SEBER
İKİ ekmek, bir süt kokain alemlerinden daha iyidir.
Ersin KALENDEROĞLU
Bu nasıl polise ev!
EVSİZ polisleri ev sahibi yapmak amacıyla Polis Sandığı ile TOKİ arasında yapılan anlaşmanın birinci şartı; evi olmayan polisleri ev sahibi yapmak amacı idi. Ancak bazı Emniyet Müdürleri evleri oldukları halde müracaat ederek 300 konutun 105’ni kendilerine tahsis ettirdiler. Son durumda evsiz polisler yine evsiz kalıyor. M. A.
0 kontenjan
MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın 2005-2 atama döneminde alacağı öğretmen kontenjanları branşları itibarıyla internet sitesinde yayınlandı. Bakanlığın alacağı 10.509 öğretmen arasında Resim öğretmenleri için hiç kontenjan ayrılmamıştır. Yani sıfır kontenjan! Biz tayin bekleyen Resim öğretmenleri olarak çok üzüldük, kahrolduk. Resim derslerine başka branşlardan, resimle yakından uzaktan ilgisi olmayan öğretmenler mi girecektir?
Aslı TÜRK- Resim öğretmeni-TRABZON
Vekil Cemal Kaya için hangi parti sorumlu
CHP’den AKP’ye geçen, adı ‘Enerji Yolsuzluğu’ ile ilgili olarak hakkında fezleke hazırlanan Ağrı Milletvekili Cemal Kaya’nın dün milletvekilliğinden istifa ettiğine dair açıklaması üzerine Ağrı’dan arayan ve kendisini ‘İştihasız bir CHP’li’ olarak tanıtan okurumuzu dinliyoruz:
‘Efendim, Cemal Kaya Ziraat Lisesi mezunudur. 2002 seçimlerinde milletvekili aday adayları arasında okumuş vasıflı aydınlarımız, mühendislerimiz, eczacılarımız ve veteriner vardı. Ne var ki, Cemal Kaya’nın adı bir anda öne çıktı. Ankara’ya gitti, parti yöneticilerimiz Mehmet Sevigen’le görüştü. Ancak Sevigen’in gücü listeye konulmaya yetmemiş. Bu kez Eşref Erdem’le görüşmüş. Ve Baykal’ın ikna edilmesiyle Ağrı 1. sıraya konuldu. Sayman Mahmut Yılmaz da kendisini desteklemiş. O zaman hakkında çeşitli söylentiler duyuyorduk. Cemal Kaya’nın baştan ekonomik gücü yoktu, ailesi de zengin değildi. Ama İstanbul ve Bursa’da elektrik işleri yaptığını duyardık. İstanbul’da ‘Simit Sarayı’ kurmuş... AKP’ye ‘geçtikten’ sonra iyice zenginleştiği öğrendik. Ağrı’da parti çevrelerinde konuşulduğuna göre, 2003’te, Batman Milletvekili Nesir Nasıroğlu ile CHP’den istifa ettikten sonra, İstanbul’da Boğaziçi Elektrik’ten İzmir’de TEDAŞ’tan ve yine İzmir’de TOKİ’den Ulukent’te 720 konut yapım işini almış... Nitekim, komisyonculardan enerji ihaleleri isterken ismi ‘telefon dinleme’ye takılmış da biz de olanları öğrendik.’
Cemal Kaya’nın, ‘Aram Grup’ adlı şirketinin isminin çeşitli olaylarla ilişkilendirilmesi ve bundan rahatsız olması üzerine, bu kez yeğenlerinin üzerine Şira İnşaat ve Elektrik diye bir başka şirket kurdurttuğunu duyuyoruz.
CHP Genel Baykal, ‘Bu insanın ihale alma sözünü veren kim?’ diye soruyor.
Ama böyle bir ismi listesine koyarak parlamentoya taşıdığı için CHP yönetiminin kendisini sorgulaması gerekmiyor mu?
Kaya’nın istifa dilekçesi Meclis Genel Kurulu’na geldiğinde AKP’nin tavrı ne olacak; asıl konu bu olsa gerek.
GÜNÜN SÖZÜ
‘Hortumcuların çoğu sonradan görme... Çoğunun zenginliği bazı manipülasyonlarla oluşmuş. Normal bir işadamının rutin gelişmesi için sermaye birikimini edinerek gelmiş insanlar değil.’
(TMSF Başkanı Ahmet Ertürk)
Biliyor musunuz
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nin, Maçka Akif Tunçel Endüstriyel Teknik Okulları’nın bulunduğu tarihi binanın ‘Kültür Merkezi’ yapma gerekçesiyle devri için MEB’e başvurması üzerine mezunların tepki gösterdiğini...
SİRKECİ Yaşatma ve Güzelleştirme Derneği’nin,Mevlüt Kandili nedeniyle Hocapaşa Camisi önünde 17.00’de, ‘Nefes Tasavvuf Grubu’nun dinletisinin icra edileceğini, Osmanlı şerbeti, kandil simidi ve irmik helvası ikramında bulunulacağını...