Sütte tehlike

BEN hayvancılık konusunda uzmanım. Seçim, Kıbrıs ve AB derken bazı konular gözden kaçıyor; özellikle sağlıksız gıda konusu... Zamanı değil ama kamuoyunun bilmesi gereken ciddi bir soruna dikkat çekmek istiyorum’ diyor bir okurumuz. Konu; süt...

Uzmanımız şunları anlatıyor:

‘İnek, koyun ve keçide son zamanlarda Mastikis denilen bir meme iltihabı hastalığı var. Eskiden beri bilinir ancak dikkat edilmez. Bu iltihaba karşı bazı antibiyotikler kullanılır. Bunların vücuttan atılma süresi 7 ile 21 gün arasındadır. Bu süre içinde inekten sağılan süt bu antibiyotiği de içerdiğinden tabii vücutta kalıntı bırakır. Dolayısıyla bütün süt ürünlerine geçer; açık ve kapalı satılan sütlerde, peynirde, yoğurtta ve ayranda... Bunun asıl tehlikeli boyutu kanserojen etkilere yol açmasıdır. Tabii sağlık açısından büyük risk yaratıyor.

NASIL BULAŞIYOR

Bunun engelleyici bir durumu yok mu?

Hayvan üreticisi veterinerin verdiği antibiyotiği kullanıyor. Ertesi gün de hayvanını sağıyor ve bu da pazara giriyor. Buna karşı üreticinin ciddi şekilde uyarılması ve kontrol edilmesi gerekiyor. Bu ilacın verildiği hayvanın sütü 20 gün boyunca asla kullanılamaz; süt imha edilmelidir. Çünkü bu hastalık bir hayvandan ötekine geçebiliyor. İneği sağan kişi, başka bir ineği de sağınca elinden bulaşıyor. Sağma makineleri de temizlenmezse aynı şey oluyor. Memelerin mutlaka dezenfekte edilmesi şart... Bebeklerin bu sütlerden veya bunların ürünlerinden almaları durumunda bağışıklık sistemlerinin ne olacağını duyarlı anne-babalar düşünmelidir.

ÇİKOLATADA DA RİSK VAR

Bu durum hangi bölgelerde görülüyor?

Özellikle süt inekçiliğinin yaygın olduğu yerlerde; Marmara, Trakya, Ege İç Anadolu bölgelerinde... Hijyenik olmayan her ahır risk taşır. Uğur Dündar’ın ‘Arena’ programlarında anlatıldığı gibi biber-salatada kullanılan ilaçların etkisi neyse sütte de aynı şey oluyor.

Bir önlemin olması gerekiyor.

Süt paketleyen firmaların laboratuvarlarında hayvanın Mastikis hastalığı bakımından kontrol edilmesi, antibiyotik verilip verilmediğinin taramasının yapılması lazım. Bu sütler mutlaka üretime sokulmamalı. Bu kontrolün yapılıp yapılmadığı ise büyük bir soru işareti! Bir başka sorun da, ‘peynir altı’ sularının toplanılarak çikolata üretiminde kullanılması... Peynir altı sularında üreyen bakterilerin sağlığa zarar vermesi nedeniyle, AB’de 4 yıl önce yasaklandığını acaba Türkiye’deki çikolata üreticileri bilmiyor mu?

HİJYENİK VE EKOLOJİK

Yediğimiz etlerde de etkisi var mı?

Olmaz olur mu? Tifo, ishal ve benzeri bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılan antibiyotiklerin kalıntıları kesilen hayvanda kalıyor, tabii biz de afiyetle vücudumuza alıyoruz... Aynı şekilde bu hayvanların 7 ile 21 gün geçmeden kesilmemesi gerekiyor. İran’dan kaçak getirilen dana ve koyunlarda neler olduğunu kesimhanelerde Tarım Bakanlığı’na bağlı veterinerlerden, bakanlığa kaç olumsuz rapor gönderildi bugüne kadar?

Kesin çare....

Ahırların hijyenik olması ama asıl önlem; ekolojik ortamda yetiştirilmiş hayvanlar...

Ne kadar sağlıksız beslendiğimiz ortada... Bu konudaki yazılarımız sürecek.

Psikolojik açıdan bir CHP analizi

İNANILIR gibi değil! CHP’liler, partilerini yok olmaya doğru yönelten başkanlarına 5 Nisan 2004’te güvenoyu verdiler. Böylece, ulusal politikamızı, olmazsa olmaz Cumhuriyet ilkelerinden uzaklaştıran güncel oluşumları milletvekili koltuklarında seyirci olarak gözlemeye devam edeceklerini de dile getirdiler... Esef edici ve korkutucu!

Suçu karşı tarafa yüklemek kolay ve ferahlatıcı olabilir, olabilir ama ‘gerçek’ çoktan ‘bilinçaltı’na depolandığı için ‘bilinçaltı’, ‘bilinçüstü’nün bu avutucu tutumuna karşı, bir ‘suçluluk duygusu’ üretir ki, bu duygu, yalancı ferahlığı sıkıntıya dönüştürür.

Sn. Onur Öymen ve onun gibi değerli diğer CHP’liler, özkimliğini, üreticilikten yoksun, içselleşmiş bir ‘karşıt direnç’ (Internalisierter Widerstand derin psikolojisi Almanca değiminden çevirim) ile özdeşleştirmiş ‘yanlış-öz’(Bu deyim, İsviçreli psikanalist Alice Miller’a aittir ve onun ‘Falsches Selbst’-Yanlış-Öz adlı kitabında etraflıca dile getirilmiştir, ilgililere duyurulur) bir liderin peşine takılıp, hem CHP’yi hem de ulusal politikamızı yabancı, yalancı ve yıkıcı ellere bırakmaktadırlar. Böylece sanki makam sorumluluklarından kaçmak istiyorlar.

28 Mart seçim sonuçları yazgımız olarak kalamaz. O, bilinçlenme yolunda özlediğimiz değişime kaynak olabilecek bir şanstır. Böylece silkinip uyanmak için bu son seçim belki de son şans.

Gülten KOÇAK Psikanalist-BOZCAADA

Yurtdışındakilerin neması ne olacak

BEN
yaklaşık olarak 6 yıldır Hollanda’da ikamet ediyorum. Sorunum zorunlu tasarruf teşvik kesintileri... Türkiye’de çalışmış olduğum yıllardan dolayı benim de bu nema geri ödemelerinden yararlanma hakkım var. Ödemeler Ziraat Bankası yolu ile yapılıyormuş. Burada bir Ziraat Bankası şubesi aradım ve bu ödemeleri yapıp yapamayacaklarını sordum. Komik olan cevap da, ödemelerin sadece Türkiye’de yapıldığını söylemeleriydi. O zaman yurtdışında yaşayan birçok insan mağdur olmuş olmuyor mu? Ödemeler için Türkiye’ye mi gitmemiz gerekiyor?

H. YANARATEŞ

Bebe bisküvileri

BEBE
bisküvilerinin, akrilamid isimli kansorejen maddeyi içerme tehlikesine yönelik haberler yeralmaktadır. Söz konusu madde birçok uluslararası kuruluş tarafından (AB Gıda Bilimsel Komitesi, Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu, Dünya Sağlık Örgütü gibi..) araştırılmakta olan, üzerinde yapılan çalışmalar tamamlanmamış bir maddedir. Dolayısıyla bebe bisküvileri dahil gıda maddelerinin, yapılan denetim ve analizler sonucunda, tespit edilen akrilamit miktarı nedeni ile kansorejen olup olmadığı yorumunu yapabilmek bugün için mümkün değildir. Araştırma düzeyinde olan bir konuda belirsiz ifadeler kullanılarak tüketicileri yönlendirmeye çalışmak, kurumumuzca doğru bir yaklaşım olarak görülmemektedir.’

Petek ATAMAN- Gıda Mühendisleri Odası Başkanı

Bölge İdare’ye aylık 98 milyardan kiralık bina tutuldu

Ballı kira

İSTANBUL Bölge İdare Mahkemesi, Adalet Bakanlığı’nca bir süre önce İstanbul Şirinevler’de E-5 karayolu üzerinde bulunan Erlüks Plaza«daki 2-3 ve 6. katlara taşındı.

İhtiyaçtı doğru yapıldı. Bir grup avukat ‘ancak’ diye soruyor:

‘Aylık kira bedelinin her kat için yaklaşık 33 milyar, toplamda ise 98 milyar olduğu söyleniyor. Böyle yüksek fiyat olur mu? Konum ve görünüm itibariyle bu kira bedelini hak etmeyen bir yere Adalet Bakanlığı bu parayı nasıl verebiliyor? Bu para hepimizin cebinden çıkıyor. Bu durumdan kimler kazançlı çıkıyor?’

Gürtuna Vali mi olacak

AKP kulislerinde dolaşan bir söylentiye göre, Büyükşehir eski Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, AKP veya başka partiden aday olmayıp Başbakan Erdoğan’a sadakat göstermesinden ötürü ‘vali’ yapılacak... Kamu Reformu ve buna bağlı yerel yönetimler yasasının çıkmasından sonra İstanbul’un yeni bir idari yönetime kavuşmasıyla Gürtuna’yı sürpriz bir görev bekliyor.

Biliyor musunuz

KADIKÖY Belediyesi’nin, 10 Nisan Laiklik Günü ve belediyenin 20. kuruluş yıldönümü nedeniyle Kadıköy’den Anıtkabir’e 1.100 kişilik bir ‘Sevgi Seferi’ düzenleyerek kutlayacağını (0532 303 97 66)... IRAK’taki direnişin önemli merkezlerinden Felluce’de görev yapan bir Türk firmasının 660 mühendis ve işçisinin hiçbir koruma olmadan faaliyetlerini sürdürdüğünü... SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın 1996-2000 arasında 784 milyon dolarlık AB kredisini, Türkiye’nin proje sunamadığı için kullanamadığını... İnsan Hakları İstanbul Şubesi’nin 28 mart seçimlerinde tespit ettiği ihlallelere ilişkin raporunu bugün kamuoyuna açıklayacağını (ihdist@superonline.com)... Biliyor musunuz?

Mesaj panosu

5-6
yıl önce geçirdiğim bir ameliyatla safra kesem alınmıştır. Bundan birkaç hafta önce kontrol için gittiğim Acıbadem Hastanesi’nde yapılan bir takım tahlil, ultrason neticesinde, hastane yetkilileri safra kesimin sağlam ve boyutlarının tam olduğunu yine de önlem alınması acısından tedavi yapılması gerektiğini belirterek tarafıma bir tedavi yöntemi teklif etmişlerdir. Olayın yorumunu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Şeref EKŞİ
Yazarın Tüm Yazıları