‘Surlarla çevreleniyor’

Öyle imar izinleri vermiş ki, Bakırköy’ün çevresi ‘surlarla çevrilir’ konumuna düşmüş durumda.
Saymaya başlayalım:
1- Kuzu İnşaat, 2- The Residence Tavros Hyatt Rgency Hotel, 3- Blumar Ataköy, 4- Yalı Marine, 5- Doğa Bakırköy (altında tarihi eserler çıkmasına karşın inşaat sürüyor) 6- Bakırköy 46, 7- Ataköy Towers, 8- Nef Ataköy 22 (6 adet 18 katlı rezidans, AVM), 9- Selenium Ataköy, 10- Koru Florya, 11- Florya Ofis Park, 12- Ekşinar Konakları...
Bunların çoğu rezidans, AVM ve ofis projeler!..
Bu projelerin büyük bölümünün geçen aralık ve mart aylarında sırf ruhsat harcı alabilmek için
Bakırköy Belediyesi’nce ruhsatları imzalandı.
“Paramız yoktu, mecburen imzaladık” sözünün arkasına sığınan belediyelerin yaptığına bir bakın!
Koru Florya’ya Bakırköy Belediyesi giderek ‘tadilat’ projesi vererek AVM’nin en az iki kat büyümesini sağladı. Yapılan şikâyetler üzerine 1. Bölge İdare Mahkemesi’nden üç şikâyete de yürütmeyi durdurma kararı verildi. Belediyenin kararı uygulamaması dikkat çekti. Bu arada 1. Bölge İdare Mahkemesi ise diğer üç kararı göz ardı ederek aksi bir karar verdi. Yani üç mahkemenin kararlarını reddetmiş oldu.
‘Tadilat projesi’ verilebilmesi için bütün kat maliklerinin onayı gerekiyor. Ancak kat maliklerinden biri idare mahkemesine başvurarak yürütmeyi durdurma kararı alıyor. Bu karar da Bölge İdare Mahkemesi’ne gidiyor; 1. Bölge İdare Mahkemesi’nde bu karar bir hanım üyenin itirazına rağmen oyçokluğu ile yine bozuluyor. Koru Florya’nın en büyük hissedarının Aydınlar İnşaat firması olduğu biliniyor. Bakırköy’de yayınlanan Ataköy gazetesine bir açıklama yapan TMMOB İstanbul Büyükşehir Şube Sekreteri Ali Hacıalioğlu, “Türkiye’de hukukun işlemediğini biliyoruz. Burada çok büyük hukuksuzluklar var. Bu planlamaların bütünüyle esasen ranta dönük planlama anlayışından çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz” diyor. Ve ekliyor:
“Yaşamı çekilmez hale getirecek projeler... Bu ülkede şehircilik uzmanları ne iş yapar?”


ATAKÖY’DE KÜLLİYE


İSKİ, Ataköy, 7. ve 8. kısımda Hazine’den biyolojik arıtma tesisi yapmak üzere devraldığı arazinin 3.5 dönümünü cami yapılmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’na devretti. Diyanet de proje değişikliğine giderek bir kısmı ‘yeşil alan’da kalan bu arazinin Büyükşehir’den ‘dini tesis’ alanı olarak geçirilmesini sağladı. Daha sonra bu alana cami yerine ‘külliye’ yapıldığı anlaşıldı. İnşaatı kim yapacak? Bölgede ilgili cami derneğine; ‘parelel’ yapı deniliyor.
Ali Hacıalioğlu bakın bu konuda ne diyor: “Mesele cami veya külliye meselesi değil. Son yıllarda biliyoruz ki, İstanbul plan tadilatlarında en çok tadilat gören, fonksiyon değişikliği yapılan konulardan biri de camidir. Ataköy’de de plan değişikliği yapıldı. Bu açıkcası ideolojik bir dayatmanın planlama sürecine olan yansımasıdır. Oysa, plan yapmak geleceği kurgulamaktır. Ataköy’de böyle bir camiye ihtiyaç olmadığı çok açık ortadadır; bunun bilinmesi lazım. Ve orada yaşayan insanların beklentileri yönünde değerlendirilmesi gerekiyor.” Bakırköy Belediyesi’nin vermiş olduğu ruhsata baktığımızda 4.081 metrekarelik arazinin cami sadece 1557 metrekarelik alanına oturtuluyor. 2925 metrekarelik alana ise kız öğrenci yurdu yapıyor... 311 metrekareye ise lojman inşa edilecek.
Ataköylüler “Bu cami değildir, doğrudan paralel yapının kendi ideolojileri doğrultusunda öğrenci yetiştirmek üzere yapmış olduğu bir uygulamadır” diye görüş belirtiyorlar.

Bürokrasi ‘uslu’ memurlardan oluşursa sal ipini gitsin artık

Kene hukuku nedir?

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, dünkü grup toplantısında, AKP tarafından çıkarılan ‘torba yasalar’ konusunu anlatırken, “Büyükçe bir torbanın içine her konuyu atıyorlar ve kene gibi halkın sırtından bunu çıkarıyorlar” diyerek AKP tarafından getirilen –insan haklarına ve demokrasiye aykırı- son torba yasasındaki bir değişikliğe dikkatleri çekti:
Bugüne kadar bir devlet memuru, üst makam tarafından görevinden alınıp başka bir göreve atandığında ya da sürgün edildiğinde, ilgili mahkemeye giderek bu tasarrufa itiraz eder, mahkeme de bu memuru (bürokratı) haklı gördüğü takdirde 30 gün içinde görevine iadesini isterdi.
AKP ne yaptı? Kendi zihniyetinde olanları devlette kadrolaştırabilmek için, görevinden alınan memurun mahkemede hakkını kazanıp yeniden görevine dönmesi durumunda, 30 gün değil, iki yıl sonunda görevine iade edileceğini ve bu memuru, mahkeme kararına rağmen eski görevine iade etmeyen üst makamlar hakkında da hiçbir yargısal işlem yapılamayacağına dair kanun düzenlemesi yaptı.
Benzer kanunlar tarihte iki ülkede uygulanmıştı; Hitler döneminde Almanya’da ve Stalin döneminde SSCB’de!
Türkiye Cumhuriyeti’ne ‘İleri Demokrasi Kanunları’ hayırlı uğurlu olsun!
Özgürlüklerin tamamen ortadan kaldırılması için (Hitler Almanyası’nın son aşaması) Erdoğan’ın halk tarafından (parlamenter demokrasilerde devlet başkanı halk tarafından değil, parlamento tarafından seçilir. Ama artık Türkiye deve kuşu gibi, ne kuş ne deve olmadığı için) seçilmesi aşamasına geldik. O da çok yakında, CHP ve MHP adlı siyasal partilerin yöneticilerinin eliyle Erdoğan’a ‘altın tabak’ta sunulmak üzere.
Erdoğan’ın, Türkiye Cumhuriyeti’nin halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanlığı (kısaca başkanlığı) tüm ülkemize, tüm halkımıza hayırlı uğurlu olsun. Şimdiden kutluyoruz!

Prof. Tolga Yarman’dan: Tayyip kardeşime önerim

TAYYİP kardeşim: Bugüne kadar hiç karşılaşmamış olsak da, tarafıma duyduğun saygıyı, ‘selamından’, biliyor olup, bana kulak vereceğine inanıyorum; bu çerçevede, sana bir hoca nasihati eyleyeceğim.
Biliyorum, durumun çok yönlü, çok kritik. Aday olursan, evet seçilebilirsin. Şu ki, seni en çok düşündüren, yukarıya gitsen mi, kendini daha çok düzlüğe taşıyabilirsin, Başbakan kalsan mı? Aklından geçen şu olmalı: Yukarı gitsen, önümüzde ne olacağı pek belli değil, indirilip, evet, Yüce Divan’a sevk edilebilirsin. Başkanlık Sistemi tesis olunmadı. Her ne kadar yetkilerinle hükümete, Başkan gibi davranmaya kalkışabilecek olsan da, Başbakan, biliyorsun, Başbakan’dır ve seni her an icradan uzak tutabilir. Yukarıdan, yani, sonunda (keşke yanılsam), indirileceksindir. Onun için, Başbakan kalıp, mücadelene devam etmen, hakkında, şimdilik en hayırlısı!.. Bu durumda, gel, düzgün, helal süt emmiş, her zerresine kadar bu toprakların çocuğu, aynı zamanda Dünya aydını, bir aday belirlemenin öncülüğünü yap! Çok var, öyle has insan, bu topraklarda... O zaten ilk turda, “cup” diye Köşk’e çıkar...
Allah yardımcın olsun!..
- Ey, her partiden milletvekilleri, durumumuz budur. Bu asil milletin, öyle ya da böyle, ama işte vekilleri olarak, şimdi ellerinizi vicdanlarınıza koyup, karşı karşıya olduğumuz muhasarayı kıracak, adımlar atma yükümlülüğündesiniz. Yolunuz açık olsun!..
Yalnız unutmayın, sizinle ya da sizsiz, Türkiye sahipsiz hiç değildir!..
Yani zurnanın zart dediği noktadayız
Prof. Dr. Tolga YARMAN

12’ye çeyrek kala FB kararı

TÜRKİYE komikleri oynuyor.. FIFA’dan çok büyük ceza gelebilir; “siz dünya futboluyla dalga mı geçiyorsunuz?” diyerek... Bu karar, FIFA ve UEFA ile devam eden bir davanın kararı değil, Türk yargısındaki, dünya futbolunun etik yapısıyla alay eden ve evrensel hukukla bağdaşmayan keyfi duruştur ve siyasi ranta endekslidir.
Evet beyler; FB’nin verdiği savaşı kutladık ve yanında olduk. Öyle ki Aciz ve Mamut’un son günlerdeki anlamsız iftiraları olmasa Aziz Yıldırım’ın da yanındaydık ve verdiği savaşı alkışlıyorduk.
Fakaaat; Kenan Evren müebbetti, Balyoz tahliyeleri ve Aziz Bey’in yeniden yargılanma kararları bana göre Cumhurbaşkanlığı arifesine rastlaması herkesi düşündürüyor. Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının yargılanması Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasına taşınırsa, işler tersine de dönebilir, burası Türkiye, 2002 sonrası her şey ranta endekslendi. Olgunun Galatasaray’a bile yöneltilebileceğini düşünebilirsiniz. Gizdeki hesap bu... İnanın bunlar, Trabzonspor’un elinden aldıkları gibi Galatasaray’ın şampiyonluklarını da isteyebilirler; nitekim, baskette olanı aklınızdan çıkarmayın.
Şevket ÇORBACIOĞLU

Devlet eliyle bazı öğrencilerin spor yapması engelleniyor.

ÖĞRENCİLER 1. sınıfa kaydolurken 60-72 aylık arasında olmaları aranır. Yani 12 aylık bir periyodu aynı yaş grubunda telakki ederek okullara alırız.
Ancak bu çocuklarımızın bazıları 6. sınıfa geldiklerinde küçüklerde, 8. sınıfa geldiklerinde de yıldızlarda yaşlarınız büyük diyerek yarıştırılmamaktadır. Yaşınız büyük denilen öğrenciler genellikle doğduğu yılın ekim, kasım, aralık gibi son aylarına denk gelmekte, hatta 31 Aralık doğumlu olduğu için 1 günle yarışma hakkını yitiren sporcu öğrenciler olmuştur. Bu durumdaki öğrencilerin sayısı küçümsenmeyecek boyutlardadır. Yaklaşık 1/3 civarındadır. Bu da 5-6 milyon öğrenci demektir.
2006 yılında getirilen bu sınırlama öğrenci sporcuların spor yapmasını engellemektedir. Bu uygulamaya son verilmeli, küçükler ve yıldızlar kategorisinde yaş tanımı yeniden yapılmalıdır.
Mehmet Tuna OMAÇ

Galata Kulesi’nde çay kaç liradır

GALATA Kulesi’nin etrafında bulunan restoranların hepsi kapılarının önündeki kaldırıma 4 sıra masalarını koydu bu restoranların hepsi içki satıyor ve fiyatlar çok pahalı. Kafeler kaldırıma masalar koymuşlar. Onlar da kahve satıyor pazar günleri meydanın ortasına birisi bir kaç masa koyup 5 liraya çay satıyor.
Bütün bunlar olurken kimse sesini çıkarmıyor ama BELTUR kulenin etrafına çay bahçesi yapınca gösteri yapmaya başlayan bazı tipler ortaya çıkıyor. Galata Kulesi ve çevresi kimsenin özel malı değildir
Vatandaş gelip 1 lira verip ailesiyle oturacak çayını içecek, 2 lira verip tostunu yiyecek BELTUR bu imkanı vatandaşa sunuyor.
Nuran AYDIN

İhsanoğlu yerinde bir tercihtir...

DÜŞÜNEN canlı; insan olarak tanımlanır.
Düşünce de aklın kullanılmasıyla üretilir.
Akıl da karşılıklı güven duygusunun egemen olduğu atmosferde işlev görür.
Türkiye’nin birinci önceliği; korku atmosferinin egemen olduğu güvensizlik ortamından çıkıp, düşünce atmosferinin egemen olduğu güven ortamına geçmek olmalıdır.
Sayın İhsanoğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu kaos ortamında isabetli bir isimdir.
Türkiye bir an önce güven ortamına geçmek istiyorsa; İhsanoğlu da yerinde bir tercihtir:; hayırlı olsun
Dursun GÜRLER- STOCKHOLM