Yalçın Bayer: Sosyal demokratlar sahip çıkmadı

Yalçın BAYER
Haberin Devamı

HAŞİM Bayram, sosyal demokratlara sitem ediyor: ‘‘Bana en çok zarar veren sosyal demokrat gazeteciler oldu. Beni çok yanlış tanıttılar, veballeri çok büyük. Halbuki bana sahip çıkmalı, savunmalıydılar. Biz Almanya'ya giden Anadolu insanına sahip çıktık. Çöpçülük yapan, tuvalet temizleyen insanların paralarını topladık, fabrikalar yaptık. Bugün yüzden fazla fabrikada 25 bin kişi çalışıyor. Bu insanların alınteri vardır bu sermayede...

Yeşil sermaye...

- Dış görünüme göre hüküm vermeyin. Ben Kuran'ı da, İncil'i de, Tevrat'ı da okudum.

Ekonomik kurallar...

- Bırakın onu... İğne ucu ile kazandılar o paraları... Yastık altından çıkardık, kademeli şekilde. Peki buradaki insanlar ne olacak? Demokrasi bu değil mi?

Yasalar...

- Hiçbir zaman kanun dışına çıkmadık. Yurtdışında çalışan insanın 200, Türkiye'de de 50 milyar doları var. Biz bunun 25 milyar dolarını kazandırsak, Türkiye havaya uçmaz mı? Ama bizi dinleyen, anlayan yok. SPK yasası çıktı; Türkiye geri gitti. Türkiye'de hisse senetlerinin % 15-20'si halka açık, % 80'i ailelerin elinde. Biz ise % 100 halka açığız, hiç kimsenin % 1'den fazla hissesi yok, patron yok.

Batı bölgesi..

- İnsanlar zengin, insanlar oraya göçüyor. Kayserilinin, Konyalının, Kırşehirlinin ne günahı var?

Rekabet...

- Türkiye'de serbest piyasa, rekabet istenmiyor. Rakip istemeyen çevreler var. Benim Almanya'da 15 dolara sattığım kadın takım elbisesini 300-400 dolara satıyorlar İstanbul'da... Türkiye piyasası çok ballı, kimse dışarı satmıyor. Sen mal ve hizmet üretmezsen, senin dışarı mal satma şansın yok.

Lastik...

- Türkiye'de yabancı ortaklı üç lastik fabrikası var. Petlas şu anda onlara rakip değil. Ancak 'radyal' teknolojiyi getirdiğimizde şimdi kendi arabalarına 70 milyon liraya sattıkları lastiği 30 milyona satmak zorunda kalacaklar.

Devlet...

- Devletle bir problemim yok. Problem bir monopol grubun sarmalı ile...

Haşim Bayram Türkiye ile gurur duyuyor!

KIRŞEHİR yakınlarındaki Petlas lastik fabrikası, 144 bin m2'si kapalı olmak üzere toplam 2 milyon m2 arazi üzerinde kurulu. Geçmişe dayalı ekonomik zorluklar yanında ihmallere dayalı bir öyküsü var. 1974'teki Kıbrıs savaşının ardından uçaklarımızın yaşadığı lastik sıkıntısı nedeniyle 1976'da kurulmasına karar verilmiş, 1978'de temeli atılmış, ancak 1990'larda üretime geçebilmiş; yani tam 14 yıl sonra... Bir süre sonra zarar etmeye başladığından devlet kapatma kararı almış, sonra Özelleştirme İdaresi'ne devredilmiş, Erbakan döneminde de Kombassan Holding'e 35.7 milyon dolara verilmiş...

Yönetim Kurulu Başkanı Haşim Bayram, ‘‘İki fabrikayı görmeden aldım, biri Petlas'tı, diğeri de geçen gün anlaştığımız Romanya'daki Rulman fabrikası...’’ diyor.

Kombassancılar, ‘‘Petlas'ın özelleştirmesinin 3. yılı’’ adı altında bir etkinlik düzenlediler. Kalabalık bir medya mensubunu Petlas'a götürdüler.

Adnan Şahin, Petlas Genel Müdürü; ODTÜ Elektrik Fakültesi'ni bitirdikten sonra dünyaca ünlü Asea Brown Boveri (ABB) şirketinde çalışmış; İngiliz vatandaşlığını almış. ABB'nin İstanbul metrosunun mekanik ve montaj projesinde görev aldıktan sonra Haşim Bayram tarafından Petlas'ın başına getirilmiş. ‘‘Çağdaş, vizyonu olan bir uzman yönetici kadrosu ile işe başladıklarını’’ söylüyor. ‘‘Ama’’ diyerek geçmişteki özensizliğe bir örnek veriyor: ‘‘Tesisin kuruluşunda, buhardan elektrik üretimi için 1985 model bir türbin depoda unutulmuş, biz geldiğimizde fark ettik. Projeleri çalınmış, özel bir türbin olmasına rağmen satılmaya kalkışılmış. Biz bunu devreye soktuk, bugün kömürden başka LPG, doğalgaz ve mazotla elektrik üretiyoruz. Ayda 50-60 milyar lira bir tasarruf sağladık. Üç yıl içinde de 5.6 milyon dolarlık yenileştirme yatırımı yaptık, ancak dünyaya açılabilmek için bütün bunlar yetersiz.’’

Petlas bugün yılda 650 bin adet lastik üretiyor; bunun üçte biri 57 ülkeye ihraç ediliyor, 15 milyon dolar döviz sağlanıyormuş. Üretiminin beşte biri de Silahlı Kuvvetler'e satılıyor.

Hedefleri, 212.8 milyon dolarlık yatırımla 4.5 milyon adet lastik üretim kapasitesine ulaşmak...

Ankara'da buğdayı 'ağaç' sananların bulunduğunu; bazı çevrelerin kendilerine rakip istemediğini öne süren Bayram, yapacağı yatırımlarla ilgili engeller çıkarıldığını söyledi.

Zaten gazetecilerin karşısına çıkış amacı da buydu...

Haşim Bey genellikle kendisine yakın bulduğu 'dinci' ve 'muhafazakár' basınla bir arada oluyor. Bu kez her kesimden meslektaşlarımız çağrılıydı. Daha önce dinlemediğimizden söyledikleri bize göre 'çuvaldız' iğnesi kadar hem sert, hem acıtıcıydı. Önceki gün eleştirilerinden herkes nasibini aldı; bürokratlar, siyasetçiler -Y.Yalova ve Kırşehir milletvekilleri hariç-, batıdaki işadamları ve gazeteciler... Hiç isim vermedi; tek eleştirmediği kurum ordu oldu...

LASTİKTE REKABET

Önce lastik sektöründe Petlas ile birlikte Brisa, Goodyear ve Pirelli'nin de üretim yaptığını aktaralım.

Bayram'ı dinliyoruz:

Özelleştirmenin kararına göre, 3 yıl içinde 700 işçi çalıştırmak koşuluyla 30 milyon dolarlık yenileştirme yatırımı yapmaları gerekiyormuş. Bu konuda baştan Vakıfbank'a yatırdıkları teminatı geri istemiş; verilmemiş... 212.8 milyon dolarlık yatırım projesi için Temmuz 1998'de başvurmuş, ancak teşvik izni alamamış... (Konunun ayrıntıları uzun, her türlü yoruma ve uygulamaya açık olabiliyormuş.)

ASKER Mİ, SPK MI?

Dış Ticaret Müsteşarı Tezmen'e, ‘‘Yatırım belgesi herkese verilirken bana niye verilmiyor?’’ diye sormuş...

O da ‘‘Bana sorma...’’ demiş...

Asker mi, SPK mı engelliyor?

Kimya Mühendisi Bayram... Eski bir öğretmen olduğu için medya mensuplarını öğrencileri görüp, fen bilgisinden hoşlanmayanların kafasını karıştırdı anlattıklarıyla...

Bilindiği kadarıyla 28 Şubat sürecinde TSK'nın 'kara liste'sinde Kombassan... SPK'dan da sermaye artışı için izin alamıyor.

Bu konudaki soruya ‘‘Ya sabır’’ derken, ‘‘Asker ne isterse yaparız. Eğer bir şeyimiz olsa derimizi yüzerlerdi’’ demesi çarpıcıydı.

Kombassan'ın, Almanya'dan Türkiye'ye getirdiği dövizlerin havaalanında yakalandığı unutulmadı.

Bu anlayış Türkiye'yi sistem dışına itmek istedi... Gurbetçilerden para toplayarak başarılı oldular ve şimdi yurtiçi ve yurtdışındaki yatırımlarıyla bir dev haline geldiler.

Haşim Bey şimdi sistemin kendisine açık çek vermesini istiyor. Ama o sistem de, kendisinden bir çek verilmesini istiyor.

Bütün mesele, bu çeklerin üzerine ne yazdığında düğümleniyor.

'Çek'in üzerinde 'muasır medeniyet' yazıyor mu?

Kombassan nedir?

‘‘İnsan merkezli, ulusal karakterli, evrensel bir Anadolu duyuşudur ve duruşudur. Türkiye profili neyse Kombassan odur. Biz sermayeyi tabana yayıyoruz, tuğla olmak istiyoruz. Siz kesme mi, kristal mi, pudra şekeri mi olmak istersiniz? Biz pudra şekeriyiz, sermayeyi tabana yayıyoruz.’’

Yazarın Tüm Yazıları