Paylaş
Türklüğü kazıya kazıya iş sokak levhalarına kadar geldi demektir.
Türk kelimesi bazılarını bu kadar mı rahatsız ediyor?
Bırakınız bari Türklüğümüz sokak levhasında yazılı kalsın.
GÜNÜN SÖZÜ |
"Başbakan’la Çalık grubu arasında keşfedemediğimiz özel ilişkiler var. Devletten bürokrat alıyor, bürokrat veriyor. Bakanlar, kredi bulmak için Katar’a gidiyorlar. 750 milyon dolar hangi ahlaki gerekçelerle veriliyor. (CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu) |
Petrol fiyatları neden artıyor
ULUSLARARASI piyasalarda ham petrol fiyatları ABD dolarının değerinin düşük olması, Çin'in dizel yakıt talebinin artacağı beklentileri ve Goldman Sachs'ın petrol fiyatı tahminini artırması üzerine 128 dolara yaklaştı.
ABD ham petrolünün varil fiyatı Haziran ayı teslimi 127.82 doları gördükten sonra 126.70 dolardan işlem görmeye başladı.
Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 126.16 dolara kadar çıktı.
Enerji piyasalarındaki en aktif yatırım bankası Goldman Sachs, bu yılın ikinci yarısı için ortalama petrol fiyatı tahminini 107 dolardan 141 dolara çıkardı.
Çin'in, depremin önemli kentlere enerji arzını sarsması ve yaz mevsiminde Olimpiyat Oyunları'ndan önce şirketlerin stok yapmasının gelecek ay ithal dizel talebini hızla yükseltmesi beklentisi de petrol fiyatlarını artırıyor.
Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali El-Naimi'nin gelecek 20 yılda Asya'nın petrol tüketiminin günlük 20 milyon varil artacağı ve 2030 yılına kadar küresel petrol talebinin &60 yükseleceği açıklaması da petrol fiyatlarını yükselten etkenlerin arasında gösteriliyor.
İsmail HOCA
3 milyar dolar tutarındaki ihale ne oldu?
DAHA önce de sorduk...
Ama ses çıkmadı.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nda (SSM) neler oluyor?
SSM'de anlaşılmaz uygulamalar var. ATAK helikopter ihalesinde takvim yine uzadı.
Türkiye'nin çok ihtiyacı olduğu belirtilen ATAK helikopter ihalesinde kontrat üçüncü kez uzatıldı.
11 yıldır PKK ile mücadelede 6 ayda lazım denilen ihale bittiği halde 18 aydır bir türlü yürürlüğe giremedi.
'İlgili ve bilgisi' suçun şöyle işlendiğini ileri sürüyor:
ABD firması teknik şartnameyi kubul etmedi.
Ve teknik şartnamenin değişmesini istedi. SSM teknik şartnameyi değiştirmedi. ABD de 3 milyar dolarlık ihaleden çekildi.
Meydan Berlosconi'ye kaldı.
Buna karşılık Rus Rosoboronexport firmasının aldığı orta menzilli tanksavar ihalesinde tersi oldu.
Teknik şartnameyi kabul etmeyen Ruslar için teknik şartname değiştirildi.
Üstelik Başbakan Erdoğan, Putin'e, "İhaleye katılın" mektubu yazarak ricada bulundu.
SSM yetkililerine ayrıca "Putin'e telefon da ederim" dedi.
Yaptı da...
İhale aşamasında yazdık.
Cevap gelmedi.
SS Müsteşarı Murad Bayar sustu.
Bayar, Yüce Divan yorumları üzerine "Ürün çok iyi" açıklaması yapmakla yetindi.
Ama sorun ürünün iyiliği değil...
İhalelerde SSM tarafından uygulanan çifte standart...
Çünkü teknik şartname teknoloji ile de ilgili değil.
İhale yöntemi ve süreciyle ilgili. Bu teknik konularda 'çifte standard' uygulamalarına gidilirken politik tercihler mi, yoksa Murad Bayar'ın bürokratik tercihleri mi ihale süreçlerindeki şartları belirliyor?
Ve son not. SSM bu sene toplam 4 milyar dolarlık ihaleye daha çıkacak.
İhaleye girecek olan firmalar ne yapacak?
Ürünün kalitesini değil, sadece ihale takvimini tesbit eden teknik şartnameler ne hükmünde.
Değiştirilebilir mi?
Yoksa değiştirilemez mi?
İhaleye giren yabancı ortakların cumhurbaşkanları veya başbakanlarına Erdoğan sürekli mektup yazacak mı?
SORU ÖNERGESİ NE OLDU?
Yılan hikayesine dönen 11 yıllık ATAK Helikopteri ihalesi TBMM'ye de taşınmıştı.İhale bittiğinde
MHP Adana Milletvekili emekli Hava Pilot Tuğgeneral Kürşat Atılgan, İtalyan AgustaWestland’ın kazandığı ihaleyle ilgili olarak TBMM'ye soru önergesi verdi. Önergede Atılgan, şu noktalara dikkat çekti:
"İhale sırasında kontrat metni Amerikan Bell Textron, Boeing gibi firmaların değişiklik talebine rağmen değişmedi. Firmalar ihaleden çekildikten sonra aynı kontrat sekiz defa neden değişti?"
Kürşat Atılgan'ın sorularına cevap gelmediği bizce malum değil.
Bir yerde bulamadık.
Bakırköy'de neler oluyor
BAKIRKÖY Zuhuratbaba Mahallesi'nde 1981 yılından bu yana faaliyet gösteren Görme Engelliler Derneği (GÖZDER) adlı bir dernek vardır. Büyük bir işlev görüyor...
Hergün en az 50 görme özürlü gençimiz buradan eğitim alıyor ve kendi aralarında dayanışmayı sağlıyorlar.
Derneğin faaliyet gösterdiği bina İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait bir yer.
Ne yazık ki Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin nedense burasını yıkıp yerine sağlık ocağı yapmak istiyor.
Kaymakamın bu yıkım kararını, (10-16 Mayıs) Dünya Özürlüler Haftası'na rastlatması ilginç değil mi?
Bakırköy'de konuşulduğuna göre, bu faaliyetini gerçekleştirmek için 400 bin YTL bağış yapacak bir 'bağışcı' bulmuş.
BOYKOT YAPILIYOR
Okullarının kaldıracağı kararına karşılık özürlüler hergün boykot yapıyor.
Geçenlerde Leman Sam destek vermek için okula gelmesi görmez öğrencileri ne kadar mutlu ettiğini görmeliydiniz.
Kaymakam Bey'in dünyanın her yerinde özürlüler için böyle yerler bulunduğununu bilmelidir.
Bundan öte her mahallede de tür eğitim yuvaları açılır.
Ne yazık ki, kaymakam bey her tarafta sağlık ocakları ve hastaneler giderek artarken böyle bir işe nasıl kalkışıyor?
Dahası Kaymakam Dursun Ali Şahin'in, daha önce kaymakamlık yaptığı Kartal'dan tanıdığı müteahhitleri Bakırköy'e getirmesi ve onlara iş yaratması...
Göreceğiz bu işin müteahhidi Kartallı mı olacaktır?
Bakırköylü müteahhitler buna niye tepki göstermezler bilinmez.
Vali Muammer Güler, kaymakamımızın yaptığı icraatları takip etmiyor mu?
Örneğin, çocuklarına alışveriş merkezlerinde şekerci dükkanları açtığını biliyor mu? Ki bunlar işmerkezlerinin ortak alanları... A.Gül ve Kadir Topbaş'ın mısır satan çocuklarına özeniyor galiba..
Alışveriş merkezleri (AVM) kendilerine böyle bir talep gelmesi durumunda karşı çıkamıyorlar.
Çünkü onların da açıkları var.
Aslında bu tür şikayetler yapıldığında bunları devlet adına takip edecek makamlar Kaymakamlar...
Peki şekerci dükkanının açıldığı bu AVM'ler neresi?
Bakırköy'de Mustafa Keleş, Çetin-Metin Gül,Adem Kameroğlu ve Selahattin Özgül'ün ortak açtıkları Capacity.... Bir diğeri de Süleyman Çetinsaya'nın büyük ortak olduğu şirketin açtığı
Sefaköy'de Armani...
PARA VERİRKEN UTANIYORUZ
Bakırköy'de sorunlar bitmiyor... Geçenlerde Ataköy Atatürk İlköğretim Okulu'ndan bir grup velinin şikayetini okuyalım:
"Okulumuz Ataköy Atatürk İlköğretim Okulu 2008 ocak ayında Valilik kararı ile yıkılıp yeni okulumuz yapılıncaya kadar Kaymakamlık emriyle Bakırköy Lisesi'ne taşındı.
Bakırköy Lisesi Müdürlüğü de okulumuz aile birliğinden zorla her ay milyarlarca lira kira almıştır.
Bir devlet okulu diğer bir devlet okulundan kira alır mı?
Bunlar Milli Eğitim Bakanlığımızdan hiç korkmuyorlar.
Bu duruma Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürü seyirci kalıyor. Müdür Hüseyin Özcan'ın işi gücü müdürleri tehdit etmek ve araba kolleksiyonu yapmak.
İlçe müdürlüğüne dördüncü arabayı aldı.
Araba almak yerine okullarla ilgilenmesi gerekmiyor mu?
Eğitim demek para ve rant değildir. Biz bu parayı verirken utanıyoruz."
Vatandaş'ın İSPARK'ı başka Büyükşehir'inki başka
BÜYÜKŞEHİR Halkla İlişkiler bölümünden yapılan açıklamada şöyle deniliyor:
"Büyükşehir'in iştiraki olarak 'Güvenle Park Güler Yüzle Hizmet' sloganı ile kurulan İSPARK 2.5 yıl içinde, İstanbul’da büyük sorunu haline gelen değnekçiliği büyük oranda bitirdi.
Trafik akışına katkı sağlamayı, yol üstü parklanmayı azaltmayı, otopark kültürü oluşturmayı amaçlayan ve hizmet anlayışını öne çıkaran İSPARK’ın kuruluş amacı modern, katlı, otomatik otoparklar yapmaktır.
Ücret politikasını yol üstü parklanmayı engellemeye yönelik planlayan İSPARK, İstanbullulardan topladığı ücretlerle modern otoparklar yapmak için kolları sıvadı.
Türkiye’de benzeri olmayan modern, yeraltı tam otomatik Merter, Cihangir ve Bakırköy otoparklarının temeli atılmak üzeredir.
Bu otoparklar tamamen zemin altına yapılacak olup, otoparkların üzeri tamamen yeşil alan olarak planlanmıştır.
Yine İSPARK’ın Beşiktaş’dan Sarıyer’e, Kadıköy’den Pendik’e kadar sahillerde ücretsiz otoparkları mevcuttur.
Ayrıca Zeytinburnu’nda yeraltı otoparkının iki saati, Ümraniye katlı otoparkının bir saati, Haldun Alagaş otoparkının beş saati ücretsizdir.
Köşenizde haber konusu yapılan Yıldız Parkı ise BELTUR A.Ş. tarafından şirketimiz bünyesine devredilmiştir.
BELTUR AŞ zamanında kullanılan 300 araçlık kapasite aynen korunmaktadır.
Bu otoparkların da yeşil alana herhangi bir olumsuz etkisi yoktur.
İSPARK burada bir araçlık dahi yeni bir alan açmamıştır.
Kadıköy Sahili’nde ise bir yanlış anlamadan doğan olumsuzluk anında tespit edilmiş ve haberinize konu edilen çitler kaldırılmıştır."
Bu açıklama yetmez... Kadıköy'deki İSPARK 'işgali' affedilmez. Yıldız Sarayı'ndaki 'otopark' işgali ise hiç...
İSPARK Müdürü, burasını kim kime kiralamış kamuoyunu hiç ilgilendirmiyor, lütfen o konuya müdahale etmelidir.
İSPARK, kaç cadde ve sokakta işletmecilik yapıyor.
Kimler taşoran olarak kullanılıyor.
Siyasi yandaş var mı, bunlar ticaret odasına kayıtlı mı?
Kim ne vergi ödüyor, taşaronlar kaç sigortalı işçi çalıştırıyor?
Bunların kaçı Karadeniz kökenli?
Bu işin peşini bırakmamak gerekiyor; o kadar ihbar var ki...
KKTC'deki grevin Türkiye'ye etkisi
"BEN Sakarya'da Hakkı Demir İlköğretim Okulunda Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyorum.
İki oğlum var; birini Kıbrıs Lefke Avrupa Üniversitesi'nde okutuyorum.
Sorunum; bu üniversitede öğretim üyelerinin grev kararı almış olmaları ve uygulamaları...
Onların bu demokratık mücadelelerini destekliyorum.
Ama bu grev kararının zamansız oluşu orada okuyan çocuklarımızı etkiliyor olması.
Tam sınav zamanı olması, greve katılan öğretim üyelerinin okuldan uzaklaştırılmaları ve yerine başka üyelerin sınav yapmaya kalkmaları.
İşleyişin nasıl olduğunu bilmiyorum ama bu durum çocuklarımızın ruh sağlığını bozmakta ve konsantre olamamaktadırlar.
Yeni üyelerin çocukların durumlarına hakim olup olamayacağı şüphesi içimi kemirmekte, huzurumu bozmaktadır.
Sınavların çocuklarımızın alıştığı öğretim üyelerince yapılması ve bu konuda yardımınızı bekliyorum."
TİP'in Star'a yanıtı
TİP Basın Bürosu açıklıyor:
Star gazetesinin 14.5.2008'deki 'Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında tutuklanarak Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne konulan zanlıların, cezaevi yönetiminden ‘özel isteklerde’ bulundukları öğrenildi' haberinde Perinçek’in de adı zikredilerek 'koğuşların her türlü konfora sahip olduğu belirtildiği' yazıyor.
Soruyoruz, cezaevi statüsünün dışında, diğer koğuşlardan farklı hangi konforu tespit ettiniz?
Nedir sözü edilen 'her türlü konfor' haberde buna ilişkin tek bir kelime bulunmuyor.
Bu mudur sizin gazetecilik anlayışınız?
Halkınıza yanlış bilgi veriyorsunuz.
Her türlü konfor değil tek bir konfor unsurunu bile yazamazsınız, çünkü böyle bir olgu yok.
Genel Başkanımız Doğu Perinçek, bırakalım cezaevinde lüks ve konfor içinde yaşamayı, kendi günlük hayatında lüks ve konforu reddetmiş; sade yaşamayı bir yaşam felsefesi olarak kabul etmiş, bundan mutluluk duyduğunu her vesile ile açıklamıştır.
2007 seçimleri öncesi büyük bir gazeteci ordusu Başkanımızın evini ziyaret etmiş, bu gerçeği saptamış ve yazmışlardır.
Eğer Doğu Perinçek’in cezaevindeki yaşamını halka ulaştırmak istiyorsanız doğru olmayan bilgileri değil, yukarıda size ilettiğimiz bilgileri ulaştırın. Yanlış haberi düzeltin. Gazetecilik sorumluluğunuzun doğruyu iletmek olduğunu size hatırlatmak isteriz.
'Dur Yolcu' dizisi abartılı ve komik!
SALI günleri TRT 1'de saat 20.00'de 'Dur Yolcu' adlı Çanakkale savaşlarını konu alan TV dizisi yayınlanıyor.
Diziyi orada yaşanmış, kahramanları ve kendileri gerçek olan olayları ve dolayısıyla yakın tarihimizi izleyeceğimizi umarak ekran karşısına geçtik.
Fakat bizler için durum tam bir hayal kırıklığı oldu.
Tabiidir ki sıradan olaylar dikkat çekmez ve izleyici için ilginç gelmez; her dizi veya filmde abartılı, biraz sıradışı olaylar ve kurgulamalar olabilir.
Fakat değil asker, sokaktan geçen sade vatandaşın dahi yapmayacağı mantıksız davranışlar sergileyen komutanlar, hurafeleri anımsatan ve kurguyu bu yöne yönlendiren olaylar izleyiciyi düşündürüyor: Böyle bir dizi yayınlayarak TRT ne yapmaya çalışıyor?
Cengiz SÖZER-(E) İstihkam Binbaşı
Paylaş