Paylaş
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Söğüt İnşaat’ın 95 milyon TL’ye aldığı ihaleyi Meclis gündemine getirerek, “Boruların kısa sürede değiştirilmesini gerekli kılan fiziksel, kimyasal yıpranmışlık saptanmış mıdır, saptanmışsa, bu kadar kısa sürede yaşanan bu yıpranma neden ve niçin gerçekleşmiştir?” diye sormuş ancak bu sorulara cevap verilmemişti.
Gök, yeni bir yazılı soru önergesi vererek sorularını yineledi.
Ankara’ya 2007’de tartışmalı bir şekilde getirilen ve 727 milyon TL’ye mal edildiği belirtilen 384 km’lik Kesikköprü Barajı isale hattının 67 kilometresinin yenilenmesi için 30 Ocak günü ihale açıldığı ortaya çıktı. Kamu İhale Kurumu’nun sonuç ilanında ihaleye dört firmanın teklif verdiği ve ihaleyi Söğüt İnşaat’ın 95 milyon TL bedelle aldığı görüldü. Aynı bültende ASKİ’nin Çamlıdere’den yeni bir hat için ihale açtığı ve bu ihaleyi de yine Söğüt İnşaat’ın 312 milyon 188 bin dolar bedelle kazandığı ilan edildi. İhale bilgilerini paylaşan ve Meclis’e yazılı soru önergesi veren CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, ihalenin usulünü eleştirirken, boruların kısa sürede değiştirilme sebebini de sordu.
“Bu kadar kısa sürede yaşanan fiziksel, kimyasal yıpranmışlığın neden gerçekleştiğini soran Gök “Anılan hattın ilk yapımında zemin etüdü ve zemin iyileştirmesi yapılmış mıdır, yoksa borular, gerekli özen gösterilmeden alelacele döşendiği için mi bu kadar kısa sürede bozulmuştur? İhaleyi kazanan firma ile teklif veren diğer firmalar son 10 yıl içinde ABB ve bağlı kuruluşlardan ne kadar iş almışlardır? Bu firmaların sahip ve yöneticilerinden Ankara Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşlarda ihale tarihinden önce ve sonra yöneticilik yapan isimler hangileridir, hangi kuruluşlarda ne kadar süre yöneticilik yapmışlardır? Bu kapsamlı ihale uluslararası firmalara neden açık tutulmamıştır?”
(CHP’nin İBB asfalt ihalesiyle ilgili verdiği soru önergesi dönemin en kapsamlı ve belgeli ihalesi sayılıyor. Ancak Melih Gökçek gibi Kadir Topbaş da soruları yanıtlamıyor.”
Sıvasız evlerin kahraman çocuklarını kim savunuyor
TERÖRLE mücadelede, günlük şehit sayısı ortalaması giderek artıyor. Haber bültenlerinde, bayraklara sarılı tabutlar, etrafında ağlayan eşlerin, küçük çocukların görüntülerine standart bir yer ayrılıyor. Şehitlerin evlerine bayraklar asılıyor, taziye çadırları kuruluyor, yakınları acılarını paylaşıyorlar. Ateş düştüğü yeri dağlıyor. Ülke genelinde yaşam devam ediyor, iyice sıradanlaşmış TV eğlence programları, ‘keçiboynuzu kıvamında, kabak tadı’ veren siyasi tartışmalar, tezahüratlar arasında liderlerin konuştuğu, kıraathane siyasetini dahi aratan grup toplantıları... Ne yazık ki, sıradanlaşan, kanıksanan bu görüntülerde en önemli detay gözden kaçıyor.
Şehitlerin evlerinin çoğu
sıvasız, demir filizleri açıkta, katları natamam, eli yüzü düzgün olanların da kredi borçları olduğu söyleniyor. Çarpışırken şehit düşen askerlerin yaşları genç, çocukları küçük, bazıları ana karnında, krediler henüz ödenmemiş... Patlayıcı cehennemine dönmüş, pusularla doldurulmuş vatan toprağında, devletin egemenliğini savunurken vurulup şehit düşüyorlar.
Onlar vatanı savunurken canlarını veriyorlar da, sıvasız evlerini, çocuklarını, eşlerini, yakınlarını kim savunuyor, savunacak!
ÇYDD’nin Cumhuriyet Ödülü Prof. Kuban’ın
ÇAĞDAŞ Yaşamı Destekleme Derneği, 2007 yılından bu yana, her yıl laiklik ilkesinin benimsendiği 10 Nisan’da ‘Cumhuriyet Ödülü’ veriyor. Ödül verilecek kişiler ‘Genel Merkez Yönetim Kurulu’nun belirlediği isimler arasından ÇYDD üyeleri ve gönüllü gençlerinin oylarıyla seçiliyor.
2016 yılı ÇYDD 10. Cumhuriyet Ödülü, Cumhuriyet’in temel değerlerini ve laikliği, onurlu duruşu ile savunan ve uygulayan, mimarlık, şehircilik ve çağdaş sanatta yeni çözümler üreten örnek bilim insanı Prof. Dr. Doğan Kuban’a verilecek. Ödül töreni, 10 Nisan Pazar günü Kadir Has Üniversitesi, Cibali Kampusu D Blok Büyük Salon’da 14.00–17.00 saatleri arasında yapılacak. Töreninin ardından ‘Yeni Anayasa, Laiklik, Başkanlık Sistemi’ konulu bir panel gerçekleştirilecek. (ÇYDD’nin önceki Cumhuriyet Ödülü’nün sahipleri): 2007- Muazzez İlmiye Çığ/2008–Fazıl Say/2009–Sabih Kanadoğlu /2010–Dr. Rıza Türmen/2011–Yıldız Kenter/2012–Güriz Sururi, Genco Erkal/2013 – Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen/2014-Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu/2015 Prof. Dr. Nermin Abadan Unat.
Antibiyotikleri gıdamızdan çekin
TÜKETİCİ Hakları Derneği, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nı göreve çağırarak diyor ki: Ulusal Antibiyotik Kalıntı İzleme Programı ile Ulusal Antibiyotik Direnci İzleme Programı acilen oluşturulsun. Gıdada, insanda, hayvanda, toprakta, suda, havada antibiyotiğe direnç kazanmış bakteri istemiyoruz. İnsanlığın ve doğanın baş belası olan dirençli bakterileri hortlatan antibiyotik kullanımına son. Hayvanlarda antibiyotik kullanımına değil, koruyucu hayvan sağlık hizmetlerine ağırlık verilsin. Antibiyotiksiz inek, antibiyotiksiz tavuk, antibiyotiksiz balık. İneklere, tavuklara, balıklara özgürlük. Antibiyotiksiz hayvan, antibiyotiksiz gıda, sağlıklı gıda istiyoruz. Antibiyotik dirençli bakteriyi hortlatan antibiyotik kalıntısına son! Antibiyotik kalıntılı gıda tüketmek istemiyoruz. Vücudumuzda antibiyotiğe direnç kazanmış bakteri istemiyoruz. Antibiyotiğe dirençli bakteri nedeniyle hastalanmak istemiyoruz.
Mesaj panosu
-TERÖR’den teker teker kurtulamayız. Hep birlikte kurtulabiliriz. Bu nedenle sormam–sormamız gereken soru şudur: “Ne yapılmalı?”, Türkiye’yi, yöneticilerinin içine soktuğu kaostan kurtarmak için ne yapılmalı? Metin MÜNİR
-10 çocuğa tecavüz olayında (Karaman) Ensar Vakfı da bal gibi sorumludur.
Nihal B. KARACA
Türk bilim adamları
Antartika’ya gidiyor
İSTANBUL, İTÜ, Erciyes, Çanakkale 18 Mart, Marmara, Kocaeli, Çukurova Üniversiteleri ve TÜBİTAK’tan oluşan 13 kişilik araştırma ekibi 29 Mart 2016 tarihinde beyaz kıtaya doğru yola çıkıyor. Türkiye’nin kutup çalışmaları konusunda çalışmalar yürüten 7 üniversitesinden akademisyenler ve TUBİTAK Antarktika’nın 50 millik bir alanında araştırma yapacaklar. Tıp doktorları, botanikçi, harita ve jeoloji mühendisleri ve deniz bilimleri uzmanlarından oluşan ekip 15 gün ön incelemelerde bulunacak. İklim değişikliği, buzullar, yabancı türler, kirlenme, denizel biyoçeşitlilik, koruma alanları, deniz memelileri ve botanik konularında araştırma yapacak ekipte iki kadın akademisyen de yer alıyor. Ukrayna Ulusal Antarktik Bilim Merkezi (NASC) ile ITU-PolReC ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) arasında geçen yıl imzalanan anlaşmayla, beyaz kıtada uzun süreli işbirliğinin ilk adımları bu seferle başlayacak. Bu sefer aynı zamanda Türk üniversitelerinin kıtaya birlikte ilk seferidir.
Sefer lideri, İ.Ü.’den Prof. Dr. Bayram Öztürk “Kutup bölgeleri ile ilgili Türk akademisyenlerin çalışmaları 1977’den beri sürüyor. Bu değerli akademisyenlerimiz halen PolReC Danışma Kurulu’nda yer alıyor. Uzun yıllardır planladığımız ortak çalışmalarımızın başlaması için bir mihenk taşı olan ilk seferimizin hazırlıklarını tamamladık, Ukrayna’dan değerli bilim insanlarıyla işbirliği içerisinde en az üç yıllık bir planlamayla yola çıkıyoruz. Türkiye’nin ‘Beyaz Kıta’da çok önemli bilimsel katkılar sağlayacağına inanıyorum, bu ilk seferin lideri olmak benim için ayrıca gurur verici” dedi.
Paylaş