Siz Kabataş Marşı’nı bilir misiniz?

PROJE okullar başlığı altında, köklü geleneğe sahip okullara operasyon yapılıyor.

Haberin Devamı

Türkiye’nin en iyi 155 okulu ‘proje okulu’ yapılıp, ‘ağırlıklı’ isimleri tayin ediliyor. Onları okullarından koparıyorlar, kendi sendikalarından (Eğitim Bir Sen) öğretmen getiriyorlar. Giden öğretmenler için ne diyorlar biliyor musunuz? İmam hatiplerde daha başarılı olurmuş; tabii gülmemek elde değil.

 

Bu öğretmenlerin yerlerine kimler gönderiliyor; esas tartışma konusu bu oluyor.

 

Öğrenciler ve veliler isyan ediyor.

 

Eğitimde böyle bir dayatma olur mu?

 

Böyle düşünenlere Kabataş Erkek Lisesi marşının okutmak gerekiyor.

 

Çok anlamlı bir marş...

 

Marşta şöyle deniyor:

 

Haberin Devamı

“Tarihtir baştan başa bakarsan Kabataş’a,/Devrimler yaratarak katılır her savaşa,/Bağlıdır Atasına yurduna ve yurttaşa/Bilgidir yolu, koşar sel gibi, taşa taşa./Millete hizmet için can verir koşa koşa.”

 

Bu dizeler, Kabataş’ın hakiki ve öz projesini anlatır.

 

Bu proje bugüne kadar hep en yüksek derecede başarılar getirdi, bir sürü değeri ortaya çıkardı.

 

Bu projenin neresi aksıyor da yeni bir projelendirmeye ihtiyaç duyuluyor!

 

 GÜNÜN SÖZÜ

 

“Türkiye’de darbe girişimi sonrası tasfiyeler toplumu sarsıyor.”

 

(BBC Türkçe Servisi)

 

SPOR ALANINA NİYE BETON

 

1921’de kurulan Osmaniye İstiklal Spor’un tahsis edilmiş arazisinde Bakırköy Belediyesi’nin göz koyduğunu yazdık; belediye binası yaptırmak için... Belediye ise “Mevcut belediye binamız müdürlüklerimizin ihtiyacını karşılamıyor. Fen İşleri, Park ve Bahçeler, Ulaşım Hizmetleri, Sağlık, Veteriner ve Sosyal Yardım müdürlükleri belediye binası dışında bulunuyor. Koordinasyonda sıkıntı yaşanıyor, yeni bir bina gerekiyor. Osmaniye’de bulunan belediye arazisinin projeleri tamamlanmış olup, inşaata başlanacaktır. İstiklal Spor Kulübü mağdur edilmeyip, Atatürk Spor ve Yaşam Köyü’nde faaliyetlerine devam edecektir. Kamu binası yapılacağından kimseyle özel menfaat sağlanması söz konusu değildir.”

 

Haberin Devamı

Güzel de yeni adliye binasının yanına yaklaşık 30 dönümlük bir yer belediye, kaymakamlık ve emniyet binaları yapılmak üzere projelendirilmişti. ‘Büyükşehir’in projesi ne oldu? Neden bu yeşil alana göz konuluyor. Bakırköylü uyumamalı; bir spor alanı Beşiktaş’a verilmek istenmiş, tepki sonunda vazgeçilmişti.

 

 

‘ÖDÜLLÜ İETT’ ŞOFÖRÜNÜN HALİNİ SORAN VAR MIDIR

 

OKURUMUZ arıyor. Hangi metrobüse biniyorsam şoförler isyanda... Bugün (dün) 11.00’de Söğütlüçeşme’de metrobüsün son ana durağında tek bir otobüs yok. Durak yolcudan şişmiş, transfer durağı Uzunçayır’da vatandaş birbirini eziyor, otobüs yok. Soruyorum neden otobüs yok diye... Şoför eksik, araçlar garajlarda yatıyor. Avcılar-Söğütlüçeşme ortalama 1.5 saat sürüyor, 8.5 saat çalışma süresi şoförleri bunaltmış; şoförler metrobüste çalışmak istemiyor. Duraklardaki yolcu yoğunluğundan dinlenme süreleri de olanaklı olmuyor. Şoförler ayağa kalkıp şoför mahallini terk edemiyorlar. Sürekli ring yapan şoförler diyor ki:

 

Haberin Devamı

“Bu çalışma şartlarında yolcuya nasıl iyi davranalım, nasıl güvenli araç kullanalım? Bizim psikolojimizi soran yok. Geçen gün metrobüs kazası da Avcılar-Söğütlüçeşme hattında oldu. Ne yapsın şoförler, sürekli ringden, düzensiz trafikten kafayı yemek üzereyiz. Bunu yöneticiler biliyor. Sürekli kamera kontrolü var, GPRS ile izleniyor. Duraklar yolcu dolu, müdahale yok. Bu çalışma ortamı ile yeni kazalar hep kapıda olacak!”

 

Ne yazık ki, ödüllü İETT’nin şoförlerinin hali budur.    

 

S.H.

 

MESAJ PANOSU

 

- ‘ŞU Çılgın Türkler’i mutlaka okuyun... Okutun... Hatta ‘Çılgın Türkler’ kursları açıp gençlere Kurtuluş Savaşı’nı öğretin... Mutlaka!      

 

Ali Atıf BİR

 

Haberin Devamı

- MAHKEME, Rüzgar Çetin’i tahliye etti ama kamuoyu vicdanı ne diyor, biliyor musunuz?
         

Metin ALTAY

 

SGK, EMEKLİ SANDIĞI’NI UNUTMASIN

 

SOSYAL Güvenlik Kurumu’na 09.04.2015’te başvurarak emekli oldum. Ancak emeklilik dilekçemde açıkça belirtmeme rağmen 12 yıllık Emekli Sandığı’na tabi (tek bir kurumda geçen) hizmetlerimin hesaba katılmadığını gördüm. SGK, 12.06.2016’da başvurmama rağmen 1.5 yıldan beri hatasını düzeltmiyor. Gülane Feryal İMŞİR (Sicil: SSK 14498944; E.S.60675068)

 

 

AKP’lilerden başka bu ülkede iş yapmak olanaksız hale mi geliyor?

 

BEYLİKDÜZÜ’nde kurduğumuz eğitim evinde kadınlara el işi öğreten bir arkadaşımız, kadınların yaptıkları el işleri ile üretime katılması ve az da olsa gelir sağlamaları için, 20 arkadaşı ile Türkiye’nin (İlk ve tek sertifikalı) Armoni Kadın Girişim Üretim ve İşletme Kooperatifi’ni kurdu. Kooperatif, binası REA İş Merkezi’nde, 750 TL’ye kiraladıkları 30 m2’lik küçük bir odada çalışmaya başladı. Haziranda CHP İlçe Başkanı ziyaretlerine gelince çalışma konumunun uygun olmadığını bildirdiler ve Beylikdüzü Belediyesi’ne ait metruk bir binayı tadil ve tefriş ederek kooperatifi buraya taşıdılar.
Kooperatif binası, Beylikdüzü Belediyesine ait olup Yakuplu’da bulunuyor. Genel giderleri (elektrik, su, doğalgaz) belediye karşılıyor. Kooperatifte iş verilen 50 civarında kadın çalışıyor.

Haberin Devamı


Şimdi büyük bir sorunları var.


Büyükşehir ve kaymakam, mekânı Yörük çadırı ve nargile kafe yapmak istiyormuş.


Birkaç kez mafya tipli adamların kapılarına geldiğini “Biz burayı Büyükşehir’den kiraladık, çıkın” dediklerini anlattılar. Kadınlar, muhatap olmamış fakat iki kez üst üste hırsız girmiş ve bütün el işlerini yağmalamışlar. Polis, yeterli ilgi göstermemiş. Belediye, desteğine devam ediyor ama burası dağ başımı?
NE Mİ YAPIYORLAR?

 

Kadın emeğin değerlendirme vakfı KDEV aracılığı ile Petrol Ofisi’nin ‘Gönül Ağacı’ projesi için numune çalışıp, onaylanan numuneleri üretime geçirmişler. Organik oyuncak bebek ve kendi tasarımları olan çantaları yapıp satıyorlarmış. Beylikdüzü Migros’da kırkyama sergisi açmışlar. Şimdi yurt dışında bir firmaya numune çalışması yapıyorlar. Kazandıkları paralarla makine ve ekipmanları almışlar. (Bu kooperatifin hiçbir dernek veya siyasi parti ile bağlantısı yok)
http://www.instawebgram.com/i/harmonikadinkooperatifi
F.G.

 

RİZE ve Artvin’den notlar...


RİZE’nin Atatürk Anıtı tartışması artık belediye başkanının boyutlarını aşmaya başladı! Başından bu yana pek de ayrıntılı bilgisi olmadığını düşündüğümüz başkanının bazı dayatma veya kendi içsel düşleri doğrultusunda diretmeye çalıştığı ‘alan düzenlemesi’ nerdeyse kendinin ‘düzenlenmesine’ kadar gidecek!
Kentte, kamuoyu ve hatta partisi içinde eleştirilen Başkan’ın, başka tutamağı kalmadı gibi. Önce referandum önerisi getirdi olmadı, alanın adını değiştirdi. Beklediği tepkiyi bulamayınca yine eski diretmelerine başladı.


Sanki kentin cadde ve sokaklarını muhalefet partileri çer-çamur hale getirip, tarumar etmiş gibi, kenti yeniden keşfediyor edasıyla dolaşıyor, cadde ve sokakları peçarişlerle çevirip, sokak lambalarına açılış töreni, bina yıkmalara ‘yıkılış töreni’ düzenlettiriyor! Lağımların akıtıldığı sahilde denizi itfaiye ile yıkatıyor!


Yetmiyor, fırıncıların zam diretmesine karşı halk ekmek büfeleri oluşturup, 80 Kuruş olan ekmeğin fiyatını 1 Liraya çıkartıyor ve fırıncılara boyun eğiyor. RTSO Başkanının ifadelerine göre 5 özel kalem, 4 de zabıta müdürü, yanında da onlarca birimdeki yetkiliyi değiştiriyor! Gençlere iş olanağı yaratmak yerine, onlarca emekliyi işe alıyor!


Belediyenin gelirleri yetmediğinden eskisi gibi borç batağına saplanıyor, personel maaşı ödemekte zorlanıyor!

 

ARTVİN MADEN MÜCADELESİ

 

Önceki hafta Rize’de, Artvin’in maden mücadelesi davasının karar duruşması vardı. Toplam 751 davacı ve 61 avukatlı dava! Reddi hakim talebiyle terk edildi duruşma, 1-2 ay daha ötelendi karar! Ancak öncesinde Trabzon Valisi’nin ‘kafa koparma’ türünden açıklamaları vurdu davaya damgayı… Kafa okşaması gereken, artık ‘kafa koparma’ moduna girmişti!

 

Devlet şefkatini her bireye, yurttaşa göstermesi gereken, can ve mal güvenliğinden sorumlu olan, Anayasal sorumlulukları devlet adına kullanan birinin, bu ifadeleri elbette ki suç unsuru içeriyor. Hukuken ve yasal olarak!


Ve her yurttaş da vatandaşlık görevi gereği, hakkını-hukukunu aramak, gerekli uyarıları yapmak zorunda! Artvinli yurttaş da öyle yaptı ve ‘suç duyurusunda’ bulundu! Nereye? Bağımsız ve adil olması gereken hukuk sisteminin temsilcisi, makamı, yeri ve evi Cumhuriyet Savcılığına, doğal olarak!
Sonra ne oldu? Anayasal hak ve görevlerini yerine getiren bu yurttaş, hiçbir gerekçe gösterilmeden işyerinden gözaltına alındı, Savcılığa götürülerek ifadesi alındı, serbest bırakıldı! İşyerinden alındığına göre bu yurttaş vergi de veriyor! Aynı zamanda mağdur da… Ama ‘suçlu’ muamelesi gördü!
‘Ayaklar baş, başlar ayak oluyor’ denecek duruma henüz geldik mi bilinmiyor! Ancak, Cumhurbaşkanının da onaylayıp ifade ettiği gibi ‘at izini it izine karıştırmak’ yerine birileri ‘atları it izinde boğmaya’ hevesleniyor!


Ömer ŞAN

 

Terör saldırılarında yıldönümlerine dikkat


TERÖR örgütleri, saldırılarını önemli ay ve günlerin yıldönümlerine denk getirerek, büyük kaoslar oluşturmayı hedeflerler. Değişik inanç ve etnik kökenlere ait kitleler üzerinde meydana getirilen olayların özünde, önemli yıldönümlerin olduğunu görmekteyiz. Bu bağlamdan yola çıkarak, Ekim ayının ilk iki haftasının terör saldırıları açısından ülkemiz için dikkat edilmesi gereken günler olduğunu hatırlatmak gerekir. Ülkemize yapılan terör saldırılarının bir kısmının PKK ve İŞİD işbirliği ile gerçekleştirildiği bilgisi emniyet birimleri tarafından daha önceki zaman diliminde kamuoyu ile paylaşılmıştı.


Ekim ayının ilk iki haftasının önemi:


Bilindiği gibi 10 Ekim (Hicri 10 Muharrem ayı) aynı zamanda Kerbela olayının olduğu tarihtir. HZ. Hüseyin ve arkadaşları 10 Ekim (Hicri 10 Muharrem 680) tarihinde Kerbela’da şehit edilmiştir. Kerbela olayı özellikle Alevi vatandaşları için önemli bir tarihtir. Hz. Ali’nin torunu Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının Kerbela’da şehit edilmesi, Aleviler için yas günüdür. Bu günlerde törenler, yapılarak, yaşanmış olaylar hatırlatılır.


10 Ekim 2015 Ankara saldırısı en çarpıcı örnektir.
10 Ekim 2015 Ankara’daki canlı bombanın patlatılması da 10 Ekim’e denk getirilerek, Aleviler sokaklara dökülmek istenmiştir. Bombacıların Adıyamanlı Alevilerden seçilmiş olması da farklı bir sosyal planın bir parçası olarak ön görülmüştür.10 Ekim 2015 Ankara saldırısı ile; Alevileri kışkırtıp yeni bir Maraş olayı, yeni bir Sivas ya da Çorum olayının çıkartılması hedeflenmiştir.


PKK da değişik yıldönümlerinde ülkemize saldırarak, bir çok masum vatandaşın ölümüne neden olmuştur. PKK’nın yıl dönümlerde yaptığı saldırılardan birkaç örnek: Öcalan’ın yakalanışının yıldönümü,15 Şubat’ta Ankara saldırısı oldu. 9 Temmuz 1979’da Öcalan, Urfa- Suruç’tan Kobani’ye geçiş yapmasını yıldönümünde de Suruç patlaması gerçekleştirildi. 13 Mart Gazi olaylarının yıldönümünde de Ankara saldırısı yapılmıştı (13 Mart 2016). Ayrıca 21 Mart Nevruz günü de değişik eylem ve provakasyonların yapıldığı da arşivlerde mevcuttur.


Terör örgütleri ve özellikle İŞİD, “Her yer Kerbela” sloganı ile yola çıkarak Ekim ayının ilk iki haftasında saldırılarda bulunabilir, analizini kamuoyu ile paylaşmanın ülkemiz için faydalı olacağını düşünmekteyim.


Yrd. Doç. Dr. Ramazan TOPDEMİR

 

Yazarın Tüm Yazıları