‘Siz görürsünüz’ anlayışı doğru bir bakış değildir

BAZI insanlarda, geçmişte yaşadıkları bazı sorunlarından dolayı veya “Kendisi gibi düşünmeyenlere” kin beslemek ve eziyet etme içgüdüsü vardır.

Şimdi ODTÜ’ye saldırmak, ”Siz görürsünüz!” kabilinden ortalığı karıştırmak, sağlıklı bir bakış değildir.
Bu her halde, Vasıf Hasırcı adlı okurunuzun “ODTÜ’ye düşmanlık niye?” sorusunun da yanıtı olsa gerektir. Bir kaç yıldır şehirlerarası otobüs firmalarına ait servis araçlarının yasaklanması da aynı şekilde düşünülmelidir. Gerekçe, servis araçlarının trafik yükünü arttırması mıdır, yoksa çözüm bulamamanın yarattığı panik ile “Ben yapmadım o yaptı” demek midir? Bir defa o servis araçları ortalama 15 kişi taşımakta idi. Peki, servisler kaldırıldığında ne oldu? Seyahate çıkacak herkes taksi veya bir yakınının aracı ile gitmek durumunda kaldı. Çünkü Eskişehir Yolu’ndaki otobüs terminallerine gitmek için bir toplu taşım aracı yok!.. Şehir içi otobüslerle gitmeye kalksanız, zaten valizlerinizle binemezsiniz, en az iki otobüs değiştirmek ve evinizden en az 2,5 - 3 saat önce çıkmak durumunda kalırsınız. Ankara’ya dönüldüğünde ayrı bir dert. Taksi ile veya özel oto ile gidilmesi şart. O zaman da trafiğe, bir servis aracı yerine 15 - 20 araç çıkmış olmaz mı?..
Bu, akıl ve mantık yoksunluğuna bağlanamaz.
Yoksa belli bir kesime eziyet içgüdüsü müdür, çözemedim.
Altan SUBAKAN

‘ODTÜ yol olmasın’


BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Melih Gökçek, ODTÜ’den yol geçmesine ilişkin çalışmalara bayram biter bitmez başlanacağını açıkladı. Buna demokratik yöntemlerle engel olmak elimizde...
Bu amaçla, 10 Eylül Cumartesi günü, ODTÜ A1 kapısında, saat 14.00-15.00 saatleri arasında bir etkinlik düzenledik. Etkinlik hiç bir siyasi partinin ya da sivil toplum örgütünün güdümünde değildir. Ancak hepsinin Türk Bayrağı dışında herhangi bir bayrak-flama taşımadan destek olmalarına açıktır.
Organizasyon sadece Facebook ve Twitter üzerinden organize edilmektedir.
http://www.facebook.com/event.php?eid=252998324740194
Ankara Valiliği’nden ve ODTÜ Rektörlüğü’nden gerekli tüm izinlerin bu hafta içerisinde alınmasına çalışılacaktır.
Bilgilerinize saygılarımla,
Ayberk YAĞIZ

TÜRKSAT’a duyuruyorum


TÜRKSAT abonesi bir müşteriyim. Ankara Kurtuluş Dedeefendi Sokak’ta oturuyorum. Apartmanımızdaki TÜRKSAT yayın kablolarının bağlı olduğu tahmini (50cm* 60 cm* 15cm) saç pano duvara tutturma yerlerindeki dübellerden kurtuldu ve panoyu sadece bağlı olan kablolar tutuyor. O kablolar bir kopsa o büyük pano oradan geçen birisinin kafasına düşse kesin ölüm sebebi olur. Durumu TÜRKSAT yetkililerine 27 Ağustos cumartesi günü 444 0 126 nolu telefona iki kere arıza ihbarı bırakarak vermeme rağmen ilgilenilmedi. 29 Ağustos günü tekrar arıza kaydı verdim gene ilgilenilmedi. Şu anda TÜRKSAT yayını alabilmek için kabloların bulunduğu pano hala duvarda sarkarak duruyor. Onu taşıyan kablolar kopar ve apartman sakinlerine zarar verirse bunun sorumlusu kim olacak acaba?
İnsan sağlığı bu kadar ucuz mu, cana bu kadar mı değer veriliyor, TÜRKSAT yetkilileri her ay parayı alırken iyi de arızayı gidermeye gelince bu kadar neden sorumsuz davranılıyor anlamıyorum.

Biliyormusunuz

ESKİ milletvekili ve büyükelçi Onur Öymen’in, füze kalkanı radarlarının Türkiye’de konuşlandırılmasının sakıncalarını sıralarken, “Eskiden Polonya ve Çek Cumhuriyeti buna itiraz etmiştıi Şimdi Türkiye’de olacak. Hedefin İran olduğu belli. Radarlar niçin İran füzelerinin ulaşamayacağı bir ülkeye konuşlandırılmıyor? YP Genel Başkanı Sadettin Tantan, Füze Kalkanı sisteminin görüşüldüğü Lizbon-NATO Zirvesi’nden önce Başbakan’ın “Bizden böyle bir talepte bulunulmadı” diyerek, böyle bir projeye karşı çıktığını hatırlatarak, “Sistem sözde İran saldırısını önlemek amacıyla kuruluyor. Oysa, Türkiye’ye İran’dan ve komşularından gelen bir tehdit yok” dediklerini.
Yazarın Tüm Yazıları